22.6.20

Organize İşler


"Bazısı araklama der, bazısı yürütme, her ne hâl ise Organize İşler, araklayanlarla araklananların hikâyesidir. 

Kimin kimi kurtardığının, kimin kimden arakladığının belli olmadığı İstanbul’da tüm işler organizedir ve organize her zaman işler. 
Böyle olunca Süpermen bile İstanbul’a gelince hayatının dayağını yer. 

Dara düştüğünüzde sizi birileri kurtarabilir. 
Asıl sorun o birilerinden bizi kim kurtaracak?

Yılmaz Erdoğan’ın yönettiği ve Yılmaz Erdoğan, Tolga Çevik, Demet Akbağ ile Altan Erkekli’nin oynadığı Organize İşler, 23 Aralık 2005’de Kenda Film dağıtımıyla BKM Film tarafından vizyona çıkarıldı."



Her Yılmaz Erdoğan filmi gibi büyük beklentilerle gittiğim ve ilk defa tam anlamıyla memnun kaldığım, En İyi Türk Komedi Filmleri listemin ilk üçü içine hemen giren film oldu Organize İşler..

Elbette, film boyunca art arda patlayan bir sürü pek nefis esprileri (hele o şahane ötesi Bay Bay Hepiniz'i) ve filmin sonunda yazılar akarken bizi yerimize mıhlayan Nil'in o güzel şarkısını anmadan geçmek olmaz..

Ve finale geldiğimizde, Evreşeli bakımsız Süpermen'in -farkında olduğu ya da olmadığı müdahalelerle- ondan hiç beklenmediği halde kendisi dahil hemen herkesi bir şekilde kurtardığının farkına varmamız ise, filmin ayrı bir inceliğiydi ki valla bravo!.





Bu filmin bazı şahıslarda 'gülememe' problemi yaşattığını duyunca, bu hususta biraz düşünerek bir sonuca varmak pek de zor olmadı..
Eskilerden mesela Sadri Alışık ve Kemal Sunal'ın, yenilerden de M. Ali Erbil gibi komedyenlerin başı çektiği çoğu filmlerin sinema seyircimiz üzerinde oluşturduğu, zeka yoğunluğu -maalesef- sıfırın altında seyreden mizahi kalitenin seviyesine bağlayarak bu durumu açıklamak hiç de zor olmasa gerek..

Yanlış anlaşılmasın, bu olumsuzluğun nedeni adlarını zikrettiğim o sanatçılarımız değil, bu filmleri komedi diye millete yutturmaya çalışan yapımcılardır..
Aynı şekilde, yıllar önce nice başarılı tiyatro sanatçımızı da, nice pespaye seks komedi filmlerinde şaklabanlık yaparken görmüştür bu gözler..




Öte yandan, başta oyunculuk ve görüntü olmak üzere sinemanın her unsurunu belli bir kalitenin üstüne taşıyan, Türk Sineması'nın yüz akı denebilecek bu filmde saptanan, ancak komedilerde gayet normal karşılanması gereken kimi 'mantık hataları'nı eksiklik olarak öne sürmek de başka bir tuhaflık..

Bir de, filmi izleyen hemen herkesin takıldığı bir husus var ki o da `luuzır` kahramanımız  Süpermen'in, sona doğru sahnede yaptığı, daha doğrusu yapamadığı konuşması..
Bazılarının da yazdığı gibi -itiraf ediyorum- ben de o sahnede, Süpermen'den, hazır sevgilisi de izliyorken şöyle hislendirici, okkalı başlayan ve sonunda, bardaki seyircileri yere yıkacak güzellikte esprili bir konuşma yapsın isterdim doğrusu..
Ki biz seyirciler de, şöyle göz yaşlarıyla karışık kahkahalara gark olalım..
Hatta Yılmaz Erdoğan'a, "Nasıl böyle bir replik hazırlamaz Süpermen'e" deyu sitemde bile bulundu(m)k..




Tam bir 'Hollywood klişesi' beklentisi.. öyle değil mi arkadaşlar?.
Nasıl da şartlanmışız ya da şartlandırmışlar..
Ancak Yılmaz Erdoğan böyle yapmıyor; en azından, stand up`ta asla başarılı olamayacak bu temiz kalpli, iyi insana bir Cem Yılmaz muamelesi çekmiyerek, onu 'olduğu gibi' bırakıyor..
Elbette huyu huyuna, suyu suyuna uygun dünyalar güzeli bir kızla tanıştırması, Erdoğan'ın ona yapabileceği en büyük kıyaktır..

Ve -sanki böyle bir izlenim vermiş olabilirim- 'babamın oğlu' olmayan Yılmaz Erdoğan'da gördüğüm, ve onu bu denli övdüğüm şey, işte böylesine sinemamızda pek rastlamadığım yaratıcılıkta incelikleri, kıvrak kalem darbeleriyle oluşturuvermesidir..

O değil de, keşke Yılmaz Erdoğan'da bu kadar çok para olmasaydı da, onda ta ne zamandır apaçık görülen salt sinema yeteneğini tam anlamıyla kullanabileceği bir ortamda/ortamsızlıkta yarattıklarını izleyebilseydik..

Çelişki gibi görünse de, kendini 'frenleyemeyen' sanatçılarda rastlanan, her şeyin en büyüğünü, en gösterişlisini yapmak veya elindeki sınırsız malzemeyi bol bulamaç kullanmak gibi zaaflar, böylesi yeteneklerin üstünü biraz örtmekte maalesef..




Bunu biraz daha açayım: "Oyuncum nasıl olsa bol, öyleyse onlardan mebzul miktarda kullanırım, hatta Kubi gibi bazılarına bir kaç saniyelik figüranlık yaptırırım, yetmedi araya 'medyatik'leri de sokuştururum" ya da "Bulmuşum helikopterli kamerayı durmadan uçururum İstanbul üzerinde" gibi 'fazlalık'ların dışında görülen o ki; Yılmaz Erdoğan, ilk filminden bu yana hep gelişmekte, sanatını hep daha iyiye taşımaktadır..

Sonuçta yapacak pek bi şey yok artık, onu böyle kabul edeceğiz ve izleyeceğiz..
İsterseniz izlemeyin; lâkin o bize illa ki kendisini izlettirmeyi bilecektir!.

Organize İşler


Yazan ve Yöneten: Yılmaz Erdoğan
Oyuncular: Yılmaz Erdoğan, Tolga Çevik, Cem Yılmaz, Demet Akbağ, Altan Erkekli, Özgü Namal
Yapım: 2005, Türkiye, 106'

 /10


(İşbu yazı 2005 yılında yazılmıştır)