Konu mankenimiz olmayı kabul eden bu Amerikalı arkadaşa teşekkür ederiz. (Müdüriyet) |
Geçen yazıda olduğu gibi, 'sportif yürüyüş' hakkında aklıma gelenleri ve bu yürüyüşler sırasında başıma gelenleri anlatmaya ara vererek; yine yürüdüğümüz, ama bir yere varmak ya da bir şeyler almak üzere mecburen sokağa çıkıldığı için yürümek zorunda olduğumuz anlara ve bu sırada yaşanan -kendimden de çok iyi bildiğim- bir tuhaf duruma değineyim diyorum..
Beni en iyi onlar, yâni miyoplar anlayacaktır; uzağı göremeyen, adeta kendisine takılmak istenen bir pranga muamelesi yaptığı gözlüğü kullanmadığından, görmek için yüzünde tuhaf mimikler -hatta elleriyle jestler- geliştiren, edindiği gözlüğü de sadece sinemada ve sadece ışıklar söndüğünde takan o güzel genç insanlar.. Selam olsun hepinize!
Etrafındaki Kimseleri Görmeden Yürümek
Bu durum, tipik bir 'gözlük takmayan miyop' (aslında 'gözlük takmayı reddeden miyop') davranışıdır..
Bu enteresan tipler, önceleri, tam göremediği halde bir nevi 'hissi kablel vuku' yoluyla, uzaktaki bir kişiyi tanıdık zannetmiş olup, üstelik bu karşılaşmaya bir ön hazırlık olarak mimikleriyle gülümsemeye, jestleriyle de selamlaşmaya meyletmişlerdir..
Heyhat ki az sonra, zanlarının yanlışlığı karşısında adeta yıkılan bu dostlarımız, işte bu hayal kırıklıklarının bir sonucu olarak, bundan böyle sağa sola, ileriye geriye bakmadan, etrafındaki insanları görmezden gelerek yürümek gibi, bir davranış içine girerler..
Dışardan bakanlar için, 'kendini beğenmiş', 'kibirli', 'selamsız' gibi sıfatlarla -ister istemez- yaftalanan bu güzel insanlardan bazılarının; 'battı balık yan gider' misali, yolda yürürken karşılaştığı herkese gülümseyip selam vererek iyice maymuna döndükleri görülmüştür ki, "aman ha!" diyeyim..
Bununla ilgili son bir not: Bir miyop, gözlüklü bile olsa etrafındakileri -normal biri gibi- net bir biçimde göremez; görse bile, algılama, ayırt etme melekeleri oldukça yetersizdir..
Demeye çalıştığım; bencileyin gözlüklü miyoplar da -gözlüksüzler kadar olmasa da- görme ve algılama sorunludur; karşılaştığınızda sizleri görmediği, selam vermediği için, onları da kolayca yaftalamayın lütfen..
(Bu kez, sevgili yazarınız Memet Kopilot aramızda yok, hayranlarından özür dileriz..
Onun yeri doldurulamaz devasa boşluğunu, aşağıdaki bazı tırı vırılarla pek de güzel doldurduğumuzu fark etmiş olmalısınız.)
(yeni köşe) ekşimiş sözlük
aba:
bir takım şahısların altından sopa (sopa mı?) gösterdikleri, muhtemelen kaba kumaşlı bir giysi olup, yine bir takım şahısların da aşık olduklarında bunu yaktıkları rivayet olunur ki saçma geliyor bana..
arıcılık:
bir nevi aracılık; tatlı para var diyolar..
zombi:
sonradan daha 'teknolojik' türleri de ortama sürüldü bunların ama; mezardan çıkarak faaliyete geçen 'klasik' zombiler sorununa karşı en iyi çözümün krematoryum olduğunu benden başkası da düşünmüş olmalı diye düşünüyorum..
faşist:
son tahlilde, her faşistin en büyük düşmanı, diğer ülkenin faşistidir..
(ekşisözlük'ten bir başlık)
yusuf dikeç hadisesinden bize kalan hayat mesajı
(bu da bizim entarimiz)
çağımızda başarı ya da şöhretin ne zaman, neden, nasıl geleceği hiç belli olmaz..
belki ünlü olmak için kıçınızı ölesiye yırtarken gelir o, belki de her zamanki işinizi yine sessizce yaparken..