Fransa'nın üst sınıf ailelerinden birine mensup olan Claude (Christian Clavier) ve Marie Verneuil (Chantal Lauby) çiftinin dört güzel kızları vardır.
Bu kızlardan Isabelle, bir müslüman
olan Rachid ile; Odile, bir Yahudi olan David ile ve Segolene de Chao isimli bir Çinli ile evlenir.
Bu değişik kültürlerden
damatları kabullenmekte güçlük çeken Claude
ve Marie'nin tek ümitleri küçük kızları
Laure'nin kilisede yapılacak bir tören ile Katolik evliliği
gerçekleştirmesidir.
İstedikleri de olmuştur.
Bir gün Laure evlenmeye karar
verdiğini ve damadın da iyi bir Katolik olduğunu ailesine
bildirdiğinde çok sevinirler.
Nihayet normal bir düğün
gerçekleşecektir ancak hayalleri yeni damat adayı Charles
ile tanıştıklarında yıkılır.
Charles Afrika kökenli bir
Katoliktir.
Claude için artık yapılacak
tek bir şey kalmıştır, düğünü sabote etmek.
Bu hedefe ulaşmak için
kendisine de ilginç bir müttefik bulur, damat adayı
Charles 'ın Babası Andre.
Sokaklarında 'hakiki' Fransız'a rastlamanın giderek güçleştiği günümüz Fransa'sının bu çok renkli, çok dilli, çok dinli, dolayısıyla da çok problemli hal-i pürmelalini irdeleyen bir komedi..
Filmin Yapım Notu
Yönetmen
Evlilik kapanına girmeye hazır dört kızı olan 'De Gaulle'cü' bir babaya sahip -ille de Katolik- haza bir Fransız ailesinin içine damatlar vasıtasıyla duhul olan bu çok kültürlü oluşum, babanın 'mutat' tepkisine ilaveten her unsurun kendi aralarında başlayacak bir didişmeye de yol açar..
Filmin en değerli tezi -elbette bendeniz hariç- istisnasız herkesin içinde bir ırkçı nüvenin saklı olduğu gerçeğini hatırlatmasıydı..
Siz de belki kendinizi değil ama, çok yakından tanıdığınızı sandığınız 'hümanist' birini 'şartların oluştuğu' bir gün ırkçılık yaparken yakalamış olmalısınız..
Irkçılıktan çok çekmiş, bu yüzden resmen köleliği yaşamış bir ırkın mümessili bile içindeki bu nüvenin kurbanı olabilir..
Çok 'ırkçılık' dedim ama, filmin aslında -şakayla karışık- anlatmaya ve eleştirmeye çalıştığı şey, her sözden, her hareketten, her şeyden nem kaparak her an yeni bir 'ırkçı' yakalamaya çalışan toplumsal alarm sistemimiz..
Tamam, belki bunun çok haklı nedenleri var, evet çok acı tarihsel deneyimler yaşadık; ama, şimdi gelinen şu noktada da artık espri yapamaz, içinde bir Arap, bir Yahudi, bir Türk ve bir Kürt'ün olduğu gayet masum bir fıkrayı dahi anlatamaz olduk..
İşte bu şartlarda ve böylesine netameli bir konuyu -yumuşatarak- anlatmak için 'komedi', yine de en müsait alan olarak görünüyor..
Ve bu film bunu -belki komedi klişelerine biraz fazla yaslansa da- başarmış diyebiliriz..
En azından, iğrençleşmeden komedi yapmaya niyetli olması, bolca göndermeler içeren diyaloglara sahip senaryosu ve sempatik oyuncularıyla sıkılmadan izleniyor..
3 / 5
Filmin Yapım Notu
Yönetmen
15 Kasım 1965 tarihinde doğan
Philippe de Chauveron, Fransa'nın önemli senarist ve
yönetmenlerindendir.
ESEC Film Okulu'ndan 1986 yılında
mezun olan Philippe de Chauveron, filmcilik sektörüne yazar
olarak adım attı.
Aynı dönemde ilk kısa filmi olan
Big'i, yönetmen Emmanuel Silvestre ile birlikte çekti.
1995 yılında, Jean Reno ve Christian Charmetant'ın baş rollerinde oynadığı Truffles isimli komedi filminin senaristliğini yaptı.
1995 yılında, Jean Reno ve Christian Charmetant'ın baş rollerinde oynadığı Truffles isimli komedi filminin senaristliğini yaptı.
Hem senarist ve hem de yönetmenliğini
yaptığı ilk filmi olan Les Parasites'i 1998 yılında çekti.
Takip eden yıllarda Bingo ve Le Beuze
isimli iki önemli Fransız filminin senaristliğini yaptı.
2004 yılında tekrar kamera arkasına
geçerek, başrolünü Jean Dujardin'in üstlendiği
L'amour Aux Trousses filmini çekti.
