16.10.23

Are You There God? It's Me, Margaret

 


Yayınlandığı yetmişli yıllarda epeyi ses getirmiş bir romandan uyarlanan Are You There God? It's Me, Margaret, 11 yaşındaki Margaret'in 'ergenliğe giriş' günlerine denk düşen ve oldukça çalkantılı geçen bir zaman dilimini kapsayan, her haliyle çok başarılı kotarılmış bir büyüme hikâyesi anlatıyor..

Konuya bodoslama girmeden önce, özellikle 'küçük' Margaret rolünde 'büyük yetenek' Abby Ryder Fortson'ın, anne rolünde Rachel McAdams'ın ve büyükanne rolünde Kathy Bates'in oyunculuklarına şapka çıkarmayı bir borç bilirim..



Anne, baba ve babaannesi ile New York City'de yaşayan şirin kızımız, babasının işi dolayısıyla ve babaanneden de ayrılarak -hiç istemediği halde- New Jersey'e taşınmak zorunda kaldığında artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır..

Zaten ergenliğin kafa karışıklığı içinde bocalayan Margaret, yeni bir eve, yeni bir okula ve yeni arkadaşlıklara alışmanın zorluklarıyla baş etmek zorundadır..

Tıpkı annesi gibi, kalbinin güzelliği yüzüne yansımış, her haliyle masum, hayatın getirdiği zorluklar ve zorunluluklar karşısında tamamen savunmasız bu kız çocuğunun -her kafa karışıklığında- rahatça açılabildiği, yardım beklediği kişi ise, yukarıda bir yerlerde var olduğunu düşündüğü Tanrı'dır; filmin adı da zaten ona seslenirken kullandığı bir soru kalıbıdır..

Yalnız, kızımızın çözülmesi gereken en önemli bir sorunu da bu Tanrı'yla ilgilidir; baba tarafı Yahudi, anne tarafı Hıristiyan olan Margaret, acaba hangi dine mensup olmalıdır ya da böyle bir aidiyet gerekli midir?


Dikkat.. Yazı buradan sonra 'spoiler' içerebilir..



Dinle pek de ilgisi olmayan anne ve baba, bu husustaki seçimi kızlarına bırakmıştır; lâkin onların anne ve babaları ise, din konusunda hiç de tavizkâr değillerdir..

Öyle ki Margaret'in annesinin ebeveyni, yıllar önce bir Yahudi ile evlendiğinde kızlarıyla olan irtibatlarını tamamen kesmişlerdir, ve bu durum zavallı genç kadının en büyük travmasıdır..

Bu hâl ve şartlar içinde büyüyen Margaret, kendi isteğiyle önce bir sinagogu, sonra da bir kiliseyi keşfe çıkar; her ikisinin de şarkılı türkülü ve renkli çümbüşlü hâlleri hoşuna gitse de kesin bir karar veremez..

Bu arada ben hanım kızımızın bir de camiye gidip kelime-i şehadet getirerek, anne ve baba tarafına bir alternatif sunmasını bekledim ama böyle bir şey olmadı maalesef..

Olsaydı eğer, Margaret'in türbanlı fotoğrafını, "İslamiyetle tanıştım, mutluyum" başlığı altında Yeni Akit'te falan görebilirdik sanki..  



Özellikle, annesine ailesinin uyguladığı -gerçekten korkunç- yaptırımı  yeni öğrenen ve iki farklı dine mensup büyüklerin bu nedenle birbirlerine girdiğine ise bizzat tanık olan kız, dinlerin gerçek yüzünün -daha doğrusu- insanlar üzerindeki olumsuz etkisinin bilincine varmıştır.. 

Dinlerin -iddia edildiği gibi- insanlar arasında barış, huzur falan getirecek yerde birbirlerine düşürdüğünü; bizzat deneyimlediği gibi, bir şeyler kötüye gidecekse eğer, Tanrı'ya dua etmenin hiçbir işe yaramadığını gören Margaret, dinlerden umudunu zaten yitirmişken şimdi de yukarıdaki -büyük ihtimal ak sakallı bir ihtiyar olarak hayal ettiği- o kişinin var olmadığına karar verir, ve "Gerçek olan benim, sadece ben varım, kendime de ancak ben yardım edebilirim" mealinde 'Zındıkça' konuşmaya başlar..

Bendeniz, "Eyy dinciler gördünüz mü? Hiç olmazsa Tanrı'ya inanan 'Deist' kızımız, sizin yüzünüzden şimdi Ateist oldu, beğendiniz mi yaptığınızı?" deyu hayıflanırken; filmin finaline vasıl olduğumuzda, Margaret nihayet o çok beklediği âdetini görür ve işleri nispeten yoluna girer de -çok şükür- yeniden Tanrı'sıyla konuşmaya başlar..

Hayırlısı olsun!.


 

Yönetmen: Kelly Fremon Craig

Senaryo: Kelly Fremon Craig, Judy Blume

Oyuncular: Abby Ryder Fortson, Rachel McAdams, Kathy Bates, Benny Safdie, Elle Graham


80   /100