28.5.18

Solo: A Star Wars Story / Han Solo: Bir Star Wars Hikayesi


Lucasfilm Han Solo: Bir Star Wars Hikâyesi'ni sunar, sinema tarihinin en sevilen karakterlerinden ve galaksinin ikonik serserilerinden Han Solo’nun macera dolu hikâyesi başlıyor.

Star Wars serisinin en absürt kahramanlarından Han Solo, karanlık ve tehlikelerle dolu yer altı suç dünyasında cüretkâr çıkışlar yapmaya çalışırken, müstakbel yardımcı pilotu, güçlü Chewbacca ile tanışır ve Star Wars efsanesinin en olağandışı kahramanlarıyla çıktığı yolculukta kötülükleriyle meşhur kumarbaz Lando Calrissian ile karşılaşır.

Ron Howard tarafından yönetilen eğlence dolu galaktik soygun filminin başrollerinde Alden Ehrenreich (“Hail, Caesar!,” “Tetro”) Woody Harrelson (“Three Billboards Outside Ebbing, Missouri,” “The Messenger”), Emilia Clarke (“Me Before You,” “Game of Thrones”), Donald Glover (“Spider-Man: Homecoming,” “The Martian”), Thandie Newton (“Gringo,” “Crash”), Phoebe Waller-Bridge (“Fleabag,” “Killing Eve”) ve Paul Bettany (“Captain America: Civil War,” “Master & Commander”) var.



Star Wars: Son Jedi filminden Joonas Suotamo ise Chewbacca rolüne geri dönüyor.

Jonathan Kasdan & Lawrence Kasdan ikilisi tarafından yazılan Han Solo: Bir Star Wars Hikayesi’nin yapımcılığını Kathleen Kennedy, Allison Shearmur ve Simon Emanuel yapıyor.
Lawrence Kasdan, Jason McGatlin, Phil Lord ve Christopher Miller ise baş yapımcılar.

Filmin benzersiz görselliğini yaratmak için endüstrinin en yetenekli profesyonelleri görevlendirildi.
Bunlar arasında Oscar adaylığı bulunan görüntü yönetmeni Bradford Young (“Arrival”), iki Oscar ödüllü kurgu direktörü Pietro Scalia (“Alien: Covenant”), özel efektler direktörü Dominiz Tuohy (“The Mummy”) ve filmin müziklerini besteleyip uyarlayan John Powell (“Jason Bourne”) yer alıyor.

Star Wars filmlerinin emektar ekip üyelerinden yapım tasarımcısı Neil Lamont, özel yaratık efektleri uzmanı Neal Scanlan, kostüm tasarımcıları David Crossman ve Glyn Dillon, sahne malzemeleri tasarımcısı Jamile Wilkinson, saç tasarımcısı Lisa Tomblin-Fitzpatrick ve makyaj tasarımcısı Amanda Knight da aralarına katılıyor.

“Han Solo” tema müziği ve orijinal Star Wars müzikleri efsanevi John Williams'ın eseri.

“Han Solo: Bir Star Wars Hikâyesi” 25 Mayıs 2018 tarihinde gösterime girdi.




HİKAYE: FİKİRDEN SAYFAYA

2016 yılının mega hit filmi Rogue One: Bir Star Wars Hikayesi'nin ardından Lucasfilm’in ikinci hikayesi “Han Solo: Bir Star Wars Hikayesi” ile kamera altın kalpli efsane kaçakçı Han Solo’ya dönüyor.

Yapımcı Kathleen Kennedy, Han Solo’yu bu kadar sevilen ve ikonik bir karakter yapan, bir yandan da onu Lucasfilm’in yeni hikâyesinin başkarakteri yapacak kadar ilham verici kılan özelliklerin ne olduğunu kendi sözcükleriyle açıklıyor: “Solo çok kendine özgü bir karakter. Başına buyruk, dolandırıcı ve gizemli biri. Yakışıklı, oldukça karizmatik ve tapılası bir adam; bir Star Wars aksiyon kahramanı için harika bir karışım.”

