14.8.21

Old / Zamanda Tutsak



Vizyoner yapımcı M. Night Shyamalan’dan, tropik bir tatil yapan ve birkaç saatliğine dinlendikleri gözlerden uzak bir plajın bir şekilde hızla yaşlanmalarına neden olduğunu ve tüm hayatlarını bir güne indirgediğini fark eden bir aileyi konu alan tüyler ürpertici gizemli, yeni gerilim filmi Old / Zamanda Tutsak vizyona girdi..

Filmde Gael García Bernal (Mozart in the Jungle dizisi) ve etkileyici bir uluslararası oyuncu kadrosu yer alıyor. 

Kadroda Vicky Krieps (İlk Teyelde Aşk), Rufus Sewell (The Man in the High Castle dizisi), Alex Wolff (Ayin), Thomasın McKEnzie (Tavşan Jojo), Abbey Lee (Lovecraft Country dizisi), Nikki Amuka-Bird (David Copperfield’ın Çok Kişisel Hikayesi), Ken Leung (Star Wars 7: Güç Uyanıyor), Eliza Scanlen (Küçük Kadınlar), Aaron Pierre (Krypton dizisi), Embeth Davidtz (Ejderha Dövmeli Kız), Emun Elliott (Star Wars 7: Güç Uyanıyor) rol alıyor.



Filmde ayrıca Gustaf Hammarsten (Ejderha Dövmeli Kız), Alexa Swinton (Billion dizisi), Kathleen Chalfant (The Affair dizisi), Francesca Eastwood (Uyanış) ve Nolan River (New Girl dizisi) rol alıyor.

Filmde görüntü yönetmeni Michael Gioulakis (Biz, Glass), yapım tasarımcı Naaman Marshall (Ziyaret, Nefesini Tut), kostüm tasarımcı Caroline Duncan (Oyunun Sonu, Servant dizisi). 

Zamanta Tutsak’ın editörü Brett Reed (Georgetown, Servant dizisi), bestecisi Trevor Gureckis (Saka Kuşu, Servant dizisi). 

Müzik süpervizörü Susan Jacobs (Cruella, yetenekli Genç Kadın), oyuncu seçimi Douglas Aibel, csa (Parçalanmış, Yaşamın Kıyısında). 

Senaryosu M.Night Shyamalan’a ait olan ve Pierre Oscar Levy ile Frederick Peeters’ın Sandcastle adlı çizgi romanından uyarlanan Zamanda Tutsak filminin yönetmeni de M.Night Shyamalan. 

Filmin yapımcıları Marc Bienstock (Glass, Parçalanmış), Ashwin Rajan (Glass, Genç Hizmetçiler) ve Shyamalan. 

Filmin idari yapımcısı Steven Schneider.



Yönetmen: M. Night Shyamalan

Yazar: M. Night Shyamalan tarafından Pierre Oscar Lévy ile Frederik Peeters’ın yazdığı Sandcastle adlı çizgi romandan uyarlanmıştır.

Oyuncular: Gael García Bernal, Vicky Krieps, Rufus Sewell, Ken Leung, Nikki Amuka-Bird, Abbey Lee, Aaron Pierre, Kathleen Chalfant, Alexa Swinton, Nolan River, Kylie Begley, Embeth Davidtz, Eliza Scanlen, Alex Wolff, Emun Elliott, Thomasin McKenzie

Yapımcılar: M. Night Shyamalan, Ashwin Rajan, Marc Bienstock

İdari Yapımcı: Steven Schneider  

Tür: Gerilim 

Old / Zamanda Tutsak, 13 Ağustos 2021 Cuma günü vizyona girdi..




Yıllar Saatlere Dönüşünce : Zamanın Hediyesi ve Dehşeti


Old, tam anlamıyla bir hediye ile başlıyor. Bir yıl Babalar Günü’nde M. Night Shyamalan’ın üç kızı, babalarına karamsar, düşündürücü, Fransız yazar Pierre Oscar Lévy ile sanatçı Frederik Peeter’ın 2011 yılında çıkan Sandcastle adlı çizgi romanını hediye etmişler. 

Çizgi roman, tecrit edilmiş bir adada tatil yapan bir grup insanın hızla yaşlandıklarını fark etmesini konu alıyor ve Shyamalan’ın hayal gücünü hemen tetiklemiş. 

2000 yılında Ölümsüz, 2016’da Parçalanmış ve 2019’da da Glass filmiyle gişe rekortmeni “Eastrail 177” üçlemesini tamamladıktan hemen sonra Zamanda Tutsak filminin senaryosu üzerinde çalışmaya başlamış. 

İnsanlığın en ölümsüz gizemlerinden olan fanilik, pişmanlık, aşk, bağlılık ve zamanın doğası gibi konuları ele alan varoluşsal bir gerilimi dönüştürmeye ve geliştirmeye başlamış. 

Senaryo son derece derin kışkırtıcı soruları soruyor; “Hayatınızın geri kalanını bir günde yaşamak zorunda kalsaydınız nasıl geçirirdiniz? Kiminle geçirirdiniz? Sizin için en önemli ne olurdu?”

Shyamalan, hikayenin altında titreşen kafa karıştırıcı gizemi ve tüyler ürpertici korkuyu korurken bir yandan da karakterlerin ölüm tehlikesi algısını ve gerilimi artırmak istemiş. 

Şunları söylüyor; “benim de çok sevdiğim iki saatlik bir Alacakaranlık Kuşağı bölümü izlediğinizi düşünmenizi, tuhaflığı ve neler olduğunu anlamaya çalışmanızı istedim. Zamanda Tutsak’ta izleyicinin hiçbir zaman güvende hissetmesini istemedim. Bir şeyleri tıpkı filmdeki karakterler gibi tek tek çözmelerini istedim.”

Aslında şanssız tatilcileri lüks, tropik tatil beldesinde rezervasyon yaptıktan sonra esrarengiz bir olay beklemektedir. Zamanda Tutsak’ın açılışında karı koca olan Guy ve Prisca Capa (Gael García Bernal ve Vicky Krieps) 11 yaşındaki kızları Maddox (Alexa Swinton) ve 6 yaşındaki oğulları Trent (Nolan River) ile son tatillerine çıkmışlardır. 

Guy ve Prisca boşanmayı planlamaktadırlar ama çocuklarına henüz söylememişlerdir.

Capa’lar, tatil beldesine geldiklerinde lüks hizmetten etkileniyorlar. 

Kendilerini tatil köyünün müdürü (Gustaf Hammarsten) ve asistanı Madrid (Francesca Eastwood), zevklerine uygun kokteyllerle karşılıyor. 

Maddox’un dikkatini utanarak, etraftaki atletik genç erkekler çekiyor. Dışa dönük erkek kardeşi Trent, yaşıtı bir çocukla arkadaş oluyor. 

İki yeni arkadaş kendi özel dillerini bile geliştiriyorlar. Birbirlerine gizli mesajlar iletmek için kullandıkları ve sadece kendilerinin çözebildiği bir şifre bile geliştiriyorlar. 

Guy ile Prisca’nın arasındaki gerilime rağmen aile, tatil köyünün özel olarak işlettiği bir plaja davet edildikleri için heyecanlanıyorlar. Kısa bir süre sonra çocuklarıyla birlikte sörf, güneş ve kumun olduğu günübirlik bir gezi için servis aracına biniyorlar. Kendilerine başka bir aile daha Kardiyotorasik cerrah Charles (Rufus Sewell), yaşlı annesi, Agnes (Kathleen Chalfant), çok genç karısı, Chrystal (Abbey Lee) ve altı yaşındaki kızları Kara (Kylie Begley) eşlik ediyor. 

Şoför, onları varacakları yere götürüyor, yolun kenarına çekiyor ve yolcuları denize doğru götürecek olan yola yönlendiriyor. 

Plajdaki grupta sadece Capa’larla Charlie ve ailesi yok aynı zamanda Mid Sized Sedan (Aaron Pierre) lakaplı bir rapçi, uzun süredir evli olan çift ile Jarin (Ken Leung) ve Patricia (Nikki Amuka-Bird) da vardır. 

Çok geçmeden bilinmeyen bir kadının cesedi kıyıya vurur ve yetişkinler kısa sürede cep telefonu hizmeti alamadıklarını, plajdan ayrılamadıklarını ve çocuklarının hızla yaşlandığını ve gözlerinin önünde büyüdüklerini fark ederler.



