15.3.19

Wonder Park / Mucizeler Parkı


Mühendislik tasarımlarına ilgi duyan, erken gelişmiş, 8 yaşındaki bir çocuk, göz alıcı bir eğlence parkı tasarlar ve bunun gerçeğe dönüştüğünü keşfeder. Ama sevgili parkı tehdit altında kaldığında, onu müthiş hayal gücü ve çok özel arkadaşlarıyla birlikte ancak kendisi kurtaracaktır.

Her yaşa göre neşeli ve ilham veren bir fabl olan Wonder Park / Mucizeler Parkı’nda, içlerinde Jennifer Garner, Mila Kunis, Matthew Broderick, Norbert Leo Butz, John Oliver, Kenan Thompson, Ken Jeong, Ken Hudson Campbell ve yeni oyuncu Brianna Denski’nin de yer aldığı yıldızlarla dolu bir seslendirme kadrosu yer alıyor.

Yerçekimine karşı koyan eğlence trenlerinin kalabalıkları mutlu ettiği, sokakları renkli karakterlerle dolu olan ve insanı hayretler içinde bırakan atraksiyonların tüm dünyadan gelen ziyaretçileri eğlendirdiği, sihirli, benzersiz bir eğlence parkı hayal edin.
8 yaşındaki matematik dehasi, geleceğin mühendisi Jume (Brianna Denski’nin seslendirdiği) da tam olarak bunu yapmış. Yatak odasında annesiyle birlikte (Jennifer Garner) uçan kırmızı balıklardan yapılmış bir atlıkarıncanın olduğu ve coşkun ırmakların 4 Temmuz havai fişekleri gibi parıldadığı Mucizeler Parkı’nı inşa etmişler.



June, neredeyse tüm çocukluğu boyunca Mucizeler Parkı’nı inşa etmiş. Sınırsız hayal gücünü kullanarak her yaştan çocuğu şaşırtan bir park yapmış. Park, gerçek bir sihirli kalemle ve June’un dolgu hayvanlar koleksiyonundan ilham alan hayvanlardan oluşan bir ekiple, göz alıcı sonsuz bir eğlence dünyası yaratan şempanze menajer Peanut (Norbert Leo Butz) tarafından yönetiliyor.
Ama June’un annesi çok hastalanınca, June yaratımlarını terk eder ve Mucizeler Parkı’yla işinin sonsuza dek bittiğini ilan eder. Ama görünen o ki eğlence parkının henüz onunla işi bitmemiştir.

June, hayali arkadaşları teşrifatçı ayıcık Boomer (Ken Hudson Campbell), güvenlik uzmanı kirpi Steve (John Oliver), hassas domuz Greta (Mila Kunis) ve tamirci kunduzlar Cooper (Ken Jeong) ve Gus (Kenan Thompson) ile birlikte ormanda dolaşırken Mucizeler Parkı’nın hayata geçtiği efsunlu bir açıklığa rastlar ama son zamanlarda parkın üzerine gizemli bir Karanlık çökmüştür ve daha da kötüsü Peanut kaybolmuştur.
Park, inanılmaz sevimli Chimpanzombies sürüsünün saldırısı altındayken büyük bir hasar ve yıkım hüküm sürer.
June, muhteşem yapımını korumak için Peanut’ı bulmak ve Mucizeler Parkı’nı yok etmeden önce Karanlık’ın ardındaki gizemi ortaya çıkarmak için yola çıkar.




Ailenin gücü, hayal gücü, ekip çalışması ve kendine inanmayı konu alan büyüleyici bir macera olan Wonder Park / Mucizeler Parkı’nın, Robert Gordon’ın (Talihsiz Serüvenler Dizisi, Siyah Giyen Adamlar II) hikayesinden uyarlayan yazarları ve yapımcıları; André Nemec ve Josh Appelbaum (Ninja Kaplumbağalar serisi, Mission Impossible: Ghost Protocol).

