21.7.09

Vedat Okyar



Bugün olduğu gibi epey uzaktan takılarak değil, her an futbolla yatıp, futbolla kalktığım çocukluğumun bir yıldızıydı Vedat Okyar..
Sevecenlikle gülümseyen gözleriyle karşılaştığınızda hemen kanınızın ısındığını hissedebileceğiniz; mütevazı olduğu kadar, aynı zamanda hafif kabadayı duruşuyla, mahallemizin sert ama müşfik ağbilerini andırırdı..

Bir Galatasaraylı olarak, Metin Oktay olmaktan feragat edip de Gökmen Özdenak olduğum zamanların mahalle maçlarında, daha çok Sanlı Sarıalioğlu olmak isteyen Beşiktaşlı arkadaşlarımın, ikinci rağbet ettikleri isimdi Vedat Okyar..

Hiçbir zaman yakınında bulunmak şerefine nail olamadım amma, yazarlığında, medyadan takip etmeye, maçlar üzerine yapılan -büyükçe bi kısmı ipe sapa gelmez- laflamalar arasından, onun konuşmalarını özellikle seçmeye çalıştım..


Keyif ve sohbet adamı olduğu öteden beri her halinden belliydi Vedat Ağbi'nin; güzel içtiğini de duymuştum..
Üç yıl kadar önce, yürüyüş yaptığım Caddebostan Sahili'nin iyice denize yakın bir yerinde rastlamıştım kendisine..
Çevresine toplanmış, yaşıtı sayılabilecek 3-4 adamla ayaküstü içmenin ve sohbetin doruğundaydı; oradan geçerken, ne konuştuklarını merak ettiğim için özellikle yolumu değiştirip yaklaştım yanlarına.. Kısa süren bir kulak misafirliğinden anladığım kadarıyla, o anki mevzu yine futbol ve elbette Beşiktaş idi..

O gün, yanındaki arkadaşlarını resmen kıskandığımı; keşke aralarında ben de olsaydım, onun sohbetinde bulunsaydım deyu hayıflandığımı hatırlıyorum..
Şimdi farkına varıyorum ki, benim o gün yürüyüş rotamı değiştirten duygu, o grubun konuştuklarını merak etmek falan değil; belli ki, hiç tanışmadığım, ancak varlığı ta çocukluğuma kadar dayanan, mütevazı ama etkileyici o adamın yakınında bulunabilme hissinden ibaretmiş..

Başka takımdan olması, diğer takımların en fanatiğinden taraftarını dahi hiç rahatsız etmeyen, bu özelliğiyle de eşine pek nadir rastlanan insanlardan biriydin sen Vedat Ağbi; güle güle..