Zamanda Tutsak, “saat işliyor” deyişini hikaye anlatı aracı olarak yepyeni bir yere taşıyor. Karakterler, geçen her saat 2 yıl yaşlandıklarını hesaplıyor. Böylece tek bir günde hayatlarına 50 yıl eksiliyor. 

Plajdan kaçmak için yaptıkları her girişimde hayatlarının geri kalanını kaçarak, belki de nafile bir çabayla özgürleşmeye çalışmak mı veya kaçınılmaz olanı kabullenerek ve kalan zamanlarını en iyi şekilde geçirmek mi istediklerine karar vermeleri gerekmektedir. 

Shyamalan yine de Capa’ların ve plajda mahsur kalanların başına gelen tüm karanlık ve dehşet verici olaylar konusunda Zamanda Tutsak’ın bir korku filmi olmadığını özellikle belirtiyor. Şunları söylüyor; “ben korku filmi yapmam. Yaptığım işi asla böyle tanımlamam. Korku filminde ölümün bir varış noktası olduğu duygusu vardır. Benim yazarken yapmaya çalıştığım şey ise en kötü şeyleri hayal edip kendime bir insan olarak duygusal açıdan üstesinden gelip gelemeyeceğimi sormak oluyor ve diğer taraftan çıktığımda o deneyim için daha güçlü olabilir miyim?”

Shyamalan, uzun zaman önce Oscar adayı olan 1999 yılı gişe rekortmeni, çığır açan Altıncı His filminden itibaren özel olarak işlediği, kafa yoran, şaşırtıcı gerilimleriyle ünlenmişti. Hala da en yakın meslektaşlarına göre Zamanda Tutsak başarılı yapımcının bugüne kadar yaptığı en tutkulu iş olmuş.

Shyamalan’ın uzun süredir yapımcı ortağı olan Ashwin Rajan şunları söylüyor; “Açıkçası bu çok tuhaf ve çılgın bir öncül. Bugüne kadarki en çılgın fikri olabilir. Kesinlikle yaptığı en zorlu filmlerden biri. Ona hikayeci olarak ilham veren şeye döndü ve çok sınırlı, karakter odaklı, merkezinde son derece büyük bir tehdit olan bir hikaye anlatıyor ve bu insanların karakter olarak nasıl başa çıktığını inceliyor.”

Shymalan, dikkat çekici bir şekilde ilk kez ABD ve memleketi olan, aynı zamanda Apple TV+ dizisi Servant’ın ve önceki filmlerinin de mekanı olan Philadelphia dışında bir yerde çalışıyor. 

Zamanda Tutsak, Dominik Cumhuriyeti’nde çekilmiş. Daha önce Shyamalan’ın Ziyaret, Parçalanmış ve Glass filmlerinde de görev alan yapımcı Marc Bienstock şunları söylüyor; “Night’ı ve hikaye anlatımını yaşadıkları şehirden aldık ve başka bir ülkeye gittik. 

Zamanda Tutsak’ın idari sorumlusu olan ve aynı zamanda Ziyaret, Parçalanmış ve Glass filmlerinde de aynı görevi yapan Steven Schneider, sonucun daha önce yapılmış hiçbir filme benzemediğini söylüyor. “Zamanda Tutsak’ın en etkileyici yanı Night’ın burada ne kadar zor bir iş üstlendiğidir. Çizgi roman daha çok bir ruhsal durum eseri, genel olarak işlenmiş, varoluşsal bir hikaye. Night, o hikayenin içine girip sahiplenmeyi başardı. Her karakterin öyküsü çok farklı. Özellikle de bugünlerde hepimizde olan temalarla dolu derin ve farklı bir hikayeyi anlatmayı başardı. Beyaz perdede fantastik, dehşet verici, tuhaf ve gerçek üstü olan şeyleri yakalıyor.”

Bu zorlayıcı hikayeye karakter derinlik ve orijinallik katmak için Shyamalan, filmdeki oyuncuların da dünyanın dört bir yanından gelmesi gerektiğini düşünmüş. Bu yüzden Zamanda Tutsak filminde çok farklı ırklardan ve ülkelerden gelen dinamik oyunculara yer vermiş. 

Shyamalan şunları söylüyor; “Yaptığım her filmin bulunduğum yerle ilgili bir şey sunması gerekir. Şu anda bulunduğum yer de aslında bir göçmen olduğumu kutlamak.  Bunu sessiz bir şekilde kariyerimin bir yanına koyuyorum. ABD’de filmler yapıyorum. Puducherry, Hindistan doğumluyum ve dünyanın dört bir yanındaki insanlara hikayeler anlatma şansına sahibim ve bunu Hollywood’dan yapıyorum. Bunu temsil eden, Meksika, Alman, İngiliz aksanı olan bir oyuncu kadrosuna sahip olmak çok güzel.” 



KARAKTERLER  


Guy Capa : Gael García Bernal


Gael García Bernal’in canlandırdığı Guy Capa, çok bariz bir film kahramanı değil. İyi biri olmasına rağmen kızı Maddox ile oğlu Trent’e olan düşkünlüğü, karısı Prisca’yla olan başarısız evliliğini kurtarmaya yetmemiş. Çift birbirinden giderek uzaklaşırken Guy donmuş gibi davranıyor. Birlikteliklerini onarmaya yardım edecek hiçbir hareket yapamıyor ya da yapmak istemiyor. García Bernal şunları söylüyor; “Guy, çok korkak biri. Biraz korkuyor, gergin ve hayatında iyi bir dönemden geçmiyor.”

Guy, Philadelphia’da büyük bir sigorta şirketinde sigorta hesap uzmanı olarak çalışarak risk değerlendirmesi yapmasına rağmen ücra plaja gittiklerinde kendisini ev ailesini bekleyen tehlikeyi hissetmiyor. Meksika doğumlu oyuncu, Shyamalan’ın senaryosunu okurken kendini sayfaları hızla çevirirken ve gelişen olaylara şaşırırken ve hikayenin nereye gittiğini öğrenmek için heyecanlanırken bulmuş. 

Şunları söylüyor; “Büyük bir merakla okudum çünkü neler olduğunu öğrenmek istiyordum. Çok dinamikti. Çok etkileyici ve duygusaldı. Bana klasik tragedyayı hatırlattı. Karakterler kendi kaderlerini kontrol edemiyor ve ne olduğunu ve Tanrı’nın kendilerinden ne istediğini anlamak için mücadele ediyorlar. Tüm bu olayların zaman dışı bir yanı var ve riski artırıyor.”

Tehlike artmaya başladıkça Guy’ın da cesaretini ve gücünü toplamak için her yeni rahatsız edici gelişmenin üstesinden gelip ilk şoku atlatması gerekmektedir. García Bernal şunları söylüyor; “Bu düzen ve varlığı değişiyor ve çok şey olmaya başlıyor. Kuşkularını bir kenara bırakıyor ve sevdiklerini korumak için her şeyi yapmaya odaklanıyor. Bu çocukların babası, bu harika kadının kocası. Buradan gidelim. Bu Guy’ın yolculuğu.” 

Rolün doğası gereği doğru oyuncuyu seçmek çok önemliymiş. Yapımcı Ashwin Rajan için Bernal uluslararası oyuncu kadrosu için ideal bir baş oyuncuymuş.

Rajan şunları söylüyor; “Gael süper sevimli, inanılmaz insani yanı var. Hayatı tehdit eden bir durumda iki çocuk babasını ve Prisca’nın kocası rolünü oynamak için karakteriyle hemen bağ kurması gerekir. Bu yolculuğu onun ve iki çocuğun gözlerinden görüyoruz. Gael müthiş bir iş çıkardı. Sizi içine çekiyor.”


Prisca Capa : Vicky Krieps


Prisca Capa, bazılarının uzak olarak tarif edeceği kendine hakim bir kadın. Kendini, karbon tarihi saptamaya ve osteolojideki özel uzmanlığını kullandığı bir pozisyon olan müzedeki küratörlük görevine adamış. Zeki, anlayışlı ve becerikli biri. Ayrıca çocuklarından sakladığı, Guy’ın ayrılmalarını yeniden düşünmesini isteyeceği kadar ciddi bir durum olan medikal bir hastalıkla uğraşıyor. Ama Prisca’nın bakış açısına farklılıkları bir çift olarak kalabilmeleri için çok fazla. Guy, her zaman geleceğe odaklı, geçmişte odağı işi olmuş. İkisi de anda yaşayamıyorlar.

