4.4.24

Monkey Man / Maymun Adam

 


Oscar® adayı Dev Patel (Lion, Slumdog Millionaire), bir adamın annesini öldüren ve sistematik olarak yoksulları ve güçsüzleri mağdur etmeye devam eden yozlaşmış liderlere karşı intikam arayışını konu alan; bir aksiyon gerilim filmiyle şaşırtıcı, güç gösterisi içeren ilk yönetmenlik denemesine imza atıyor.

Monkey Man / Maymun Adam, gücü ve cesareti temsil eden bir simge olan Hanuman efsanesinden ilham alıyor. 

Patel, bir yeraltı dövüş kulübünde kıt kanaat geçinen ve para için her gece goril maskesi takarak daha popüler dövüşçüler tarafından vahşice dövülen isimsiz bir genç olan Kid rolünde.

Yıllarca bastırılmış öfkenin ardından Kid, şehrin uğursuz elitlerinin yaşadığı bölgeye sızmanın bir yolunu keşfeder. Çocukluğunda yaşadığı travma gün yüzüne çıktıkça, gizemli bir şekilde yara bere içinde kalan elleri, kendisinden her şeyini alan adamlarla hesaplaşma fitilini ateşler.

 


Heyecan verici, muhteşem dövüş ve kovalamaca sahneleriyle dolu Maymun Adam, orijinal hikayesinden Dev Patel tarafından yönetiliyor. Senaryosu ise Paul Angunawela ve John Collee'yle (Master and Commander: The Far Side of the World) birlikte hazırlanıyor.

Filmin uluslararası oyuncu kadrosunda Sharlto Copley (District 9), Sobhita Dhulipala (Made in Heaven), Pitobash (Million Dollar Arm), Vipin Sharma (Hotel Mumbai), Ashwini Kalsekar (Ek Tha Hero), Adithi Kalkunte (Hotel Mumbai), Sikandar Kher (Aarya) ve Makarand Deshpande (RRR) yer alıyor.




Maymun Adam'ın yapımcılığını Dev Patel, Jomon Thomas (Hotel Mumbai, The Man Who Knew Infinity), Oscar® ödüllü Jordan Peele (Nope, Defol), Win Rosenfeld (Candyman, Hunters serisi), Ian Cooper (Nope, Us), Basil Iwanyk (John Wick serisi, Sicario filmleri), Erica Lee (John Wick serisi, Silent Night), Christine Haebler (Shut In, Bones of Crows) ve Anjay Nagpal (Bombshell, Greyhound'un baş yapımcısı) üstleniyor.

İdari yapımcılar olarak Jonathan Fuhrman, Natalya Pavchinskya, Aaron L. Gilbert, Andria Spring, Alison Jane Roney ve Steven Thibault yer alıyor. 

Görüntü yönetmeni SHARONE MEIR (Silent Night, Rings); yapım tasarımcısı PAWAS SAWATCHAIYAMET (Buffalo Boys, Samui Song) ve kostüm tasarımcıları DIVVYA GAMBHIR (Sam Bahadur, Sonchiriya) ve NIDHI GAMBHIR (Sam Bahadur, Sonchiriya). Maymun Adam'ın kurgusu DÁVID JANCSÓ HSE (Pieces of a Woman, The Crowded Room), TIM MURRELL (21 Bridges, StreetDance 2) ve JOE GALDO (Borderline, ek kurgu, Ferrari) tarafından yapıldı. 

Oyuncu seçimi SEHER LATIF'e (The Best Exotic Marigold Hotel filmleri, Million Dollar Arm) ait. 

Müzikler JED KURZEL'e (The Pope's Exorcist, Alien: Covenant) ait ve müzik süpervizörü PEYMON MASKAN (The Long Game: Bigger Than Basketball, The Fallout). 

Görsel efekt süpervizörü ise The Matrix Reloaded ve The Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring'de görsel efekt baş yapımcısı olarak görev yapan MURRAY POPE.

Maymun Adam, bir Bron Studios yapımı, bir Thunder Road Films yapımı, bir Monkeypaw yapımı, bir Minor Realm yapımı, bir S'Ya Concept yapımı, WME Independent ve Creative Wealth Media ortaklığında bir Universal Pictures sunumudur. Filmin dağıtımı Universal Pictures tarafından yapılmaktadır.




DEV PATEL’İN YÖNETMEN GÖRÜŞÜ

Çocukluğumdan beri aksiyon sinemasına kafayı takmış durumdayım. Gece yarısı gizlice alt kata inip Bruce Lee'nin Enter the Dragon'da perdeden hayal gücüme sıçrayışını izlemekten, Shah Rukh Khan'ın hayatının aşkını kurtarmak için yüzlerce kötü adamla savaşmasını izlemeye ve ardından intikam türünü zihnimde yepyeni bir seviyeye taşıyan Kore sinemasıyla tanışmaya kadar, bir gün tüm bu kültürlere, tarzlara ve hikâye anlatımına olan sevgimi benim gibi insanlar için bir şeyler yapmak üzere birleştireceğimi biliyordum. Hayır, bu sadece Londra'da doğan ve kimliği konusunda kafası karışık kahverengi tenli bir adamın hikâyesi değil. Hayır, ezilenler için bir marş yapmak istedim. Tüm araçlara sahip olmayan, her an mükemmel espriyi yapamayan bir kahraman - deneyen, başarısız olan, tekrar deneyen ve bir kez daha başarısız olan bir adam. Hafife alınmaya alışmış, öfke kadar acı da duyan, gerçek bir travmayla boğuşan genç bir adam... Ta ki kendisi gibi dışlanmış, mazlum, onu inşa edecek ve ona iyi ve doğru olan için savaşma cesareti verecek başka insanlar bulana kadar.

Aksiyon türü sistem tarafından kolayca suistimal edilebiliyor ve hızlı bir kâr için malzemeden yoksun içerikler üretilebiliyor. Ancak bu türün gerçek bir hayranı olarak, daha fazlasını kaldırabileceğini biliyorum. Seyirci daha fazlasını istiyor. Karışıma yüksek dozda kültür ekliyorum.

Çocukken büyükbabam beni Maymun Tanrı Hanuman'ın hikâyesiyle tanıştırmıştı. Ne kadar çok modern çizgi romanın Doğu felsefesi ve ikonografilerinden ilham aldığını görünce hayrete düştüm.

Bir zamanlar sürekli olarak bir aktör olarak sınıflandırılıyordum. Sonra mirasımdan kaçmak yerine onu ikiye katlayacağımı ve beni ben olduğum için gururlandıran şeyleri sergileyeceğimi fark ettim. Kültürümü sergilemenin yanında, en dezavantajlı ve savunmasız topluluklara dayatılan ve sürdürülmeye devam eden sistemik ve kurumsal sorunları dile getirmekte de aynı derecede kararlıyım.

