28.7.13

The Wolverine


X-Men evrenin en ikonik karakteri, Wolverine 3D filminde, günümüz Japonya’sında destansı bir yolculuğa çıkıyor.

Marvel’in çok sevilen çizgi roman serisinden aldığı ilhamla, 100 yıllık mutant Logan (Hugh Jackman), yani dünyanın onu tanıdığı ismiyle Wolverine, 2. Dünya Savaşı’ndan beri ayak basmadığı Japonya’ya ve Yakuza ve Samurayların karanlık dünyasına adım atıyor.

Kendini birdenbire bir şirket imparatorluğunun gizemli ve güzel varisiyle yollarda bulan ve ilk kez ölümlü olma ihtimaliyle yüzleşen Logan, fiziksel ve duygusal sınırlarını hiç olmadığı kadar zorluyor.

İçindeki kahramanı tekrar keşfetmek için çıktığı riskli yolculukta, Logan sadece mutant ve insan güçlü düşmanlarla değil, geçmişinin hayaletleriyle de boğuşmak zorunda kalacak.
Wolverine adamantiyum pençelerini Samuray kılıçlarıyla çarpıştırıp, aşk, ihanet ve onurdan oluşmuş bir labirentte yolunu bulmaya çalıştıkça, sonu olmayan bir hayatın bedelini öğrenmek zorunda kalacak.


Aynı zamanda filmin yapımcılarından biri de olan Hugh Jackman, “”Bu hikaye Wolverine’i, X-Men serisinde daha önce görülenden apayrı bir dünyaya götürüyor” diye anlatıyor. “Hem görsel, hem de tonsal olarak farklı. Hikâyemizde sayısız mücadele var; ancak en büyüğü Logan’ın bir canavar ya da insan olma yolunda, kendi içinde verdiği mücadele.”

İlk olarak 1974 yılında, İnanılmaz Hulk romanlarından birinin son karesinde sahneye adım atan Wolverine, bundan çok kısa süre sonra onu süper kahramanlar dünyasının süper starı haline getiren adamantiyum pençeleri, kendini iyileştirme gücü ve öfkeli halleriyle tüm dünyanın tanıdığı bir karakter olur.
1980’lerde, X-Men yazarı Chris Claremont ve efsanevi grafik sanatçısı Frank Miller’ın (Kara Şövalye, Günah Şehri) kaleminden çıkan dört bölümlük mini seri sayesinde Wolverine kendi dünyasına kavuşur. Bu seride kahramanımız Japonya’ya tek başına bir yolculuk yapar, bu yolculuk onu bir suç, ihanet ve onur girdabının ortasına atarken; Wolverine korkutucu gücü ve keşfedilmemiş zayıflıklarıyla yüzleşmek zorunda kalacaktır. Tam olarak anlayamadığı bir dünyada yolunu bulmaya çalışan Wolverine, ömründe ilk kez içindeki adalet duygusuyla karşılaşır.

Yarattığı büyük hayran kitlesinin yanı sıra, öykü, 6 tane X-Men filminde de (son filmle birlikte 7. oluyor) yer alan Oscar® adayı aktör Hugh Jackman için de bir esin kaynağı oldu. Jackman, kahramanın geçmişinin daha önce
anlatılmamış bu bölümünde, Wolverine’in yıkılmazlığına daha derinden bakabilmek için nadir bir şans ve en karanlık yönlerini aydınlatmak için yeni bir yol gördüğünü söylüyor.
Bu arzu, Jackman’in gücünü daha önce Sınırları Aşmak (Walk the Line) filminde Johnny Cash’in aşk ve isyanla dolu öyküsünü anlatan James Mangold’la birleştirmesiyle doruk noktasına ulaştı. Mangold, Wolverine’e yeni bir bakış kazandırmak ve karakteri bilindik X-Men öykülerinin dışına taşımak için doğru seçimdi.

Bu durumu yönetmen Mangold şöyle özetliyor: “X-Men serisi gibi filmler üstünde çalışırken, yani odak noktanızda birden çok insan varsa, her karakterinin hikâyesine şöyle bir dokunup geçmek zorunda kalıyorsunuz.
Ama bu filmde Logan’ın zihnine tamamen girme, kim olduğu ve öfkesinin kaynağının ne olduğunu anlama şansını yakaladım. Logan yaşamı boyunca, Savunma Bakanlığı, hükümet, düşmanları ve hatta sevdikleri tarafından kullanıldı. Zaman geçtikçe bu duruma duyduğu öfke büyüdü ve doğasında bulunan vahşi eğilimleri nedeniyle kontrol edilemez bir hal aldı. Logan bu öfkenin kendisini nasıl harekete geçirip, güçlendireceğini de bu öyküde öğrenecek.”

Mangold, Wolverine’in öykünün başında kendini bulduğu yerden özellikle etkileniyor: “Karşımızda hayatın karanlık bir köşesine sürüklenmiş, sevdiği herkesi kaybetmiş ve hayatta bir çıkış yolu olduğuna dair tüm umutları silinip gitmiş bir Logan var. Elinde kalan tek şey ölümsüzlüğü. Ama artık o bile bir nimetten ziyade lanet” diyen Mangold ekliyor, ““Wolverine’in özellikle ilginç bulduğum yönlerinden biri ölümsüzlüğü, kendini iyileştirme yeteneğinin tıpkı bir tanrınınki gibi sonsuza dek sürebilmesi ve yine bir tanrı gibi yapayalnız olması.
Logan sevdiklerini kaybettiğinde bile bu çileyi çekmeye devam edeceğini biliyor.”
Çekimleri büyük ölçüde Japonya’da yapılan filmin ekibi, herkes tarafından tanınan ve çok sevilen bu karakterle alışılmışın dışında bir öyküyü yaratıyor olmaktan duydukları büyük heyecanı gizleyemiyor. Filmin yapımcısı olarak Jackman’a en başından beri X-Men filmlerinin vazgeçilmez bir parçası olan Lauren Shuler Donner ve Goldman’ın vizyonunu destekleyen Hutch Parker eşlik ediyor.
Bu kez 3D çekim kalitesi ve efektlerine de sahip olan Wolverine, vurucu hikâyesini de hesaba katınca, süper kahraman filmleri arasında adını altın harflerle yazdıracağa benziyor. Ülkemizde de tüm dünyayla birlikte 26 Temmuz’da vizyona girecek olan film, Türkçe dublaj ayrıcalığı ve farklı hikâyesiyle her yaştan seyircinin ilgisini çekecek bir yapım olacak.


Vizyon Tarihi: 26.07.2013

Yönetmen: James Mangold
Oyuncular: Hugh Jackman, Rila Fukushima, Hiroyuki Sanada, Svetlana Khodchenkova, Brian Tee
Görüntü Yönetmeni: Ross Emery
Senaryo: Mark Bomback, Scott Frank
Fragmanı izlemek için: http://bit.ly/1c4S070
Süre: 126 dk
İthalat: 20th Century Fox
Dağıtım: Tiglon



3 yorum:

  1. hocam bu yapım notlarını sen kendin çeviriyor musun.yoksa belli başlı sitelerde var mı aynen bu şekil?

    YanıtlaSil
  2. aramızda kalsın- ben bu yazıyı hilâl hanımın sitesinden arakladım ;)
    kaynağını ona sorman lazım..

    YanıtlaSil