14.5.22

Firestarter / Tepki



Görünmez Adam’ın yapımcılarından, Stephen King’in klasik geriliminin bu yeni uyarlamasında, sıra dışı pirokinezi güçlerine sahip bir kız, kendini ve ailesini, kendisini ele geçirip kontrol etmek isteyen kötü güçlere karşı korumak için savaşır. 

Ebeveynleri Andy (Zac Efron; Extremely Wicked, Shockingly Evil and Vile; Muhteşem Showman) ile Vicky (Sydney Lemmon; Fear the Walking Dead, Succession) on yıldan uzun bir süredir kızları Charlie’yi (Ryan Kiera Armstrong; American Horror Story: Double Feature, Yarının Savaşı) benzeri görülmemiş ateş yaratma yeteneğini kitle imha silahına dönüştürmek isteyen karanlık bir federal bürodan saklamak için firardadır. 



Andy, Charlie’ye öfkeyle veya acıyla tetiklenen gücünü nasıl yatıştıracağını öğretmiştir. Ama Charlie 11 yaşına girdiğinde, gücünü kontrol etmek de giderek zorlaşır. 

Bir olay, ailenin yerini ortaya çıkarınca, aileyi bulup Charlie’yi ele geçirmek üzere gizemli ajan (Michael Greyeyes; Wild Indian, Rutherford Falls) görevlendirilir. 

Charlie’nin başka planları vardır.

 


Filmde ayrıca Kurtwood Smith (Amityville: Öbür Dünyadan, Hitchcock), John Beasley (Arınma Gecesi: Anarşi, En Büyük Korku) ve Gloria Reuben (Lincoln, Mr. Robot) rol alıyor. 

Firestarter / Tepki’nin müziğini besteleyen efsanevi John Carpenter (Cadılar Bayramı, Christine, Sis) ile Cadılar Bayramı serisinin bestecileri Cody Carpenter ve Daniel Davies.  



Keith Thomas’ın (Ölü Nöbeti) yönettiği, Stephen King’in bir romanından uyarlanan, senaryosunu Scott Teems’in (Cadılar Bayramı Öldürür) yazdığı Tepki’nin yapımcıları Blumhouse adına Jason Blum (Cadılar Bayramı, Görünmez Adam) Weed Road Pictures adına Akademi® ödüllü Akiva Goldsman (Ben Efsaneyim, Constantine). 

Filmin idari yapımcıları Ryan Turek, Gregory Lessans, Scott Teems, Martha De Laurentiis, J.D. Lifshitz ve Raphael Margules.





Firestarter / Tepki, 13 Mayıs’ta sinemalarda..


İlham Ateşi : Yeni Tepki’yi Tutuşturmak


Stephen King’in çok satan klasiği Tepki, 1980’de yayınlandı ve güçlerini silah olarak kullanmak isteyen devletin bir kurumundan kaçan, olağanüstü güçlere sahip küçük bir kızı konu alan, karmaşık, karakter odaklı olmasıyla övgüler alır. Roman, 1984 yılında Drew Barrymore’un rol aldığı filme çevrilmiş ve 30 yıldan uzun bir süre sonra 21. Yüzyılda tekrar yapma fikri ortaya çıkınca, daha önce birlikte Paranormal Activity filmlerinde birlikte çalışan yapımcılar Jason Blum ve Akiva Goldsman yeniden tutuşturmak için doğru zaman olduğuna karar vermişler. Blum şunları söylüyor; “İlk filmi belki duymuş ama izlememiş olan yeni bir korku filmi hayranı nesli var. Hikayeyi biraz daha modernleştirip yeni yüzler keşfetmek için harika bir fırsat olduğunu düşündük.”

Goldsman için, King’in eserini Blum’la birlikte yeniden ziyaret etme fırsatı mükemmelmiş. “Stephen King, emsallerinin ilki. Hayal gücüme katkısı büyük olan önemli bir edebi kişilik. Benim için gerçek hayatta bir kahraman. Epey küçük yaşta, dünyaya bakış açısında gerçeklik ve rahatlık buldum. Yazdıkları düşünüldüğünde bu tezat gibi gelebilir ama dünyanın ardında gördüğü sihirde anladığım ve arzu duyduğum bir şey vardı. Öte yandan Jason, eski bir dost. Ama kendi alanında olağanüstü işler yapıyor. Bunların ikisi de olabilecek en iyi şekilde dehşet verici, bu yüzden ikisinin sentezi ve çarpışması, size daha fazla dehşet sunuyor.” 