Maymun Adam özünde aileme bir aşk mektubu. Babamın ve büyükbabamın benimle paylaştığı mitolojiyi harmanlamak ve aynı zamanda hayatımdaki tüm inanılmaz kadınların, en başta da annemin gücünü onurlandırmakla ilgili. Ve insanın çok sevdiği birine yapılan bir yanlışın intikamını almak için ne kadar ileri gidebileceğini anlatıyor. – Dev Patel



Yönetmen iş başında



ARKA PLAN

Yazar/yönetmen/yapımcı Dev Patel; Maymun Adam'ın öyküsünü hayal ederken, çocukluk öykülerinden esinlenen bu masalın, ilk yönetmenlik denemesi olacağını tahmin bile edemezdi. Patel, "Hayatımın yaklaşık sekiz yılını, projeler arasında, bu senaryoyu ince eleyip sık dokuyarak geçirdim," diyor. "Kalbime dokunuyor. En eski Hint mitolojilerinden birini alıyor ve ona modern bir yorum katıyor; umarım bu hikâyeyi uluslararası hale getirir ve yepyeni bir süper kahraman destanı, tamamen orijinal bir şey yaratır. Enerji, ruh, kalp ve çılgın aksiyonla dolu."

Maymun Adam, bilgelik, güç, cesaret, bağlılık ve öz disiplinin sembolü olan Hindu tanrısı Hanuman efsanesinden esinlenmiştir. İlahi maymun efsanesinin M.Ö. 1500 ile 1200 yılları arasına dayandığı ve ilk olarak dört kutsal kanonik Hindu metninden biri olarak kabul edilen antik ilahiler koleksiyonu Rigveda'daki bir ilahide ortaya çıktığı söylenmektedir. Sanskrit destanları "Mahabharata" ve "Ramayana"da yer alan Hanuman, özgürlüğün sembolüdür. Fiziksel olarak yenilmez ancak son derece insani olan Hanuman, müritlerini "dizginlenmemiş gücün tehlikeli doğası" konusunda uyarır. Efsaneye göre, Hanuman çocukken güneşi yakalamaya çalışırken gökten düşerek çenesini kırmıştır. Müritleri tarafından sevilen Hanuman artık halkına hizmet ederek İlahi Olan'a bağlanmaktadır.

Patel'in filmi bu efsaneyi modern dünyaya taşıyor ve kırık dökük bir genç olan Kid, hizmet etmesi gereken insanlara baskı yapan yozlaşmış, güçlü liderlere karşı güçlü bir silah ve intikam meleği haline geliyor. Film, Sanskritçe bir kelime olan ve "mücadele veya çaba" anlamına gelebildiği gibi "intikam" anlamına da gelebilen kurgusal Hint şehri Yatana'da geçiyor.

Patel, Maymun Adam'ı hayata geçirmek için, yapımcılar Jomon Thomas, Basil Iwanyk, Erica Lee, Christine Haebler, Sam Sahni ve Anjay Nagpal'ın da aralarında bulunduğu, bağımsız hikâye anlatımını destekleyen, benzer düşüncelere sahip yaratıcı kişilerden oluşan ortaklar buldu. Patel, "Bu filmin bir kara koyun olacağını hissediyorum; birdenbire ortaya çıkacak ve insanları şaşırtacak," diyor. "Ve bazılarının tüylerini diken diken edecek."

Film yapımcısı arkadaşları, onun Maymun Adam vizyonundan ilham aldılar ve bunu gerçeğe dönüştürmeye yardımcı olmaya heveslendiler. "Yapımcı Jomon Thomas şöyle diyor: "Daha önce Dev'in rol aldığı filmlerde onunla birlikte çalıştığım için onun oyunculuğun ötesindeki yeteneklerini çok iyi anlıyordum. Yıllar boyunca Maymun Adam için vizyonunu sık sık paylaştı. Dev'le yönetmen olarak çalışmak, kültürümüzün canlılığını sergilemek ve dünya çapındaki izleyiciler için farklı bir sinema yolculuğu hazırlamak gibi çeşitli cephelerdeki derinliği ve potansiyeli nedeniyle bu anlatı beni anında büyüledi. Dev'in muazzam tutkusu heyecanımı körükledi ve senaryo geliştirme aşamasından itibaren işe koyuldum."

Patel, John Wick gibi çığır açan film serilerinin yanı sıra Kore intikam aksiyonu da dahil olmak üzere uzun süredir hayranlık duyduğu film türlerinden ilham aldı. "Dramatik öğelerle harmanladık." diyor Patel. "En sevdiğim filmlerden bazıları; Man from Nowhere ve Oldboy, ayrıca Endonezya'dan harika bir film olan The Raid. The Raid ekibinin bir kısmı bu film üzerinde çalıştı. Aynı zamanda Thunder Road'un yapımcıları olan John Wick ekibi de. Bunların hepsini bir karıştırıcıya koyduk ve Hindistan'dan biraz masala ekledik."



Maymun Adam'ın çekimleri için prodüksiyon ekibi Endonezya'nın Batam kentine gitti. "Güzel ekibim orada çok sıkı çalışıyordu." diyor Patel. "İnançla ilgili bu intikam filmi için kan, ter, gözyaşı, kırık kemikler, kelimenin tam anlamıyla aksiyon dolu, çılgın bir yolculuktu. Modernize edilmiş bir Hindistan'da geçiyor ve sahip olduğumuz en eski mitolojilerden birini alıp ona yepyeni bir yorum getiriyoruz. Bir şeyi aldık ve onu tamamen orijinal hâle getirdik. Enerji, ruh, kültür ve en çılgın bazı aksiyonlardan oluşuyor."

Maymun Adam'ın başlangıçta bir yayın platformunda gösterime girmesi planlanıyordu ancak çekimler tamamlanıp film kurgu sürecine girdiğinde Patel ve yapımcı arkadaşları Patel'in tutkulu işçiliğini tamamlamak ve bunun yerine büyük bir sinema filmi olarak piyasaya sürmek için mükemmel ortaklar aradılar. Bu ortağı, Amerikalı film yapımcısı Jordan Peele ve yapımcılar Win Rosenfeld ve Ian Cooper'ın da aralarında bulunduğu Monkeypaw Productions ekibinde buldular. "Yapımcı Ian Cooper şöyle diyor: "Maymun Adam el değiştirdiği sırada, filmden haberimiz oldu ve ilk izlemeyi biz yaptık. "Hikâyeye anında âşık olduk ve bu bize filmin ilerlemesine yardımcı olmak için ilham verdi. Filmi Universal'a götürdük ve post prodüksiyon sürecinden geçirerek bitiş çizgisine getirdik."