Filmi seslendirenler: Jennifer Garner (Alias, Keşke 30 Olsam), Mila Kunis (Siyah Kuğu, Eyvah Annem Dağıttı), Matthew Broderick (The Producers, Ferris Bueller’le Bir Gün), Norbert Leo Butz (“Bloodline,” “Trust”), John Oliver (“Last Week Tonight,” “Community”), Kenan Thompson (“Cumartesi Gecesi Ateşi”, “Kenan and Kel”), Ken Jeong (Felekten Bir Gece üçlemesi, “Community”), Ken Hudson Campbell (Armageddon, Bugün Aslında Dündü) ve yeni oyuncu Brianna Denski.

Aynı zamanda Kendra Haaland (Ejderhanı Nasıl Eğitirsin 2, Mulan) da filmin yapımcılardan biri.
Yapım tasarımcı Fred Warter (9, Gufy ile Oğlu).
Görüntü yönetmeni: Juan García Gonzalez (Gezegen 51, Baykuş Krallığı Efsanesi)
Editör: Edie Ichioka (Kutu Cüceleri: Yaratıklar Aramızda, Oyuncak Hikayesi 2). Besteci Steven Price (Yerçekimi, Fury).
İdari yapımcılar: Jonathan Gordon (Umut Işığım, Düzenbaz), Don Hahn (Malefiz, Aslan Kral), Karen Rosenfelt (Alacakaranlık Efsanesi, Senden Önce Ben) ve Brian Witten (Geçmişin Gölgesinde, Evlilik Öpücüğü).





YAPIM HAKKINDA 

André Nemec ve Josh Appelbaum, 1998’de birlikte çalışmaya başladıklarından beri yazar ve yapım ortakları hayal güçlerinin aracılığıyla uzaya gittiler, New York şehrinin kanalizasyonunda dolaştılar, imkansız bir görevde gizli ajanları yönettiler ve hayvanların insanlığa karşı ayaklandığı bir dünyada hayatta kaldılar.
Verimli ikili, ilk animasyon filmleri olan Mucizeler Parkı’nda en büyük başarısı olan annesiyle birlikte yarattıkları epik eğlence parkı Mucizeler Parkı’nı kurtarmak için dağları yerinden oynatacak olan son derece yaratıcı, 8 yaşındaki vizyoner June’un zihnine giriyorlar.

Mucizeler Parkı görünüşte mucizevi ve heyecan verici bir eğlence parkı. June’un özel oyun parkı, Anıtsal Mucizeler treninden yerçekimine karşı koyan Sıfır Yerçekimi Diyarı’na kadar eğlence parkı temasını yeni doruklara taşıyor. Fakat Appelbaum ve Nemec, kişisel kayıplar ve büyümekle ilgili duygusal olarak zorlayıcı bir hikaye geliştirme fırsatını görmüşler.
Nemec şunları söylüyor; “Çok komik bir hikayenin içinde çok acıklı bir hikaye var gibiydi.”

Çok iyi bir hikaye anlatımı, unutulmaz karakterler ve muhteşem bilgisayar animasyonlarıyla heyecanlı aksiyon sahnelerini bir araya getiren Appelbaum ve Nemec, orijinal bir maceraya ve unutulmaz bir kahramana imza atmışlar ve aynı zamanda ailevi hayal gücünün etkisiyle ilgili bazı önemli mesajlar da vermişler.

Appelbaum proje hakkında şunları söylüyor; “Muhteşem bir deneyimdi. Kendi hayal güçlerimiz bu sihirli eğlence parkını ve June’un taşıdığı ana karakteri yaratmamıza yardımcı oldu. Her ikisi de bizim için son derece çekici temalar olan yaratıcılık ve hikaye anlatımı çok önemli.”




İkili animasyon filmi yapımı sürecini konseptten karakter çizimlerine kadar senaryolarla ve resimli taslaklarla öğrenmeye çalışmış. Filmin deneyimli sanat departmanıyla birlikte çalışarak hikayelerini işlemişler. June’un konforlu banliyö evinden tema parkına yaptığı yolculuğu için dünyanın en deneyimli zanaatkarlarından yüzlercesinin çalışmasını gerektirmiş.
Ray Shenusay, Mucizeler Parkı’nın ana hikayesi olarak yazar-yapımcılarla bazen her gün birlikte çalışarak filmin son halinin i yapımında rehberlik edecek taslaklar olan başlangıç hikayesini oluşturmuş.
Shenusay şunları söylüyor; “Bu filmde çok iyi yazarlarımız olduğu için şanslıyız. Bize görsel hikaye anlatımına dönüştürülebilecek güçlü bir hikaye ve karakterler verdiler. Bu insanların daha önce izlediklerine benzemiyor ve bu da bizim için bu filmi çok özel kıldı.”