Lüksemburg doğumlu olan, Berlin’de yaşayan oyuncu Vicky Krieps, Oscar adayı olan Phantom Thread filmiyle biliniyor ve rolü almış. Zamanda Tutsak’ın yapımcısı Ashwin Rajan şunları söylüyor; “Vicky’nin Prisca rolüyle güçlü ve duygusal bir anneyi canlandırması gerekiyordu. Bu ailenin hayatlarını tehdit eden bu durumda kalmasıyla birlikte karakterlere inanmanız gerekiyor. Tabii ki Prisca’nın bir başka yanı da onunla empati kurmanız gerekmesi. Evliliğinde Guy’la arasının açılmasına neden olan bazı şeyler yapmış. Ama aynı zamanda karakteriyle bağ kuruyor ve ilişkilerinin iyileşmesini istiyorsunuz.”

Krieps, Zamanda Tutsak’ın senaryosunu okuduğunda derin bir kaygı duymuş. Ama aynı zamanda modern Hollywood geriliminin hızlı ürpertileri daha büyük modern temalarla ustalıkla yönettiği de dikkatini çekmiş. “Neden bilmiyorum ama okurken beni çok rahatsız hissettirdi. İçime kötü bir şeyin girip beni hasta ettiğini hissettim. Ama aynı zamanda yine adlandıramayacağım bazı şeylerden çok etkilendiğimi de hatırlıyorum. Hayat ve ölüm. Sevgi. Bu hikayede aşkla ilgili çok derin bir şey var.” 

Rol için hazırlanmakla çok zaman harcamak yerine film setine gittiğinde karaktere nasıl yaklaşmak istediğini keşfetmeyi seçmiş. “Prisca’yla yaptığım, oturup her gün plajdaki yaklaşımını izlemek oldu. Onu görebiliyordum.”

Oyunculuğa kendisi gibi yaklaşan Gael García Bernal’in karşısında rol almak Avrupalı oyuncu için bir kafa dengini bulmak gibi olmuş. “Gael’le aynı kumaştan yapılmış gibiyiz. Bence ikimiz de bu filme beklentisi olmayan iki oyuncu olarak geldik. Sadece orada olup her şeyi olduğu gibi kabul ettik. Aynı anda aynı şeyi yapan iki kişi varsa çok derinlere uzanabilir.”



Charles : Rufus Sewell 


Charles, gergin, sert ve tüm cevaplara sahip olmaya alışkın biri olan başarılı bir doktor, kardiyotorasik cerrah ve tatil köyüne ailesiyle birlikte, karısı Chrystal, kızı Kara ve yaşlı annesi Agnes ile birlikte geliyor. Mesleğinde saygı gören Charles, işi kendisi için her şey demek olan biri. Doktorluk yapmadığı bir geleceği hayal etmesi imkansız. Karısıyla seyahat etse de aslında işiyle evli olan bir adam.

İngiliz oyuncu Rufus Sewel otoriter Charles rolü için seçmelere katılmadan önce sıra dışı bir karar vermiş ve rol için genel olarak yanlış kişi olduğunu düşünmüş. The Marvelous Mrs. Maisel’daki rolüyle Emmy adayı olan oyuncu şunları söylüyor; “Ben son derece eleştirel bir okuyucuyum. Her zaman sevdiğim şeyleri ve beni endişelendiren şeyleri dikkate alırım. Karakter çok çelişkili ve hakim olması zor biri. Hakkında ne hissettiğimi çözmek için birkaç kez okumam gerekti. Ama seçmelere olması gerektiğini düşündüğüm şekilde katıldım. Night’ın yorumumu beğendiğini öğrendiğimde epey şaşırdım.”

Charles ilk tanıtıldığında hızlı düşünen ve becerikli biri olarak görünüyor. Diğerleriyle birlikte plaja geldiklerinde bir şeyin eksik olduğu anlaşılıyor. Zihin sağlığının zayıf olduğuna ve Charles’ın giderek artan dengesizliğinin etrafında mahsur kalanlar için çok büyük bir tehlikeye dair işaretler görülüyor.”

Sewell şunları söylüyor; “İnsanlar bir şey olduklarını düşünürler ama bazen delilikte gelen alta kalan dürtüleri vardır. Benim tecrübeme göre genellikle çözülmemiş korkular, çelişkiler çok tehlikeli ve ürkütücü bir şekilde ortaya çıkabilir.”



Trent Capa : Nolan River / Alex Wolff


Meraklı, hayalperest ve dışa dönük Trent, Guy ve Prisca’nın küçük oğulları. 6 yaşında, erken büyümüş ve ablası Maddox’la çoğunlukla iyi anlaşan bir çocuk. Çabuk arkadaş edinen Trent, Charles’ın kızı Kara ile ilk tanıştıkları andan itibaren bir bağ kuruyor. Ama çocuk olarak birlikte plajda oynarlarken ikisi de birkaç saat içinde hem zihinsel hem de fiziksel olarak büyürlerken, çocukluktan ergenliğe ve sonra da yetişkinliğe doğru geçerlerken yavaş yavaş bazı değişiklikler yaşadıklarını da fark ediyorlar. 

Filmin ilk sahnelerinde çocuk Trent’i yeni oyuncu Nolan River canlandırırken karakter olgunlaştıkça rolü Alex Wolff devralıyor. Oyuncu ilk olarak ağabeyi Nat Wolff ile birlikte Nickelodeon dizisi The Naked Brothers Band’deki rolüyle tanınmış ve 2018 korku filmi Ayin’de rol aldığı için de korku filmlerine de alışkın. Wolff en çok da yazar yönetmen Shyamalan’la çalışacağı için heyecan duymuş.

Wolff şunları söylüyor; “Benim için belli bir noktada senaryonun ne olduğu bile önemli değildi. Night, en büyük kahramanlarımdan biridir. Ama sonra senaryoyu okudum ve ağlıyor, yüksek sesli bağırıyor ve gülüyordum. Muhtemelen sadece bir şeyi okuyarak verdiğim en canlı, en dışa dönük tepkiydi. Çok güçlü, etkileyici ve düşündürücü bir hikaye.”

Wolff, karakteri canlandırmaya hazırlanırken çocuk psikolojisi üzerine, özellikle de Avusturyalı psikolog Bruno Bettelheim (The Uses of Enchantment: The Meaning and Importance of Fairy Tales) ile İsviçreli psikolog Jean Piaget’den okuma yapmanın yanı sıra günlük tutmaya da başlamış. Şunları söylüyor; “Çocuklar ve mekânsal ilişkileri, büyük kollara sahip olmanın ne kadar tuhaf olduğu ve zihinsel sınırları hakkında çok derin bir araştırma yaptım. Araştırma çok başarılıydı. Ama en çok yardımcı olan şeyin çocuk olarak bağ kurmam, tamamen kendini bilmeden ve tamamen açık olmak olduğunu gördüm. Trent’le en çok o zaman bağ kurduğumu hissettim.”

Wolff, Zamanda Tutsak’ın sıra dışı öncülüne rağmen henüz hazır olmadan yetişkinliğe geçen bir çocuğun hikayesiyle bağ kurabildiğini görmüş. “Zorlandığım şeylerden biri de yetişkinliğin duruşuna uyum sağlamak oldu. Her zaman çocuklarla iyi anlaşmışımdır ve kendi çocukluğumla da gerçekten bağ kurarım. Son derece duygusal ve açık biriyim. Çocukluğumdan beri böyleyim ve gençliğimde bunu kapatmaya çalışmıştım. O yüzden senaryo geldiğinde 24 saatte büyüdüğümü hissederken başa çıkmaya çalıştığım şeyler hakkında bir kinaye gibi hissettim.”

Wolf, o sebeple Trent’i oynamış olmasının gelecek yıllarda önemini koruyacağını düşünüyor. “Bence zihnimde yaşamaya devam edecek karakterlerden biri olacak.” Diyor.




Maddox Capa : Alexa Swinton / Thomasin McKenzie


Maddox, küçük erkek kardeşinden biraz daha utangaç olabilir. Ama etrafındakilerin duygularını anlıyor. Özellikle de son derece korumacı olduğu kardeşi Trent’e karşı. Filmin başlarındaki sahnelerde Alexa Swinton’ın canlandırdığı karakterin genç yetişkin versiyonun canlandıran oyuncu Thomasin McKenzie şunları söylüyor; “Maddox tam bir empat. İnsanlar için bir şeyler hissediyor. Maddox’u başkalarına olan merakı sayesinde buldum. Onlara uzanıp insani bağ kurmayı çok istiyor.”