Film, Monkeypaw'ın felsefesiyle mükemmel bir uyum içindeydi. Yapımcı Win Rosenfeld, "Monkeypaw yaramazlık, provokasyon ve eğlenceyle ilgilenir ve bu film de bu felsefenin mükemmel bir örneği." diyor. "Gerçekten tür değiştiren ve yıkıcı bir şey yapmaya çalışan film yapımcılarıyla çalışmayı seviyoruz ve bu tür filmleri sinemalara getirme süreci son derece memnuniyet verici. Dev, Maymun Adam'la inkar edilemez ve göz ardı edilemez bir şey yarattı ve biz de bu yolculukta onunla birlikte olduğumuz için son derece minnettarız."

Patel gibi Peele'in kariyeri de kamera önünde bir oyuncu olarak başladı ve ilk yönetmenlik denemesi Get Out ile kariyerinde muazzam bir yeni sayfa açtı. O zamandan bu yana Monkeypaw aralarında Nia DaCosta, Henry Selick ve Spike Lee'nin de bulunduğu birçok vizyoner yönetmenle işbirliği yaptı. Cooper, "Monkeypaw'da vizyoner film yapımcılarına Hollywood'da başka türlü göremeyeceğimiz hikâyeler anlatma fırsatı sağlamaya çalışıyoruz." diyor. "Bu filmi vizyona sokmak için sayısız engelle karşılaşan Dev ile ortak olmaktan gurur duyuyoruz."

Peele için Maymun Adam kolay bir "evet"ti. "'Dev Patel' ismini duyduğumda bağlandım." diyor Peele. "Kendisi en sevdiğim aktörlerden biri. Aynı zamanda en tutarlı, empatik ve duygusal oyunculardan biri ve belalı biri olmak için inanılmaz bir fırsata sahip. Sonra filmin yönetmenliğini de üstlendiğini duydum ki; bu da bir insanın kendisini bu şekilde yönetmeye çalışabileceğini düşünmemi sağladı."

Peele şöyle diyor: "Bu filmde intikamcının intikamcıya dönüşmesi teması beni gerçekten cezbetti. Bu hikâye bizi duygusal olarak intikam dürtüsüyle buluşturuyor ki bu da filmdeki en güçlü olgu olmasa da en güçlü olgulardan biridir." diyor Peele. "Bunu çok iyi yapıyor. Kid öylesine kişisel, duygusal bir görevde ve öylesine alçakgönüllü bir karakter ki tek istediğimiz onun başarılı olduğunu görmek. Sonra, belli bir noktaya ulaştığında, karakter intikamın yeterli olmayabileceğini, herkes için savaşması gerektiğini fark ediyor."

Peele ve ekibi, Patel'in sinemasal açıdan güzel olduğu kadar hissedilir derecede şiddetli olmayı başaran epik aksiyon sahneleri ile film yapma becerisinden de etkilendiler. "Peele şöyle diyor: "Tek çekim gibi hissettiren o kadar çok çekim var ki, çok akıcı ve içgüdüsel hissettiriyor. "Ayrıca Dev, fiziksel bir oyuncu, bir dövüşçü olarak, hareketlerinde benzersiz bir aksiyon kalitesine sahip. İzlenecek çok şey var ama nihayetinde, gerçek 'Aman Tanrım' anları olan içgüdüsel şiddet anları var. Bu, desteklemek için doğru zamanda doğru yerde bulunabildiğimiz bir filmin mükemmel bir örneği."




KARAKTERLER


Kid

Dev Patel

Maymun Adam'da ilk kez karşılaştığımız Kid, etrafındaki güçler tarafından parçalanmış bir adam gibi görünüyor. Filmin yazar-yönetmen-yapımcısı Oscar adayı Dev Patel tarafından canlandırılan Kid, kurgusal Hint şehri Yatana'daki yeraltı dövüş kulüplerinde bir nevi insan kum torbası olarak çalışıyor. Maymun maskesi takarak Canavar olarak bilinen bir karakteri oynuyor ve para için diğer dövüşçüler tarafından kanlı bir şekilde dövülmesine izin veriyor.

Ancak bu çürük dış görünüşün altında öfkeyle beslenen bir adam var. Yozlaşmış bir polis şefi olan Rana (Sikandar Kher) ve yandaşları, sebepsiz bir baskınla Kid'in köyünü yaktığında ve Rana, Kid'in sevgili annesini (Adithi Kalkunte) öldürdüğünde çocuk yaşta öksüz kalan Kid, artık yaralarını sadece ellerinde değil kalbinde de taşımaktadır. Tesadüfi bir karşılaşma, Rana'nın yaşadığı yozlaşmış, elit dünyaya girmesi için bir fırsat yarattığında; Kid bunu değerlendirir ve acımasız, haklı bir intikam planı yapar. Ancak Kid, Yatana'nın güç koridorlarına sızdıkça tek kurbanın kendisi olmadığını ve yozlaşmanın hayal ettiğinden bile daha derin ve sinsi olduğunu keşfeder. Becerikli dolandırıcı arkadaşı Alphonso'nun (Pitobash) yardımı ve mistik hicraların lideri Alpha'nın (Vipin Sharma) iyileştirici rehberliğiyle Kid, her şeyi yerle bir etmek için destansı bir göreve başlar.


Tiger

Sharlto Copley

Kid'in geçim derdine düştüğü yeraltı dövüş kulübünün sunucusu, renkli güneş gözlüklü ve rüküş takım elbiseli beyaz bir adam olan Tiger, tribünlerde kan isteyenleri eğlendirmek için güreşçileri birbirine düşürür. Patel'in Chappie'deki rol arkadaşı Güney Afrikalı ünlü aktör Sharlto Copley tarafından canlandırılan Tiger, Kid'den "Canavar" adında bir düşman yaratmak için kalabalığı yemler. Güreşçinin her dövüşü kazanması gerekmektedir ve Kid patronunun oyununu oynamaktan bıkmıştır. Tiger bu kana susamışlığı teşvik eder ve Kid ringde ne kadar hırpalanırsa, Tiger da Kid'in hırpalanmış bedeninden o kadar çok para kazanır. Tüm bunlar yakında değişecektir.