Appelbaum ve Nemec yol boyunca bazı sürprizlerle karşılaşmışlar. Appelbaum şöyle anlatıyor; “Hepsi çok güzel bir şekilde sunulmuş olan ilk resimli taslakları gördüğümüzde filmin nasıl olacağını temsil ettiklerini sandık. Ama zaman içinde o kadar güzel geliştiler ki nihai ürün bizi gerçekten çok şaşırttı.”
Nemec şunları ekliyor; “İlk haftanın sonunda bu projenin ne kadar heyecan verici olacağını anlamaya başlamıştık. Sahneler hakkında konuşuyor, resimli taslaklara bakıyorduk. Sonra herkes hakkında konuştuğumuz şeylere kendi fikirlerini ekleyerek en iyi versiyonlarını getirecekti. Görsel sanatçılar bazen bizim için yazıyı resmettiler. Hikayenin tamamının içine girmemize yardım eden muhteşem bir süreçti.”


June’la Tanışın


Filmin merkezinde kızıl saçlı, şimşek hızına sahip bir zihni olan gözü pek June var.
Sinematik macerası, mahallesini kendisi ve en iyi arkadaşı Bunky için yaptığı bahçedeki eğlence treniyle neredeyse yok etmek üzereyken başlar.
Nemec şunları söylüyor; “Ne kadar tehlikeli olsa da çok eğleniyor. June ne yaparsa yapsın kendisini tamamen yaptığı işe veriyor ve hikayesinin bir kısmı da bu sahnede gördüğümüz macera duygusunu yeniden yakalamak. Filmin sonunda hayatın iniş çıkışlarını anlayan bir kız görüyorsunuz.”

June, sadece coşkulu bir üçüncü sınıf öğrencisi ve sınırsız bir hayal gücü var. Aynı zamanda matematik kampı marşı “My, My, Here Comes Pi”yi Bunky ile söylemekten hoşlanan yetenekli bir öğrenci. Appelbaum, June’un annesinin kızının zihnini ve yaratıcılığını eşit şekilde beslediğini gözlemlemiş. Şunları söylüyor; “Anneyle kızın yaptıkları her şeyde aralarında bir ortaklık var. Özellikle de Mucizeler Parkı’nı yaparlarken. Annesi aynı zamanda biraz çılgın bir çocuk olduğu için June’un enerjisini de yönlendirebiliyor.”

Oyuncu Brianna Denski, June karakteriyle ilk kez büyük bir filmde rol alıyor. Şunları söylüyor; “June’a kaygısız ve mutlu bir kız olarak yaklaştık. Olumlu düşünüyor. Bu da ikimizin ortak yanı. İkimiz de problem çözücüyüz. Hayal gücümüz çok kuvvetli. Genel olarak yaratıcı insanlarız. Ama o tamirat ve düzenleme konusunda benden daha iyi!”
June’un annesi ciddi bir hastalık yüzünden hastaneye kaldırılınca June’un daha önceki neşeli varlığına da gölge düşer. Yarattıkları proje ona annesini hatırlattığı için Mucizeler Parkı’nı toplayıp kaldırıyor ve adı bile geçse hassaslaşıyor.
Appelbaum şunları söylüyor; “June, annesi etrafında olmayınca başıboş kalıyor. Anıları çok acı veriyor.”

