12.11.07

Babel / Babil


2006 Cannes Film Festivali'nde "en iyi yönetmen" ödülü kazanan Babel / Babil, ülkemizde ve dünyada büyük beğeni toplayan Paramparça Aşklar ve Köpekler ile 21 Gram'ın yönetmeni Alejandro González Iñárritu'nun yeni filmidir..

Belki pek bir anlamı yok ama baştan söylemeliyim ki; filmin hikayesinin çıkış noktası olan olayı, yolculuklarda hep düşünmüşümdür..
O uçsuz bucaksız kırsal yerleri kara veya demiryoluyla aşarken, -belki de paranoyakça- sık sık aklıma gelen bir şeydi: Birilerinin bize bir silahla, keyfine, nişan alabilecekleri..

Evet, bunu derken "Şerefsizim aklıma geldiydi!" diyen Vizontele'nin Deli Emin'ine benzedim, ama gene de söyleyeyim dedim..

Ee.. Eloğlu bizim gibi sadece düşünmüyor; bunu yazıyor ve filme çekiyor..


Şu global dünyada ya da Babil kulemizde bizleri ayıran; dil, din, zenginlik gibi bir sürü ayrım noktalarımız, öte yandan bizleri birleştiren insan/hayvan olmamızdan kaynaklanan yeme-içme-düzüşme dürtülerimiz ve bunların yanı sıra özellikle biz insanların belki de en önemli ortak noktası, "çaresizlik duygusu", bu "aşırı" etkileyici filmin ana unsurları..

Mükemmel filmimiz, Fas'ın ıssız dağlarındaki Müslüman yerlilerin "vahşi" ortamından, otobüs/akvaryum içinde soyutlanmış, bir yere kadar güven içindeki "beyaz adam" turistlerin, olay sonrası, "tehlikeli saldırılar"a açık vaziyetleri; ekmek parası peşindeki Faslı köylülerin hemen her açıdan köşeye kısılmışlıkları; Meksikalı bakıcı kadın ve masum Amerikan yavrularının -hiç yoktan- başına gelenler; sağır-dilsiz ama oldukça güzel Japon kızının büyük bir oranda engelliliğinden gelen ezikliğiyle, hep "meşgul" babasının ve Japon erkeklerinin hödüklüğünün yarattığı yalnızlığı, falan; bu çaresizlik duygusunun evrenselliğini, "gören" gözler önüne seriyor..




"Silahla oyun olmaz" öz deyişiyle de özetleyebileceğimiz; sert ve hep kötümser havasıyla insanı sürekli rahatsız eden bu film, bu öz deyişi sadece iki Faslı çocuğa değil, başta ABD olmak üzere tüm ülkelerin yöneticilerine, halklarına biraz da umarsızca, hatırlatmaya çalışıyor..

Umarsızca!.
Çünkü görülüyor ki, "Babil Kulesi"nde birbiriyle hep çatışma halindeki bu ülkeler, kültürler ve tüm bu iletişimsiz insanlar, çaresizlik içinde, ortak ama karanlık bir kadere doğru, hızla yol almaktalar..


 /5