2.8.23

Teenage Mutant Ninja Turtles: Mutant Mayhem / Ninja Kaplumbağalar: Mutant Kargaşası

 



Pizza sever kaplumbağalar beyaz perdeye geri dönüyor!




Yıllarca insanların dünyasından korunan Kaplumbağa kardeşler, kahramanca davranışlarla New Yorkluların kalbini kazanmak ve normal gençler olarak kabul edilmek için yola çıkarlar. 

Yeni arkadaşları April O'Neil, gizemli bir suç örgütünü alt etmelerine yardım eder, ancak çok geçmeden üzerlerine bir mutant ordusu salındığında başlarından büyük işlere kalkışırlar.


Teenage Mutant Ninja Turtles: Mutant Mayhem / Ninja Kaplumbağalar: Mutant Kargaşası


Yönetmen: Jeff Rowe

Ortak Yönetmen: Kyler Spears

Senaryo: Seth Rogen & Evan Goldberg & Jeff Rowe ve Dan Hernandez & Benji Samit

Hikaye: Brendan O'Brien and Seth Rogen & Evan Goldberg & Jeff Rowe

Peter Laird ve Kevin Eastman tarafından yaratılan Ninja Kaplumbağalar karakterlerine dayanmaktadır

Oyuncular: Micah Abbey, Shamon Brown Jr., Hannibal Buress, Rose Byrne, Nicolas Cantu, John Cena, Jackie Chan, Ice Cube, Natasia Demetriou, Ayo Edebiri, Giancarlo Esposito, Post Malone, Brady Noon, Seth Rogen, Paul Rudd, Maya Rudolph.

Yapımcılar: Seth Rogen, p.g.a., Evan Goldberg, p.g.a., James Weaver, p.g.a.

İdari Yapımcılar: Ramsay McBean, Josh Fagen




YAPIM NOTLARI


Ninja Kaplumbağalar, Seth Rogen üzerinde çok küçük yaşta büyük etki bırakmış. “Animasyon dizi 1987’de ben beş yaşındayken çıktı. İlk film 1990’da ben sekiz yaşındayken çıktı. Benim yaşımdaki biri için mükemmel donatılmıştı ve bayıldım. Çok komiklerdi. Göndermeliydi. Muhtemelen karate dersi almaya da Kaplumbağalar yüzünden başladım. Bir tür takıntı yapmıştım.”

Rogen yalnız değilmiş. Ninja Kaplumbağalar onlarca yıldır nesilleri heyecanlandırıyor. Tuhaf neon bir “sıvı” ile temas ettikten sonra esprili mutantlara dönüşen dört kaplumbağa kardeş; Leonardo, Michelangelo, Raphael ve Donatello’nın maceraları uzun soluklu çizgi roman serisine, hit çizgi filmlere, büyük bir oyuncak serisine, video oyunlarına ve toplamda global gişe hasılatı 1,7 milyon dolar olan altı sinema filmine ilham vermiş. 

Elbette tüm hayranlardan en sevdikleri karakterlerin hikayesinin bir sonraki bölümünü yazmaları istenmez. Ama Paramount ve Nickelodeon’ın CEO’su ve Başkanı Brian Robbins, Rogen’ı arayıp yeni Kaplumbağalar filmini konuşmak istediğinde Rogen ne istediğini zaten çok iyi biliyormuş.

Rogen şunları söylüyor; “Bunlar Ninja Kaplumbağalar. Bence onca özelliklerinin arasında bence en az ele alınan ve en ilginç olanı gençlik kısmıydı.” Ninja Kaplumbağalar Mutant Kargaşası böyle başlamış. Rogen, bunu özgün bir gençlik ruhuyla yapılmış, kuralları yıkan, oyunun kitabını ortadan kaldıran ve her şeyi kendi kurallarına göre yapan bir Ninja Kaplumbağalar filminde görmüş. 40 yıl önceki yapımlarına yol açan aynı anarşik gösterişle yapılmış bir filmde. 





KAPLUMBAĞALARIN DOĞUŞU


Ninja Kaplumbağalar Kasım 1983’te çizgi roman yazarları ve arkadaş olan Kevin Eastman ve Peter Laird ‘stüdyo’larında (paylaştıkları dairenin oturma odasında) kazayla ortaya çıkmış. O dönemde sadece birbirlerini güldürmeye çalışıyorlarmış.