Nemec şunları söylüyor “Bazen güzel anılarla yüzleşmek bile çok zor. Korku ve belirsizlik iyi kısımları unutturuyor. Onlara ulaşmak çok zor olabilir. Ama aldığınız dersler daha iyi bir insan olmanıza yardım eder.”
June, gerçek Mucizeler Parkı’nı ilk keşfettiğinde savaş alanı gibidir.
Denski şunları söylüyor; “Her yeri otlar sarmış. Her şey dağılıyor, bozuk ya da iyi durumda değil. Mekanın tamamı kapalı.”
İlk içgüdüsü kaçmak olur. Ama park restore edilmediği sürece oradan ayrılamadığını fark eder. Nemec şöyle anlatıyor; “Evrenin o anda kendisiyle işi bitmemiş gibi görünüyor. Aslında daha önce Mucizeler Parkı’nın gerçek olabileceğini hiç düşünmemiş. Bu nasıl mümkün olabilir? İnsanlar nerede? Gökyüzü neden karanlık? Ve kendisi nasıl tamir edebilir? Kendi değerini yeniden kazanması için bu yolculuğa çıkması gerekiyor.”

Parkı yeniden inşa etmek için tüm hünerini sergilemesi gerekecek. Ama etkileyici zekası bile yeterli olmayacak, diyor Denski. “Sonunda arkadaşlık ve ekip çalışması önemli olacak. Parkın sakinleriyle birlikte çalışmak, işleri halletmenin tek yolu olacak. O zaman bile her şeyi tamir etmek için annesinin parkta bıraktığı bir ipucu işe yarayacak.”



Mucizeler Parkı’na Hoş Geldiniz


June ve annesi parkı June’un yatak odasındaki dolgu hayvanlardan uyarladıkları efsanevi hayvan maskotlarla doldurmuş. Peanut’tan süper yaratıcı şempanze menajer Greta’ya, arkadaşlarını yolda tutan ciddi domuza kadar her biri parkı çalıştırmak için gereken, June’un ya da annesinin bir yönünü temsil ediyor.
Peanut, parkın baş maskotu. Doğuştan oyuncu, patron ve aynı zamanda parkın muhteşem yenilikleri için verilen bütün yıldızları topluyor. Kimsenin bilmediği ise fikrilerinin June’un annesinin June’un fikirlerini dolgu hayvancığın kulağına fısıldamasından geliyor. Nemec ve Appelbaum, diğer herkes Peanut’ın yaratıcılığının rüzgardan geldiğini düşünürken dehasının kaynağının 8 yaşındaki bir kız olması fikrini çok sevmişler.

Peanut, elinde gerçek bir sihirli kalem ile June’un detaylı beyin fırtınalarını çizerek gerçeğe dönüştürüyor. Ama June’un fikirleri olmadan park dağılmaya başlamış. Uğursuz bir fırtına gökyüzünde toplanmış ve Mucizeler Parkı’nın neşeli enerjisini ve parkın kendisini dağıtıyor. Appelbaum şunları söylüyor; “Bu çocuklar için çok duygusal bir durum. Dünyalarının yok oluşunu yavaş yavaş izlerken hayatta kalmak için mücadele ediyorlar. June ise parkı ve mutluluklarını yeniden inşa edebileceklerini gösteren bir umut ışığı."

Karanlık gelip de Peanut’ın fikirleri yok olduğunda başarısızlıklarından utanarak saklanır.
Nemec şunları söylüyor; “June’un annesini kaybettiği gibi maskotlar da Peanut’ı kaybederler. Ve onun gibi yalnız kalırlar. İyileşmeleri için June’un Karanlığı yenmesi ve Mucizeler Parkı’nın sihirini geri getirmesi gerekmektedir.”
Peanut karakteri geliştirme sırasında birkaç değişiklikten geçmiş. Nemec şunları söylüyor; “Eski moda şarkıcı, dansçı adam olduğu versiyonlar vardı. Aynı zamanda bir noktada hilebaz Willy Wonka gibiydi. Peanut’ın en modern versiyonunu modern zaman ünlüsü olması olarak düşündük. Koronun assolisti gibi hissetmeliydi.”




Norbert Leo Butz, Peanut’ı kendisine Broadway’deki “Sıkıysa Yakala” ve Kirli, Küçük ve Adi’deki rolleriyle iki Tony ödülü kazandıran yüksek enerjili performansıyla oynamış. Şempanzelerin YouTube videoları karakterin çılgın fiziğine ilham vermiş ve bu özelliği stüdyoya da taşımış.
Butz şöyle anlatıyor; “İlk seanslarda mühendisler ekipmanları kıracağımdan korkuyordu. Ama bu da eğlencenin bir bölümüydü. Peanut muazzam güdülü ve yaratıcılıkla dolu. Ama aynı zamanda filmin ilerleyen anlarında bazı büyük sırları olduğunu öğreniyorsunuz. İçe dönük ve hassas bir yanı da var.”

