5.11.21

Senaryo Yazım Bilimi



Bir senaryoyu okurken ya da bir filmi seyrederken okuyucunun ya da izleyicinin beyninde ne tür bilişsel ve algısal süreçler işler? 

Bir yazar/film yapımcısı, bu süreçlerle ilgili bilgileri daha etkili, duygusal olarak daha çarpıcı materyaller yaratmak için nasıl kullanabilir? 

Bir senaryoda kullanılabilecek etkili stratejiler için bilim neler söylüyor? 

Bir filmi izlerken nasıl oluyor da etkisine kapılıyor ve karakterlerle bağ kuruyoruz?

Senaryo yazımıyla ilgili birçok soruya cevap bulabileceğiniz bir kaynağımız var! 

Psikoloji ve sinema bölümlerinden iki doçent; Connie Shears ve Paul Joseph Gulino, Senaryo Yazım Bilimi ile hikâye anlatma stratejilerinin ardındaki bilimi gözler önüne seriyor.



Beyazperdeye bakarken algısal ve bilişsel süreçlerden geçiyoruz. Seyrettiklerimiz beynimizde bir noktayı tetikliyor. Bazen bir gölgeyi anlamlandırmaya çalışıyor bazen sesin nereden geldiğini çözmeye çalışıyoruz… Tüm bunlar için kusursuz film formülleri yok ancak insan fizyolojisi ve psikolojisine dair derin bir bakışla izleyicide merak uyandırmak, onu heyecanlandırmak ve karakterle bağ kurmasını sağlamak mümkün! İnsan beyninin görsel ve işitsel verileri nasıl işlediğiyle ilgili faydalı bilgiler eşliğinde başarılı bir senaryo yazım süreci geçirmeye hazır mısınız? 

Aslında senaryo yazımı da bilim gibi gözlemden doğar. Yaşamı —insanların davranışlarını, yaşama süreçlerini; aslında tüm yaratıkları— gözlemleyenler, gözlemledikleri şeyleri açıklamak için zihinsel güçlerini kullanır.

Seyircinin, bir filme duygusal açıdan dahil olmak için kim, ne, ne zaman, nerede ve film hangi şartlar altında gerçekleşecek sorularının cevaplarını bilmesi gerekir. 

Senaryo Yazım Bilimi; bilgi akışı, ana karakterlere bağlama, tezat, açıklama, sebep-sonuç, ortak dikkat, çatışma ve hayal gücü konuları etrafından hangi kurallara nasıl ve ne zaman uyacağımızın, o kuralların nereden geldiğinin altını çiziyor.

“Göreviniz: George Lucas nasıl başardı diye düşünün yahut kalkıp yazın!”