Hikayenin senaryosunu yazma konusunda doğal tercih son dönemde Blumhouse ekibiyle Cadılar Bayramı Öldürür’de çalışan ve yapım şirketiyle uzun yıllardır çalışan Scott Teems olmuş. King’in romanında, bu yeni uyarlamada küçük kız Charlie için tehlikeyi ve imkansız riskleri ve ebeveynlerinin onu ne pahasına olursa olsun korumak için kararlılıklarını, korkularını ve endişelerini vurgulama fırsatını görmüş. Şöyle söylüyor; “Bu filmin yapımındaki armağanlarımızdan biri de zaten hikayenin oldukça sadık bir film uyarlaması olmasıydı. Bize yeni bir yaklaşım için çok fazla özgürlük verdi. Bana göre kişiselleştirmek demekti. Bu hikaye ebeveyn olmanın tehlikeleri hakkında. Benim iki kızım var. O yüzden kitabın o yönüyle çok derinden bağ kuruyorum. Hikayeyi şekillendirirken birçok deneyimlerimi kullandım.”

Senaryonun taslağı oluştuktan sonra yapımcılar hikayenin gizemini, dehşetini, duygusal ve karakter odaklı özünü yakalayacak bir yönetmen arayışına girmişler. Keth Thomas’ın Ölü Nöbeti filmini izledikten sonra Blum, sıradaki proje için kendisiyle iş birliği yapmak istemiş. Thomas şunları söylüyor; “Jason ve Blumhouse ekibiyle oturduk ve yazdığım çeşitli projelerden konuştuk. Bir noktada Jason bir telefona bakmak için odadan çıktı. Sonunda kapı açıldı, Jason geri geldi ve “Sıradaki filmini biliyorum. Tepki, dedi. Tabii ki biliyordum ve müthiş bir fikir olduğunu düşündüm. Senaryoyu eve dönüşte uçakta okudum ve indiğimde yapmak istediğimi biliyordum.”

Goldsman, Thomas’ın çok iyi olacağından eminmiş. “Keith, olağanüstü doğallık ve tür algısı kombinasyonu var. Bu ikisini bir arada bulmak zordur. Jason ve Blumhouse’daki ekibin çok güzel bir şekilde yaptığı bir şey de doğallığın ve türün bir arada olduğu ortamları yaratmak. Çünkü çok gerçekçi bir şekilde yapılıyorlar. Gerçek dünyayı görebilmeniz ve sonra içine gerçek dışı bir şey ekleyebilmelisiniz. Keith de dünyayı bir şekilde böyle görüyor ve böylece çok inandırıcı bir vizyon yaratabiliyor.” 

Thomas’ın ayrıca Tepki’nin hikayesine benzersiz ve beklenmedik bir bağı varmış. Filmde Charlie, güçlerini Charlie’nin doğumundan yıllar önce katıldıkları çok gizli tıbbi deneylerin sonucunda kendi telekinetik güçlerine sahip olan anne babasından almış. Thomas şunları söylüyor; “Film yapımcılığına başlamadan önce ilaç araştırmasında bir kariyerim vardı. Tıpkı hikayedeki gibi klinik araştırma programları yapıyordum. Yani o dünyayı biliyorum. Oradan aldığım bilgileri filmde kullanmak eğlenceliydi. Ama benim çalışmalarımdaki hastaların hiçbirinde telekinetik güçler ortaya çıkmadı.”

Thomas ekibe katıldığında o de Teems, senaryoyu ortak görüşleriyle güçlendirmişler. Teems şunları söylüyor; “Keith ve benim aynı yaşlarda çocuklarımız var. Baba olarak ortak deneyimlerimizi hikayeye ve karakterlere aktardık. Senaryoyu yazarken büyük kızım, Charlie’nin filmdeki yaşındaydı. Sonra filmi yaparken küçük kızım o yaşa geldi. O deneyimleri Keith’le paylaşmak ve filme işlemek çok özel ve etkiliydi.”

Filmin geliştirme aşamasında yapım ekibi King’in romanının filme kusursuz biçimde aktarıldığını görmekten heyecan duymuşlar. “Tepki’de insan gelişiminin yankısı olan ve özellikle ergenlik öncesine ait, her zaman yankılanan bir şey var. Stephen King’in eşsiz bir şekilde yaptığı bir şey de bizdeki çocuğun hayal gücünü uyandırmak. Kuralları doğal ile doğa üstü arasındaki sınırların geleneksel kurallarına pek uymasa da bildiğimiz bir sistemi uyguluyor. Bence hikayenin en önemli teması acımızı nasıl yönettiğimizi ele alması. Tepki’de Charlie’nin öfkesi gerçekten öldürebiliyor. Bence pirokinezi fikri öfkemizin, aşkımızın, korkumuzun kendini fiziksel olarak özellikle de ateş olarak dışa vurmasının yankısı. Kendi umutsuzluğumuzun ve acılarımızı olağanüstü bir şekilde alış şeklimiz.”