Oyuncuya göre şempanze parkın büyük fikir adamı. Butz şunları söylüyor; “Konseptlerle geliyor ve başkalarının detayları çözmesine izin veriyor. Adeta Mucizeler Parkı’nın Steve Jobs’u gibi. Belki maymun olduğu için dikkat aralığı kısa olabilir, belki bazı detaylar atlanıyor olabilir. Ama o bunun için endişe etmiyor. Sevdiği şey büyük, müthiş bir fikir. O ve June o anlamda çok benziyorlar.”

Butz, filmin ana temalarından birinin aile olduğunu söylüyor. “İçine doğmuş olduğumuz aileler olabilir, içine girdiğimiz ya da hayatlarımızdaki bir durum nedeniyle yarattığımız aileler olabilir. Zor zamanlarımızı atlatmamıza yardımcı olmaları için onlara güvenebiliriz. Bir diğer büyük tema ise hayal gücü ve hayal gücünü olumlu bir şekilde kullanmak. Hayal gücü sadece çocuklar için değildir. Güzelliğe, umuda ve adalete bakış şeklimizdir.”

Kirpi Stev, güvenlik kurallarına uyulmasını ve önlemlerin alınmasını sağlamak için daima görev başındadır. HBO’nun “Last Week Tonight” programının iğneleyici İngiliz sunucusu John Oliver karakteri seslendirmiş. Yazarlar dikenli ağaç kemirgenini yaratmak için televizyondaki karakterinden yararlanmışlar. Appelbaum şunları söylüyor; “Pazar günkü programını izlerdik ve pazartesi günü geldiğimizde o kafamızın içinde konuşuyor olurdu. Bizim için işin büyük bir bölümünü bu şekilde hallettik. Konuşmasında belli bir ritim ve ahenk var.”




Appelbaum’a göre Steve yazması en keyifli karakter olmuş. “Tatlı bir yanı var. Karanlık geldiğinde Steve için her şey alt üst olur. Her şeyin üstünde olmaya alışmış biri için biraz şaşırıyor.”
Oliver, kendisi için karakterinin imajının meslektaşlarının gördüğünden oldukça farklı olduğunu söylüyor.
“Steve kendini parktaki her şeyin kalbi ve ruhu olarak görüyor. Diğerleri onu biraz oyunbozan biri olarak tanımlayabilir. Kesinlikle Kaptan Eğlence Zamanı denilemez. Denge sağlıyor ve sonuçta sağlam bir temelden daha eğlenceli ne olabilir? En azından Steve öyle iddia edebilir.”

Steve, Mila Kunis’in seslendirdiği Mucizeler Parkı’nın dengeli yöneticisi Greta için bir meşale taşıyor. Oliver şöyle anlatıyor; “Sıradan bir domuz olduğunu düşünebilirsiniz. Ama bunu dile getirirseniz Steve’in yüzünüze tokat atmamak için kendini tutmakta zorlanma ihtimali yüksektir.  Greta, onun meleği. O, yürüyen, bağıran bir melek. Steve’in daha iyi bir kirpi olmayı istemesini sağlıyor.”
Oliver, kusursuz bir İngiliz romantizmi olduğunu düşünüyor. “Hepimiz birbirlerine karşı çok yoğun sevgi duyguları hisseden ama hiç ifade etmeyen İngilizler hakkında filmler izlemişizdir. Sonra da ölürler.  Neyse ki Steve, kendi ölüm ihtimaliyle yüzleştiğinde sözcükleri bulur. Maalesef sözcükler “Senin için yanarım!” olur.

