29.6.20

Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?


"Filmde olaylar ondördüncü yüzyılda Bursa’da geçiyor. 

Karagöz, Moğol vergi memurlarından kaçıp annesi ile Bursa’ya yerleşmiştir. 
Cahildir, ancak çok zeki, etrafındakileri gülmekten yerlere yatıran bir Türkmen göçeridir. 

Hacivat ise bir postacıdır. 
Zeki, lâfazan, sefahat ve eğlenceye çok düşkün olan bir fırsatçıdır. 
Düştüğü zor durumlardan sürekli konuşması sayesinde kurtulmaktadır.

Ezel Akay’ın yönettiği ve Halûk Bilginer, Beyazıt Öztürk, Şebnem Dönmez ile Güven Kıraç’ın oynadığı Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?, 17 Şubat 2006’da Kenda Film dağıtımıyla İFR İstisnai Filmler A. Ş. tarafından vizyona çıkarıldı."




Sona erdiğinde, şahsen bana -enteresan bir şekilde- tam bir  gerçeklik duygusu vererek, "Hacivat ile Karagöz'ün yaşam hikayeleri ancak böyle olabilirdi ve de galiba en güzel böyle anlatılabilirdi" dedirten film..

Filmin, tüm güzelliğine karşın, bir Ezel Akay şaheseri olan Neredesin Firuze kalitesine yine de ulaşamadığı tesbitini yapmak zorundayım..
Bunun nedeni olarak, ses kalitesindeki -maalesef- berbatlığın yanısıra (herkesin şikayeti sesle ilgili olduğuna göre genel bir durum bu), filmin bütününde -biraz da mevzunun etkisiyle- gözlenen 'ortaoyunu atmosferi' kaynaklı 'tiyatro-vari'liğin, sinema hissiyatını örtmesi olduğunu düşünüyorum..
Özellikle dekorların -hele cami inşaatının- naifliği ve büyük ihtimal parasızlıktan 'ben dekorum' deyu bağırmaları, bu görüşü desteklemekte..

Belki de isteyerek oluşturulmuş bu yoğun 'tiyatro' havası, filmin bu senaryosuyla dahi bir piyes -hatta müzikal- olarak başarıyla sahnelenmesini mümkün kılacak nitelikte..




Evet evet farkındayım.. bu son nedenin, tarafımdan biraz da zorlamayla uydurulduğunu düşünüyorsunuz; ki bu görüşünüze katılıyor da olabilirim!.
Ancak yine de bu filmin tam mükemmeliyetini engelleyen, 'kötü ses' dışında başka bir şey var ve ben bunu bulamadım.. kıvranmam, biraz da bu yüzden..

Tarihimizin bazı dönüm noktası olan gerçeklerini pek güzel yansıtması, bu filmin en güçlü yanı..
Buna göre film, Anadolu'ya yerleşirken belki Şaman kalacak, belki de Hıristiyan olacak bir kavmin nasıl ve neden Müslümanlaştığının ipuçlarını bize verirken; Türk kadınının, günümüze kadar asırlarca süren 'esaret'inin de başlangıcını ortaya koyar gibidir..




Ayrıca dikkat!. Bu filmin izlenmesi sonrası kişilerde bir süreliğine, konuşurken Türkçelerinin değişmesi ve üstünde bulunan giysilerinin o zavallı silikliğine üzülmeleri gibi, bazı yan etkiler görülebilir, aklınızda bulunsun..

Son bir not olarak; Ezel Akay'ın filmlerinde oyunculuk yapmasının, bir 'cameo' yapma hevesi ya da bir fantezi örneği olarak kesinlikle görülmemesi gerektiğini, şimdiye kadar izlediğim kısa ama çarpıcı rollerinin tamamının üstesinden çok başarıyla geldiğini belirtmek isterim..

8   /10


(İşbu yazı 2006 yılında yazılmıştır)