Alphonso

Pitobash

Kid'in tek arkadaşı, Pitobash tarafından canlandırılan Alphonso, Kid'in gizli intikam görevinin bir parçası olarak kısa süre önce işe girdiği üst düzey genelev King's Club'da şehrin seçkinleri için gösterişli bir komi olarak çalışan sokak kurnazı bir dolandırıcıdır. Acımasız Queenie (Ashwini Kalsekar) tarafından işletilen King's Club, karanlık ve uğursuz bir yerdir ancak Alphonso burada kolaylıkla gezinir ve Kid'in ayaklarının yere basmasına yardımcı olur. Sonunda Alphonso, Kid'in sistemden para hortumlama planlarına bile izin verir. Alphonso, Nicki (Nicki Minaj'a ithafen) lakabını taktığı, tuk-tuk olarak bilinen küçük, mat siyah turbo şarjlı bir otomatik çekçek kullanmaktadır - "Büyük tampon. Güzel farlar"- ve bu araç filmin Yatana sokaklarındaki en patlayıcı araba kovalamacasının merkezi haline gelecektir. Alphonso, Kid'i Queenie'nin parasıyla oynamaması konusunda uyarır ama Alphonso kendini aniden Kid'in intikam planının bir parçası olarak bulunca, bu durumun içinden kolayca çıkamayacağı bir durum olabileceğini fark eder.


Alpha 

Vipin Sharma  

Hicra olarak bilinen mistik üçüncü cinsiyet kabilesinin annesi, usta aktör Vipin Sharma'nın canlandırdığı Alpha, hikâyenin önemli bir anında Kid'i kurtarır ve ona iyileşebileceği bir sığınak sağlayarak Kid'e kaybetmekten korktuğu gücü ve kararlılığı keşfetmeyi öğretir. Karşılığında Kid, hicraya; hem onları hem kendisini ezen adamlarla mücadele etme ve sistemi devirme görevinde, kendisine katılması için ilham verir.

Saygıdeğer ve kadim olan mistik hicralar, Hindu kültüründe üçüncü cinsiyete dönüşen Hindu kahraman Arjuna ile başlayan uzun bir ruhani geçmişe sahiptir. Genellikle erkek olarak doğan bu ruhlar Hindu tanrıçası Bahuchara Mata'ya hizmet ederek yaşayabilirler. Bazı hicralar kendilerini transseksüel olarak tanımlar ancak hicraların belirleyici özelliği evlerini terk ederek daha geniş toplumdan uzak bir dünyanın parçası olmalarıdır.

Harvard'da yapılan bir çalışmaya göre, pek çok Hindu için "hicralara bu inanılmaz dini gücü veren şey, üreme yeteneklerini tanrıçaya kurban etmeleri de dahil olmak üzere, hicraların üçüncü cinsiyet doğasıdır." İngiliz sömürgeciliğinden sonra, 1800'lerin sonlarında, hicralar suçlu olarak etiketlendi. Bugün hala birçoğu 150 yıl önce kendi halklarına uygulanan önyargılarla karşı karşıya.

Filmde, Kid sokakta neredeyse ölmek üzereyken, hicralar onun şifacıları ve koruyucuları, insanlıkla olan tek bağı olurlar. Yönetmen Dev Patel için hicraları kurban olarak değil, kendi başlarına güçlü kahramanlar olarak resmetmek hayati önem taşıyordu. Filmdeki hicra karakterleri canlandıran PEHAN ABDUL, DAYANGKU ZYANA ve REVA MARCHELLIN adlı üç hicra aktris de ilk film rollerinde yer alıyor. Lakshmi'yi canlandıran Pehan Abdul, "Gelecekteki trans bireylere, yapmak ya da olmak istedikleri herhangi bir şey hakkında hayal kurmaktan vazgeçmemeleri için bir rol model olmayı umuyoruz." diyor. "Filmin mesajının dünyadaki çoğu insana ulaşacağını umuyorum. Zihinlerinde, bize karşı davranış ve tutumlarında değişiklikler olmasını umuyorum. Biz özel bir ayrıcalık beklemiyoruz. Sadece insan gibi muamele görmek istiyoruz. Cinsiyetlerimizi karşılaştırmaya bile kalkışmayın, bize sadece kırmızı kanı olan biri gibi davranın."


Rana 

Sikandar Kher

Kid'in annesini öldüren ve Kid'i korkunç yanıklarla bırakan yozlaşmış polis memuru Rana, kötülüğün vücut bulmuş hâlidir. Sikandar Kher seçmeler için bir Hint polisi üniforması kiraladı. Avatarının aksine, aktör derin bir maneviyata sahip ve filmin ilham kaynağı olan Hindu tanrısı Hanuman'la bir bağı var. "Uzun yıllar boyunca onun 'Hanuman Chalisa'sını okudum." diyor Sikander Kehr. "Bu her sabah söylediğim bir ilahi."

Yapımcı Jomon Thomas ve Dev Patel daha sonra Kher'in ruhani pratiğini Rana karakterine dahil ederek oyuncuya, sıfır insanlığa ya da empatiye sahip görünen bir adamla bağlantı kurmanın bir yolunu gösterdi. "Rana dünyanın en kötü insanı." diyor Kher. "Onun hakkında iyi olan hiçbir şey yok. Dünyadaki en fakir ruhların üzerine basıp onları bitirecek türden bir şeytan. Onunla hiçbir şekilde ilişki kuramadım, bu yüzden bu adamda onu nasıl oynayacağıma dair haklı çıkarabileceğim bir şey bulmalıydım."

Kher, Patel ile çalışma fırsatı karşısında çok heyecanlandı. "Dev'in tutkusu benim de öğrenmek istediğim bir şey." diyor Kher. "Bir şey söylediğinde, onu destekleyecek bir şey var. Son derece zeki biri ve kendini neye kaptırırsa ona sadık kalıyor. Dev'le birlikte yönlendirildiğinizi fark etmiyorsunuz. Size çok fazla güven ve cesaret veriyor ve bu da bir oyuncunun gelişmesini sağlıyor."


Neela

Adithi Kalkunte

Kid'in annesi Neela, aktris Adithi Kalkunte tarafından canlandırılıyor. Kid'in hafızasında sadece geriye dönüşlerde görülen Neela, küçük oğluyla birlikte köylerinin yakınındaki ormanlarda oynarken Kid'in hafızasına ve filme musallat olan güzel, muhteşem bir varlıktır. Ancak Kid geçmişindeki şiddetle yüzleşmeye başladığında, hafızası; annesinin yozlaşmış polis şefi Rana'nın ellerinde ölümüne dair sarsıcı bir anıya kayar ve Kid, Rana'nın haberi olmadan buna tanık olur. Rana'yı canlandıran aktör Sikandar Kher için bu sahneyi oynamak son derece zordu. Kher, "Adithi'nin karakteri Neela ile olan sahne, daha önce hiç yapmadığım ve hatta düşünmediğim bir şeydi." diyor. "Böyle bir şeyi nasıl yapacağımdan emin değildim. Ama çekimlere başlamadan önce Adithi'yle harika arkadaş oldum." Yönetmen Dev Patel oyunculara sahneyi birlikte tartışmaları ve geliştirmeleri için zaman ve yaratıcı özgürlük verdi. "Bunun nasıl bir sahne olduğunu konuşmak bile acı verici" diyor Kher. "Ama bu sahneyi Adithi'yle birlikte yapmak hem onun için hem de Dev ve hepimiz için çok rahat oldu. Ancak Dev bunu bize bıraktı çünkü bu trajedide iki kişi var."



