defter etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
defter etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17.8.25

tırıvırı :: Yürüyelim Arkadaşlar (8)


Bu adam ne mi yapıyor? Az sonra!


 Merhaba

Yürüyoruz di mi arkadaşlar?

Aman ihmal etmeyin..

Özellikle de benim gibi yaşlı bireyler, hazır henüz yürüyebiliyorken her fırsatta yürümeli..

Yürüyüş en kolay yapılabilen bir spor, daha ne olsun!.


Peki.. Yürürken başımıza gelenlere ya da yanımıza gelenlere devam edelim mi?

Edelim bence.. 

26.1.25

tırıvırı :: Yürüyelim Arkadaşlar (7)


N.Serteli'nin kendi özel arşivinden bir 'gençlik' sureti (Cam negatiften baskı) 


 Efendim.. yürüyüş sadece yürümekten ibaret değildir; bazen bilinçli bir biçimde, bazen de tamamen otomatik ya da spontane gelişen bir takım eylemler de yaparız, yürürken..

Bunların bir kısmından geçen yazılarda bahsetmişimdir..

İşte buyrunuz, bir diğeri daha: 

6.1.25

mmknmrtb 2024'ün Kısa Analizi



 17 yılı aşkındır hizmetinizde olan ve her geçen yıl hem kalitesini, hem de okur sayısını katlayarak arttıran mümkünmertebe, kendi yayın alanının zirvesine doğru yaptığı zorlu yolculuğu, ilk günkü coşkusuyla sürdürüyor sayın seyirciler..

Özgün eleştirilerle güçlendirilmiş, sinema ağırlıklı bir kültür ve sanat sitesi özelliği taşıyan güzide blogunuzun 2024 yılının içerik muhasebesini yaparsak; yıl boyunca girilen toplam 265 adet yazı, geçen yılki 262 yazıya göre birazcık artmış ki hiç yoktan iyidir yani..

27.10.24

tırıvırı :: Yürüyelim Arkadaşlar (6)


N.S. ve sevgili köpeği Mini  


 En azından 'gereksiz' bulduğum ama hep, bir kerecik de olsa kullanmak istediğim bir kalıpla; bir 'Emin Çölaşan köşe yazısı' başlangıcıyla, "Sevgili okurlarım" diyerek bu tırıvırıya başlamak istiyorum efendim..

İzninizle:

Sevgili okurlarım, "Yürüyelim Arkadaşlar" serimizin bu bölümünde de hem  'sportif yürüyüş' hem de normal yürümelerimiz sırasında karşılaşabileceğimiz, gerilimli bir durumdan bahsetmektir niyetim..

26.8.24

tırıvırı :: Yürüyelim Arkadaşlar (5)


Konu mankenimiz olmayı kabul eden bu Amerikalı arkadaşa teşekkür ederiz. (Müdüriyet)

 Geçen yazıda olduğu gibi, 'sportif yürüyüş' hakkında aklıma gelenleri ve bu yürüyüşler sırasında başıma gelenleri anlatmaya ara vererek; yine yürüdüğümüz, ama bir yere varmak ya da bir şeyler almak üzere mecburen sokağa çıkıldığı için yürümek zorunda olduğumuz anlara ve bu sırada yaşanan -kendimden de çok iyi bildiğim- bir tuhaf duruma değineyim diyorum..  

Beni en iyi onlar, yâni miyoplar anlayacaktır; uzağı göremeyen, adeta kendisine takılmak istenen bir pranga muamelesi yaptığı gözlüğü kullanmadığından, görmek için yüzünde tuhaf mimikler -hatta elleriyle  jestler- geliştiren, edindiği gözlüğü de sadece sinemada ve sadece ışıklar söndüğünde takan o güzel genç insanlar.. Selam olsun hepinize!

27.5.24

tırıvırı :: Yürüyelim Arkadaşlar (4)

 


Spor olarak olsun ya da olmasın, yürüme / yürüyüş yapmak için 'yürümek' eylemi içinde olmak gerektiğini sanırım herkes kabul edecektir..

Eylem deyince aklıma geldi..

'Yürüme', basit bir biçimde ve doğrudan 'yürümek' fiilinden gelen bir isim olduğu halde; dilbilgisi açısından eş değer olan 'yürüyüş' denilince zihnimizde -belki de sadece benim zihnimde- ilk beliren imge, bir olaya veya bir konuya dikkat çekme amacıyla ve topluca yapılan protesto yürüyüşleri oluyor..

Ve elbette, spor amacıyla yapılan yürümeye de 'yürüyüş' demek gerekiyor..