İlginç bir şekilde, “Solo” projesi, George Lucas’ın Kennedy ile Star Wars bağımsız hikâyelerini konuşmaya başladığı dönemde bahsettiği ilk hikâyelerden biri.
Her ikisi de İmparator ve Jedi'nin Dönüşü filmlerinin yazarı olan Lawrence Kasdan’ın bu hikâyeyi kaleme almak için en doğru kişi olduğu konusunda hemfikirdi.
“Larry Kasdan, Han Solo’yu herkesten daha iyi tanır," diyor Kennedy. "Star Wars serisiyle uzun yıllara dayanan ilişkisini ve Han Solo karakterini derinden anlamasını düşündüğümüzde, hem bu hikayeyi en iyi şekilde anlatabilmek, hem de orjinal filmlerin ruhunu ve duygularını koruyabilmek için ondan daha iyisi yoktu.”




Lawrance Kasdan yeni hikâyenin Han Solo hakkında olduğunu duyar duymaz projeye onay vermiş.
“Her zaman Mos Eisley Cantina’ya gelen o adamın hikâyesini öğrenmek istemiştim. O benim için bu serideki en heyecan verici adam. Öngörülemeyen. Umursamaz. Zeki değil. Çoğu zaman arkasını getiremeyeceği şeyler söylüyor. Geride durması gerekirken kendini ortaya atıyor. Aslında özünde çok iyi bir adam olduğu halde dışarıdan bunu sürekli gizlemeye çalışan serseri bir karakterden daha çekici bir şey olamaz bence.”

Kasdan, bu projeye yardımcı yazar olarak oğlu Jonathan Kasdan’ı da dahil etmiş.
Beraber çalıştıkları ilk proje olmasına rağmen ikilinin dinamiği ortaya ilgi çekici ve benzersiz bir hikâye çıkarmakla kalmıyor, bir yandan da hikâyenin temelinde yer alan aile kavramına göz kırpıyor.
“Jon büyürken evimiz tamamen Star Wars ile doluydu” diyor Kasdan. “Star Wars için müthiş bir heyecan duyuyordu, özellikle de Han için. Onun bu coşkusu karakterle ilgili içimde beni heyecanlandıran her şeyi yeniden uyandırdı.”

Jonathan Kasdan, onun ve ve babasının, birlikte çalışırken yakaladıkları yüksek enerjinin hem kendi yaratıcı içgüdülerine hitap eden hem de hikâyenin kendisine destek olan bir doğası olduğunu keşfetti.
“Ben tüm bunlara yaklaşırken kendimi serinin büyük bir hayranı olarak düşündüm ve bugüne kadar yazılanları kesin olarak kabul ettim. Öte yandan Larry tüm bunlara bir drama yazarının araçları gibi yaklaşabildi. Sanıyorum benim hayranlığım onun kendine güveni bir araya gelince uyumlu bir yazım süreci oluştu.”




Yönetmen Ron Howard, George Lucas ile 1973 yapımı “American Graffiti” filmine dayanan köklü bir arkadaşlığı ve Star Wars serisine yadsınamaz bir sevgisi bulunan biri olarak, baba ve oğuldan oluşan bu yazar ekibinin gücüne inandı.
“Larry Kasdan görüp görebileceğiniz en değerli ilham kaynağıdır. Sadece Star Wars açısından değil, filmler ve kahramanlar hakkındaki genel görüşleri açısından da. Özellikle de kuvvetli kahramanların önemli sahnelerle bir araya geldiği ve sahnelerin karakteri adeta test ettiği, tematik açıdan ilginç, duygusal ve hatta şaşırtıcı olduğu durumlarda. Jon ise filmleri o kadar seviyor ki bazen neredeyse bir film ansiklopedisi gibi. Star Wars’ın neden bu kadar mükemmel olduğunu ve klasikleşmiş bir sinema karakteri olarak Han Solo’nun neden bu kadar önemli olduğunu çok iyi kavrıyor. Fakat daha da önemlisi, aynı zamanda çok keskin bir mizah duygusu ve çağdaş bir duyarlılığa sahip. Tam da bu sebepten dolayı bu film de, bir yandan Star Wars’ın orjinal estetiğine sadık kalırken bir yandan da oldukça genç bir enerjiyle yüklü çünkü hep birlikte daha genç bir izleyici kitlesine de hitap edebilmesi için ve nostaljikten çok cana yakın bir tadı olması için uğraştık.”