Yine de dakikalar geçmeye başladığında Maddox da genç bir kadın olmaya başlıyor. Yeni bedeninde değişiklik hissediyor, en yakınındakilerle bile nasıl etkileşme gireceğinden emin değil. Filmin başlarında Maddox, yaşlandığını ve annesiyle ilişkisinin değiştiğini fark ediyor. Yaşlandıkça her şey daha derinleşir. Duygular ve ilişkiler daha karmaşık hale gelir.”

2018’deki İz Bırakma ile 2019’daki Tavşan Jojo filmleriyle bilinen Yeni Zelanda doğumlu oyuncu, rol arkadaşı Alex Wolff, Zamanda Tutsak’daki karakterine girmek için kendi hayatına bakmış. Şunları söylüyor “Ailemi, anne babamla olan ilişkilerimi ve büyüdükçe nasıl değiştiğini, küçük kız kardeşime karşı nasıl korumacı olduğumu, büyük kardeşlerimin de bana karşı nasıl korumacı olduklarını düşündüm.”

Yine de sıra gerilimi çekmeye geldiğinde McKenzie sete yalnız başına gelmiş ve ilk kez bir çekime ailesinden birisi kendisine eşlik etmiyormuş. Neyse ki rol arkadaşlarından rehberlik ve yardım almış. Şunları söylüyor; “Vicky ve Gael bana karşı gerçekten anne baba gibi yaklaştılar. Çok desteklendiğimi ve özellikle de evden uzakta olduğum için herhangi bir şekilde güvensiz hissedersem gidebileceğim insanlar olduğunu gördüm. Gerçek bir anne-kız, baba-kız ilişkisi kurduk.”


Chrystal : Abbey Lee


Cerrah Charles’ın göz alıcı karısı ve küçük kızları Kara’nın annesi olan Chrystal, bir odaya girdiğinde gözleri üstüne çeken türden bir kadın. Güzel olduğunu biliyor ve kusursuz formunu korumak için büyük acılar çekiyor. Öz değeri bu kadar görünüşüne bağlı olan biri için zamanın geçişi çok güçlü bir düşman olabilir.

Chrystal rolünü canlandıran Avustralyalı model oyuncu Abbey Lee (Çılgın Max: Öfkeli Yollar) “Senaryonun en sevdiğim yanı zamanın yıkımıyla ilgili bir tez oluşu. Panik ve yansımanın güzel bir yansıması var.”

Zamanda Tutsak’ın başlında Chrystal sadece 33 yaşında olsa da Lee şunları söylüyor; “Zaten omzunda küçük bir şeytan var, yaşlanma şeytanı. Artık 20 yaşında değilsin, diyor. Bunu anlıyorum ve çok derinden hissediyorum. Bu tüm dünyada birçok kadının başına geliyor.”

Dikkat çekmeye kararlı olan Chrystal, gün içinde plajda güneşlenmek için parlak, sarı bir bikini giyiyor. Ve tam bir Instagram mükemmeliyeti sergiliyor. Ta ki tuhaf güçler vücudunu gençlik dolu pastoral şiirden çok uzak bir şeye dönüştürünceye kadar.” Kırışıklıklar yüz hatlarını örümcek ağı gibi örerken Chrystal, değişimi boş yere makyajla saklamaya çalışıyor ama çabaları başarısız oluyor.

Başına gelenlerle dehşete düşerek akıl sağlığını korumaya çalışıyor. Lee şunları söylüyor; “Tek sahip olduğu şeyin dış görünüşü olduğu söylenmiş veya ona inanıyor. Onu kaybetmeye başlayınca korkuyor ve acı çekiyor. Başına gelenler o kadar hızlı gerçekleşiyor ki bununla başa çıkacak araçlara sahip değil. Nasıl çıkacağını çözemiyor.”

Lee’nin kadınların dış görünüşünün detaylıca incelendiği moda dünyasındaki deneyimi karakterin psikolojisine benzersiz bir bakış kazanmasını sağlamış. Şunları söylüyor; “Geçmişim ve bugünüm nedeniyle dış görünüşüme bakışımla, dünyada nasıl hareket ettiğimle ve benim için ve bana yapılanlarla ilgili güçlü bir ilişkim var. Karmaşık bir ilişki. Chrystal bunu güçlendirdi. Beni dehşete düşürüyor ama ona karşı çok empati duyuyorum. Ona çok değer veriyorum.”



Kara : Kylie Begley / Eliza Scanlen


Cerrah Charles ile eşi Chrystal’ın tek çocukları Kara, tatlı bir kız ve aileleri birlikte plaja geldiğinde Trent’le arkadaş oluyor. Kara rolünü önce Kylie Begley canlandırıyor, sonra da Eliza Scanlen devralıyor. Kara ve Trent hızla yaş alıp yetişkinliğe girerken ilişkileri de beklenmedik ve şaşırtıcı şekillerde dönüşüyor. Scanlen şunları söylüyor; “Filme bir bomba atmaya benziyor.” 

İzleyicilerin Emmy adayı HBO mini dizisi Sharp Objects’teki dramatik dönüşüyle tanıdığı, Greta Gerwig’in 2019’daki edebi uyarlaması Küçük Kadınlar’da Beth March’ı canlandıran Scanlen, Trent’i canlandıran Alex Wolff gibi, her ikisi de teknik olarak bir çocuğu canlandırmıyor olsalar da çocuk zihninin nasıl çalıştığını daha iyi anlamak için çocuk psikolojisini araştırmış. Karakterlerin bedenleri yaşlandıkça zihinleri de yaşlanıyor.”

Scanlen şunları söylüyor; “Night bunu çok net belirti. Thomasin’in, Alex’in ve benim çocukları taklit etmemizi istemedi. Bizim bir yetişkinin fizikselliğini üstlenip bir yetişkinin mental kapasitesine sahip olmamızı istedi. Yani nörolojimiz değişti ama fark şu ki düşünce gelişimine veya hayat hakkında daha büyük bir algıya ve fikre sahip olmamız için gereken deneyime sahip değiliz.” 

Bu durum her oyuncu için sıra dışı ve karmaşık bir meydan okuma olsa da Scanlen’i en çok heyecanlandıran ve ilgisini çeken tam olarak bu olmuş. Scanlen şunları söylüyor; “En güzel yanı da buydu. Gerilim filmi, şaşırtıcı ve rahatsız edici olmasına rağmen, özünde çok temeli insani ve dokunaklı bir şey var. Bu filmin bize en önemli şeyin insanlarla bağ kurmak olduğunu hatırlattığını düşünüyorum. Filmi çekerken şu sözü buldum; Her şey bir anda olmasın diye zamanı icat ettik” Bence bu çok güzel.”


Patricia : Nikki Amuka-Bird


Psikolog olan Patricia, Zamanda Tutsak’ın lüks tatil beldesine kocası Jarin ile birlikte geliyor. Aralarında dengeli, adanmış bir ilişki var. Uzun yıllar süren mutlu bir evliliğin ardından hayatlarının tatilini iple çekiyorlar. Ama plaja geldiklerinde geri kalan yılları kısa sürede kayıp gidiyor.

İngiltere’nin Royal Shakespeare Tiyatrosu’ndaki rolleriyle, Jüpiter Yükseliyor ve Özel Savaş filmlerindeki rolleriyle bilinen Nikki Amuka-Bird, şunları söylüyor; “Beni karaktere çeken şeylerden biri de kocasıyla olan aşk hikayesi. Karakterlerle tanıştığımız gün bütün korkularıyla yüzleşiyorlar. Patricia, bunu hayatında uzun yıllardır elini tutan bir adamla yapıyor. O yüzden benim için araştırılması çok etkileyiciydi.”

Amuka-Bird, çiftin arasındaki dinamiği mükemmelleştirmek için Jarin’i canlandıran oyuncu Ken Leung ile birlikte çalışmış. Bağlanma duygusunu beslemek için kendi sevdikleriyle yaşadıkları özel hikayeleri paylaşmışlar. Amuka-Bird şunları söylüyor; “Yarattığım karaktere dönüp baktığımda bu kadınla ve yolculuğuyla çok gurur duyuyorum. Bir karakteri canlandırdığınızda umut edeceğinizin en üst noktası da budur.”

Filmin oyuncu kadrosundaki birçok kişi gibi Amuka-Bird de Shyamalan’ın zamanın hızlı, durmak bilmeyen bir gerilime geçişi hakkında birçok etkileyici fikri pürüzsüzce işlemesine takdir etmiş.  