Öyle ya da böyle, şu hayatta yürümek kadar güzel bir şey yok valla!.

19.5.24

YUMURTA *



 (Rahmetli Numan Serteli'nin yıllar önce yazdığı (heyetimiz 2005 yılına tarihlemiştir) ama hangi mecrada yayınlandığını bulamadığımız bu yazısını da -bize teslim ettiği- özel arşivinde bulduk..

Her ne kadar, ACI başlıklı yazıdaki o felsefi derinliği burada pek bulamasak da; Prof. Dr. N.S'nin bu yazısını, yoğun bilimsel çalışmalarının dışında onun nasıl da güncelden kopmadığına ve olup bitenleri olağanüstü bir 'humor' yeteğiniyle anlatımına dair fevkalade bir örnek olarak görüyor, ve okurlarımıza armağan ediyoruz..

Saygılarımızla

mmknmrtb mütevelli heyeti)

8.4.24

ACI *


Biber Acısı (temsili)


 (Rahmetli Numan Serteli'nin yıllar önce yazdığı ama hangi mecrada yayınlandığını bulamadığımız bu yazısını da -bize teslim ettiği- özel arşivinde bulduk..

Felsefi bir makale biçeminde yazılmış bu muhteşem yazının, Prof. Dr. N.S'nin doktora tezi olabileceğine ve burada da yayınlanmasında -özellikle filoloji ve sosyoloji bilimlerimizin gelişimi açısından- sonsuz yararlar sağlayabileceğine oy birliğiyle karar verdik..

Saygılarımızla

mmknmrtb mütevelli heyeti)

25.3.24

Dokunmayın Sokağıma!.

 

( Numan Serteli'nin yıllar önce yazdığı ama hangi mecrada (mmknmrtb'de yok) yayınlandığını hatırlamadığı bu yazısını -bize teslim ettiği- özel arşivinde bulunca burada da aynen yayınlamayı, hem N.S'ye hem de onun gibi hassas ruhlu insanlara bir borç olarak gördük.. 

Saygılarımızla

mmknmrtb mütevelli heyeti )



N.S'nin XX'nci yüzyılın ikinci yarısında doğarak şereflendirdiği sokağın güncel hâli


Eğer bir sokak, doğup da en azından bir on yıl yaşadığınız, yani, düşüp de taşında dizinizi, dirseğinizi kanatarak, yerlerde yuvarlanıp, tozuna bulanarak büyüdüğünüz bir sokaksa.. 

5.2.24

tırıvırı :: Yürüyelim Arkadaşlar (3)

 


Yürümeye devam ediyoruz arkadaşlar..

Tamam, biz evimize yakın bir parkurda bir nevi spor olsun diye ya da 'yarı-spor' olsun diye, yâni bilinçli bir biçimde yürüyoruz; ancak, bu amaçla yürümeyen (Bkz.Amaçsızca Yürümek) bir sürü insanla da karşılaşıyoruz yol boyunca..

Bebeğini bebek arabasıyla gezdiren ebeveynlerle, yürüyemeyecek kadar yaşlı bireyleri tekerlekli sandalyeyle hava almaya çıkaranlarla, aşkının büyüklüğünden olsa gerek- zavallı yavuklusunu kafakola almış bir vaziyette adeta sürükleyerek yürüyen yiğitlerle ve hatta, ağzındaki sigarayı tüttüre tüttüre 'sağlıklı yaşam yürüyüşü' yapanlarla karşılaşmak her zaman mümkün..

4.1.24

mmknmrtb 2023'ün Kısa Analizi

 


16 yılı aşkındır hizmetinizde olan ve her geçen yıl hem kalitesini, hem de okur sayısını katlayarak arttıran mümkünmertebe, kendi yayın alanının zirvesine doğru yaptığı zorlu yolculuğu, ilk günkü coşkusuyla sürdürüyor..

Özgün eleştirilerle güçlendirilmiş, sinema ağırlıklı bir kültür ve sanat sitesi özelliği taşıyan güzide blogunuzun 2023 yılının içerik muhasebesini yaparsak; yıl boyunca girilen toplam 262 adet yazı, geçen yılki 324 yazının epeyi altına düşmüş görünüyor ki bunun nedeni bizim tembelliğimiz değil de, ülkemizin kültür-sanat ortamındaki kuraklık olsa gerek..

(Laf aramızda, bu yıl tatil süremizi biraz fazla tutmuş da olabiliriz belki:)

3.12.23

tırıvırı :: Yürüyelim Arkadaşlar (2)

 


Ana başlığımız henüz değişmemiş yâni 'Saçmalama' iken, belki de dünyanın en kolay sporu olan yürümeyi pek sevdiğimden, nasıl ve ne sıklıkta yürüdüğümden, bu eylemim sırasında neler yaşayıp neler hissettiğimden falan bahsetmiştim..

