H.G. Wells'in romanından uyarlayan James Whale'in yönettiği 1933 yılı yapımı The Invisible Man ile Leigh Whannell'in bu son filmini karşılaştırırken gördüğümüz farklar aslında saymakla bitmez..
Format icabı 7 rakamıyla sınırladığım farklar bir tarafa, bu iki film arasındaki en önemli benzerlik, Görünmez Adam'la dövüşen insanların, sanki kendi kendilerini dövüyorlarmış, hatta öldürüyorlarmış gibi göründüğü, son derece komik halleriydi..
Eski filmin türlerinden biri de komedi olduğundan, bu durum onun için zaten normaldi belki ama; tüm ciddiyetiyle beyaz perdeye yansıyan yeni filmin bu gibi sahnelerinde 'istemsizce' gülmekten kendimi alamadığımı itiraf etmeliyim..
O değil de, Görünmez Adam'ın üstüne atılan beyaz boyayla görünür hâle geldiği o sahne yok mu, her aklıma geldiğinde gülüyorum valla..
Şimdi efenim.. buraya kadar yazdıklarımı ve aşağıda bir bir sıraladıklarımı gördüğünüzde -doğal olarak- aklınıza gelebilecek 'spoiler' endişesinin tamamıyla yersiz olduğunu söylemek isterim..
Yine de siz bilirsiniz ve en azından, yazının bundan sonrasını okumadan filmi izlersiniz.. diyeceğim ama; bana gelene kadar, bizzat adamlar filmlerinin fragmanında tüm filmi özetlemişler yahu!.
İşte O Meşhur 7 Fark ::
1) H.G. Wells'in -aynı adlı- romanına dayanarak 87 yıl önce çekilen ilk film, romana tamamen sadıkken; son filmin romanla tek bağı, bir adet (yoksa birkaç mı demeliydim!) Görünmez Adam ihtiva etmesinden ibarettir..
2) İlk filmin tek kahramanı -adı üstünde- Görünmez Adam' iken; son derece yetenekli aktris Elisabeth Moss'un canlandırdığı, Görünmez Adam denen 'sosyopat' kişinin kurbanı durumundaki 'Görünen Kadın' Cecilia ise, son filmin her şeyidir..
3) Eski filmdeki 'Görünmezlik' unsuru tamamen 'kimyasal' tepkimelerin mucizevi bir neticesiyken; yeni filmimizde bu unsur 'ışık fiziği' üzerine yapılan çalışmaların harika bir sonucudur..
4) İçerdiği komik sahnelerle korkuyu komediyle yoğuran ve oldukça yumuşatan ilk filme nazaran son film; gerilimi yoğun bir korkunun ciddiyetiyle, kendisini kasım kasım kasmaktadır..
5) Romana sadık ilk filmin Görünmez Adam'ı yeniden görünür olabilmek için kafa patlatır, henüz çaresini bulamadığı bu meseleye konsantre olabilme amacıyla kendisini şehir dışının sessizliğine atarken; şu bizim 'zıpçıktı' Görünmez Adam için yeniden görünür olmak, pijamasını çıkarmak kadar kolaydır..
6) İlk Görünmez Adam'ımız -görünmez olmanın patolojik etkisiyle şiddete meyletse de- deli gibi aşık olduğu sevgilisinin kılına zarar gelmesine izin vermezken; son filmin 'görünmez olasıca' herifi, psikopatça bir takıntı haline getirdiği karısını esire, hayatını da zindana çevirmekten son derece keyif almaktadır..
7) Eskilerin Görünmez Adam'ı tamamen çıplak olduğunda görünmez, giyindiğinde görünür olurken; 'yeni yetme' Görünmez Adam, giyinerek görünmez olmaktadır..
Çıplakken ise -sizi bilmem ama- ben kendisini hiç görmek istemem doğrusu!.