“Öte yandan hayranlar açısından bakınca bu film galakside bugüne kadar yaşanan ilk karakter incelemesi de sayılabilir” diyor Howard.
“Hikâye, bir yandan orjinal filmlerin ruhunu şakacı ve tematik bir bakış açısıyla birlikte harika bir aksiyonla buluşturarken bir yandan da eğlenceli, davetkâr, kışkırtıcı ve inanılmaz bir evrenle bir araya getiriyor.”

“Solo” yapımı Han Solo’nun en önemli yıllarını ve takip eden yolculuğunu etkileyici karşılaşmalarla aktarırken, güven, sadakat, aşk ve ihanet gibi temaları kaygısız bir mizah anlayışıyla, zekâyla ve eğlence dolu bir aksiyonla işliyor.
Howard’ın da söylediği gibi; “Seyircisiyle pek çok temanın etrafında yankılanacak bu yapım, Star Wars dünyasıyla tutarlı bir geçiş hikâyesinin töreni adeta. Bir karakterin yolculuğu, benzersiz durumlar tarafından sürekli test edilişi ve bugün hepimizin çok yakından tanıdığı Han Solo haline gelişi.”



KARAKTERLERİ HAYATA GEÇİRMEK

“Han Solo: Bir Star Wars Hikâyesi” hem genç hem de emektar oyuncularıyla heyecan verici bir kadroya ev sahipliği yapıyor.

Kennedy’nin de belirttiği gibi yapımcılar özellikle Han Solo karakterini canlandıracak oyuncuyu seçerken ciddi bir zorlukla karşı karşıya kaldılar.
“Harrison Ford o kadar benzersizdi ve karaktere yıllar boyunca o kadar güzel bir şekilde hayat verdi ki, onun yerini doldurmak oldukça zor oldu. Yine de bizim hedefimiz onun gibi görünen birini bulmak olmadı. Onun ya da yarattığı Han Solo’nun bir taklidini yakalamaya da çalışmadık. Han Solo’nun serseri ve sevimli yapısının temelinde yatan kişisel özellikleri hayata geçirebilecek birini aradık.”

Alden Ehrenreich yapımcıların değerlendirdiği ilk oyunculardan biriydi. Ana akım izleyici kitlesi tarafından çok bilinmiyordu fakat yapımcıların dikkatini çekmeyi başarmış ve özellikle “Hail, Caesar,” “Blue Jasmine” ve “Rules Don’t Apply” filmlerindeki performansından dolayı da eleştirmenlerin sevgisini kazanmıştı.
Ron Howard’a göre, "Filmin yıldızı Alden düşünceli biri, aynı zamanda da bir sanatçı ve yaptığı şeye en saf haliyle bir çeşit tutkuyla bağlı. Bu yüzden kendini bu rolü canlandırmaya adarken Harrison’ın bir taklidi olarak değil, Harrison ve Han Solo arasındaki bağları anlayarak yola çıktı. Sonrasında da kendi içgüdülerini de kullarak karaktere benzer şekillerde bağlandı.”

Aynı zamanda Star Wars filmlerinin büyük bir hayranı olan Ehrenreich rolü aldığını öğrendiğinde çok heyecanlandı.
“Pek çok insan için bu kadar değerli olan ve odağında bu kadar tutku barındıran bir yapımın bir parçası olabilmek ve Star Wars evrenindeki bu çok yönlü karakteri canlandırabilmek çok güzel bir duygu.”




Üç Oscar adaylığı bulunan Woody Harrelson ise projeye ekstra bir çekicilik, başına buyruk bir ruh ve tehdit unsurlarını taşıyor. Özellikle de hayatı boyunca suçlu olmuş, hırsız ve kaçakçı Beckett rolüyle...
“Woody dürüstlüğünden ötürü oynadığı her role beklenenden fazlasını getirir. Çok kuvvetli bir mizah anlayışı vardır ve oldukça da yaratıcıdır. Karakterleri eğlenceli ve farklı kılan küçük detaylar yakalamaya bayılır. Eğer bir sahnede gülünecek bir şey varsa, bunu onun bulacağına emin olabilirsiniz” diyor Howard.