Amuka-Bird şunları söylüyor; “Night’ın çalışmasının sevdiğim yanı sizden korkuyla yüzleşmenizi istiyor. Bu izleyiciden istemesi çok zor bir şey. Bu hikayede çok özel çünkü bu korku aynı zamanda yaşlanma. O yüzden fantastik yanıyla birlikte aynı zamanda karşılaştığımız çok gerçek bir şeye de bakıyorsunuz; hayat kaçan bir şey. Hepimiz sevdiklerimizi kaybedeceğiz, hepimiz bir gün yaşlanacağız. O korkuyla hemen yüzleşerek sizden aynı zamanda anın, şimdiki zamanın ve sahip olduğunuz zamanın değerini anlamanızı da istiyor.”


Jarin : Ken Leung


Jarin, hemşire ve uzun yıllardır karısı olan Patricia’ya derin bir sevgi besleyen iyi ve ilgili bir adam. Kriz anında sakin biri. Bu özelliği Patricia’yla birlikte, tatilcilerden birkaç saat sonra plaja geldiklerinde ve günü birlik gezinin kaosa dönüştüğünü anladıklarında çok işine yarıyor. Bu korkunç ve kötü durumdan çıkış yolu ve yardım bulmaya kararlı olan Jarin, tatil köyüne dönmeye kararlı ama tüm çabaları başarısız oluyor. Kaçmak o kadar da kolay değil.

ABC’nin gizemli dizisi Lost ve Yıldız Savaşları Bölüm VII Güç Uyanıyor gibi birçok projede rol alan New York’lu Leung için yabancıların ortak bir zemin bulmak için çabalaması gerektiği bir hikaye fikri çok ilgi çekiciymiş. Leung şunları söylüyor; “Tek bir amacı olan bir grup insan, bir grup yabancı arkadaş olmanın bir yolunu buluyor. Sevdiğim yanı ise arkadaş olmaya ne kadar yakın olduğumuzu ve aslında düşündüğümüzden daha yakın olduğumuzu ortaya seriyor. Bazen bunu fark etmemiz için bir kriz gerekiyor.”



Mid-Sized Sedan : Aaron Pierre


Capa ailesi ile Charles ve Chrystal’ın ailesi plaja geldiğinde gelecek vadeden hip hop sanatçısı Mid Sized Sedan zaten oradadır. Genç bir kızla birlikte daha erken gelmiş. Kadın, diğerleri gelmeden önce okyanusta yüzmeye gitmiş ve geri gelmemiş. Sedan endişelidir ve diğer turistlere karşı mesafeli durur. Kadının cesedi kıyıya vurunca Sedan’ı plajdaki diğer insanlarla temasa geçirir ve çatışma yaşatır.

Başta kendini savunur, tedbirli davranır ve hemen her şeyi geri çevirir. Bu da diğerlerinin kendini sevmesini engeller. Başta neden olduğu açık değildir ama Sedan agresif bir şekilde kendini korur ve diğerlerinin hareketlerinden şüphelenir. 

Yıldızı parlayan müzisyeni canlandıran oyuncu Aaron Pierre’e göre Sedan, iç dünyası zengin ve söyleyecek çok şeyi olan bir karakter. 

Rol için J. Cole, Kendrick Lamar ve Nipsey Hussle gibi sanatçılardan ilham alan Pierre şunları söylüyor; “Bunlar bana göre gerçek dünyada çok bilinçli ve çok düşünceli olan ve kim olduklarını gerçekten iyi bilen sanatçılar. Mid Sized Sedan da çok düşünceli biri. Bu durum onun için belki faydalı belki de zararlı olabilir. İncelenmesi gereken çok iyi bir karakter.”

Pierre de Ay Işığı’nın yapımcısı Barry Jenkins’in Pierre’i 2018’de Globe Tiyatrosu’nun Othello yapımında görmesinin ardından Colson Whitehead’in The Underground Railroad adlı romanının Jenkins’in TV uyarlamasının seçmelerine davet etmesiyle yükselen bir yıldız olmuş. Ünlü Amazon dizisinde Caeser rolünü canlandırıyor. 

İç Savaş’ta geçen dramdan yazar yönetmen M. Night Shyamalan’ın son geriliminin akıl almaz dünyasına geçen Pierre, umulmadık şartlar altında tamamen aydınlanmış bir karakteri canlandırmanın zorlukları karşısında memnun olduğunu söylüyor. “Böyle tamamlanmış bir karakteri canlandırmak bir oyuncu için çok muhteşem bir deneyim. Ama Night’ın çok net bir vizyonu var. Aynı zamanda düşüncelere, fikirlere ve tekliflere de çok açık. Bu da yaptığı işi ölümsüzleştiriyor.”


Agnes : Kathleen Chalfant


Charles’ın yaşlı annesi Agnes, oğlu, gelini ve torunuyla plaja gelir ama en sevdiği aile üyesi, yanından hiç ayrılmayan küçük köpeği, sevgili sosis köpeği Gustav’dır. 

Showtime dizisi The Affair’deki Margaret Butler rolüyle de bilinen deneyimli oyuncu Kathleen Chalfant, tüm dünyadan çok sayıda oyuncuya eşlik edeceği için çok mutlu olmuş. Şunları söylüyor; “Ekip daha çeşitli olamazdı. Shyamalan burada bir eser yarattı. Ne kadar farklı ve özel olduğumuzu görmek için sadece bakmanız yeterli. Ama yine da aramızda bir sinerji var.”



MEKAN   


Adeta Cennet : Dominik Cumhuriyeti’nde Çekim Yapmak


Zamanda Tutsak, öncelikle tek bir mekanda geçtiği için o tek mekanı bulmak yapımcılar için en önemli görevlerden biri olmuş. Birlikte kısa sürede Karayiplere özellikle de Dominik Cumhuriyeti’ne yönelmişler. M. Night Shyamalan ve yaratıcı ortakları, çekim yapacakları ana mekan olarak Playa El Valle’daki muhteşem plajı seçmeden önce 2020 başında üç farklı alanı incelemiş. Samana şehrinin 30 dakika kadar dışında kalan, plaj ücra doğasına rağmen, nefes kesecek kadar güzel olmakla birlikte yapım için doğru tecrit edilmişlik duygusuna sahipmiş ama yapım için lojistik engeller yaratmış. 

Filmin yapımcısı Marc Bienstock şunları söylüyor; “Dominik Cumhuriyeti güzel bir ülke, insanlar da harika ve gerçekten iyiler. Ama daha küçük bir ülkeye gitmenin zor yanı, film yapımının alt yapısıdır. Yani bu filmi yapmak için ihtiyacımız olan çok sayıda ekipman, ekip ve kaynakların ülke dışından getirilmesi gerekti. Bu durumda Dominik Cumhuriyeti okyanusun ortasında bir adadır. O yüzden bu ekipmanı ve kaynakları ve bu insanları getirmek oldukça zor bir işti.”

Çekimler 2020’de dünyanın büyük bölümü Covid 19 pandemisinden dolayı karantinada olduğu sürede gerçekleşmiş. Bu da ek zorluklar getirmiş ve ekibin ve oyuncuların sağlığını ve güvenliğini sağlamak için hiçbir detay atlanmamış. Yine de Shyamalan, o tenkitlerin yaratıcı açıdan odaklanmasını sağladığını düşündüğü için katı kurallar içinde kaldığı için çok rahatmış. 

Shyamalan şunları söylüyor; “Ben kısıtlamaların kendinizi duymanızı sağladığı felsefesine inanırım. Hikayenizi anlatmak için milyonlarca dolarlık seçeneğiniz olsa, bu filmin daha iyi olmasını sağlamaz. Aslında daha kötü yapacağını bile savunabilirim. Çok büyük filmler olsalar da düşük bütçeli filmler yaparım. Yani ne kadar harcayabileceğimiz ve bir sorunu çözmek için neler yapabileceğimiz konusunda bir sınır var.”

2019’da İspanyol gençlik dizisi Chicuarotes’i yöneten yıldız Gael García Bernal de aynı düşünceyi paylaşıyor; “Bazıları kısıtlamaların yaratıcının temelini oluşturduğunu söyler. Çünkü açıkçası boş sayfa epey sinir bozucudur. Kısıtlamalarla karşılaşmazsanız o zaman bunun yönetmenlik olduğunu sanmıyorum. Sadece olay yönetimidir. Yönetmenlik, güneşin, denizin, ışığın ve ortamın size verdiği kısıtlamaları birleştirmektir. Onlarla birlikte çalışır, onlarla oynarsınız.” 