Eastman şunları söylüyor; “Ninja Kaplumbağalar sevgiden, tutkudan ve gece yarısı saçmalıklarından çıktı. Ben büyük bir Bruce Lee hayranıyım. ‘Bruce Lee bir hayvan olsaydı en komik hangi hayvan olurdu?’ diye düşündüm. Böylece maskeli, kollarına mınçıkalar sarılı, dik duran bir kaplumbağa çizdim.” Laird’den beklenen tepkiyi almış. Böylece ikili komikliklerine devam etmiş. Eastman şöyle devam ediyor; “Dört kaplumbağanın da her biri farklı silahlarla kara kalem skecini çizdim. Pete, renklendirdi ve Ninja Kaplumbağalar” adını verdi. Hepsi bu oldu. Fikre bayıldık!” Gerisini zaten 
biliyorsunuz.

İkili çocukluk arkadaşlarından ilham alarak kaplumbağaların hepsine farklı kişilikler vererek fikri detaylandırmış. Eastman şunları söylüyor; “Kıyaslamalardan gelişerek lisede birlikte takılacağım bir gruba dönüştü. Biri komik olan, her zaman şakalar yapandı. Biri teknik olan, saatleri söken, bir şeyler inşa edendi. Biri kendini grubun lideri ilan etmişti. Bir de kavgada size destek olacak olan vardı. Bu farklı kişiliklerin kesişimine bayıldım. Kardeş gibilerdi, tartışıyorlardı ve karşıt görüşlerdeydiler. Ama aynı zamanda her zaman birbirlerinin yanında oluyorlar."

İsimleri için çeşitli kavramları reddeden sanat tarihi meraklısı Eastman, Rönesans sanatçılarında karar kılmış. Leonardo, Michelangelo ve Raphael çok kolay gelmiş ama dördüncü de anlaşmışlar. Eastman şöyle söylüyor; “Donatello konusunda iki hafta kadar tartıştık çünkü ben Bernini ismindeki heykeltıraşı daha çok beğeniyordum. Donatello’ya neredeyse Bernini ismi veriliyordu.” 

Eastman ve Laird, Ninja Kaplumbağalar’ın çizgi roman olma potansiyeli olduğunu ama tek seferlik olacağını düşünmüşler. O yüzden 1984’ten sonrasının geleceğini pek düşünmeden Ninja Kaplumbağalar çizgi romanının ilk sayısının yapımına başlamışlar.

Eastman mantıklarını şöyle anlatıyor; “Ninja Kaplumbağalar’ın ilk sayısını bir adet de, yüz adet de satacak olsak yaptık. Bir çizgi romanımız oldu. Sonra garip bir şey oldu. İlk sayı tükendi ve sonra insanlar ikincisini istedi.”

Olay sadece ikinci sayı olmaktan çok daha ötesine dönüşmüş. Çizgi romanlar çok popüler olmuş. Bugün de yayınlanmaya devam ediyor ve 1987’de animasyon dizi geldi ve Ninja Kaplumbağalar’ı yepyeni bir izleyici kitlesine açtı. O küçük oturma odası şakası kültürel bir fenomen oldu.

Hatta o hayranlardan bazıları büyüyüp film yapımcısı bile olmuş ve hangisine sorarsanız sorun kendi çocukluklarında sorsanız bir gün Ninja Kaplumbağalar filmi yapacaklarına ve hazır başlamışken bir zamanlar sevdikleri karakterleri yepyeni bir boyuta taşıyacaklarına, geliştireceklerine ve bir sanat formunu kökten değiştireceklerine inanmazlarmış.






YENİ BİR EKİP KURMAK


Seth Rogen, Brian Robbins’den telefon aldığında çok heyecanlanmış ve kendisini ve yapım ortağı Evan Goldberg’ü çok şaşırtmış. Goldberg şöyle anlatıyor; “Açıkçası hiç kimse bizi arayıp bir şeyi değerli bir fikri mülkiyete dönüştürmemizi istemedi. Olan bu değil.” Ama Robbins, yeni Ninja Kaplumbağalar filmini şekillendirecek doğru ekibin tam da bu ekip olduğunu biliyormuş. Daha çok da belki Hollywood’da gençlik hikayelerinde daha iyi bir bakış açısı olan biri olmadığı için.

Goldberg şunları söylüyor; “Şirketimiz her yıl liseli çocuklar hakkında bir şey yapar. Rogen ve Goldberg, yapım şirketleri Point Grey Pictures’da yapımcı James Weaver ile birlikte Blockers ve Uslu Çocuklar gibi komik ve zeki gençlik filmleri yapmışlar. Rogen’ın kariyerinin başlangıcını şekillendirdiğini düşündüğü Judd Apatow’la birlikte çocukları özgün ve komik bir biçimde tasvir etme tarzları var. 

