30.12.13

Senin Hikayen :: Hem çocuk hem kariyer mi?. Saçmalama!.


Ailesine bağlı, gündelik sıkıntılarla enerjisini kaybetmeyen, eğlenceli biri olan Hakan (Timuçin Esen) ile daha gerçekçi, kuralcı ve özgür bir kadın olan Esra (Selma Ergeç), otuzlu yaşlarının ortalarında, kariyerlerine odaklanmış evli bir çifttir.

Birbiriyle gayet iyi anlaşan bu çiftin kariyerleri de, 7 yıldır devam eden evlilikleri de bir dönüm noktasındadır; çocuk sahibi olma kararı...

Karar aşamasında devreye bir de 'babaanne' olmayı kafasına fena halde koymuş olan, Hakan’ın annesi Meral (Nevra Serezli) girer.

Sakin, sevgi dolu ve mantıklı bir baba olan Orhan’ın (Sait Genay) tüm itirazlarına rağmen, çok sempatik ama baskın bir karakter olan Meral’in tatlı müdahaleleriyle durum, daha da karmaşık ve komik bir hal alır.


Çocuk meselesini aile içinde gündemin ilk maddesine yerleştiren Meral’in acele etmesinin ne yazık ki çok önemli bir nedeni vardır.

Ve beklenmedik bir anda hamilelik müjdesi gelir.


Önceki işlerine bakarak yeni projesini merakla beklediğim, 'Bu adamdan kötü, daha doğrusu sıradan bir iş çıkmaz' öngörümü her yerde dile getirdiğim Tolga Örnek, öyle bir hayal kırıklığı yaşattı ki bana, bu kadar olur yani..

En son 2011 yılında izlediğimiz Labirent gibi gayet iyi, Kaybedenler Kulübü gibi mükemmel işlerin yaratıcısı o Tolga Örnek nerelere kayboldu bilemiyorum ama, umalım ki geçici bir 'düşüş' yaşamış olsun kendisi..


Oldukça başarılı kurgusuyla akıcı, diğer teknik hususlarla da alabildiğine çağdaş, ama anlattıklarıyla ve ima ettikleriyle de çağdışı bir tutucu zihniyeti savunan film, genç kadınlara resmen, 'Hem çocuk, hem kariyer yapamazsın canım, o sadece şarkılarda olur' demekte ve sonra da eklemektedir: 'Kariyeri unut, evinde otur, kocana yemek yap, onu mutlu et, çocuk doğur, iyi gelin ol, kaynananı sevindir'..

'Babaanne' Nevra Serezli'nin iyi ve baskın oyunculuğunun öne çıkmasıyla 'genç evliler' olan baştaki odağını önce şaşıran Senin Hikayen, finale doğru ilerlerken Nevra Hanım'ın filmin tam ortasına kurulmasıyla da yalpalayarak, dengesini tamamen kaybediyor..


Selma Ergeç ne kadar yerinde bir seçimse, başlı başına gerilim unsuru o 'psikopat' gözleriyle bu türe hiç yakışmayan Timuçin Esen ise tam bir cast hatası..

O değil de, başlarına gelen her mutlu ya da mutsuz olayda -veyahut olaysız bir toplantıda- esas çiftimizin hemen yanında, hem de sıfır fireyle, hem de anında beliren, yine çiftlerden oluşan bir arkadaş grubu var ki kendilerine 'tüm yüzyılların en sadık arkadaş grubu' ödülü takdim edilse yakışır valla..

Ya kardeşim.. onlarca yıl boyunca sadece bir gün olsun -en azından- bir çiftin karısı ya da kocasından birinin de bir işi çıkmaz -ne bileyim- hasta falan olmaz mı yahu?!





  2.5 5



1 yorum:

  1. İzleyici olarak yorumunuza katılmıyorum. Yaşanmışlıklar öykü olunca sıradanlaşmaz. Saygılar

    YanıtlaSil