“Cumartesi Gecesi Ateşi”nin gözü pek Kenan Thompson’ı ve komedi sanatçısı Ken Jeong, kunduz kardeşler Gus ile Cooper’ı canlandırıyor. Park’ın tamirci sakinleri olan Gus ve Cooper tamir edilmesi gereken her şeyi tamir etmek ve karmaşık sonuçlar elde etmek için birlikte çalışıyorlar.”
SNL’in en uzun süre devam eden üyesi Thompson şöyle anlatıyor; “Gus, eğlence seven bir tip, çok yüksek enerjisi var, çok meşgul. Gerçek hayatta kunduzların çok miskin, ıslak, kahverengi tuhaf dişli olduklarını öğrendim. Onları sevmiyorum. Ama çizgi filmlerde eğlenceliler ve zıplıyorlar. Kunduzların büyük dişleri ve kuyrukları vardır. Bu yüzden Ken de ben de o tür ses efektleri yapmaya çalıştık. Bir şeyleri çok hızlı kemirmek gibi. Ve beşlik çakmak yerine kuyruk çakacaklarına karar verdik."



Jeong, kardeşlerin iyi niyetli olmalarına rağmen her zaman iyi düşünemediklerini söylüyor. “O dinamik kardeş sürtüşmesinden ve rekabetinden keyif alıyorum. Ama onlar birbirlerini seviyorlar. Parkı da seviyorlar. Bu yüzden onu kurtarabilmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Sadece çok tuhaf yöntemlerle. En iyi yanı Kenan’la birlikte çalışmaktı. Birlikte çalıştığımız bölümler çok eğlenceliydi. Çoğunlukla kahkahalar vardı ama kullanılabilir diyaloglar içeren bazı parçaları da kurtarabildiler. O dünyanın en komik insanlarından biridir.”

Büyük, mavi teşrifatçı ayıcık Boomer’ı Ken Hudson Campbell seslendiriyor. Parka gelen ziyaretçileri kocaman kucaklaması gerekiyor. Görevi herkesin iyi vakit geçirmesini sağlamak. Ama Karanlık, Boomer’ı değiştirerek sosyal, enerjik, umut dolu bir ayıdan narkoleptik, korku dolu ve kendinden şüphe eden bir ayıcık yapıyor. Nemec şunları söylüyor; “Peanut olmazsa iyimserliğini kaybediyor. Boşluğu nasıl dolduracağını tam olarak bilmiyor”
Ama June geldiğinde ayıcığın umudu da yerine geliyor. Aslında kurtuluşlarının anahtarının June olabileceğini düşünüyor. Öte yandan Greta yeni gelenden şüphe ediyor.
Appelbaum şunları söylüyor; “Parkın gerçek yaratıcısının kendisi olduğunu söylediğinde Greta’nın bunu sindirmesi çok zor oluyor. Bu yüzden gelişi maskotlar arasında bir çelişkiye yol açıyor.  Bu film boyunca devam eden eğlenceli bir dinamik.”

Karanlık geldikten sonra Mucizeler Parkı için en büyük tehdit, parkı sökmeye kalkışan Chimpanzombies sürüsü oluyor. Bir zamanlar Mucize Şempanze bebekler iken kitle imha silahlarına dönüşmüşler ve gördükleri her şeye karışan, Mucizeler Parkı’nın parçalarına ayıran ve onlarla Karanlığı besleyen silahlar oluyorlar. Appelbaum şöyle ifade ediyor; “En sevimli biçimde korkunçlar.”



Havai Fişekler ve Gökyüzü Atıcıları


June’un mühendislik şaheserine havadan ilk bakıştan itibaren, Mucizeler Parkı’nın bakımsız haline rağmen, ihtişamı kaçınılmaz. Boyut, yaratıcılık ve canlı çılgınlığı benzersiz. Nemec ve Appelbaum, bugüne dek yapılmış en orijinal ve heyecan verici parkı tasarlamışlar. 8 yaşındaki bir çocuğun hayal gücünde doğmuş ve göz kamaştırıcı ve hayret verici detaylarla gerçeğe dönüştürülmüş. Parkın muhteşem hız trenlerini ve eğlencelerini tasarlamak için yapım tasarımcı Fred Warter ile birlikte çalışmışlar.
Warter, ekibine içlerindeki üçüncü sınıf çocuklarıyla bağ kurmalarını ve June gibi bir çocuğun aklına gelebilecek en cesur ve en yaratıcı fikirlerle gelmelerini söylemiş. Warter şöyle anlatıyor; “June doğuştan bir mucit. Bunu göstermeye çalıştık. Güzel görünen her şeye bir çocuğun bakış açısıyla baktık. Her şeyin gerçek dünyada var olmayan bir şey olması gerekiyordu. Ama yine de gerçek fizik kurallarına sadık kaldık.”