Rogen, Apatow yapımı ve çocukların hem davranışlarının hem de konuşmalarının gerçek olduğu için övgüler alan kült lise dizisi hakkında şunları söylüyor; “TV dizisi Freaks and Geeks’le ilk yaptığım gençlik dizisiydi. Sonra Çok Fena’yı yazdım. Sanırım kariyerimin büyük bölümü özünde lise ve gençlik janrıyla ilgiliydi. Ninja Kaplumbağaları da her zaman bu şekilde ele almanın ilginç olacağını düşündüm. Bugüne kadar tüm versiyonları yetişkinler tarafından canlandırıldı.” Yarıkabuklu bu kahramanların normal gençler olmak istedikleri ve normal gençler gibi davrandıkları bir film hayal etmiş. 

Rogen, Golden ve Weaver’ın Ninja Kaplumbağalar filmini istedikleri enerji ve ince zekayla şekillendirmelerine yardım edecek, duygu ve mizah yüklü bir hikayeyi anlatabilecek ama aynı zamanda kuralları yıkmaktan korkmayan bir yönetmene ihtiyaçları varmış. Oklar tek bir kişiye işaret etmiş; Ailem Robotlara Karşı’nın ortak yazarı ve ortak yönetmeni Jeff Rowe’. 

Rogen şunları söylüyor; “Phil Lord ve Chris Miller (Lego Filmi’nin yönetmenleri ve Ailem Robotlara Karşı’nın yapımcıları) onunla çok iyi arkadaşlardı ve ‘Ailem Robotlara Karşı filmini yaptık ve Jeff filmin ortak yönetmeniydi ve müthiş biri. Onunla bir araya geldik ve işe koyulduk.”

Ailem Robotlara Karşı filmi, sıradan bir ailenin kendilerini bir robot saldırısına karşı dünyayı korumalarını konu alıyor. Ve yapımcıların Ninja Kaplumbağalar için istedikleri türden mizaha ve animasyondaki çılgın, yaratıcı özgürlük tarzına sahipmiş. Goldberg, Rowe’un o filmde yaptıklarıyla ilgili şunları söylüyor; “Kendini kurallar içinde kalmaya ve bizim dünyamız gibi göstermeye zorlamadı. Onun yerine ‘Bu farklı, olaylar çizginin dışına çıkıyor ve birçoğundan biraz daha az kusursuz.” Onun kusurlu oluşu bir şekilde mükemmel görünmüş.





Ninja Kaplumbağalar Mutant Kargaşası filminin yapımcı James Weaver, Rowe’u kendileri için mükemmel yapan şeyin sadece görünüm ve kahkahalar olmadığını söylüyor. Çalışması aynı zamanda Ninja Kaplumbağalar’ın bu tekrarının duygusunu da tam olarak sergiliyor.

Weaver şunları söylüyor; “Ailem Robotlara Karşı filmi aynı zamanda son derece duygusal da bir hikaye. Bunun bize bir başka ‘İşte bu iş için doğru kişi’ duygusu veren bir başka nokta olduğunu da düşünüyorum. Filmde gerçekten duygusal yönler olmasını da istedim. Konu sadece dünyayı kurtarmakla ilgili olmasın istedim.”

Rowe, görünüşte robot istilası hakkında olan ama aslında çocukları büyürken değişen dinamiklerini geliştiren bir filme ortak yönetmenlik yapmış. Ninja Kaplumbağalar’ın olması gereken de tam buymuş; dışlanmış dört gencin hem aileleri içinde hem de dış dünyada yerlerini bulmaya çalışması.

Açıkçası Rowe, ikna edilmek için o kadar çabaya ihtiyacı olmadığını belirtiyor.  Hayatı boyunca bir Ninja Kaplumbağalar hayranı olarak yeni bir versiyonun yapımında yönetmen arayışı olduğunu duyduğunda başı dönmeye başlamış. “’Bu bir rüya projesi’ gibi diye düşündüm. Bunu ne pahasına olursa olsun yapardım.” diyor.

Aslında Rowe, filmle ilgili gerçekten berbat gittiğini düşündüğü iki toplantı yaptıktan sonra büyük fırsatı batırdığını düşünmüş. Ama belli ki toplantılar Point Grey Pictures’la bir başka toplantı organize edilmesine yetecek kadar iyi gitmiş. Rowe gülerek şunları söylüyor; “O toplantının iyi gittiğini söyleyebilirim ama benim için çok keyifliydi. ‘Lütfen buna bayıldım! Çok iyi bir iş çıkaracağım! Yapmama izin verin!” dedim. İş, onun olmuş.

Rowe ve yapımcıları, hikayenin yönetiminde genç kardeşleri önce, kaplumbağaları sonra düşünmek konusunda fikir birliğine varmışlar. Kendilerini evlatlık edinen, insanların onları asla kabul etmeyeceğini düşünen babaları, mutant fare Splinter (dövüş sanatları efsanesi Jackie Chan tarafından canlandırılan) tarafından kanalizasyona kapatılan kaplumbağalar dış dünyayı normal gençler gibi deneyimlemek isterler.

