Neresinden baksan üç
kuruşluk değeri olmayan 'resmi nikâh' palavrası yerine,
gönüllerinin nikahıyla evlenen bu güzel ikili, hayranı olduğu Amerika'nın her şeyine öykünen, Vahşi Batı'nın
kovboylarının yaptığı 'dağlı' müziğin
de özellikle hastası olan Belçikalı Didier'nin henüz yapım
aşamasındaki çiftliğinde yaşamaya başlarlar..
Adam sevgilisine, yaptığı müziğin her şeyini, her yönünü anlatır belletir..
Sonuçta pek yetenekli çıkan kız da gruba katılarak, şarkı söylemeye başlar..
Sonuçta pek yetenekli çıkan kız da gruba katılarak, şarkı söylemeye başlar..
Didier çok mutludur; harika bir
sevgilisi ve ona sahnede şahane sesiyle eşlik eden mükemmel
bir partneri vardır..
Bir gün kız hamile olduğunu
söylediğinde, her şeyden habersiz Didier'nin bu sürprize
tepkisi biraz sert olur..
Dünyaya bir canlı getirmenin
sorumluluğunu almak istemeyen 'hassas' dostumuz neyse ki bu konuda
fazla ısrarcı olmayacak ve Elise, bir kız çocuğu
doğuracaktır..
Adamın başlardaki tepkisi, dünyalar
güzeli bu bebeğin varlığıyla sıfıra inecek ve ortaya çıkan
üç kişilik 'mutluluk tablosu' dostları memnun ederken,
düşmanları da tam ortalarından çatlatacaktır..
Son kısım lafın gelişiydi..
Aslında ortada düşman falan
görünmemektedir..
Ancak düşmana ne gerek var a dostlar..
Her mutluluğu kısa sürede bitirmeye kararlı, hatta görevli olan 'Kahpe Felek' ne güne duruyor..
Ancak düşmana ne gerek var a dostlar..
Her mutluluğu kısa sürede bitirmeye kararlı, hatta görevli olan 'Kahpe Felek' ne güne duruyor..
Şeytan'ın bile dokunmaya yüreğinin
dayanamayacağı masumlukta bir yavru meleğe, ölümcül
bir hastalıkla saldırmakta hiçbir sakınca görmez bu
gücü her şeye yeten 'Felek' hazretleri..
Bu acımasız darbeye dayanmak pek güçtür valla..
İyi kalpli, naif yürekli bu iki güzel insan nasıl dayansın ki..
Bu acımasız darbeye dayanmak pek güçtür valla..
İyi kalpli, naif yürekli bu iki güzel insan nasıl dayansın ki..
Bundan önceki filmi De helaasheidder dingen (2009) ile dikkatleri üstünde toplayan yönetmen Felix Van Groeningen'in, mevcut sinema kalitesini daha da ileri taşıdığı bir gerçek..
Akışı lineer olmadığı gibi,
oldukça da karmaşık bir biçimde düzenlenen
kurgu, az önce geride bırakılan, hissiyatı farklı her sürece
tekrar tekrar dönüşler yaparak, seyircinin algısında
adeta duygusal bir türbülans yaratıyor..
Bu kurguya eşlik eden ve bazıları,
grubun 'konser' görüntülerinden derlenen müzik parçalarıyla
birlikte gerçekleştirilen özgün sahne geçişleri
de, zorlayıcı olabilecek bu teknik tercihin etkisini birazcık
hafifletme işlevi görüyor..
Ölümün -başka bir evrende dahi olsa- geri dönüşü olmayan bir yok oluş olduğuna inandığından, bu hususta içini rahatlatacak herhangi bir dayanaktan yoksun 'ateist' bir adam ile öyle pek 'dindar' görünmese bile, dine -dolayısıyla da- ölümden sonraki Cennet'in varlığına iman ederek, 'aldatıcı' bir iç huzurun varlığıyla avunmaya çabalayan bir kadının ilişkisi..
Filmin asıl derdi, çevresindeki
-müzik başta olmak üzere- bazı güzelliklerin
ortasında duran bu ilişkinin makus kaderini gözlemlemektir..
Bu tepkimeyi başlatıp hızlandıracak
olan etken ise hemen kapıdadır..
Her şey yolunda giderken, yani 'aşkla
sevişmek' başta olmak üzere, dünyevi zevklerin had
safhada yaşandığı bir dönemde hiç de mesele haline
gelmeyen bu farklılık, işler bozulduğunda, asla dokunulmaz gibi
duran o aşk billurunu dahi paramparça edecek olan büyük
kavgaların müsebbibi haline dönüşecektir..
Yine de siz enseyi karartmayın, sevgili 'aşktan yana' yanan dostlarım..
Billur parçalansa, aşıklar
kahrolsa bile yine de onların içlerinde için için
yanan bir kor misali, o cevher kendini hep hatırlatacaktır sevgili
muhatabına..
Zira, hüzün de, acı da hep
aşka dair değil midir..
Hoşçakalın, aşkla kalın..
Ben Cezmi -pardon!- Numan..
His böceğiniz..
His böceğiniz..
The Broken Circle Breakdown / Kırık
Çember
Yönetmen: Felix Van Groeningen
Oyuncular: Veerle Baetens, Johan
Heldenbergh, Nell Cattrysse
Ülke: Belçika, Hollanda
Dağıtım: M3 Film
İthalat: Kurmaca Film
87 /100
87 /100