Thomas, ekrana romana sadık kalarak, King’in hikaye anlatım yeteneklerinin derinliğini ve genişliğini vurgulayarak aktardığını ve türü dönüştürdüğünü düşünüyor. “Tepki, birçok kişinin Stephen King’i düşününce akıllarına gelen şey değil. O veya Cinnet filmlerini düşünebilirler. Ama bu filmde hayaletler ve canavarlar yok. O yüzden King’in geliştirdiği bu ilginç karakterleri kullanmak ve gerçekçi ama aynı zamanda etkili ve korkunç yapmak önemliydi.”

Korku filmlerinin güçlü geriliminin büyük bölümü izleyicilerin karakterlerin karşı karşıya kaldığı tehlikelerden gelir. O yüzden yapımcılar filmin ailesinin gerçek hayatın duygusal hayatında gerçekçi olması için çok çaba sarf etmiş. Teems şunları söylüyor, “King’in hikayelerindeki karakterlerin derinliği hep ilgimi çekmiştir. Özellikle de ebeveyn çocuk ilişkileri. Tepki’de ebeveyn çocuk bağı ve farklı bir çocuk yetiştirme mücadelesi bana çok iyi hitap etti. Zorbalığa maruz kalmak, dünyada yalnız kalmak ne demek, acı çeken bir çocuğu ebeveyn nasıl sakinleştirir, çocuğu kaygılanan bir ebeveyn nasıl yardım etmeye çalışır, bunların hepsi bu hikayede var. 

Tepki özünde, hayatta kalma mücadelesi veren bir aile hakkında ve bu herkesin bağ kurabileceği kolektif bir deneyim. Blum şunları söylüyor; “Bence Tepki, kadınlar ve erkeklerin, özellikle de ebeveynlerin geleneksel korku filmlerini sevmeyenlerin bile bağ kurabileceği bir film. Çünkü sonunda çocuklarını korumak için aşırı uçlara gidebilen ebeveynleri konu alıyor ve bence herkes bunu anlayacaktır.”



KARAKTERLER


Andy : Zac Efron


Aktör Zac Efron’un canlandırdığı Andy, üniversite yıllarında Lot Altı denen deneysel ilaca maruz kaldıktan sonra hayatı alt üst olan iyi bir adamdır. 

Yönetmen Keith Thomas şunları söylüyor; “Bir öğleden sonra Andy, Lot Altı çalışmasına katılmaya karar verir ve her şeyi değiştirir. Oradan yeni bir yetenekle çıkar. Telepatik olarak insanların zihinlerine girip onlara istediğini yapmaları için baskı yapabilir. Bu filmdeki tüm bu yetenekler sonuçsuz kalmayacaktır. Onun içinse ne zaman birini baskılasa başının içinde iç kanama olur. Sonuçta da gözlerinde kanlanma ve kanama olur. Zac’in gözlerini biliyorsanız öne çıktıklarını bilirsiniz. Çok güzeller. Yani onları kanlı yapmamız birine dehşet verici bir şok yaşatabilir.”

Andy, ailesini koruma çabasıyla karısı Vicky (Sydney Lemmon) ve kızları Charlie’yle (Ryan Kiera Armstrong) birlikte inziva hayatı yaşar. Charlie’nin kendi gücü yıllar süren uyuşukluktan sonra ortaya çıkmaya başlayınca korumacı dürtüleri devreye girer. Thomas şunları söylüyor; “Bence Andy, birçok ebeveynin yapabileceği şeyi yapıyor. Charlie’yi bir kutuya kapatıp, bir odaya koyup kapıyı kilitlemesi gerektiğini düşünüyor. İçgüdüsü, onu olabildiğince koruması gerektiğini söylüyor. Çok eski bir ebeveynlik davranışıdır. Çocuklarınız için korkarsınız ve onları korumak istersiniz ama aynı zamanda dünyayı deneyimlemeleri için gerekli özgürlüğü vermek istersiniz.”