Sita

Sobhita Dhulipala 

Kings Club'da eskortluk yapan ve kulüp müdürü Queenie'nin küçümsediği Sita rolünde ünlü aktör Sobhita Dhulipala (Major) var. Sita da Kid gibi kırsalda büyümüştür ve onun acısına aşinadır. Birlikte, Kid'in misyonunu kişisel bir intikamdan daha fedakâr bir amaca doğru genişletecek bir bağ kurarlar. Kid, Sita'yı bu yozlaşmış ortamdan kurtarmak için olduğu kadar, kendi kişisel intikamını almak için de harekete geçer. Dhulipala, yönetmen Dev Patel'in film için yarattığı dünyadan çok etkilenmiş. Dhulipala, "Bu dünyada ilgimi çeken şey, bu göz alıcı, yüksek oktanlı parçaların arasına sıkışmış hiper-gerçek anlar." diyor. "Yine de anlatmak istediği gerçek, dünyanın her yerinde çok geçerli: din ve siyasetin iç içe geçmesi, toplumda nerede durursanız durun kederin herkesin hayatında bir gerçek olduğu."

Dhulipala ayrıca Sita'nın Queenie ile olan ilişkisine de ilgi duymuştur; Queenie aslında Sita'nın istismarcı satıcısı konumundadır. Queenie, Sita'yı bu role uygun hale getirmiş ve onun üzerinde hem fiziksel hem de psikolojik kontrol kurmuştur. "Bir izleyici olarak, erkeklerle istismarcı ilişkiler yaşayan kadınların hikâyelerine, diğer kadınlarla istismarcı ilişkiler yaşayan kadınların hikâyelerinden daha fazla maruz kaldım. Bu da aynı derecede gerçek ve aynı derecede rahatsız edici." diyor Dhulipala. "Filmde bir yandan hem anne figürü hem de istismarcı olan Queenie'ye boyun eğen Sita'yı oynuyorum. Öte yandan, Queenie'nin kendisi de muhtemelen zorlu bir geçmişe sahipti ve yine de seçtiği yolu seçti. Bu katmanı oynamak gerçekten çok zordu."


Queenie

Ashwini Kalsekar

Kings Club'ın acımasız, sigara tiryakisi müdürü Queenie; Ashwini Kalsekar tarafından canlandırılıyor. Yönetmen Dev Patel, oyuncuyu kendi arka plan hikâyesini yaratmaya ve bu görünüşte kurtarılamaz kadının nasıl bu hâle geldiğini anlamaya davet etti. Kalsekar, "Seçmelerim sırasında Dev bana onun arka planının ne olduğunu düşündüğümü sordu." diyor. "Fikirlerimi beğendi ve bunları Queenie'nin kostümlerine, makyajına, saçına, setlerine, ofisine... ve onu olduğu gibi yapan doğaçlama özgürlüğüne taşıdı."

Kalsekar, Queenie'nin kendi geçmişinin üstesinden sert, soğuk ve hesapçı biri olarak geldiğini söylüyor. O, yoluna çıkan hiç kimseyi bağışlamayacak bir kadın. Kalsekar, "Queenie, söylediklerine karşı çıkan herkesi öldürecektir." diyor. "O, Kid'in yüzleşmek zorunda olduğu bir başka güçlü kişi. Bu duvarı yıkmak zorunda ve bu duvarı nasıl aşacağı merak uyandırıcı. Queenie'nin kendisi de cehennemden geçmiş ama bunu atlatacak kadar zeki. Acımasız, agresif ve kimsenin canını bağışlamayacak biri."


Baba Shakti

Makarand Deshpande

Makarand Deshpande ilk Hollywood yapımında, çirkin önyargılarını ve güce aç hırslarını ruhani iyilik ve bilgelik cübbesiyle gizleyen narsist bir sosyopat olan guru Baba Shakti'yi canlandırıyor. O, koyun postuna bürünmüş bir kurt. "Shakti'nin anlamı 'güç'tür." diyor Deshpande. "Toplumda güçlü olan Baba, gücünü nerede kullanması gerektiğini kendine sorar: iyi mi kötü mü? Diyelim ki gücünüzü kötü taraf için kullanmaya başladınız, o zaman ne olur?"

Aktör, Baba Shakti'yi uzun otların arasından avını sakince izleyen bir aslan durgunluğuyla canlandırıyor. Kid'in farkında ama tıpkı bir aslan gibi, avının aslında onu takip ediyor olabileceği aklına gelmiyor. Deshpande, "Baba Shakti'nin mitolojik karakterlerde de sıklıkla görülen bir felsefesi var." diyor. "Kötü karakterler, iyi insanları nasıl kazanacaklarını bildikleri basit bir nedenden ötürü daha gelişmiştir; gücü bilirler."




MEKANLAR VE SİNEMATOGRAFİ

Yapım, Maymun Adam'ın büyük bölümünü Endonezya'nın Batam kentinde çekti. Oyuncular ve ekip burayı çarpıcı ve ilham verici buldu ve Dev Patel'in filminin devasa ölçeği için ideal olduğunu düşündü. Filmde Sita'yı canlandıran Sobhita Dhulipala, "Filmin görsel manzarası çok büyük ve katmanlı." diyor. "Bu filmin ölçeği sadece fiziksel değil, duygusal olarak da gidilecek çok yer vardı. Filmde çok fazla testosteron var ama aynı zamanda her karakterin yaşadığı üzüntüden gelen bir hassasiyet de var."

Patel, Endonezya'nın Hindistan gibi efsanevi güzelliğini yakalamak ve seçtiği sahnelere çılgın ama düşünceli bir enerji katmak için görüntü yönetmeni Sharone Meir ile işbirliği yaptı. "Maymun Adam'ın senaryosunu aldım ve hemen aşık oldum." diyor Meir. "Beni benzersiz bir eser olarak etkiledi - aslında daha derin bir anlamı olan, sadece intikamla değil, yalnızlıkla da ilgilenen ve sosyal bir mesajı olan bir aksiyon filmi."

