Yürümeyi severim, ister spor niyetine tempolu, ister gezme niyetine salınarak..
Aslında hep yapmak istediğim aktivite koşmaktı; çok denedim, ama koşmayı pek beceremedim, daha doğrusu zorlandım ve vazgeçip benim sporumun yürüyüş olduğunu kabullendim de rahatladım..
Günlük işlerimde acelem yoksa, rahatça yürünebilecek 3-4 kilometrelik yerlere gitmek için vasıta kullanmam, yürürüm..
Haftada iki kez de, 10'ar kilometreyi -belli bir rotada- 2'şer saatte ve tempolu bir şekilde yürürüm; ki bu yolculukta kulaklıkla müzik dinlemek, olmazsa olmazımdır..
Olur da, hava muhalefeti ya da hastalık gibi nedenlerle yürümemişsem eğer, aşırı rahatsız olurum ve ilk fırsatta da bunun acısını kesinlikle çıkarırım..
Yürüyüş fırsatlarını kaçırmamaya çalışırım; öyle ki, sırf bunun için İstanbul'dan Çorum'a dahi gitmişliğim vardır..
Kabul ediyorum, buradaki 'Sırf' sözcüğü biraz aşırı oldu, işin gerçeği önce yemek yemek, sonra da yürüyüştü; ne yapalım ki bu etkinliğin adı, Kızılırmak Havzası Gastronomi ve Yürüyüş Yolu idi..