Tepki, Efron’ın yaptığı ilk korku filmi. Konfor alanından çıkıp duygusal ve ham bir bölgeye girdiği için heyecanlıymış. “Büyük bir korku hayranı olarak bu fırsat çıktığında çok heyecanlandım. Tepki’yi çocukken izlediğimi ve çok sevdiğimi hatırlıyorum. Bu Stephen King klasiğini daha genç bir nesle ulaştırmak için oyuncu kadrosuyla ve ekiple birlikte çalışmak çok eğlenceliydi.” 

Yapımcı Jason Blum şunları ekliyor: “Zac, bizim için müthiş bir ortaktı. Tam bir profesyonel ve kendisini role adadı, müthiş yaratıcı içgüdüleri var. Filmin ilk kurgusundan sonra ondan çok güzel notlar aldık. Bence karakteri daha güçlü, filmi de daha iyi yaptılar.” 

Efron’un role olan tutkusu sadece karakterini güçlendirmekle kalmamış. Oyunculara da enerji vermiş. Thomas şunları söylüyor; “Zac, rolün babalık yönünü araştırmaya adanmıştı. Çekim öncesinde ve sırasında Ryan’la bu ilişkiyi kurmak için onunla çok zaman geçirdi. Bir filmin başrolünde böyle bir tutkuya ve adanmışlığa ihtiyaç vardır.” 



Charlie : Ryan Kiera Armstrong


Filmin baş karakteri olan 11 yaşındaki Charlie’yi oynaması için Charlie’yle ilişkilendirilebilir kılacak küçük bir oyuncu bulmak önemliymiş. Charlie’nin olağanüstü bir gücü olabilir ama birçok çocuğun yaşadığı sorunları yaşıyor. Zorbalığa uğramak, yalnız ve dışlanmış hissetmek, duygularını kontrol etmekte zorlanmak da bunlar arasında. Yapımcılar, en son Black Widow’da ve O Bölüm 2’de rol alan ve seçmelerde kendilerini çok etkileyen Ryan Kiera Armstrong’da bunları ve daha fazlasını bulmuş. Thomas şunları söylüyor; “Ryan’ın içsel kargaşasını ve duygusunu toplama konusunda muhteşem bir yeteneği var. Seçmelerde çok sayıda kız vardı. Ama Ryan’ın seçmesinde onu öne çıkaran, tutuşturan bir şey vardı. Gerilimi gözlerinde görebiliyordunuz. Onu gördüğümüz anda bu rol için mükemmel olduğunu anlamıştık. Charlie’nin yetenekleriyle boğuşurken hissettiklerini bu konuda herhangi bir diyalog olmadan yakalayabildi.”

Senaryo yazarı Scott Teems ekliyor: ”Bazen bir rol için oyuncularla seçmeler yaparken şanslısındır. Kameranın karşısına geçerler ve karakterin kim olduğunu içgüdüsel olarak anlarlar. Ryan öyleydi. İçgüdüleri çok saf ve kusursuzdu. Charlie, oyuncu seçimi en önemli ve en zor roldü. Şanslıydık.” 

Rol, Armstrong’un daha önce oynadıklarından farklıymış. Şunları söylüyor; “Karakteri keşfetmek için diğer rollerden daha fazla vaktim vardı. Hazırlanmak ve Charlie’yi tanımak ve zihniyle bir şeyleri hareket ettirebilme ve ateşe verme yeteneğini nasıl yaptığını öğrenmek için aylarca vaktim vardı. Keith’le Charlie hakkında birçok kez konuştuk. Bana sorduğu ilk soru ‘Charlie’in ceplerinde ne var?’ oldu. O soru beni çok etkiledi çünkü düşününce Charlie’nin pek arkadaşı yok. O yüzden ceplerinde taşıdığı şeyler onu sakinleştiren şeyler. Keith’le konuşmaya başladığımızda yapraklar konusu açıldı. Yapraklar yıl boyunca renk değiştirir. Biz de Charlie’nin yaprakları toplamasına ve ceplerine koymasına karar verdik. Çünkü değişen renkler onu mutlu ediyor.” 

Sonunda cep sorusunun Thomas’ın karakteri keşfetmesine yardımcı olacağını düşündüğü bir numara olduğu ortaya çıkmış. “Bu şeyleri ceplerinde hiç görmeyeceğiz. Filmde ceplerini boşalttığı bir an yok. Ama sadece karakterin ceplerinde neler taşıyabileceğini bilmek karakterlerini çok daha iyi tanımasına yardımcı oluyor.”