Sizlerden olağanüstü ilgi gören bu 'tabanvay' aktiviteyi mümkünse daha da irdelememi isteyenler olunca, 'sevgili dostlar ben sizi hiç kırar mıyım?' edası takınarak olayı hemencecik seriye bağlamaya karar verdim.. du bakalım nasıl olacak.. 



19.11.23

tırı vırı :: Kağıttan Gemiler Yapmak yahut Evli Evine Köylü Köyüne

 


Şimdiye kadar tuhafıma giden ya da gitmeyen ama illaki aklıma gelen şeyler ve durumlar hakkında yazdıklarımı uzunca bir süredir 'Saçmalama' başlığı altında topluyordum; ancak, ben yine bundan da sıkıldım ve değiştirmeye karar verdim..

Ve bundan böyle, Türk Dil Kurumu'na göre "Değersiz, boş" anlamına gelen 'Tırı vırı' lafını yazılarımın -değişmez, değişmesi teklif bile edilemez ama sıkıldığımda neden değişmesin- sabit başlığı olarak kullanmayı düşünüyorum..

Tabii ki tırı vırı yerine antin kuntin, fasa fiso, ıvır zıvır ya da tırt da olabilirdi ama -şimdilik- kararım böyle oldu..

Doğru, sıkıldım belki ama aslında bu değişikliğin asıl nedeni ne biliyor musunuz; mümtaz sitemizin kenar sütununda görebileceğiniz 'ulamsal ve sayımlamalı' bölümünün üçüncü ve son kategorisi, yâni ulamı olan 'defter'in ana kaynağını oluşturan bu türden yazılarda 'Saçmalama' başlığını gören bazı okurlar burada gerçekten de saçmaladığımı düşünüyorlar ve yazdıklarımı pek de kâle almıyorlardı..  

Oysa bence ben hiç de saçmalamıyor, bazı gerçekleri ya da gerçek olarak değerlendirdiğim şeyler hakkında fikirlerimi belirtiyordum..

6.8.23

Saçmalama :: Yürüyelim Arkadaşlar!

 


Yürümeyi severim, ister spor niyetine tempolu, ister gezme niyetine salınarak..

Aslında hep yapmak istediğim aktivite koşmaktı; çok denedim, ama koşmayı pek beceremedim, daha doğrusu zorlandım ve vazgeçip benim sporumun yürüyüş olduğunu kabullendim de rahatladım..

Günlük işlerimde acelem yoksa, rahatça yürünebilecek 3-4 kilometrelik yerlere gitmek için vasıta kullanmam, yürürüm..

Haftada iki kez de, 10'ar kilometreyi -belli bir rotada- 2'şer saatte ve tempolu bir şekilde yürürüm; ki bu yolculukta kulaklıkla müzik dinlemek, olmazsa olmazımdır..

Olur da, hava muhalefeti ya da hastalık gibi nedenlerle yürümemişsem eğer, aşırı rahatsız olurum ve ilk fırsatta da bunun acısını kesinlikle çıkarırım..

Yürüyüş fırsatlarını kaçırmamaya çalışırım; öyle ki, sırf bunun için İstanbul'dan Çorum'a dahi gitmişliğim vardır.. 

Kabul ediyorum, buradaki 'Sırf' sözcüğü biraz aşırı oldu, işin gerçeği önce yemek yemek, sonra da yürüyüştü; ne yapalım ki bu etkinliğin adı, Kızılırmak Havzası Gastronomi ve Yürüyüş Yolu idi..  


23.7.23

Saçmalama :: İnsana en yakışmayan şeydir silah!



 Her şeyden önce hayat bir savaş ise, maddi, manevi her türlü savaşın aleti olan 'silah' kadar kapsamlı başka bir sözcük bulabilmek mümkün mü?.

Her şeyin, hatta bir silahın bile silahı olabilir.. 

Örnek vereyim: Kelimeler, bir yazarın silahıdır; yazar bir gazetenin, bir gazete demokrasinin silahıdır.. 

Ya da bir futbol takımının 'patron' başkanının silahı, milyonların sevgilisi takımıdır; bir takımın as futbolcusu o takımın silahıdır; o futbolcunun silahı, sahada füze gibi şut çeken sol ayağı ya da her erkekte mevcut olan o 'şey'idir.. 

Böyle gider bu..

1.5.23

Saçmalama :: Öncü bilim adamımız Serteli'yi anıyor ve arıyoruz!