Harrelson, Beckett’in Han Solo ile film içerisindeki ilişkisini şöyle tanımlıyor: “Han gücünü Beckett ve ekibiyle birleştirir. Birlikte bazı soygunlar yapmaya çalışırlar ancak pek çok şey yanlış gider ve tüm bunların ortasında bence Beckett Han’a nasıl yaşaması gerektiğiyle ilgili olarak bir iki şey öğretir. Belki de en önemli şeyleri... Örneğin kimseye güvenmemesi gerektiğini ve her zaman önce ateş etmesi gerektiğini ki bunlar sonradan Solo’nun kim olduğunu belirleyen kodlar haline gelir.”

Qi’ra, Han’ın ilk aşkı, İngiltere’nin en popüler ve yetenekli oyuncularından, Game of Thrones dizisinden de bildiğimiz, Emilia Clarke tarafından canlandırılıyor.
Howard onu şöyle anlatıyor: “Benim Emilia’da gördüğüm şey, yaşının çok ötesinde bir zeka ve başarı. Bu açıdan onu çok takdir ediyor ve ona hayranlık duyuyorum. Han’ın kadınlarla olan ilişkisini daha duygusal bir seviyede anlaması, Solo’yu harekete geçiren şeyleri ve hissedebileceklerinin sınırlarını fark etmesi, oynadığı karakteri zenginleştirebilmek adına çok yardımcı oldu. Emilia özellikle de Han’ı daha iyi anlayabilmek adına, oynaması gereken kadın karakterin oldukça çok yönlü olması gerektiğini çok iyi gördü.”




Clarke, Star Wars evrenine adım atmak için çok heyecanlıydı ve performansını pürüzsüz hale getirmek için filmin evrenine ilişkin bütün detayları çalıştı.
“Star Wars evreninde yeni ve güçlü bir kadın karakter yaratmaya başlamak çok heyecan verici. Özellikle de sinema tarihinin bu kadar sevilen bir karakterinin hikâyesinin de ayrılmaz bir parçası olan bir karakter.”

Lando Calrissian rolü için yapımcıların aklında yalnızca bir kişi vardı; Donald Glover.
“Donald’ın bu rolü oynayacağını duyduğunda mutluluktan çıldıran 18-20 yaşlarında pek çok gence tanık oldum” diyor Kennedy biraz da gülerek.

Glover ödüllü bir yazar, yönetmen, müzisyen, komedyen ve oyuncu. Özellikle de “Community,” “Atlanta,” “30 Rock,” ve kendi yarattığı bir karakter olan “Childish Gambino” ile tanınıyor.
Howard onu şöyle anlatıyor: “Lando çok klâs bir karakter. Komik, eğlenceli, yakışıklı ve karizmatik. Donald da bu rolü müthiş bir bağlılık ve şevkle ekrana yansıttı. Lando karakterine çok saygı duyan, onun Star Wars filmlerine ve pop kültürüne olan katkısını fark eden oldukça yaratıcı bir adam Donald.”

“Lando benim ilk aksiyon figürümdü ve bu karaktere hep yakın hissetmiştim. Bu yüzden şimdi bu karakteri çok daha ayrıntılı şekilde ele alabilmekten müthiş gurur duyuyorum” diyor Glover. “Bence çok ilgi çekici bir karakter. Bazen iyi, bazen kötü ve sadece kendine karşı bir sadakat hissediyor. Bence bunlar ilginç ve içten özellikler.”




Zeki ve güzel İngiliz aktris Thandie Newton ise Val karakteriyle Beckett’in ekibindeki sert bir haydut karakteri olarak karşımıza çıkıyor. “Thandie oldukça karizmatik ve sıradışı bir yaradılışı olan bir oyuncu” diyor filmin yönetmeni. “Çok zeki, merhametli ve çok yetenekli. Hayran olunabilecek birçok etik kural çerçevesinde yaşıyor ve bu özellikleri Val karakterine de başarılı bir şekilde aktarıyor.”