Patel'in Meir'le yaptığı ilk görüşmelerde Patel, Asya sanat sinemasından ve Asya sanat-aksiyon türünden filmlere atıfta bulundu. "The Raid ve The Raid: Redemption gibi filmlerin yanı sıra Ash is Purest White ve The Man From Nowhere gibi filmler." diyor Meir. "Ana karakterin adalet için savaşan ve sisteme karşı çıkan yalnız bir adam olduğu filmler."

Meir, Maymun Adam'ın yeni bir film türü olduğunu söylüyor. "Biz buna 'dövüşlü... sanat filmi' diyoruz -ki bu 'dövüş sanatı filmi'nden farklı bir şey." diyor Meir. "Dev, filmin olabildiğince içgüdüsel ve ham olmasını ama aynı zamanda Blade Runner'ın Asya'daki etkisi gibi, hayattan daha büyük ve efsanevi hissine sahip olmasını istedi." 

Bu tam Meir'e göre bir şeydi. "Ben sahnenin içinde olmayı tercih ederim." diyor Meir. "Nefes almak ve anı yaşamak, dışarıdan bakmak yerine karakterlerden biri olduğumuzu hissetmek. Oyuncuları uzaktan uzun bir lensle çekmek yerine, fiziksel olarak kamerayla birlikte onlara yakın olmayı seviyorum. Dördüncü duvarı, proscenium kemerini kırmayı seviyorum."

Maymun Adam baştan sona sanatçı CHRIS LIE (Sri Asih) tarafından storyboard olarak hazırlandı. Meir, "Bu bize, uygulamaya başlamadan önce tüm filmi kafamızda önceden planlama ve hayal etme fırsatı verdi." diyor. 

Patel ve Meir filmin olağanüstü aksiyon, dövüş ve kovalamaca sahnelerini yaratmak için birlikte çalıştılar. Dev Patel, "İnançla ilgili bir intikam filminde bu muhteşem yaratıma sahibiz." diyor. "Bu bir kaos. Çok güzel. Mayalanıyor, kaynıyor ve sonra en çılgın aksiyonla patlıyor."

Bu aksiyon, Yatana sokaklarında nefes kesen bir araba kovalamacasını da içeriyor; arabalardan biri bir tuk-tuk, yani otomatik çekçek. Patel, "Bu şimdiye kadarki en havalı çekçeklerden biri." diyor. "Steroidler üzerinde. Batmobile, kıskan bizi!"

Bu sahne, yapımcı Jordan Peele'nin de yüreğini ağzına getirdi. Peele, "Dev'in bir araba kovalamaca sahnesini alıp bu çekçek havasına getirmesine bayıldım." diyor. "Bu sahneyi aksiyon açısından nasıl yaptığını bilmiyorum. Eğer beni bir filmde bir kovalamaca sahnesini bu kadar iyi yaparken görürseniz, bunun nedeni Dev Patel'den aldığım tavsiyeler olacaktır."

Kings Club'daki final dövüşü şaşırtıcı; sanki tek çekimmiş gibi hissettiriyor. Dublör ekibi dövüş sahneleri için bazı ön izleme sekansları oluşturdu. Dublör STEPHEN RENNEY (Tulsa King) dublör önizlemesi için ek kamera operatörü olarak işe alındı ve final dövüşü sahnesinde büyük katkı sağladı. "Bununla beraber dublör ekibi tarafından yapılan önizlemelerin gösterişli ve etkili olduğunu ancak belirli bir bakış açısına hizmet etmediğini ya da bir hikâye anlatmadığını fark ettik." diyor Meir. "Aksiyon sekanslarımızın duygusal, ham olmasını ve kahramanımızın bakış açısından anlatılmasını istedik. Mutfak sekansı başlangıçta 20 kadar kesmeyle tasarlanmıştı; sonunda bunu iki uzun çekimde gerçekleştirdik."

Meir, Maymun Adam ile daha önce yarattığı her şeyden daha fazla gurur duyduğunu söylüyor. "Bir bütün olarak gurur duyuyorum." diyor Meir. "Filmin hissiyatının ve görüntüsünün ne kadar uyumlu ve birleşik olması ile gurur duyuyorum. Zenginlerin lüks ve göz alıcı dünyasına karşılık, filmin geçtiği ortamın cesur, kirli, terli doğasını seyircinin sadece görmesini değil, neredeyse koklamasını sağlamayı başardığımız için gurur duyuyorum. Bu kadar enerjik, kinetik ve ham olmasından gurur duyuyorum... büyük kahunalarla film yapmak! Bunu başarmak için gerçek bir vizyona sahip harika bir yönetmen gerekir. Bunun bir parçası olduğum için çok mutluyum."



PRODÜKSİYON TASARIMI

Kurgusal Hint şehri Yatana'yı yaratmak için yönetmen Dev Patel ve Taylandlı yapım tasarımcısı Pawas Sawatchaiyamet, süper kahramanların dünyasına baktı. Sawatchaiyamet, "Dev, hikâyenin bu tür bir dünyada geçtiğini gördü." diyor. "Gotham'ı New York'un karanlık yüzü olarak düşünerek Yatana'yı Mumbai'nin karanlık versiyonu olarak yarattık. Bu, Maymun Adam'ı tasarlamanın yeni bir yolunu görmem için beni harekete geçiren parlak ve akıllıca bir fikirdi. Dev hikâye için son derece tutkuluydu ve ne istediğini açıkça biliyordu. Onun ilk filminin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum."

Yapım Endonezya'nın Batam kentinde çekilmiş olsa da, Sawatchaiyamet kendisinin ve ekibinin "Hindistan'ın özünü korumaya çalıştıklarını" söylüyor. Sawatchaiyamet, Hint ikonografisi ve imgelerine zaten aşinaydı. Hint kültürünün etkisi Güney Asya'nın büyük bölümünde ve ötesinde açıkça görülüyor. Sawatchaiyamet, "Tayland'da, din, kültür ve mitoloji de dahil olmak üzere uzun bir süre boyunca Hindistan etkisiyle büyüdük." diyor. "Maymun Adam'ın ana fikri benim için oldukça ilişki kurulabilir bir durum. Zalimden intikam almak için dönen kahraman, zenginlere karşı savaşan yoksullar, toplumun en alt tabakasındaki mazlumun en üst tabakadaki düşmanla savaşa girmesi - bunların hepsi farklı sosyal sınıfları temsil eden zengin dokular."