Ek olarak Zamanda Tutsak filminin süre kısıtlaması da varmış. Yani Shyamalan’ın, oyuncu kadrosunun ve ekibinin hızlı ve verimli bir şekilde çalışması gerekiyormuş. Shyamalan şunları söylüyor; “Hata payı için vakit yoktu. Gerçekten plajda fazladan tek bir günümüz yoktu.” 

Neyse ki Shyamalan, detaylı planlama yapmasıyla bilinir. Kameralar çalışmaya başlamadan önce bütün filmlerini titizlikle resimli taslak haline getirir. Taslaklar hazır olunca onlardan çok az sapar. Sadece yazar-yönetmen için değil, sinematografi, yapım tasarımı ve kostüm gibi kamera arkasındaki bütün departmanları için yaratıcı bir el kitabı olarak görev yaparlar. Shyamalan şunları söylüyor; “Kafamda film için bir tarz vardı. Düz değil de açılı hareketler kullanmak istiyordum. Çocukluğumdan beri ve Kurosawa’nın Ran ve Sarı Irkın Laneti filmlerini izlediğimden beri dış mekanları çok şekilci hareketlerle çekme ve görüntüleme fikri gerçekten ilgimi çekiyordu. Hiçbir açı yok, o yüzden açıları kamera hareketlerimizle ekledik.”

Bu yaklaşım, geniş bir açık alanı hem güvenli hem de tehditkar yapmak için mükemmel bir yol olmuş. Shyamalan şunları söylüyor; “Plajdakiler için çok klostrofobik oluyor. Panik olduklarını görebiliyorsunuz. Çıkmaya çalışıyorlar ama çıkacak bir kapı yok. İzleyici o boğulmayı hissediyor. Eskiden güzel olan bir şey artık baskılayıcı ve tehlikeli oluyor. Başta çok güzel görünen su, sizin için ölüm oluyor. Güvenli olan bir şeyden güvensiz olan bir şeye doğru olan o yavaş dönüş filmimizin amalarından biri.”


Shyamalan maske ve mesafeye dikkat eder


Çok Hızlı Büyüyorlar : Shyamalan’ın Kızları Aile İşine Katılıyor


Shyamalan için özünde bir aile olan bir hikayeyi anlatmak, kendi hayatında anne babası ve çocukları yaşlandıkça zamanın geçişi üzerinde çok fazla düşündüğü için özellikle önemliymiş. Yazar, yönetmen ilk kez filmlerinden birinde kızı Ishana Shyamalan’la birlikte çalışmış. Ishana, ikinci ekip yönetmeni olarak görev almış (Daha önce de babasının Servant adlı dizisinde bazı bölümleri yazmış ve yönetmiş.)

Yapımcı şunları söylüyor; “Çok garip çünkü film çocuklarınızın çok hızlı büyüdüğünü görmenizi konu alıyor. Yakalamak istediğim duygu buydu. Gerçek hayatta da çocuklarım artık büyüdü. Muhteşem sanatçılar oldular. Benim için bir film yapmak için evden ayrılmak ürkütücüydü. Ishana’nın da yanımda olması evden hiç ayrılmamışım gibi hissettirdi. Orada, plajda ben çekim yaparken onun da plajın bir kenarında ikinci ekipte çekim yapması bana çok fazla cesaret verdi. Günün sonunda birlikte akşam yemeğe gidiyorduk. Sadece iki kez baş başa olduk. Benim hikaye anlatımına odaklanmamı sağladı.”

Ayrıca Shyamalan’ın klasik piyanistken R&B sanatçısı olan ve bu yıl ilk albümünü çıkaracak olan Saleka Shyamalan da film için bir şarkı yazmış. Önce Maddo Capa rolündeki Alexa Swinton tarafından seslendiriliyor, daha sonra da Thomasin McKenzie seslendiriyor. Shyamalan şunları söylüyor; Küçük bir kızın çok güzel bir şarkıcı olduğunu görme düşüncesi, bizim durumumuzda büyük kızımız Saleka’da oldu. Bebekken ona arabada şarkı söylerdik. Sonra da ‘Vay canına, şarkıcı olmayacak çünkü çok kötü söylüyor, derdik. Şimdi ise dünyanın en iyi şarkıcılarından biri oldu! Şimdi böyle olduğu için o sözleri söylediğime inanamıyorum.” 

Şöyle devam ediyor; “Çocuklarımızın sizi nasıl şaşırtacağı, ne olacakları duygusunu beyaz perdede göstermek istedim. Benim yaşadığım birçok duyguyu yansıtıyor.”



YAPIM TASARIMI


Hayat Güzel : Zamanda Tutsak’ın Dehşet Verici Tropik Nirvanasını Yaratmak


Cenneti nasıl hapishaneye çevirirsiniz? Daha önce yazar yönetmen M. Night Shyamalan’la Ziyaret ve Apple TV+ dizisi Servant’ta birlikte çalışmış olan Zamanda Tutsak filminin yapım tasarımcısı için bu sorun başlıca muamma olmuş. 

Karakterler, dar bir kanyondan plaja ilk çıktıklarında kendilerini bekleyen manzaranın görkemi karşısında adeta dilleri tutuluyor. Ama sonra çıkış yolu olmayan bir yere girdiklerini anladıklarında ürkütücü bir klostrofobi duygusuna kapılmaya başlıyorlar. Marshall şunları söylüyor; “plaj, yalnız bir yere dönüşüyor. Ürkütücü oluyor. Kötü karakter oluyor. Tecrit edilmenin ve kapana kısılmanın ideal mekanı.” 

Marshall, tatilcilerin kapana kısılmış hissetmelerinin duygusunu desteklemek için Shyamalan’ın senaryosunda yer verdiği, plajın bir ucunda yer alan devasa kaya duvarı, Playa El Valle’deki mevcut duvarı başlangıç noktası olarak kullanarak yaratmaya başlamış. Dominik Cumhuriyeti’nde bölgenin fotoğraflarını çekip ölçümlerini aldıktan sonra San Luis Obispo, Kaliforniya’daki merkeze dönerek tasarımının temelini oluşturan duvarın bir maketini yapmış.  

Şunları söylüyor; “Plajın tecrit edilmiş ve kapatılmış duygusuna ihtiyacı olduğu ve oyuncularımızın burada kapana kısıldığı fikrini verdikten sonra bu duvarın yüksekliğini hissediyorsunuz. El Valle, mevcut duvarın bir bölümünü temsil etti. Benim görevim bizim duvarımızı alıp, alçı, iskele, köpük, boya ve kum kullanarak o duvarla birleştirip kaynaştırmaktı. Mevcut duvarı, arkamızdaki bir gölete ve duvarımızın altından geçen çok küçük bir akıntıya bağladık.”

Fakat duvar tamamlanmadan önce bölgeye bir kasırga gelmiş ve bariyerin kabaca 45 metrelik bir bölümünü yıkmış, destek iskelesindeki bağlantıları koparmış. Duvarın ayakta kalan kısmında bazı bölümlerde alçılar eksikmiş ve bir yana doğru eğilmiş.  Baştan başlamaktan başka yapacak bir şey yokmuş. Ama Marshall ve ekibi, duvarı ikinci kez sudan olabildiğince uzaklaştırmak için kaydırmayı denemiş. 

Sonunda duvar tamamlandığında yapı kabaca 10 metre yüksekliğinde, 280 metre genişliğindeymiş (daha sonra post prodüksiyonda görsel efektler ekibi doğal kaya yüzeylerinin fotoğraflarını kullanarak duvar yüzeyinin dokusunu uygun varyasyonlarda dijital ortamda yeniden yaratarak duvarı daha da genişletmiş).

Ama Marshall’ın tasarım çabaları sadece devasa bir duvar yapmanın çok ötesindeymiş. Şunları söylüyor; “Filmin görsel dili ve Night’ın izleyicinin tepki vermesini istediği mesajla ilgili. Night için görevlendirdiği görsel ekibin iş birliği yapması ve grup tasarımı ve filmin konseptini ortaya çıkarması çok önemlidir.””

Görüntü yönetmeni Michael Gioulakis, kostüm tasarımcı Caroline Duncan ve set dekoratörü Karen Frick’in dahil olduğu görsel ekibin yaptığı yaratıcı seçimler Zamanda Tutsak filmini dijital olarak yapmak yerine, çekmek kararını destekliyormuş. Marshall, Duncan ve diğerleri filmin renk paletini geliştirmeye başlarken çeşitli tonların kamerada nasıl görüneceği konusunda Gioulakis’e danışmışlar. Filmin tropik mekanından ilham almışlar, daha çok yıpranmış pastel tonları ve yumuşak renkleri seçmişler.