Charlie, güçlerini üniversitedeki bir ilaç deneyi sayesinde kazanan ebeveynleri Andy ile Vicky’nin sentezi. Bir açıdan Charlie’nin pirokinezi gücü de bir çocuğun ergenliğe geçişte öngörülemeyen duygusal davranışları için bir benzetme. Thomas şunları söylüyor; “Andy, insanların zihinlerini okuyabiliyor, onları etkileyebiliyor. Vicky, zihniyle bir şeyleri hareket ettirebiliyor. Charlie, bu yeteneklerin ikisini de almış. Ama aynı zamanda kontrol edemediği pirokinezi yeteneği de var. Ve ergenliğe yaklaşırken yeteneğinin gücü de ve kontrolsüzlüğü de büyüyor. Hepimiz orta okula giden bir çocuğun nasıl olduğunu biliriz. Kendini çözmeye ve nereye uyduğunu öğrenmeye çalışırsın. O yüzden karakter için mükemmel bir yaş olduğunu düşündüm. O yaşta yaşadığın her şey yeterince zordur ama ya zihninle ateş yakabilseydiniz ve zihnin bunu kontrole edemeseydi? Duygusal yolculuğu çok daha güçlü olmaya başlıyor.”

Çocuklarda hormonları değişmeye başlayınca genelde görülen kendilerini dünyada görme yeteneklerinin de değiştiğidir. Yapımcı Akiva Goldsman şunları söylüyor; “Çocuklar belli bir yaşta bireyselleşmeye başlarlar. Ve kendi duygusal gücünü ya da zekasını anlamayan her çocuk gibi Charlie de bu yeteneğinin dünyadaki yerini anlamıyor. Bu karmaşık duygular, tanıdığım herkes için çok ürkütücü olmuştur. Charlie de kendine göre uyarıcı bir hikaye ve “Beni sinirlendirme, sinirlendiğimde benden hoşlanmayacaksın” diyen Lou Ferrigno Hulk gibi. Sonunda Charlie, güçlerini eğitmeden aktive etmek zorunda kalıyor ve bu durum zincirlerinden kurtulmuş vahşi bir yaratığa benziyor.”

Ama Armstrong, onun karakterini bir yaratık ya da canavar olarak görmüyor. “Bazıları Charlie’yi yapabileceklerinden dolayı kötü karakter olarak görebilir. Ama bence o bir kahraman. Canavar olmak ya da insanlara zarar vermek istemiyor. Eylemleri hiçbir zaman kötü niyetli değil. Güçlerini sadece kendini ve ailesini korumak için kullanıyor ve sanırım ben de onun yerinde olsam ailem için aynısını yapardım.” 

Armstrong, karakterinde çok fazla ortak noktası olduğunu görmüş. “Filmde atak odasının duvarındaki resimlerden bazılarını ben yaptım. Yani bunu Charlie’yle paylaşmak çok eğlenceliydi. Andy ve Charlie’nin ilişkisi de benim babamla ilişkimi hatırlatıyor. Babam beni çok destekler o yüzden Charlie’nin babasıyla olan ilişkisi için kendi babamla olan ilişkime baktım. Karakteri resmederken kendimden çok şey kattım.” 



Vicky : Sydney Lemmon


Vicky, Charlie’ye iyi bir anne, Andy’ye sadık bir eş olmuş. O da Andy gibi kızını korumak için gereken her şeyi yapar. Karakteri, son dönemde Succession’da ve Fear the Walking Dead’de rol alan Syndey Lemmon canlandırıyor. Thomas şunları söylüyor; “Vicky de Andy gibi üniversitedeymiş ve Lot Altı deneyine katılmış. Andy’den farklı olarak telekinezi yeteneği gelişmiş ama kullanmıyor. Yeteneği gizli kalmış. Çünkü dikkatli davranmış. Ve kullanmasına gerek olmamış. Vicky, onunla rahat bir şekilde yaşamanın bir yolunu bulmuş. Sydney, muhteşem, çok yetenekli, doğuştan oyuncu. Seçmelerde büyük duyguları çok gerçekçi biçimde yakalayarak hepimizi çok şaşırttı. Sydney, Vicky rolünü senaryonun çok ötesine taşıdı. Çok daha gerçek bir karakter odu. Sydney, oynadığı her sahneye yeni ve farklı bir şeyler kattı.”