Sosyal hiyerarşi fikri, Kings Club'daki asansörün tasarımına ilham vermiştir. Asansör, zemin kattaki mutfaktan elit genelevin en üst katına çıktıkça, asansörün içindeki ışık ve renk değişiyor. Sawatchaiyamet, "Bu, Kid'in büyümesi fikrini temsil ediyor." diyor. "Adım adım hedefine yaklaşıyor." 

Sawatchaiyamet, film için terk edilmiş bir Şiva tapınağı yaratmak amacıyla ekibinin "Batam'da terk edilmiş bir bina keşfetmeyi başardığını ve terk edilmiş Hindistan tapınağının özelliklerini ortaya çıkarmak için set dekorasyonuyla inşa edilen kısmi seti birleştirdiğini" söylüyor. 

Sawatchaiyamet'in ekibi; Hint set dekoratörü YASMIN SETHI (The White Tiger) ve ekibinin yanında Tayland, Malezya ve Endonezya'dan sanatçıların özverisiyle film setlerinin çoğunu inşa etti. "İç mekan sahnelerinin çoğu ses sahnesinde ve mevcut Batam mekanlarında dekore edildi ve inşa edildi." diyor Sawatchaiyamet. "Ayrıca Kings Club'ın ön cephesi de dahil olmak üzere tüm arka sokağı dekore ettik."


DUBLÖRLER

Dev Patel, Maymun Adam için kusursuz bir forma girdi ve göz kamaştırıcı dövüş sahneleri için dövüş koordinatörü BRAHIM CHAB (The Foreigner) ile sıkı bir antrenman yaptı. Chab, "Dev birlikte çalıştığım en çalışkan film yapımcılarından biri." diyor. "Benimle ve dublör ekibiyle sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki kez antrenmana gelirdi. Film için oluşturduğum koreografiyi benimsedi ama aynı zamanda dövüşleri hikâyeye göre ayarlamam için her zaman çok mantıklı olan kendi önerilerini de getirdi."

Patel'in karakteri Kid ile annesinin katili Rana (Sikandar Kher) arasındaki epik dövüş ölümüne bir mücadeledir. Chab, "Rana ile son hesaplaşma, yaratmayı en çok istediğim şeylerden biriydi." diyor. "İkisini de ayrı ayrı hazırladık ki karşılaştıklarında... havai fişekler patlasın. İkisinden de elde ettiğimiz sonuç hayal ettiğimin ötesindeydi. Tüm dövüşü herhangi bir dublör ya da kamera hilesi olmadan kendi başlarına gerçekleştirdiler. Bu dövüşün seyirciyi tatmin edeceğinden eminim."

Kid'in Kings Club'daki final dövüşü, izleyicileri nefessiz bırakacağı kesin olan sinematik bir güç gösterisi. "Dev'le dövüşleri prova ettiğimizde, Dev'in sadece yetenekli bir aktör değil, aynı zamanda müthiş bir dövüş sanatçısı olduğunu fark ettim." diyor Chab. "Uzun koreografi parçalarını hatırlayabiliyordu ve bunu kamera için nasıl satacağını biliyordu. Dev'in önerisiyle daha küçük kesmeler yerine daha uzun koreografi parçaları kullandık." 

Kulüp asansöründeki özel bir dövüşün, aksiyon meraklılarının favorisi olacağı kesin. "Chab şöyle diyor: "Asansördeki sınırlı alan, dövüşü çok klostrofobik hale getiriyor ve eminim seyircinin gerçekten keyif alacağı bir dövüş olacak."

Hiç kimse Dev Patel'in ekibinin hazırladığı dublörlerden yapımcı Jordan Peele kadar etkilenmedi. "Peele şöyle diyor: "İçeri girdiğimde aksiyonun ilk kez yönetmenlik yapan birinin aksiyonuna benzeyebileceğini düşünmüştüm. Tam tersi oldu, aksiyon onu şaşkına çevirdi. "Aksiyon, en iyi aksiyon filmlerini geride bıraktı. Dev, koreografisi çok iyi yapılmış, çok akıcı ve aksiyona çok fazla karakter katan bu sekanslarda başarılı rol aldı. Bir aksiyon ve intikam filmi olarak bunun çok önemli olacağını biliyorum."



ÖZEL VE GÖRSEL EFEKTLER

Maymun Adam için, SFX süpervizörü DAVID "OPA" MESLOH (The Clearing) ve ekibi gerçekten çarpıcı pratik efektler yarattı. Hatta bu efektler o kadar kusursuz ki, çoğu izleyici filmde hiç efekt olmadığını düşünecek. "Köyün yanma sahnesi en dramatik sahnemizdi." diyor Mesloh. "Yanan ve çöken tüm binalar pratik efektlerdi. Dışarıda yangın vardı, her yerde yanlış zamanda yanmasını engellememiz gereken sazdan çatılar vardı, ayrıca çocuklar da dahil olmak üzere yaklaşık 120 figüran her yöne koşturuyor, çamurlu toprak bir alanda gece çekimi yapıyor, yağmurun tekrar başlamaması için dua ediyorduk."

Kings Club gece kulübünün yandığı sahnelerde, SFX ekibi dış sette pratik alevlerin bir kombinasyonunu kullandı ve ayrıca sahnede canlı ateş unsurlarını filme aldı. Mesloh, bunun VFX ekibine binanın dış cephesine bindirmek için daha iyi bir alev efekti sağladığını söylüyor.

Kid'in kendini camdan ve sudan fırlatmak zorunda kaldığı, patlayan devasa bir akvaryum içeren bir sahne için, piroteknik süpervizörü HERBERT BLANK (Mad Max: Fury Road) tankın camını patlayacak şekilde ayarladı. Meloh, "Bunun için sadece bir atış hakkımız vardı ve ön ve arka camların her ikisi de aynı anda patlamalıydı." diyor. "Camın kalınlığı 12 mm'nin üzerindeydi. Bu sefer nefesimi tutuyordum ama mükemmel bir şekilde çalıştı."

VFX süpervizörü Murray Pope'a göre, Maymun Adam'ın fantastik ama ayakları yere basan Hint görünümü, yönetmen Dev Patel ile departman müdürleri arasındaki yakın işbirliğinin bir sonucudur. "Pope şöyle diyor: "Dev, kendisinin de başrolde olduğu geniş bir oyuncu kadrosuna ve çok sayıda karmaşık dublör çalışmasına sahip karmaşık bir film yönetiyordu. Olağanüstü bir baskı altında olduğu için tüm departmanlar bir adım öne çıktı. Bu proje özel bir şeyle sonuçlandı çünkü tüm bu departmanlar görevlerini yerine getirdi. Dev ve görüntü yönetmeni Sharone Meir'in hazırlık aşamasında belirledikleri projenin renk paleti ve lens kullanımı zorlayıcı bir hedefti; filmdeki herkes çarpıcı bir sonuç için çalıştı."

