1.12.23

Kuru Otlar Üstüne

 


Doğu Anadolu’nun ücra bir beldesinde zorunlu hizmetini yapmakta olan resim öğretmeni Samet’in başına anlam vermekte zorlandığı bazı olaylar gelir..



Nuri Bilge Ceylan’ın, başrollerini Deniz Celiloğlu, Merve Dizdar ve Musab Ekici’nin paylaştığı son filmi Kuru Otlar Üstüne, 29 Eylül'de sinemalarda vizyona girdi..



76. Cannes Film Festivali’nde yarışan filmde Merve Dizdar, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne layık görülmüştü.






'Kuru Otlar Üstüne' üstüne ::



Bir zamanlar -yâni- 2011 yılında, Bir Zamanlar Anadolu’da filmini izledikten hemen sonra, 'Türkiye'nin -gelmiş geçmiş- En İyi Yönetmeni' unvanını kendi 'naçiz' ellerimle bizzat takdim ettiğim Nuri Bilge Ceylan, son filmi Kuru Otlar Üstüne ile bir başyapıtını daha gözlerimizin önüne sermiş bulunmakta..

Mükemmel bir sofradan -üstüne şekersiz Türk kahvesini de içerek- kalkmış biri gibi, sinema sanatına -genel olarak da sanata- doymuş olarak salondan çıkmamı sağlayan bu film, N.B.C'nin -her istediğinde ve asla geriye düşmeden- kendi sanatını ve sinema anlayışını da kolayca aşabileceğini gösteriyor..




Bir Nuri Bilge Ceylan filmini teknik ya da sinemasal ögeler açısından eleştirmenin beyhudeliğini fark etmemin üzerinden çok yıllar geçti..
Bu nedenle, övmek için bile olsa bu hususa girecek değilim; ama bir istisna yaparak 'oyunculuk' konusuna şöyle bir dokunabilirim sanki..
Yönetmenimizin -kısacık süre de olsa- kadraja giren her oyuncudan maksimum verim aldığını bilerek, onun -dillere destan- oyuncu yönetimini eleştirmek saçma olur belki ama, seçilen oyuncuların bazılarına şerh koyabiliriz..
Bu filmde de olumsuz anlamda tek göze batan oyuncu Cengiz Bozkurt'tu bence..
Rolü oldukça işlevsiz ve çok kısaydı ama hem fazla 'popüler' oluşu, hem de yaptığı 'şive zorlaması' pek yadırgatıcıydı; ki onun rolünü tanınmamış herhangi bir oyuncu üstlenebilirdi..


 

Ve şimdi, öznel bir tespit: Sanırım büyük ihtimalle, Ceylan'ın 'Auteur' denilen özelliği öylesine güçlü ve baskındır ki hemen hemen tüm filmlerindeki ana kahramanlarda yönetmenin bizzat kendisini görürüm ve sonuçta da bundan emin olurum..
Elbette, yönetmeni çok iyi tanıdığımdan falan değildir bu hüküm; özellikle belirttiğim gibi tamamen bana ait bir hissiyattan, bir nevi önseziden ibaret bir şey bu..

Aynı hissiyatı bana yeniden ve bariz bir biçimde yaşatan Samet Hoca, mecburen geldiği -kışları çok zorlu geçen- bu diyarda, "Nerden düştüm ulan bu allahın belası yere" diye söylenerek geçirdiği dört yılın sonuna gelmiş, çok özlediği İstanbul'una kavuşmaya az kalmıştır..

Bir nevi 'hayat bezgini' Samet, resim öğretmenidir ama resim yapmakla uğraşacağına fotoğraf çekmenin kolaycılığına meyletmiştir; tutuculuktan, ülkenin -toplumsal ve siyasi- gerici gerçeklerinden ve kötü gidişattan şikayetçidir ama, örgütlü mücadelenin sonuç getirmeyeceğinden de adeta emindir..

Samet'i bu cenderede hayatta tutan şeyler nadirdir; biraz fotoğrafçılık, biraz alkol, biraz da sevimli öğrencisi Sevim'in yaşama sevinci estiren halleri, ve de son günlerde -karşılıklı olarak buna pek istekli olmasalar da- hayatına giren Nuray Hoca..




Yok yok korkmayın.. eskisi gibi uzun uzun filmin hikâyesini ve özüme hissettirdiklerini falan anlatacak değilim..
Zaten bir sürü yazar, bu görevi benden önce çoktan yerine getirmiş ve daha da getireceklerdir ki, onlara ekleyecek fazla bir şeyim de yok doğrusu..

(Artık eski kondisyonumdan çok uzak biri olarak, bu yazının en üstündeki, çok kısa tutulmuş 'resmi' tanıtım yazısının "..Samet’in başına anlam vermekte zorlandığı bazı olaylar gelir." cümlesini birazcık anlaşılır hâle getirmektir amacım.)  

Kahramanımız Samet'in başına gelenlerden, onu 'canlı tutan' diğerleri neyse de; hocasına ilgisini açıkca gösteren, ergenliğin kafa karışıklığı içinde nasıl davranacağını, ne yapacağını ise bilemez durumdaki 'Neşeli' kızımız Sevim'dir, onun birincil problemi..

Gerisi ve çok daha fazlası ise sinemalarda..

Bu 'çok katmanlı' şaheseri de sinemada izlemeyecekseniz eğer, sinema denen olguyu tamamen yaşantınızdan çıkarabilirsiniz bence..

Esen kalın..





Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan
Senaryo: Akın Aksu, Ebru Ceylan, Nuri Bilge Ceylan
Oyuncular: Deniz Celiloğlu, Merve Dizdar, Musab Ekici, Ece Bağcı, Erdem Şenocak
Görüntü Yönetmeni: Cevahir Şahin, Kürşat Üresin 
Kurgu: Oğuz Atabaş, Nuri Bilge Ceylan
Müzik: Philip Timofeyev
Sorumlu Yapımcı: Mediha Didem Türemen
Ortak Yapımcılar: Alexandre Mallet-Guy (France), Janine Jackovski (Germany), Jonas Dornbach (Germany), Maren Ade (Germany), Nadir Öperli (Sweden), Kristina Börjeson (Sweden), Anthony Muir (Sweden) Sébastien Beffa (France)
Süre: 197’


100   /100