![]() |
Hüvel Baki Burgulu I, 2019, Alüminyum |
Reçine, endüstriyel - doğal atık gibi farklı malzemelerden ve tekniklerden oluşan heykel ve kağıt çizimleri ile tanınan Karakaya, eserlerinde modern yaşamın kaosunda, kentin içerisinde sıkışmış bireylerin izlenimlerini yansıtıyor.
Sanatçı, sembolik esasa dayanan bir yaklaşımla ürettiği eserlerinde, günlük yaşamın karmaşık yapısını ortadan kaldırarak, onu tekrardan yorumluyor.
Karakaya’nın figürleri, kapitalist dünyanın ağırlığıyla ezilen insanın “yabancılaşması”nı yansıtırken, heykellerinde yaşamın gerçekliğinden besleniyor ve geçmiş ve bugün ile ilişki kuruyor.
Eserlerinde, malzemenin kullanım şeklini değiştirerek yeniden üretim sürecine dahil eden Karakaya’nın malzemeyle kurduğu bu ilişki sanat pratiğini belirleyen temel özelliklerden birini oluşturuyor.
![]() |
Krallar Yükseklerde Yaşar, 2019, Alüminyum |
Üretim sürecinde malzemeyle arasına mesafe koymamak adına eldiven gibi heykelin doğasına aykırı her türlü koruyucu malzemeyi kullanmayı reddeden sanatçı, heykelle doğrudan temas kurmayı tercih ediyor.
Karakaya heykelleri ve yerleştirmeleriyle galeri mekanını sahneye çeviriyor.
İşlerinde genel bir yükselme hali olan sanatçının daha önce sergilenmemiş yeni eserleri ve yakın dönem üretimleri “Alem-i Mülk” sergisinde üç katlı galeri mekanın dikeyliği ile paralellik gösteriyor.
![]() |
Alem-i Mülk, 2019, Alüminyum |
Sergide Karakaya, heykelin alışılagelmiş statik yapısını ters yüz ediyor ve yükselme eğilimini tersine uyguluyor; bu şekilde yükseldikçe incelmesi gereken yapılar, giderek kalınlaşıp genişliyor.
Sanatçı, sergideki katlar arasında yarattığı ölüm-yaşam, mekan-zaman gibi karşıtlıklarla izleyiciye farklı bakış açıları ile yeni fikirler üretmelerini sağlıyor.
Katlar arasındaki karşıtlıklar, aynı katta yer alan işler arasında da görülebiliyor.
İlk katta ölümün korkulu yanını gösterirken, üçüncü katta yer alan Aşı serisi, hastalığa ve ölüme yaşam veriyor.
Aşı serisinin yer aldığı katta çizim, rahle gibi işler de yer alıyor.
İkinci katın kurgulanışında, kadim metinlere ve mitolojiye referanslar içeren eserler karşımıza çıkıyor.
Mısır Tanrısı Osiris heykeli, Adem ve Havva yerleştirmesi bunlardan bazılarıdır.
![]() |
Aşı Serisi, 2019, İroko Ağacı |
Galeri mekanında karanlık bir odada sergilenen Adem ve Havva yerleştirmesi ise yaratılış hikayesine tanıklık sürecini temsil ediyor.
Ancak, Adem ve Havva’nın bilinen hikayesinin aksine Karakaya, Adem ve Havva’yı bir tabut içerisinde çürümüş bedenler olarak sergiliyor.
Sanatçı, konumlandırdığı heykelleri ve diğer yerleştirmeleri ile birlikte galeri mekanını tam anlamıyla bir sahneye çeviriyor.
Zaman, ölüm, sonsuzluk ve yaşam kavramlarıyla kurduğu bu kurgu sayesinde, sergiyi deneyimleyen izleyici de oyunun bir parçası haline geliyor.
Bilal Hakan Karakaya’nın yakın dönem ve yeni eserlerini içeren Alem-i Mülk başlıklı kişisel sergisi 8 Mart 2020 tarihine kadar Anna Laudel’de görülebilir.
Bankalar Caddesi 10
Karaköy, Beyoğlu