Normal bir parkın tüten bir tür dumanı olduğunu ama Mucizeler Parkı’nın Havai Fişek Şelalesi olduğunu söylüyor. Tamamen havai fişeklerden yapılmış ve binenleri bir dağın yamaçlarına fırlatan hızlı bir nehir. Warter şöyle anlatıyor; “Su treniyle genelde parktaki bir günün sonundaki büyük finalde yer alan havai fişeklerin özelliklerini bir araya getiriyor. V sınıfı akıntılara baktık ve onları kopyalamak istedik. Ayrıca kullanabileceğimiz farklı havai fişek türlerini araştırdık. Yani bir anlamda hepsi gerçeğe dayanıyor.”

Yazarlar, Sıfır Yerçekimi Diyarı’nı sunduğunda tasarımcı basit, zarif ve belki de bir çocuk için mantıklı bir çözüm üretmiş. Warter şunları söylüyor; “Neredeyse herkes uçmayı hayal eder. June, bir odacığı helyum balonlarıyla doldurursanız üstlerinde uçabileceğiniz teorisini üretiyor. Bu gerçek olan, hayalleri ve arzuları tatmin eden bir düşünce.”

Büyük Mucizeler Treni, sadece büyük değil. Ayrıca dönme dolaba dönüşen ve sonra tekrar tren olan bir döngüsü var. Warter şöyle anlatıyor; “Çok fazla eğlenceli öğe var ve neden sonuç etkisi olan bir Rube Goldberg yaratımına dönüşüyor. Ve sıradan bir eğlence treninden daha heyecan verici oluyor.”

June, parkı kurtarmak için birçok orijinal icadının kullanım amacını değiştiriyor. Bunların arasında Mucizeler Parkı’nın görülmeye değer parçası Gökyüzü Atıcısı da yer alıyor. Dev, örümceğe benzer bir robot, parka hükmediyor. Appelbaum şöyle anlatıyor; “Filmdeki en sevdiğim sahne. Oraya girince ve Mucizeler Treni’nin Gökyüzü Fırlatıcısı’nı kullanarak yeniden inşa etmeye kalkınca orada oturup “Hadi June!” diye düşünüyorsunuz.”

Yapımcı ve görüntü yönetmeni Miguel Pablos, June’un yolculuğunun aciliyetini vurgulamak için görsellere canlı aksiyon kamera çalışması anlayışıyla yaklaşmış. Contreras şunları söylüyor; “Mucizeler Parkı’nın kendine has bir kişiliği olduğunu düşündük. Tipik bir animasyon filmi değil. Doğal ışığı, gölgeleri ve gerçek dünyanın kusurlarını bir araya getirdik. Bazı sahnelere aşırı poz verilirken bazılarına az ışıklandırıldı. Güneşin gökyüzünde olduğunu ve görüntülere nasıl etki ettiğini canlandırdık. Her karede kamera var. June’un Mucizeler Parkı’nın sihirli dünyasına girdiği anda ışık çok daha sarmalayıcı oluyor. Renkler daha canlı oluyor. Genel duygu daha sıcak oluyor. Yaptığı her şeyin, yolculuğunun, ilişkilerinin her anını zenginleştiriyor.



Müziği Sihirle Yapmak


Yapımcılar için nihai unsurlardan biri de dramı, tasarımı ve filmlerinin vizyonlarını vurgulamak için en az June kadar yaratıcı bir müzik bulmak olmuş. June’un icadına yansıttığı sihir duygusunun aynısını esinlendirecek bir müzik yaratması için yönetmen Alfonso Cuaron’un çığır açan uzay uçuşu filmi Gravity’nin Oscar ödüllü bestecisi Steven Price’ı göreve getirmişler.