Endonezya'daki yerel ekibin yanı sıra Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya, Tayland, ABD ve Malezya'dan ekipler bir araya getirildi. Pope şöyle diyor: "Maymun Adam'da tasarım, inşaat, SFX, kostüm, dublör ve kamera alanlarında çalışan ve zorlu program, destansı hırs ve alışılmadık mekanlar nedeniyle her zaman büyük baskı altında olan parlak bölüm başkanları vardı." "Ekip arasında, pazardaki izleyiciler için işe yarayacak olağanüstü, iddialı, muhteşem görünümlü bir film üretme fırsatına sahip olduğumuza dair ateşli bir inanç vardı."

Genç Kid ve annesinin köylerinden zorla çıkarılmalarına ilişkin geri dönüşler Endonezya'da bir arka arazide hızla çekildi. Aslında, bu çekimlerin çoğu için dijital set uzantıları ve dijital ekstralar gerekti. "Pope şöyle diyor: "VFX ekibi film genelinde yüksek bir çekim sayısı sağladı ama köy sekansı da dahil olmak üzere, çevresel ve FX çalışmalarının çoğu görünmez. Tüm departmanlar sınırlı kaynaklarla çalışıyordu ve kısa bir çekim programında filmi çekmek için birlikte çalıştılar."

Filmin kurgu takvimi uzadığında, bu durum tüm sekanslarda büyük ölçüde yinelemeli geliştirme yapılmasını sağladı ve VFX'in hikâyeyi ve kurguyu destekleyen çalışmalar sunmasına olanak tanıdı. Pope şöyle diyor: "Ana VFX tedarikçileri Avustralya'daki küçük, esnek ve hevesli şirketler olduğu için bu iyi işledi."

Kings Club'daki son dövüş sahnesi son derece karmaşık bir çalışmaydı; sürekli çekilen sahnelerin oluşturulması dublörlerden kamera operatörlerine, editoryalden VFX'e kadar inanılmaz bir dikkat gerektirdi. "Bazı 'görünmez' birleşimler çekim tamamlandıktan çok sonra kurguda tasarlandı." diyor Pope. "Kompozisyon ekibi bu sekansların Dev'in öngördüğü şekilde çalışmasını sağlamak için karmaşık dikişler yapmak zorunda kaldı ama ortaya çıkan kinetik sonuç heyecan verici ve orijinal. Sydney'de Stage 23 ve Los Angeles'ta Crafty Apes tarafından yaratılan epik VFX sekanslarını görmek özellikle tatmin ediciydi."


KOSTÜM TASARIMI

Ödüllü kostüm tasarımcıları ve ikiz kız kardeşler Divvya Gambhir ve Nidhi Gambhir (Sonchiriya, Sam Bahadur) Maymun Adam'ın dinamik kostümlerini tasarlayan ekibe liderlik etti. Bu film, izleyicileri Yatana sokaklarından Kings Club'ın ışıltılı savurganlığına uzanan büyüleyici bir yolculuğa çıkarıyor. Gambhirler, "Kulübün ışıltılı kişileri için kıyafet hazırlamak, zenginlik ve incelik arasında hassas bir dans gerektiriyor." diyor. "Kulüpte her kumaş ve aksesuar, lüks ve cazibeden bahsediyor. Buna karşılık, sokaktaki sıradan insanı giydirmek, kostümlerin karakterlerin yaşamlarıyla rezonansa girmesini sağlamak için, özgünlük ve ilişkilendirilebilirlik için keskin bir göz gerektiriyor."

Hicralar için yapılan tasarımlar şaşırtıcı ve aldatıcı derecede basit. "The Gambhirs şöyle diyor: "Hindistan'daki gerçek hicra topluluklarının canlı dokusundan ilham alarak, onların kendine özgü ancak zahmetsiz şık tavırlarının özünü yakalamayı amaçladık. Amacımız, izleyicileri bu ayrılmaz kültürel varlığın yeni bir yorumuyla tanıştırırken, benzersiz kimliklerinin özgünlüğünü onurlandırmaktı. Gerçek hayattaki hicraların özüne sadık kalarak dünya çapındaki izleyicilerde yankı uyandıran ve genellikle göz ardı edilen bir dünyaya büyüleyici bir bakış sunan bir karakter sunmaya çalıştık." Gambhirler film için hicraları, beklenmedik bir şekilde, Thar Çölü'nde yaşayan ve Kalbelia olarak bilinen eski bir Hint yılan-büyü kabilesinin kıyafetleriyle giydirdiler. Gambhirler, "İzleyiciler, zengin Hint mirasımıza bir selam niteliğindeki Kalbelia kıyafetleriyle süslenmiş hicraların beklenmedik görüntüsü karşısında büyülenecekler." diyor. "Geleneksel tasarımlardan esinlenen her kostüm, kültür ve yaratıcılığın bir karışımını yansıtıyor. Aylar boyunca titizlikle hazırlanan bu giysiler, gerçekten çarpıcı başyapıtlarla sonuçlanan beceri ve detaylara gösterilen dikkati gösteriyor."


 

Filmin mmknmrtb notu ::

Filmi izlerken illaki akla gelecek filmlerin ilki olan John Wick'e nazaran daha gerçekçi ve daha önemli bir çıkış noktası, motivasyon kaynağı olan Monkey Man; filtresi daha kirli, kana tere bulanmış aksiyonu daha mebzul, en büyük fark yaratan ve adeta vicdanları delip geçen sosyopolitik tarafı ise ibretlik, Hint usulü bir intikam filmi..

İlk yönetmenlik dersini başarıyla geçmiştir diyebileceğimiz Dev Patel'in yazdığı hikayenin en özgün tarafı, çok renkli ve büyülü Hint mitolojisini, bir intikam motifine başarıyla eklemlemesi olsa gerek..
Aslında bu özellik bu filmin hem en hem de tek özgünlüğü; gerisi ise, daha önce sayısız örneklerini gördüğümüz aksiyon, macera ve gerilim öykülerinden esinlenen sekanslardan ibaret..

'Hak hukuk adalet' bekleyen halkları bunların yokluğuyla ezen, doğayı insafsızca yok eden, hayatta kalmaya çabalayan insanları nefessiz bırakarak yerinden yurdundan eden 'Zalim Kapitalizm'in bu Hintli versiyonunu ibretle izlediğimizde, kendimizle ilgili çok şeylerle olan ortaklığını görerek, bu rejimin küreselliğine bir kez daha tanık oluyoruz.. 

75   /100