2009 yılının en başarılı
filmlerinden, yönetmenliğini Gabriel Julien-Lafarriere'in yaptığı Neuilly Sa Mere isimli komedi filminin senaristliğini
yaptı.
2011 yılında tekrar yönetmen ve
senaristliğe dönen Philippe de Chauveron, Zidrou ve Godi'nin
aynı adlı eserinden sinemaya uyarlanan L’élève
Ducobu adlı komedi filmini çekti.
Aynı yıl içinde Les Seigneurs
d'Olivier Dahan filminin senaryosunu yazdı.
2012 yılında Les Vacances de Ducobu
filminin yönetmenliğini yapan Philippe de Chauveron, belki de
kariyerinin en büyük başarısını 2014 yılında çektiği
ve senaryosunu Guy Laurent ile birlikte yazdığı Qu'est-ce qu'on a
fait au bon Dieu? (Sürpriz Damatlar) filmi ile yakaladı.
Yönetmenin Filmografisi
Les Truffes, 1995, Senarist
Les Parasites, 1999, Senarist ve
Yönetmen
La Beuze, 2003, Senarist
L'amour aux Trousses, 2005, Senarist ve
Yönetmen
Neully Sa Mere , 2009, Senarist
L'Élève Ducobu, 2011,
Senarist ve Yönetmen
Les Vacances de Ducobu, 2012, Senarist
ve Yönetmen
Les Seigneurs d'Olivier Dahan, 2012,
Senarist
Qu'est-ce qu'on a fait au bon Dieu?,
2014, Senarist ve Yönetmen
Film Hakkında Ne Dediler?
Philippe de Chauveron
Böyle bir film çekmeye
Fransız'ların değişik kültür evliliklerinde Dünya
şampiyonu olduğunu öğrendiğimde karar verdim.
Ülkemizde evliliklerin % 20'si
değişik kültür ve inançlardan olan kişiler
arasında gerçekleşiyor.
Avrupa genelinde bu oran % 3'ler
civarında.
Aslında benim de ailemde böyle
çiftler var.
Ben bir Katolik aileden geliyorum.
Ama örneğin erkek kardeşim bir
Kuzey Afrikalı ile evli.
Ben de gençlik yıllarımda bir
Afrika'lı bayan ile yaşamıştım.
Dolayısıyla değişik kültür
ve inanç evliliklerinin problemlerini ve bu problemlerin
içindeki komiklikleri biliyorum.
İçimdeki yazar hep daha
ilerisini düşündürdü bana ve bu filmi yazarken
bir ailenin bu tip dört evliliği nasıl kabullenebileceğini
hayal ettim.
Christian Clavier
Senaryoyu okuduğumda Philipe de
Chauveron'un harika bir yazar olduğunu düşündüm.
Bana teklif edilen rolün gayet basit ve oynamasının oldukça eğlenceli olduğunu hissederek teklifi hemen kabul ettim.
Bana teklif edilen rolün gayet basit ve oynamasının oldukça eğlenceli olduğunu hissederek teklifi hemen kabul ettim.
Oynadığım karakter benim yaşlarımda
ve benim yaşımın inatçılığına sahip.
Hataları olan bir karakter ama bunu
olayların içindeki ironiyi yakalayarak kapatıyor.
Karakterde en çok sevdiğim buydu.
Karakterde en çok sevdiğim buydu.
Chantal Lauby
Filmde oynadığım karakter iyi bir
anne.
Çocukluğundan beri hep kibar
olması söylenmiş ve öğretilmiş kendisine.
Yaşadığı mutsuzlukları kendi içine
atıp, yaşayıp kendi köşesinde depresyonunu yaşayan bir
anne.
Tam bir klasik.
Bence Philipe de Chauveron bu klasiği
çok lezzetli bir komedi haline dönüştürmüş.
Bu sayede de izleyiciler karakteri
kolaylıkla benimsiyor.
Avrupa Basınında Film
The Intouchables'den sonra çekilmiş
en iyi komedilerden birisi - Le Journal du Dimanche
İnsani duygular ve zeka dolu bir film
- Le Parisien
Gerçek bir etki bırakan harika
bir komedi - Femme Actuelle
Christian Clavier ustalığının en
üst seviyesinde olduğu etkili bir komedi - Liberation
Harika bir oyuncu kadrosu, azalmayan
ritim, komik durumlar ve diyalogları ile çok zevkli bir
eğlence - Le Soir
Fransa Performansı
5 Ağustos 2014 tarihi itibari ile
11.400.000 izleyici
Şimdiden en çok izlenen Fransız
filmleri arasında ilk 10 'a girmiş durumda
Şimdiden UGC 'nin en başarılı filmi
oldu (Amelie - 2011 - 8,5 milyon izleyici)