Thandie Newton, Val karakterini tanımlarken şöyle diyor: “Val çok sakin ve onu hiçbir şey rahatsız etmiyor. En tehlikeli durumlardayken bile sakin kalmayı başarabiliyor ve kendinden oldukça emin.”

Ödüllü komedi TV serisi “Fleabag” ile tanınan Phoebe Waller-Bridge, İngiliz yazar ve oyuncu, biraz da Industrial Light & Magic’in yardımıyla L3-37 rolüne bürünüyor. Lando’nun kopilotu olan bu karakter kendini yetiştirmiş bir droid.
“Kendini yeniden inşa etmiş” diyor Waller-Bridge. “R2 gibi o da bir astromech droid olarak yola çıkmış ancak kendisine bir ses ve eklemler vererek öteki senaryoda yapamayacağı pek çok şeyi yapabilir hale gelmiş. Oldukça kararlı ve yenilikçi.”

İngiliz aktör Paul Bettany ise değişken bir karakter olan Dryden Vos’u oynuyor. “Sosyopat, öngörülemez ve anarşik” diyor Bettany karakteri hakkında. “Tıpkı daha önceden kültürel olarak sahiplik üzerine hiçbir şey bilmeyen bir ülkede, açık pazar ekonomisi anlayışını kurduktan hemen sonra oluşan karakterlere benziyor. O dönemde de bazı kişilerin üzerine gidilmiş, bazıları ise adım adım sistemde yukarıya çıkabilmişti. İşte Dryden kesinlikle yukarı çıkanlardan.”

Han Solo’nun en yakın ilişki kurduğu karakter ise tabi ki eski basketbol oyuncusu Joonas Suotamo tarafından oynanan Chewbacca. “Han Solo: Bir Star Wars Hikâyesi” yapımındaki bütün aksiyonun ortasında yer alıyor ve Suotamo’ya karakteri benimsemesi için müthiş bir fırsat sunuyor.

Suotamo karakteri şöyle anlatıyor: “Chewbacca tam anlamıyla sadık bir yoldaş. Oldukça ilgili ve kendisi de çok uzun süredir tehlikeli bir hayat yaşamış olduğu için de her zaman tetikte. Arkanı kollamasını beklemek için mükemmel bir karakter ve dahası Han’ın da tam olarak buna ihtiyacı olduğunu görebiliyor.”




BİR EVREN YARATMAK

“Han Solo: Bir Star Wars Hikâyesi” filminin çekimlerinin büyük bir kısmı İngiltere’deki Pinewood Stüdyoları’nda gerçekleşti. Ek olarak çekimler için Dolomites ve Fuertaventure olmak üzere, farklı biçimlerde güzellikleriyle ünlü fakat kesinlikle eşit oranda etkileyici iki yer daha kullanıldı.

Setlerin tasarlanması görevi ise yapım tasarımcısı Neil Lamont’a verildi. Star Wars’ın orijinal konsept tasarımlarını yapan Ralph McQuarrie ve Joe Johnston’ın yarattığı “hayret verici bir materyal bolluğu” olarak da tanımlanabilecek orijinal temaya, ki bu tema özellikle 60 ve 70’lerin sonlarındaki ruhu yakalayıp korumayı amaçlayan yapımcıların Western türüne de duydukları saygıyla yola çıktıkları bir konseptti, sadık kalabilmeyi başardı.

Lamont ve ekibi pek çok pratik set yarattı. Özellikle de Han’ın gezegeni olan Corellia, Venedik’in Star Wars evrenindeki endüstriyel bir versiyonu ve Milenyum Şahini'nin da iç mekân tasarımlarıyla uyumla olacak bir şekilde inşa edildi. Setin kurulması üç ay sürdü ve Star Wars filmlerinde bugüne kadar yaratılan en geniş Şahin seti oldu.

Karakter hikâyelerinin filmleri için koyulan kriterlerden bir tanesi de her bir filmin kendine özel bir görünümü olmasıydı. Bu yüzden de görüntü yönetmeni için hedefe ulaşmak çok önemliydi. Yapımcılar bu noktada sinematografiden sorumlu olarak Bradford Young ile çalışmaktan çok mutlu oldular. “Bir görünü yönetmeni, filmin genel görünümünü hikâyede yer alan gerçek bir karakter gibi konumlandırmayı başarabilir” diyor filmin yapımcısı Simon Emanuel. “Bradford’ın işleri inanılmaz. Tam bir sanatçı. İçgüdülerine, belirli bir sahneyi nasıl gördüğüne veya tek bir kareye göre ışıklandırma yapabiliyor.”




