Tüm hayatı alt üst olan Katja’nın tek isteği, bu terör saldırısını kimlerin neden yaptığını öğrenmektir.
Saldırının ırkçı motifleri en başta göz ardı edilse de, ortaya çıkan deliller Neo-Nazi bağlantılarına işaret eder.
Fakat mahkeme delilleri yetersiz bulup zanlılara ceza vermeyince Katja’nın yası, öfke ve intikam duygusuna dönüşmeye başlar.
Hayatına dair her şeyi yaşadığı kayıpla birlikte arkasında bırakan Katja, kendi adaletini sağlamak adına yollara düşer."
"Adolf Hitler'in gayriresmi ve gayri insani piçleri" olarak tarif edebileceğimiz Neonaziler'in yok ettiği sevgili kocasının ve biricik oğlunun acısıyla yaralı ve de öfkeli bir Alman kadın, tecelli etmeyen adalet sonrasında coşan hıncıyla, intikam arayışına girer..
Sırf adam 'Türkiyeli', işyeri de Türk Mahallesi'nde diye bomba patlatarak masum insanları öldüren pislikler, delil yetersizliği öne sürülerek, aslında daha çok, baba Nuri Şekerci'nin -her ne kadar, sonradan çoluk çocuğa karışarak 'aydınlık tarafa' dönüş yapmışsa da- 'karanlık' geçmişi bahane edilerek serbest kalırlarken; Katja Şekerci, üstelik de kocasına aşık bir annenin başına gelebilecek en büyük felaket ve tarif bile edilemez bir acıyla yaşamaya mahkûm olacaktır!.
Birinin babasının da açıkça söylediği üzre, su katılmamış birer Faşist olan bombacı zanlıların suçsuz bulunması da gösteriyor ki -bırakın bizdeki 'ahbap çavuş adaleti'ni- adalet sistemi mükemmel seviyede işleyen bir ülkede bile adli haksızlığa uğramak mümkündür..
Böyle bir durumda devreye girmesi çok muhtemel olan, mağdurun 'kişisel adalet arayışı'na ya da intikam girişimine nasıl bakacağımız veya bakmamız gerektiği sorunsalı, filmin beynimize adeta vidaladığı en önemli soru işareti oluyor..
Bu soru işaretinin, biz seyirciler ya da 'olası mağdurlar'dan daha çok, Katja Şekerci'nin beynini daha da bi derinden oyacağını tahmin etmek, pek de zor olmasa gerek..
Bunun sonucunu, filmin finalini oluşturan 'ikircikli' süreçte göreceğiz zaten; ki verilen nihai kararı, o şartlarda verilebilecek en doğru karar olarak görüyor ve bu sebeple de Fatih Akın'ı -hassaten- tebrik ediyoruz..
Diane Kruger'a tam anlamıyla bir performans fırsatı sunan ve 'güzel oyuncu'nun bunu çok iyi değerlendirdiği bu 'suç draması'nda yönetmen ve de 'Bizim Alman' Fatih Akın, başyapıtlar seviyesinde dolaştığı o eski günleri, belki yine yakalayamıyor; ama artık, The Cut'la vurduğu dipten -bundan önceki filmi Tschick ile birlikte- yükselen bir eğri çizerek çıkmayı da başarıyor..
Aus dem Nichts / Paramparça / In the Fade
Yönetmen: Fatih Akın
Senaryo: Fatih Akın, Hark Bohm
Oyuncular: Diane Kruger, Numan Acar, Ulrich Tukur, Denis Moschitto
Yapımcı: Fatih Akın, Nurhan Şekerci-Porst, Ann-Kristin Hofmann, Herman Weigel
Görüntü Yönetmeni: Rainer Klausmann
Kurgu: Andrew Bird
Müzik: Josh Homme
Yapım Yılı: 2017
Ülke: Almanya, Fransa
Süre: 106'
7 /10