Vicky ve Andy, Charlie’yi korumak istiyor ama bunun için en iyi yolun ne olduğu konusunda aynı fikre sahip olamıyorlar. Goldsman şunları söylüyor; ”Tıpkı olağanüstü zihinsel yetenekleri olan bir çocuğun 11 yaşında üniversiteye gitmesinin en iyisi olabileceğini düşünebilir. Diğer ebeveyn ise çocuğun yaşına uygun sınıfa gitmesi gerektiğini, çünkü sosyal gelişimin zihinsel gelişimden daha önemli olduğunu düşünebilir. Vicky, hayatları boyunca kendilerine sorun yaratan güçleri savuşturmak için Charlie’nin yeteneklerinin eğitilmesi gerektiğini düşünüyor.”

Thomas ekliyor: “Vicky, Charlie’nin güçlerini kontrol etmesini öğrenmesini istiyor. Onları nasıl kullanacağını bilmesinin çok değerli olduğunu düşünüyor. Çünkü o ve kocası Charlie’yi korumak için her zaman yanında olmayacaklar.”

Vicky, birçok yönden ailenin duygusal denge merkezi. Teems şunları söylüyor; “Vicky ve Charlie, filminde başında Charlie ile Andy’ye göre daha derin, daha hassas. Charlie kontrolünü kaybedince Andy hüsrana uğruyor. Kaygılarını, baskıyla kontrol etmeye çalışıyor ama Vicky daha iyi sonuçlar verecek daha duygusal bir yaklaşım olduğunu biliyor.”


Rainbird : Michael Greyeyes


Rainbird, izole bir hayat yaşayan rahatsız edici, tehlikeli bir adam. Gizemli bir hükümet bürosunda çalışan eski bir suikastçı. İşten çıktığını düşünüyor ama sonra Andy, Vicky ve Charlie’yi takip etmesi için göreve yeniden alınıyor. Rolü, Rutherford Falls’dan Michael Greyees canlandırıyor. Thomas şunları söylüyor; “Kitapta Rainbird, ölüme takıntı yapmış bir sosyopat. Thomas şunları söylüyor; “Çok hasta, rahatsız edici bir karakter. Bizim Rainbird versiyonumuz biraz farklı. Ölüm takıntılı bir suikastçı değil. Ama Lot Altı’nın denemelerinde bulunmuş ve Charlie’yi kendilerine getirmesi için göreve geri alınmış.”

Hükümet bürosunun, ahlaktan ve etikten uzaklaşmış hikayesi Greyeyes’in ilgisini çekmiş. “Geleneksel ahlak kuralları olmadan çalışan gizli bir istihbarat olması fikri beni büyüledi. Stephen King, usta bir hikayeci. O yüzden hemen kabul ettim. Keith’le karakter hakkında konuşurken ikimizde romanın ve hikayenin hayranları olarak yaklaştık. Bu filmin senaryosunda Rainbird’ün radikal bir yeniden yaratımı var. Scott karakteri, günümüzün kültürel anlarına uyması için yeniledi. Sonra Keith ve ben de onun için olağanüstü bir hikaye inşa ettik. Scot’ın senaryosu ve Keith’in vizyonu ile yepyeni bir Rainbird ortaya çıkardık. Senaryo, bir buz dağı gibidir. Yüzeyin altında görmediğiniz büyük bir bölümü vardır. Keith’le benim ele aldığımız ve filmde ya da hikayede yer bulmayan çok fazla detay var. Ama karakterin alt yapısını oluştururken çok gerekliydiler.”

Film boyunca Rainbird’ün Charlie’yle görünenden daha çok ortak noktası olduğunu öğreniyoruz. “Kendisinin ve topluluğunun nasıl ihlal edildiği fikrine kapılmış. Yaptığı her eylem onu intikam alma noktasına biraz daha yaklaştırıyor. O yüzden Charlie’yi bulduğunda Charlie, sonunda intikamını nasıl alacağını yanıtlayan o eksik parça oluyor.” Diyor Greyeyes.

Yapımcıarın Tepki’yi geliştirmeye başladıklarında verdikleri ilk kararlardan biri de Rainbird’ün King’in romanında yazıldığı gibi Amerikan yerlisi bir oyuncu tarafından canlandırılacağı olmuş. Greyeyes şunları söylüyor; “1984’ün Tepki filmi yapıldığında yerlilerin filmde kültürel olarak temsil edilmesi, tarihte farklı bir andı. O filmde Rainbird rolünü George C. Scott oynamıştı. Elbette muhteşem bir oyuncuydu efsaneydi. Ama ben bu film için seçildiğimde menajerlerimle birlikte şöyle dedik; “George C. Scott’ın yerine geçmeye çalışmıyoruz. Rolü geri alıyoruz.” Dedik. Benim için bu alanı geri almak ve bir Amerikan yerlisi olarak anladığım şeye daha yakınlaştırmak önemli bir fikirdi.”



