Başrollerini Nesrin Cavadzade, Yiğit Kirazcı, Elif Doğan ve Aytaç Şaşmaz’ın paylaştığı filmin yönetmen koltuğunda Ömer Faruk Sorak ve İpek Sorak birlikte oturuyor.
Gerçek bir yaşam öyküsüne dayanan film, 1960’ların İstanbul’undan günümüz Ankara’sına uzanan, tesadüflerle örülü unutulmaz bir aşk hikâyesiyle ağlatırken, sunduğu görsel şölen ve müzik seçimleriyle de izleyenleri derinden etkileyecek.
Hüzzam Film ve Böcek Film ortaklığında hayata geçirilen Aşk Tesadüfleri Sever 2, herkesin hayatında örneklerini yaşadığı tesadüflerin ve teğet geçişlerin öyküsünü, sarsıcı bir kurguyla bir kez daha beyaz perdeye taşıyor.
İki farklı dönemi anlatan film, geçmişin aşklarını günümüz ilişkileriyle karşılaştırırken seyircisini 1960’lardan günümüze uzanan romantik bir yolculuğa çıkarıyor.
Aşk Tesadüfleri Sever 2, sanat ekibinin titiz çalışmalarla ortaya çıkardığı dekorları ve özenle seçilmiş mekânlarıyla izleyenleri zamanda duygusal bir yolculuğa çıkarırken adeta görsel bir şölen sunuyor.
Serinin ilk filminde olduğu gibi Aşk Tesadüfleri Sever 2 de, çarpıcı hikâyesi ve etkileyici görsel anlatımının yanı sıra, müzikleriyle de çok konuşuluyor.
Geçmişten günümüzde şarkı seçimleriyle seyircilerin kalbine dokunan filmin orijinal müzikleri ise, ilk filmde olduğu gibi yine Ozan Çolakoğlu imzası taşıyor.
Filmin zengin oyuncu kadrosunda başrollerin yanı sıra Zuhal Olcay, Uğur Polat, Levent Can, Erkan Can, Türkü Turan, Hülya Gülşen, Eli Mango gibi isimler yer alıyor.
Hikâyesi ilk filmde olduğu gibi İpek Sorak’a ait olan filmin senaryosu yine Nuran Evren Şit’in imzasını taşıyor.
Beş yıla yayılan uzun bir hazırlık aşamasının ardından filmin çekimleri yaklaşık iki ayda Ankara ve İstanbul’da gerçekleştirildi.
Aşk Tesadüfleri Sever 2'nin afiş fotoğraflarını, serinin ilk filminde olduğu gibi Ankaralı fotoğrafçı Mehmet Turgut çekerken, afiş tasarımını da yine ilk filmin afişini hazırlayan Arda Aktaş (Daire Creative) yaptı.
Dağıtımcılığını CGV Mars Dağıtım’ın üstlendiği Aşk Tesadüfleri Sever 2, 31 Ocak 2020’de sinemalarda gösterime girdi!
Filmin mmknmrtb notu ::
Serinin ilkinin 'kötü' halini düşünürsek, her açıdan önemli bir atılım gerçekleştirerek 'vasat'ı yakaladığını gördüğümüz bu filmin en değerli tarafı
-konu icabı olayın derinine giremese, 'etkiye tepki' vurgusu yapsa da- azınlık ya da gayrimüslim dediğimiz halkları ülkemizden kovarak nasıl mağdur ettiğimizi, yeni nesillere hatırlatmasıydı..
Kahramanlarını illaki bir araya getirme aşkıyla uydurduğu tesadüflerin akıl ve mantık sınırlarını zorladığı filmimize göre belki aşk tesadüfleri sever, lâkin aslında böyle bir şey yok elbette; bunun doğrusu, aşıklar önce kendilerini sonra birbirlerini severken, hiçbir şeyi umursamayan aşk hazretleri ise sadece kendini sever!.
Öte yandan.. 'cebren' de olsa en sonunda kesiştirilecek -zamanı ve mekanı- ayrı iki öyküyü 'bir ondan bir bundan' yöntemiyle montajlayarak, '60'lı yıllar' ve '2000'li yıllar' aşklarını beyaz perdeye yansıtan, ister istemez de karşılaştıran filmi izleyip de; "Vay be.. eski aşklar ne romantik, ne güzelmiş!. Şimdikiler böyle mi ya?" deyu hayıflanacak hassas bünyelere gereken cevabı vermezsem eğer rahat edemem doğrusu: Arkadaşım, işkillendiğin bu durum öyle senin sandığın gibi nesil farkından, maddiyat düşkünlüğü, 'maneviyat' eksikliğinden falan kaynaklanmıyor, resmen 'kavuşma güçlüğü' yaşanıyor yahu!.
'Moderin' aşıklarımız Kerem ile Defne tanıştıklarının daha ilk gecesinde kolayca 'halvet' olabiliyorken; bizim gariban Niko, deliler gibi sevdiği Sema'nın elini -bir ayın sonunda- tutabilirse eğer öpsün de başına koysun!.
Neyse.. öpüyorum her birinizi..
5 /10