21.7.20

Gen



"Dağlık bölgede yer alan eski bir akıl hastahanesinde psikiyatr olarak göreve başlayan Dr. Deniz, hastaneye geldiği ilk gün bir intihar vakası ile karşılaşır. 

Yıllarca kendi halinde varlığını sürdürmüş olan hastahane, 3 gün içerisinde vahşi bir şekilde işlenecek cinayetlerle sarsılacak ve herkesin herkesten şüphelendiği, korkunun hüküm sürdüğü bir karabasan haline dönüşecektir.

Togan Gökbakar’ın yönettiği ve Doğa Rutkay, Yurdaer Okur, Mahmut Gökgöz ile Haldun Boysan’ın oynadığı Gen, 07 Nisan 2006’da Warner Bros. dağıtımıyla Dada Film / Tiglon tarafından vizyona çıkarıldı."




Örneğin, yıllardır izlediğimiz bir sürü 'dandik' İspanyol korku yapımlarının yanında şaheser gibi duran bir Türk filmi Gen..

Vizyona giren her yeni korku filmini tanıtırken kullanılan 'İlk Türk korku filmi' yaftasına binaen sarf ettiğim, 'Her yeni Türk korku filmi, ilk Türk korku filmidir' adlı garip iddiama neredeyse prim verircesine ve müsaadenizle Gen'i, ilk 'gerçek' Türk korku filmimiz olarak selamlamak istiyorum..
Siz de, "Ama ağbi, bundan önce bi kaç tane daha var" diyorsanız eğer, emin olun bu en iyisi..
Bir de öncekilerin -istemeden de olsa- düştükleri komik hallerin, türlerini korkudan komediye yaklaştırdığını da unutmayalım lütfen..




Her başarılı korku filminde dahi olduğu gibi bazı korku klişelerine bu filmde de gülümsemedik değil elbette..
Güldük, ama sinemanın arka sırasında oturan ve her sahnede gülmek için kendini zorlayan o saygısız 'öküz bey' gibi de abartmadık..
Onun da, bir süre sonra -ister istemez filmin etkisine girerek- sus pus vaziyette filmi izlediğini de gördük zaten..

Filmin 'gen'le ilgisi, aşikar ki söz konusu şizofreninin genetik özelliğinden gelmekte..
Tamam, burada çok da anlamlı olmayabilir ama, filmin adı 'Gen' koyuldu diye de illaki genetiksel entrikalarla ırgalanmak gerekmiyor herhalde..




Hemşire'nin tepsi taşıdığı sahnedeki kamera kullanımının gereksizliğini -hep beraber- yönetmenin çocukluğuna veriyoruz; ama tek kusuru, bu ve bunun gibi küçük ayrıntılardan ibaret bir ilk film için (ki bunu gerçekleştirmek hiç de çocuk oyuncağı değil) bunların gözardı edilmesi 'torpil' sayılmasa gerek..
Kaldı ki, koskoca (tabii ki Togan Gökbakar'a göre) Yılmaz Erdoğan'a bile o 'uçan kamera' çekimleri için neler demiştik, neler..

Medyada abartılan 'tecavüz sahnesi'nin dandikliği ise tam bir hayal kırıklığıydı..
Hadi, seyirciyi tavlamak için yapımcılar medyaya ahmakça gaz verdi desek; o zaman -bizzat okuduğum- bir gazete köşe yazarının yazdığı, "Bu sahnede meşhur Dönüş Yok  filmini bile aşmışlar" yazısına ne demeli peki..

Elbette bu hususla övünenler için söylüyorum; filmin sonundaki ilk 'sürpriz'i önceden fark edebilmek, pek böbürlenecek bir zeka parlaklığı gerektirmiyor maalesef..
Zira yönetmen film boyunca, özellikle bu yönde ipuçları vermek üzere, durumu biraz fazla bile zorluyor zaten..




Gen


Yönetmen: Togan Gökbakar
Senaryo: Şahan Gökbakar (fikir), Alper Mestçi (fikir), Güray Ölgü (öykü), Murat Toktamışoğlu
Oyuncular: Doğa Rutkay, Yurdaer Okur, Mahmut Gökgöz, Haldun Boysan, Şahan Gökbakar
Yapım: 2006, Türkiye, 105'

 /10



(İşbu yazı 2006 yılında yazılmıştır.)