Yüzbaşı Hollister : Gloria Reuben


Yüzbaşı Hollister, askerlik rütbelerinde yükselmiş. Şimdi ise Charlie’yi yakalamaktan sorumlu ekibin başında. Charlie’ye yardım etmek istediğini iddia etse de gizli amaçları olduğu ortada. Charlie’yi yakalaması ve canlı teslim etmesi için Rainbird’ü işe aldığında Charlie’nin güçlerini askeri silah olarak kullanma niyetinde olduğu açığa çıkıyor. Karakteri Lincoln ve Mr. Robot’taki rolleriyle bilinen Gloria Reuben canlandırıyor.


Dr. Joseph Wanless : Kurtwood Smith


Amityville: The Awakening’den Kurtwood Smith’i canlandıran Dr. Wanless, Lot Altı deneylerini geliştiren ve üniversitede oldukları sırada Andy ile Vicky’ye uygulayan doktor. Yıllar sonra Gaziler Hastanesi’nde yaşıyor, kırışmış ve zayıf düşmüş. Ama Yüzbaşı Hollister ona Charlie’nin güçlerinden bahsedince çocuğa yapılması gerekenler hakkında farklı bir fikir öne sürüyor.


Irv Manders : John Beasley

Irv Manders, Andy ile Charlie’nin arabaları bozulduğunda onları arabasıyla götürmeyi teklif eden önemsiz, uysal bir adam. Rolü, Arınma Gecesi Anarşi’deki John Beasley canlandırıyor. Irv, Andy ile Charlie’yi öğle yemeği için çiftliğine davet ediyor. Dostça başlayan yemek Irv’in baba kızda gözle görünenin ötesinde bir şeyler olduğunu anlamasıyla şüpheye dönüşüyor.


Sinematografi


Görüntü yönetmeni Karim Hussain ve yönetmen Keith Thomas, filmin başrol oyuncularında büyüyen içsel karanlığı yansıtmak için filmin karanlık, dumanlı bir atmosferi olmasını istemişler. Karakterlerin içlerindeki karanlık bir yeteneği veya sırrı taşımasının dualitesini göstermek için Rembrandt tarzı gölge ışık kullanılmış. 

Çekim süresini azaltmak ve kameralar arasındaki esnekliği sağlamak için tüm film yenilikçi Cinefade Sistem ile Vari ND modunda çekilmiş. Ayrıca Ryan Kiera Armstrong’un kısıtlı çekim saatleri için de yardımı olmuş.

Cinefade, bir öznenin arkasındaki netliğin çekim ortasında ortam ışığını etkilemeyecek şekilde bir etkisi olabilir. Bu öncelikle Charlie’nin telekinetik gücü olan baskı yapma gücünde kullanılmış. Efekt, canlı ve kamerada yapılmış.

Görüntü yönetmeni Karim Hussain ve yönetmen Keith Thomas, yeni filme 1984’deki filmden tamamen farklı bir görünüm vermek istemiş. Daha karanlık, karamsar görünmesini istemişler ve bunu da daha yumuşak, daha eski bir görünüm sunan Masterbuilt Classic Primes ile sağlamışlar.

Filmin büyük bölümü kameraman Yoann Malnati ile Steadicam kullanılarak çekilmiş. Filme sürekli, dinamik bir hareketli kamera açısı vermiş ve sahnelere geçerken oyuncularla birlikte doğal olarak hareket etmiş. 

Çekimin yaklaşık yarısında Thomas ve ekip, filmin müziklerini John Carpenter, Cody Carpenter ve Daniel Davies’in yapacağını öğrenmişler. Hepsi Carpenter’ın büyük hayranı olduğu için bazı sahneleri hazırlarken aksiyonun ritmini hesaplamaya yardımcı olması açısından Carpenter tarzı müzikler hayal etmiş.

Yangın sahnelerinin çoğu, uygulamalı olarak yapılmış ve zaman zaman bilgisayar efektleriyle zenginleştirilmiş. Ateşin görüntülenme doğasından olayı alevler büyürken detaylarını alanın derinliğini etkilemeden korumak için uzaktan Vari ND Cinefade Sistemi kullanılmış.