Price şunları söylüyor; “Film, hayal gücünü konu alıyor. Kapsadığı yaratıcılık karşısında hayrete düşmüştüm. O duyguyu müziğe dönüştürmeye ve izleyiciyi içine almaya çalıştım. Sıfır Yerçekimi Diyarı’ndaysak her şey olur. Müziği neden geleneksel yapalım? İzleyicinin de June’la birlikte eğlence trenlerinde olduklarını hissetmelerini umuyorum.”

Price, Mucizeler Parkı’na hakkını verecek ve orada olmanın heyecanını yansıtacak tema müziği bulmak konusunda titiz davrandığını söylüyor. “Hayallerinizin tema parkı. Dünyanın en heyecanlı, samimi ve hayalperest yeri. Çok fazla çan ve zil kullandım ve bütünü gerçekten canlılık duygusu veriyor.”
Ama bestecinin de belirttiği gibi Mucizeler Parkı aynı zamanda bir ailenin kararsızlıkla karşılaşmasını konu alıyor. Bu yüzden güzel ve duygusal müzikler için de çok fazla potansiyel varmış. Price şunları söylüyor; “June, annesi ve paylaştıklarıyla başlıyor. Onların müziği sıcak bir tondaydı. Ama daha üzgün anlarda majörden minöre geçiyor. Film boyunca June bir şeyleri çözerken bize rehberlik ediyor.”

Daha önce animasyon müziği yapmamış olan Price tekrarları olan süreçten keyif aldığını söylüyor; “Animasyonun keyifli ve zorlu yanlarından biri de karede belli bir amacı olmayan hiçbir yer olmaması. Bestemin belli bir yapısı var. Sonra animasyonda başka şeyler fark ettikçe detayları ekliyordum. İkisi birlikte toplamlarından çok daha fazlası oldular.”
Besteci küçük çocuklarıyla paylaşabileceği bir filmde çalışmak, Mucizeler Parkı’nın unutulmaz görsellerinin ve klasik hikayesinin hakkını vermek için kendi deyimiyle bir “yolculuk”ta bulunmuş. “Yol boyunca tanışılacak çok fazla karakter ve çok fazla macera var. Elinizde biraz kötü hissettiğinizde sizi destekleyecek bir şey var. Umarım en az benim kadar keyif alırlar.”



Bizi Çevreleyen Işık


Appelbaum ve Nemec, Mucizeler Parkı’nda geçirdikleri zamanı özleyeceklerini biliyorlar ama filmi onlar için özel kılan şeyin bir parçası da anılar. Appelbaum şunları söylüyor; “Mucizeler Parkı June’un zihnindeki sihirli bir mekan. Şimdi bizimkinde de oldu. Bir şeyi, tıpkı June’un parkla yaptığı gibi böyle sıfırdan inşa etmenin bir parçası olmak sık yaşanan bir durum değildir. Sonsuza dek yaşayacak bir hikaye yarattığımızı umuyoruz.”

İki yazar için de hikaye anlatım yeteneklerini besleyen bir film yapmak son derece tatmin edici olmuş. Nemec şunları söylüyor; “Biz sürekli olarak hayal güçlerinde oynayan kişileriz. Çok şanslıyız çünkü bu bizi hayatta tutuyor. Ama önemli olan “hikaye kitabı” yaklaşımı değil. Öğrenip de yanınızda taşıdığınız gerçek anlar, gerçek dersler, gerçek olaylar önemli. Hikayenin bu yönünü de anlatmanın onurunu yaşadık.”

İkili, filmin izleyicilere birinin fiziksel olarak var olmasa da anılarının geri dönüşlerine kadar olumlu bir etki yaratacağını hatırlamasını umuyor. Nemec şunları söylüyor; “En zor zamanlarda bile güzel anlar ve anılar, daha iyi bir olmanıza yardım ediyor. Sahip olduğunuz anılar, tutunabileceğiniz pozitif bir şeydir. Bu yüzden onları yakınınızda tutun. Tıpkı June’un filmin sonunda söylediği gibi, “Karanlık gitti. Ama belki de bizi çevreleyen ışığı bize hatırlatmak için oradadır.”
Karanlık, hayatın bir parçası. En iyi zamanlarda bile karanlığın olduğu anlar yaşarız. Işığı takdir edebilmeniz için orada olmak zorundadır.”

Filmin mmknmrtb notu:   5   /10