Bradfor Young bu filme yaklaşırken, ışıklandırmayı bir realizm yaratmak için kullanmaya karar vermiş. “Eğer yağan karı hissetmek, onun tadına bakmak istiyorsanız veya kumları hissetmek, onun tadına bakabilmek istiyorsanız, tüm bunların mutlaka güneş ya da ay tarafından aydınlatılmasına izin vermelisiniz. Bence bugünlerde izleyiciler bir şeyin gerçek olup olmadığı konusunda çok yüksek bir farkındalık seviyesindeler ve bu film bence tamamen gerçek hissettirmeliydi. Tabi ki bu şekilde çalışmak çok daha zor ancak bu benim kendimi, üzerine eğittiğim bir konu; bir anı bulmak, kaynağını keşfetmek ve sonra o sahneyi o anın etrafında inşa etmeye başlamak.”

Dave Crossman ve Glyn Dillon yönetimindeki kostüm tasarım ekibi, “Solo” filmi için 1000’den fazla kostüm yarattı. Kostümlerin büyük çoğunluğu yapım içerisindeki ekip tarafından geliştirildi ve kalabalık sahnelerde göze çarpan kostümler de geniş şapkalar ve püsküllü ceketler gibi seçenekler arasından seçilerek yerli kostümlerini, göçebe kabileleri ve son moda görünümleri tamamlamak için kullanıldı.

Daha önce Star Wars: Son Jedi ve Güç Uyanıyor yapımlarındaki canavar modelleriyle iki defa Oscar adaylığı bulunan Neal Scanlan, bu defa da ”Solo” yapımının etrafındaki pek çok yaratığı hayata geçirdi. Scanlan ve yetenekli ekibi bu süreçte 500’den fazla yaratık tasarladı.

Her şeyi birbirine bağlayan görsel efekt süpervizörü Rob Bredow ise yapım boyunca 2000’den fazla görsel efektin süreçlerini yönetti. Bredow ve 1200’den fazla sanatçı ve teknisyenden oluşan ekibi araçlar, karakter performansları, başka dünyalara ait çevresel elementler ve Star Wars evrenine özel uzay mekikleri yarattı. Filmin cesur gerçekçiliği, dijital yaratımlarla bir araya gelerek izleyicinin gözüne çarpmayan başarılı bir bütünlemeyle hayranlık uyandıran bir standart belirledi.




YOLCULUK BAŞLIYOR

“Han Solo: Bir Star Wars Hikâyesi” izleyicilere, yönetmen Ron Howard’ın “bir karakterin kendini bulma yolculuğu” olarak tanımladığı bu yapımda Han Solo’nun yanı başında onunla birlikte kişisel bir yolculuğa çıkma şansı veriyor.

Ve ekliyor: “Bu film Star Wars ve galaksinin en karizmatik yanlarını kullanıyor, fakat bir yandan da daha önce onunla ilgili hiçbir şey bilmenizi gerektirmiyor. Başka bir filmi izlemiş olmanız, çizgi roman okumuş olmanız, çizgi film görmüş olmanız ya da video oyunu oynamış olmanız gerekmiyor. Bu film tamamen Han ve onun bu evrendeki yerini yeniden keşfi üzerine.”

Peki, izleyiciler Han’ın bu yolculuğundan ne bekleyebilir? Yapımcı Kathleen Kennedy bu sorunun yanıtını şöyle veriyor: “Eğlenmeyi, gülmeyi, Han ve Chewie ikilisine sil baştan ya da ilk defa âşık olacaklar.”

İşte bu yüzden takvimlerinize not düşün, patlamış mısırlarınızı alın ve nabız yükselten bir eğlenceye hazır olun.
Han Solo: Bir Star Wars Hikâyesi, 25 Mayıs’tan itibaren sinemalarda.


Filmin mmknmrtb notu:   6   /10