Filmin ateşli ortamında yanmaz kıyafetli dublörlerin yanmasının yukarıdan çekimi için sette yukarıya bir kamera yerleştirilmiş. Ateş gerçekmiş ve prova sırasında yangın güvenlik görevlisi, kamera yakınındaki sıcaklığın yaklaşık 540 derece olacağını hesaplamış. Kamera, erimesini önlemek için özel, yalıtımlı ve güçlendirilmiş muhafazaya konulmuş.

Yapım tasarımcı Zosia McKenzie, sanat yönetmeni John O’regan ve görüntü yönetmeni Karim Hussain, filmin iç mekan setlerini kamerada görünecek şekilde pratik ışıklarla ve minimum ekran dışı film ışıkları kullanımıyla gerçekleştirilecek şekilde özenle planlamış. Bu da oyuncuların gideceği yeri önceden bilmek ve hazırda pratik ışıkların olmasını ve oyuncunun engellemesi halinde konumlarını değiştirilmesi anlamına geliyormuş.



Tehlikeli Sahneler ve Yangın Güvenliği


Yönetmen Keith Thomas şunları söylüyor; “Bana göre setteki uygulamalı efektlerle daha sonra post prodüksiyondaki görsel efektleri bir araya getirebilirseniz mükemmel bir uyum olur. Bu film için efektlerin yüzde 95.9’u kamerada yapıldı. Sadece ateş değil, ne zaman biri yansa her zaman protezler kullanıldı. Camların patlamasına hava topu kullandık. Böylece de gerçek tepkiler aldık. Yangınların yüzde 99’u kamerada gerçekti.”

Çekimlerden iki ay öncesinden Blumhouse yetkilileri, yönetmen Keith Thomas, tehlikeli sahneler koordinatörü Daryl Patchett, uygulayıcı yapımcılar, bölüm müdürleri ve yerel itfaiye şefiyle yangın güvenlik protokolleri hakkında haftalık görüşmeler programlanmış.

Filmin en kritik sahnelerinden birinde, özel efektler ekibi ateşe dayanıklı kıyafetlerdeki dublörlerin üzerinde kullanılacak bir alev silahı getirmiş. Dublör ekibi, birkaç kez prova yapmış, ısıyı ve zaman aralıklarını prova yapmış. Bu sahnelerden birinde set içi sıcaklık, birkaç saniyede 70 °C’den 399 °C’ye çıkmış.

Filmin set tasarımcıları güçlendirilmiş inşaat malzemeleri kullanmış, mekan yapılarını modifiye ederek yüksek derecelerde ateşe ve ısıya dayanmalarını, bastırmalarını sağlamış. İç mekan setlerinin mükemmel bir hava akımı ve acil durumda çıkmak için yolları varmış. 

Gardırop ekibi, kıyafetleri ateşli sahnelerin güvenliği için şartnamelere uygun şekilde tasarlamış. 

Sydney Lemmon, birkaç saat prova yaptıktan sonra kollarının ateşler içinde olduğu sahneyi canlandırmış. Hepsi uygulamalı efektlerle yapılmış ve kolları gerçekten ateşe verilmiş.

Tepki’nin çekimleri sırasında oyunculardan veya ekipten tek bir kişi bile yanmamış ya da yaralanmamış.


Lokasyonlar ve Yapım Tasarımı


Andy ile Vicky’nin evinin lokasyonu, Hamilton, Ontario, Kanada’da şehir merkezinin hemen dışındaki bir vadideymiş. Ev, 1966’da mimar Stanley Roscoe tarafından tasarlanmış ve artık yayınlanmayan Ontario Homes & Gardens dergisinde modern kolonlu ve kirişli yapı örneği olarak yer almış.

Evin içinin tasarımı için (stüdyoda inşa edilmiş) yapım tasarımcı Zosia Mackenzie ve ekibi, evin şu anki sahiplerinin yıllardır sakladığı derginin kopyasından elde edebildikleri orijinal tasarımdan büyük oranda esinlenmiş. 

Toronto Üniversitesi’nin brütalist Scarborough, Ontario kampüsünü üs olarak kullanan yapım tasarımı ekibi, kurumun en alt katını ise tüm uygulamalı efektler ve tehlikeli sahneler için stüdyoda inşa etmiş.

İnşaat ekibi, kurum için yüzlerce 120 x240 cm’lik prefabrik beton plaklar kullanmış. Birleştirerek koridorları, odaları, geçitleri oluşturmuşlar ve böylece oyuncular alanda olabildiğince gerçekçi bir şekilde hareket edebilmiş. 


Filmin mmknmrtb notu:   40   /100