Marshall şunları söylüyor; “Filmin atmosferi için çok güzel rafine bir renk paleti seçtik. Sessiz değil. Renkler belirgin ama yumuşak. Duvarın arka planına karşın sarılarla, yeşillerle ve morlarla oynayabildik.”

Tüm seçenekler Shyamalan’ın Zamanda Tutsak’la ilgili genel vizyonuyla uyumluymuş. Marshall şunları söylüyor; “Night’la çalışırken filmin tamamının kafasının içinde olduğu duygusuna kapılıyorsunuz. Kamera hareketleri önceden planlamış. Kamera hareketleri, set tasarımını yönlendiriyor. Set tasarımı kamera hareketlerini yönlendiriyor. Renkler, filmi tasarlıyor. Hepimiz Night’ı ve onu neyin yönlendirdiğini bilen bir yapımcı ailesiyiz.” 



MAKYAJ


Gerçekçi Olmasını Sağlamak : Yaşlanmanın İnce Sanatı


M. Night Shyamalan, her karakterin filmde nasıl yaşlanacağını net bir şekilde grafikle belirtmiş. Oyuncuların her sahnede zamanın nasıl ilerlediğini anlaması için detaylı bir zaman çizelgesi yapmış. Genç oyunculara sadece yetişkin bedeninde kalmış çocuklar olmadıklarını, zihinsel ve fiziksel olarak da olgunlaştıklarını özenle hatırlatmış. Shyamalan şunları söylüyor; “Bu gerçekten sıra dışı bir eser. Büyük filmindeki Tom Hanks gibi 40 yaşındaki bir yetişkinin bedenindeki 12 yaşındaki bir çocuk değil. Bedeniniz büyüdükçe zihnin matriksi de değişiyor. O yüzden oyuncular için ilginç bir görevdi.”

Fiziksel değişiklikler, makyaj departmanı sorumlusu Cristina Waltz (Skandal ve Hızlı ve Öfkeli Hobbs ve Shaw filmleri makyaj sorumlusu) ve ekibi tarafından makyaj ve protezlerin titizlikle kullanımıyla başarılmış. Sürekli kullanılan uyarı sözcüğü incelik olmuş. Shayamalan’ın istediği son şey, herhangi birinin oyuncuların görünümlerindeki değişikliklerden rahatsız olarak hikayeden uzaklaşması olmuş. 

Shayamalan şunları söylüyor; “Filmlerde yaşlanma konusunda çok hassasım. Bir oyuncuda çok fazla makyaj yapılmışsa tek gördüğüm altındaki asıl oyuncu olur. Bunun çok doğal, çok hassas olmasını istedim. Böylece güvenip “Evet, kırışıklıkları var” diyeceksiniz. Zamanda Tutsak’da her oyuncuda protez kullanıldı. Anlamanız çok zor olsa da yaşlanmaya başlıyorlardı. Sadece ağızlarını oynattıklarında bir kırışıklığı fark ediyorsunuz. Çok ince ve gerçekçiydi. Filmin güzel yanı da bu, sizi gizlice içine alıyor.”



KOSTÜMLER


Fellini, Deniz Camları ve Güneşten Solmuş Renkler : Zamanda Tutsak’ın Gardırobunu Tasarlamak


Yüksek duvar, yapım tasarımcı Naaman Marshall için odak noktası haline geldiğinde filmdeki karakterler için gardırobu hazırlayan kostüm tasarımcı Caroline Duncan’ı da etkilemiş.

Duncan şunları söylüyor; “Yapım tasarımı ile filmin kostüm tasarımlarını bulmam arasında kesin bir bağ var. Elimde Naaman’ın bana gönderdiği dron görüntüleri, fotoğraflar ve duvarının maketi vardı. Bu mekanın boyutları ve dramı konusunda bir fikrim oldu. Bunu gardıropla da dengelemeniz gerekir. Güzelliğe yönelip ebatlardan uzaklaşırsınız. Filmde birçok yerde karakterlerin kanyon içindeki bu duvarın karşısında son derece küçük hissettikleri birçok an var.”

Duncan, kumaşları “güneşten solmuş renkler” dediği bir renk skalasından seçmiş. Duncan şunları söylüyor, “Plajda bütün kadroyu bir arada gördüğünüz birkaç an var. Siluet ve renk konusunda Fellini’den, 60’ların İtalyan deniz manzarasından örnek aldık. Sulu boya renkleri, deniz camı renkleri, tropik ve tatille bağdaştırdığımız renkleri düşünüyordum. Bu renklerde ilham veren ve romantik bir yan var.”

Şöyle devam ediyor; “Sonra bu karakterler bu alanda sıkışıp kalıyor. Gardırobun güzel, tropik ve acayip olmasının çok rahatsız edici ve doğal olmayan bir yanı var. Renklerin önce canlı ve iyimser olmasını istedik. Filmin gerilimi arttıkça da gerçek üstü, dehşet verici, doğal olmayan bir duygusu olacak.”

Duncan, filmin en genç oyuncularının ne giyeceğine karar verirken vücutlarının gireceği hızlı değişimi vurgulayacak, mayoları giderek küçülen tasarımlar yaratmış. “Benim için Trent'in mayolarının oyuncu, çocuksu desenleri ve renkleri olması önemliydi. Böylece büyüdükçe sadece küçük ve dar kalmayacak, duruşu da tuhaf olacaktı. Ergen bir gencin mayosunda çocuksu, sörf yapan kaplumbağa desenleri olması garip oluyor. Küçük bir çocuk gibi giyinmesi çok tuhaf.” 

Benzer şekilde Kara’da plajda ilk bakışta ancak bir çocuğun giyeceği bir mayoyla görülüyor. Duncan şunları söylüyor; “Küçük Kara’ya hemen fırfırlı, son derece kız işi, pembe, ancak Chrystal’ın satın alacağı bir bikini giydirmek istedim. Kızını oyuncak bebek gibi giydirir ama küçük bir kızda çok masum duran bir şey genç bir kadında son derece şuh ve uygunsuz kaçabilir.”

Duncan, Maddox için iki parçalı daha sportif bir model seçmiş. Kostüm tasarımcı şunları söylüyor; “Maddox’ın değişimindeki olay, küçük Maddox’la tanıştığınızda zaten genç bir kadının dönüm noktasına ulaşmış olmasıydı. Onu çok sportif bir mayo giydirdim. Sonradan altı da üstü de çok rahatsız edici oldu. Çocuk kıyafetini çıkarıyor ve hemen güzel bir kadın gibi görünüyor. Yeni bedeninde inandırıcı olmasını sağladı.”

Duncan, görünümlerin her zaman karakterlerin ruh halleriyle paralel olması gerektiğini düşünmüş. Ama Guy için biraz sigorta uzmanı oluşuyla biraz zıt düşmesini, daha az gergin görünmesini ve son derece nötr kalmasını istemiş. “Tüm karakterler içinde Guy’ın sıradan biri olduğunu ve rahat bir yanı olması gerektiğini düşündüm. Guy’ın belli bir zamana ait olmamasını istedim.” 

Prisca’nın kıyafetleri ise tam aksine daha keskin ve daha yapısal. Duncan şunları söylüyor; “Çizgili giymesi fikrini çok sevdim. Onun için çok uygun görünüyor. Dünyayı kendi yarattığı çizgilerle, siyahlarla, beyazlarla ve grilerle görüyor. Ona kollarından püsküller sallanan bir tunik yaptık. Asimetrik ve bazen neredeyse kostümü onu tüketiyor gibi görünüyor.” 

Charles, sade ve şık gösteren bir kıyafet giymişti. “Aynı zamanda güçlü, yakışıklı ve Rufus Sewell’in ne kadar muhteşem olduğunu da gösteriyor. Bana beynin labirentlerini hatırlatan çok güzel bir dokusu var.” 

Duncan, Aaron Pierre’ın Mid-Sized Sedan karakteri için genelde hip hop sanatçılarıyla bağdaştırılan görsel klişelere düşmekten kaçınmış. Şunları söylüyor; “Mid Sized çok büyüleyici bir karakter. Onu canlandıran Aaron’ın da derin ve şiirsel bir yanı var. Bazı takılar takıyor ama her şey çok ince. Sert renkler, çok fazla desen, ağır, gösterişli bir gardırop yerine çok nötr, Zen yoga tarzı, sakin bir estetiği tercih ettik. Açık dokunmuş bir gömlek giydirdik. Böylece gömleğinden cildini görüp başka dövmeleri olduğunu anlayacaktınız. Çok doğru bir hareket oldu.”