 

"1902-1985 yılları arasında yaşamış Türk matematikçi, fizikçi ve bilim tarihçisidir. İstanbul Darülfünunu'nda (şimdiki adıyla İstanbul Üniversitesi) matematik ve fizik öğrenimi gördükten sonra, Almanya'da Göttingen Üniversitesi'nde David Hilbert ve Emmy Noether gibi ünlü matematikçilerle çalışmıştır.

Türkiye'ye döndükten sonra, İstanbul Üniversitesi'nde matematik profesörü olarak görev yapmış ve Türkiye'deki matematik eğitimine büyük katkı sağlamıştır. Ayrıca, fizik ve bilim tarihi alanlarında da önemli çalışmalar yapmış ve bu alanlarda Türkiye'de öncü isimlerden biri olmuştur.

Numan Serteli'nin matematik alanındaki en önemli çalışmalarından biri, matematiğin temel teoremlerinden biri olan "Cebirsel Kapalı Düzlem Eğrileri Teoremi"ni Türkçe'ye kazandırmasıdır. Bunun yanı sıra, bilim tarihi alanında da pek çok kitap ve makale yazmış ve bu alanda da Türkiye'de öncü isimlerden biri olarak kabul edilmiştir."


Numan Serteli   (temsili)

18.2.23

Saçmalama :: Bakan Adam ile Gören Adam

 


'Bakanlık' yapan adamlarla isim benzerliği dışında pek bir ilgisi olmayan adamlardır bakan adamlar..

Uyumadıkları sürece, etraflarındaki her şeye, herkese devamlı bakan bu adamların baktığı ama pek görmediği, yadsınamaz bir gerçektir..

Evde televizyona, elinde telefonuna, metrobüse ya da metroya monte edilmiş ekrana, vapurda denize, takside taksimetreye, sokakta inşaat mahalline ve diğer yerlerde diğer bakılası yerlere sürekli ve de sadece bakan bu adamların; baktıkları şeyler ve buralarda olan bitenler hakkında pek bilgi sahibi olmadıkları, bu hususta bir girişimde dahi bulunmadıkları bilinmektedir..

Hımm.. 

Pardon, hemen düzeltiyorum: Bakan adamlar, bakanlık yapan adamların ta kendisidir!.

4.1.23

mmknmrtb 2022'nin Kısa Analizi

 


15 yılı aşkındır hizmetinizde olan ve her geçen yıl hem kalitesini, hem de okur sayısını katlayarak arttıran mümkünmertebe, kendi yayın alanının zirvesine doğru yaptığı zorlu yolculuğu, ilk günkü coşkusuyla sürdürüyor..

Özgün eleştirilerle güçlendirilmiş, sinema ağırlıklı bir kültür ve sanat sitesi özelliği taşıyan güzide blogunuzun -2023'te artık sona ermesini umduğumuz, ülkemizin şu 'berbat yıllar' serisinden- 2022 yılının içerik muhasebesini yaparsak; yıl boyunca girilen toplam 324 adet yazı, geçtiğimiz yıllarda pandemi etkisiyle düşen bu istatistiğin olumlu yönde geliştiğini müjdelemekte.. 

4.12.22

Saçmalama :: Sümüklüböcek suya düşecek!

 


"Sümüklüböcek suya düşecek

Adam olacak beni dövecek"


Evvel zaman içinde sokak aralarında oynayan masum yavruların, sürekli burnu akan nezleli arkadaşlarını -genelde, oyunun stratejik bi anında kızdırıp konsantrasyonunu bozma amaçlı- rencide edici şarkının sözleridir bu iki dize.. 

Benzeri her şarkı ya da -daha doğrusu- tekerlemede olduğu gibi, güftenin anlamlı olması pek gerekmez, yeter ki maksata uygun olsun; yâni muhatabını kızdırsın..

Örneğin şu meşhur,


"Yağmur yağıyor

Seller akıyor

Arap kızı

Camdan bakıyor"


şiirinde olduğu gibi..

3.10.22

Saçmalama :: Kedi gibi yâr, tekir gibi mırnav olmaz!

 


Kedilerin hasıdır tekir kedi..

Kedi dendiği zaman gözümün önüne gelen ilk kedi imgesi, bildiğimiz tekirdir..

Aslında her çeşit kediyi severim; yer yer tekir desenleri olan beyaz kediler, tekirle aynı desenlere, çizgilere sahip sarmanlar da favorimdir..

Ama tekrarlamak zorundayım ki tekir kedinin yeri bambaşkadır bende..

Benim tekirin adı da Tekir'dir, çok yaratıcıyımdır yani..