2.10.16

Deepwater Horizon



2010 Nisan'ında BP’ye ait Deepwater Horizon petrol platformunun Meksika Körfezi'nde infilak etmesiyle doğa, son yılların en büyük çevre felaketlerinden birine tanık olmuştu.

 Film bir çoğunun gözden kaçırdığı bir hikâyeyi konu alıyor: O gün Deepwater Horizon‘da çalışan ve olabilecek en korkutucu şartlara maruz kalan 126 kişilik ekibin hikayesi.

İyi eğitilmiş erkek ve kadınlardan oluşan ekip, vardiyalarını tamamlayıp kıyıda bekleyen aileleriyle bir araya gelmeyi umut ederler.
Bir anda hayatlarındaki en kara saati yaşamaya başlayan ekip, okyanusun ortasında durdurulamaz bir yangın ile cesurca savaşmak zorunda kalırlar.

Filmin mmknmrtb notu ::

Her zaman olduğu gibi- insan denen mahlukun açgözlülüğü yüzünden gerçekleşmiş büyük bir çevre felaketi sırasında orada bulunan, debelendikleri o can pazarında feci şekilde can veren ya da yaralanarak kurtulan platform çalışanlarının yaşadıkları o dehşet dakikalarını tüm korkunçluğuyla aksettirmek, Deepwater Horizon'ın birincil görevi..




Bu misyonu lâyıkıyla yerine getirmesi; seyircisini, yaşanmış bir felaketin içine sokup, daha sonra da -adeta yaralanmış bir vaziyette- dışarı çıkarması, filmin tek ve en önemli başarısı..

Bizcileyin, yani o ortamdan ve kişilerden uzakta kalan milyarlarca insan için önem arzeden yegane şey ise -doğal olarak- onbinlerce varil petrolün denize dökülmesi ve yanan petrolden çıkan zehirli dumanın atmosfere karışmasıyla oluşan çevre kirlenmesi felaketidir ki, filmimizi bu pek de ilgilendirmez..




İşinin ehli bir teknisyen, sıradan bir adam olarak tanıdığımız Mike (Mark Wahlberg) arkadaşımızın, felaketle birlikte adeta bir süper kahramana dönüşmesi, bir aksiyon klişesi ya da 'American Hero' ihtiyacı olarak mazur görülebilir belki, ama 'yaşanmış gerçekler'le asla uyuşmuyor..

O değil de; "İşler bir an önce başlasın ve en az masrafla bitsin de nasıl olursa olsun" zihniyetleriyle bize tanıtılan, BP'nin, yani Büyük Patron'un yardakçıları diyebileceğimiz 'Beyaz Yakalı' kesimle, işin bütün ağırlığını, pisliğini ve sorumluluğunu yüklenen 'Mavi Yakalı' dostlarımız arasında oluşturulan gerginliğin 'ideolojik' değil de, filmin 'Antagonist' eksikliğini giderme mahiyetinde bir çaba olduğunu hatırlatmama, bilmem gerek var mıdır..




O da değil de; ben bu olaya biraz da Dinozorların açısından baktım ve herkesin böyle de bakması gerektiğini düşünüyorum: Ölen insanların anısına yapılan bir saygısızlık olarak görebilirsiniz bunu, tamam görün; ama bu insanların, on milyonlarca yıl önce aynı bölgede yaşamış Dinozor atalarının mezarlarını, soktukları borularla tahrip etmelerine, dönüşmüş cesetlerini -petrol adı vererek- yeryüzüne yeniden çıkartmalarına ne diyeceksiniz peki!?

Bakın, milyonlarca yıl sonra Karacaahmet Mezarlığı'ndaki aile kabristanınızın başına neler gelebileceğinden hiç bahsetmiyorum bile..

6 / 10





Lousiana sahilinin açıklarında olan sondaj kulesi Deepwater Horizon, bugüne kadar dünyaya en pahalıya patlayan durdurulamaz yangın ve petrol sızıntısına sebep olan petrol sondajıdır.
87 gün boyunca günde 50.000 varilden fazla petrol Meksika Körfezine sızar.
İnsan tarihinin gördüğü en büyük okyanus kazası ve petrol sızıntısıdır.
Kaza, neden olduğuna dair birçok soruyu beraberinde getirir.

Deepwater Horizon, 11 işçinin hayatını kaybettiği bu küresel felaketin görünmeyen taraflarını ve hikâyesini beyazperdeye getiriyor.





Yönetmen Peter Berg, bir kez daha Oscar® adayı Mark Wahlberg ile sıra dışı sonuçlar ile karşılaşan ekibin anlatılmayan hikayesini anlatmak için bir araya geliyor.
İkili daha önce, Son Kalan filminde, yanlış yerlere giden bir deniz komandosu görevini keşfetmiş ve Oscar®’a aday gösterilmişti.
İkili ayrıca Boston Maratonu’ndaki bombalama felaketinin perde arkası olaylarını konu alan Patriots Day filmini çekiyor.



Deepwater Horizon’da Mark Wahlberg’e, Kurt Russell, John Malkovich, Gina Rodriguez, Dylan O’Brien ve Kate Hudson’dan oluşan inanılmaz bir oyuncu kadrosu eşlik ediyor.

Wahlberg, bir transokyanus elektronik teknisyen ve kendisini ailesine adamış bir baba olan Mike Williams’ı canlandırıyor.
Petrol sondaj mühendisleri gerçekten dayanıklı ve cesur olmalıdır. Yaptıkları iş çok stresli ve fiziksel olarak onları cezalandırıyor.
Ancak o gün olacakları Williams bile öngöremez.
Williams, programın gerisinde kaldıklarının farkındadır, ancak Deepwater Horizon’un en kötü sızıntılara bile karşı savunma sistemine sahip olduğunu biliyordur.
Yine de o gece saat 10’da, dengesiz bir şekilde metan sızmaya başlar ve petrol kulesinin savunma sistemleri yetersiz kalır.
Sonuçları ani olur. Yanıcı gazın açığa çıkması sonucu, korkunç patlamalar ve uçuşan ateş topları arasında kalan ekip, sarsılmış durumdadır.

O andan itibaren Williams kendi ve evine dönme umudu içindeki ekip arkadaşlarının hayatlarını kurtarmak için kazanma ihtimalinin çok düşük olduğu bir yarışa girer.





Berg’e göre hikaye, sadece çevresel sonuçlara değil, olayı tecrübe eden insanların yaşadığı etkiye tutulan bir ışık.
 “İnsanların cesaretlerinin ve zaferlerinin anlatıldığı hikâyeler beni içine çekiyor.” diyor Berg.
“Deepwater Horizon’daki erkek ve kadınlar fazlasıyla zeki ve maharetli. Sızıntıyı önlemek için ellerinden gelen herşeyi denediler. O gün petrol kulesinde kaybettiğimiz 11 insanı ve yaralananları unutmamak çok önemli. Sızıntının çektiği dikkat orada yaşanan tüm kahramanlıkları unutturdu. Bu film o hikâyeyi anlatmak için bir şans.”