Onun yerine diğer karakterlerden daha gösterişli olan Chrystal oluyor. Tatil köyünde ilk görüldüğünde bir şalı var. Plajda vücudunu açığa seren sarı bir bikini giyiyor. Filmde renkli giyinen tek karakter o.

Duncan şunları söylüyor; “Dikkat çekmek istiyor. Kendine güveni var. Herkesin kendisine baktığını biliyor ve istediği de bu. Karnını saran gerçekten cesur bir bikini seçtik. Kalçasından bacağına doğru sarkan ipler var. Yani bir anda çözülecekmiş gibi duruyorlar.”

Daha sonra Chrystal yaşlanmaya başlayınca dramatik, sırtı açık, kapüşonlu bir kimono giyiyor. 1968 Japon korku filmi Kuroneko’da görülen bir parçadan ilham alınmış. Duncan şunları söylüyor; “Filmde hayalet olan bir karakter var. Bir kimono giyiyor ve bir örtü alıyor. O bir cadı ve o görünüşte Nigth’ın Chrystal’de yaşlandıkça görmek istediği bir şey var.” 

Duncan, eşsiz parçayı Abbey Lee kumda yürürken görsel bir dram yaratması için arkasında iz bırakacak kadar uzun tasarlamış. Şunları söylüyor; “Kimononun kumaşı filmin en güzel renk paleti. Tüm tropik renkler bir arada. Şeffaflığı ve bu şeffaf kimono kumaşının altında cildinin yaşlanmış olması çok üzücü ve ürkütücü.”



MÜZİK


Tribal Bas, Detone Müzikler ve Marvin : Zamanda Tutsak’ın Ses Evrenini Yaratmak


M. Night Shyamalan, Zamanda Tutsak için özel, kapalı bir dünya yaratmak isterken besteci Trevor Gureckis da film için eşsiz bir ses bölgesine sahip olacak müzik yapmayı amaçlamış. Gureckis şunları söylüyor; “Film müziğinin kendi sesi var. Gerçekten bir sesi var. Bu plajda sunulan doğa ve zaman deneyimini müzikal olarak temsil eden bir evren yaratmaya çalışıyoruz.” 

Ünlü Servant dizisinin ilk iki sezonunda Shyamalan’la birlikte çalışan Gureckis, yapımcının yaratıcı yaklaşımını iyi biliyormuş. Ama büyük bir stüdyonun yaz dönemi gerilim filmi için müzik yazmak farklı bir düşünce yapısı gerektiriyormuş. Gureckis şunları söylüyor; “Servant’ta müzik dilinin tamamını birlikte yaratmıştık. Ama bu hiç de o kadar estetik değildi. O yüzden ikimiz için de yeni bir alan bulmamız gerekiyordu. Hikayenin geriliminin yanı sıra müziğin de çok önemli olmasını istedim. Çünkü beyaz perde, TV dizisinden çok daha farklı bir deneyim.”

Gureckis ve Shyamalan, enstrümantasyon veya melodi hakkında belli fikirler öne sürmek yerine başlangıçta Zamanda Tutsak’ı destekleyen daha büyük temalardan konuşmuşlar. Gureckis oradan sonra kısa müzikal taslaklar yazmaya ve geri bildirim almak üzere yazar yönetmene göndermeye başlamış.

Şunları söylüyor; “Daha çok yazdığı ve çektiği şeyler hakkında daha büyük teorik kavramlardan konuştuk. Şartların acımasızlığından, karakterlerin her olayda ardı ardına yaşadığı şoklardan bahsettik. Zaman, bu insanların üstünde acımasız bir güç. Doğa da film boyunca etkileyici bir enerjiye sahip.”

Besteci zaman içinde müzik için doğru akış ve dokuya ulaşmak için gereken denemelerle film müziğinin ilk taslağının ortaya çıktığını söylüyor. 

Gureckis şunları söylüyor; “Filmde başta daha karanlık müzikler vardı ama sonunda onları bıraktık çünkü açılıştaki ortama bağlı kalmak istedik. Hikayede işler gerçekten değişinceye kadar yaylılar, üflemeliler, piyano ve daha hafif renkler var. Night, elini çok erken göstermemek konusunun güçlü bir destekçisidir.”

Plajda işlerin ters gittiği ortaya çıkınca davullar müzikte daha belirgin bir yere sahip oluyor. Sesleri, zamanın geri alınamaz ilerleyişi düşüncesini çağrıştırıyor. Gureckis şunları söylüyor; “Tribal bas davullarını ve başka perküsyon aletlerini kullandım. Zamanın acımasızlığına ve filmi kuşatan doğal unsurlara referans oldu.”

Gerilim arttıkça ve tuhaf olaylar ortaya çıktıkça besteci de belirsizlik ve karmaşıklık algısını arttırmak için ayarsız enstrümanları devreye sokmuş. Şunları söylüyor; “Çok pürüzlü ve bozuk sesler çıkaran bir solo çello var. Tahta veya taş parçalanması gibi farklı örnek enstrümanlar kullanmaya başladım. Yaylı orkestra, detone müzikler çalıyor. Gerçeğin rahatsız edici sesleri çok fazla.”

Ayrıca büyük bölümü metalden yapılmış ve Marvin olarak bilinen en az bir sıra dışı enstrümanı da kullanmış. Gureckis, benzersiz sesleri çalmak için yaylar ve çekiçler kullanmış. “En çılgınca görünen enstrüman. Çok melodik olabiliyorlar ama aynı zamanda tiz ve korku özelliğine de sahip.”

Marvin, sadece filmin en dehşet verici anlarında değil Zamanda Tutsak’ın en etkileyici sahnelerinde de duyuluyor. Besteci daha rahatsız edici bölümlerle bütün olarak algılanacak duygusal sahneler için müzik yapmanın çok zor olduğunu söylüyor. Ama o dengeyi bulmak gerekliymiş.

Gureckis şunları söylüyor; “Night’ın filmlerinin merkezinde olağanüstü durumların ortasında zor zamanlar geçiren bir aile ya da bir çift olur. Duygusal öğeler için kesinlikle tematik olarak birbirine bağlanmış farklı müzik türler, farklı yaylılar, melodik ve ahenkli renkler vardır. Kalp kırıcı durumları yakalayacak içtenliğe ve duyguya sahiptir.”

Gureckis toplamda Zamanda Tutsak için kabaca 90 dakikalık müzik yapmış. Film müziği Mayıs ve Haziran’da üç farklı zamanda Budapeşte, Macaristan’da kaydedilmiş. Besteci hem Covid’den dolay hem de yeni doğan bebeğinin yanında olmak istediği için kayıtlara New York’tan sanal olarak katılmış. Şunları söylüyor; “her şey uzaktandı. Ama geri bildirim vermeleri gereken programlar kullanıyoruz. Kondüktörler İngilizce ve Macarca biliyor. Yorumlarınızı çeviriyorlar ve her şey yolunda gidiyor. Orkestra muhteşem.” 

Gureckis filmin müziğinden çok gurur duyduğunu söylüyor. Perküsyon ağırlıklı bölümlerden bazıları üzerinde çalışarak müziğin tam potansiyeline ulaşmasına yardım eden yaratıcı ortağı, besteci Jay Wadley’e de hakkını veriyor.

Gureckis şunları söylüyor; “Filmde bazı acımasız anlar var ve müzik de bazen çok perküsyon ağırlıklı. O başarılı, en çılgın sonuçları muhteşem iş birlikleriyle elde etmek etmeyi başardım. Çok güzeldi çünkü ben çoğu zaman kendi dünyamda ve sesimde yalıtılmış olurum. Müzikteki en heyecanlı anlar da o çalışmanın eseri.


Gael García Bernal 'vizyoner yapımcı' M. Night Shyamalan'la


Filmin mmknmrtb notu ::


Gördüğünüz üzere, yapım notumuz oldukça uzun, ancak hakkında uzun uzadıya bir eleştiri yazmanın gereksiz bir çaba olacağını düşündüğüm, 'zaman israfı' bir film bu..

Sinemasal açıdan, neresinden tutsan elinde kalan, başlanırken kurulan hayallerin 'gizem - gerilim' olduğu anlaşılan, ancak sonuçta ortaya çıkan gerçeklerle 'patetik' bir komediden öteye geçemeyen Old'la M. Night Shyamalan, The Happening (2008) ve After Earth (2013)'den sonra üçüncü 'kötü' filmini de böylece hayata geçirmiş oluyor..

4   /10