Genç bir muhabir adayı April O’Neil (seslendiren Ayo Edebiri) ile tanıştıklarında ve suçlu mutant Superfly’ı (seslendiren Ice Cube) yenme planını öğrendiklerinde ellerine bir fırsat geçtiğini hissediyorlar. Şehri suçtan kurtarabilirlerse acaba şehir de onlara kucak açar mı?

Gençlik hikayesi kilit noktaymış. Ama sonra Rowe, konsepti daha da ileri taşımak istemiş. Gençler hakkındaki film, gençler tarafından yapılmış gibi görünse nasıl olur? Goldberg şöyle söylüyor; “Fikri ilk sunduğumuzda ‘Belki… bilmiyorum dostum. Kulağa biraz çılgınca geliyor.’ dedik.”





ÇİZGİNİN DIŞINDA ÇİZMEK


Başta muhtemelen biraz çılgıncaymış. Rowe’un fikri bilgisayarda üretilen birçok film gibi mükemmel ve parıltılı bir film yapmak değil, hikayenin kahramanları gibi dağınık, eğlenceli ve öngörülmez bir film yapmak olmuş. Rowe şunları söylüyor; “Gençlerin çizimleri gibi görünmesini istedik. Lisedeyken, tuhaf şekilleri ve kötü perspektifi olan ama oraya buraya sevgiyle karalanan türden çizimleri bilirsiniz. Her zaman samimidirler.”

Görsel bir bakış açısından bunun anlamı birçok animasyon filmin kusursuzluk olarak gördüğü şeyin ihtiyacı yerine çılgın çizgiler, çarpık oranlar, simetri olmaması, genel olarak özgürce ve neşeyle çizilmiş duygusu demekmiş. 

Rogen, Rowe’un belirgin yaratıcı çılgınlığının bir an için sindirilmesine izin verdikten sonra geçmişte yaptığı ve sonunda birbirinin tam olarak aynısı gibi görünen birçok animasyon filmi gören biri olarak konsepti sevdiğini fark etmiş. 

Rogen şunları söylüyor; “(Normalde animasyon filmlerde) size filmi bir odada sunarlar ve konsept sanatı gösterirler. Etkileyici ve güzeldir. Sonra filmi izlersiniz ve hepsi kusursuz parametrelerin içine sıkıştırılır ve tüm boya darbeleri fotorealistik görünen mükemmel biçimde şekillendirilmiş bulutlara dönüşmüştür. Bunun için koşullandırılmıştım. Bu film için konsept sanatı görmeye başladım ve gördüğüm en hoş konsept sanatlardan biriydi. Elle çizilmişti ve tam olarak çizgilerin içinde kalmamıştı. (Ama bu kez) bunu gerçekten film dünyasına aktarmışlardı.” 

Rowe ve Ailem Robotlara Karşı filminin yapım tasarımcı Yashar Kassai önce filmin görünümü hakkında konuşmuş. İlham almak için Ninja Kaplumbağalar oyuncaklarına bakmışlar.  Kassai şunları söylüyor; “Jeff benimle iş için görüşürken ilk başta sevdiğimiz Ninja Kaplumbağalar özelliklerinden konuştuk. İkimiz de orijinal oyuncak serisinin Playmates kutu tasarımını söyledik. Sadece oyuncak kutusu tasarımları ama aynı zamanda muhteşemler. Yani en azından bu film için o kutu tasarımı çok ilham vericiydi.”





Rowe, Kassai’ye sonsuz hayal gücü ve yaratıcılığından dolayı ve diğer animasyon filmlerinin yaptıklarıyla aynı çizgide olmadığından dolayı bu film için mükemmel adım diyor. Şunları söylüyor; “Renkler ve tasarımlar muhteşem. Onun ve çalışmalarının sevdiğim özelliği animasyon için tipik değil. Karakter tasarımı veya renk konusunu düşündüğünde yapacağınız tercihler veya vereceğiniz kararlar değil. Ama geçmişiyle ve Ninja Kaplumbağalar her zaman biraz tuhaf, biraz sıra dışı oluşuyla Yashar bu seri için kusursuzdu. Bu iş için daha iyi birini düşünemezdim.”

Bu kadar sıra dışı bir şey yapmak filmin animatörleri için heyecanlı bir olasılıkmış ama aynı zamanda onlardan daha önce yapılmamış bir şeyi yapmalarını ve kariyerleri boyunca uydukları tüm kuralları geçersiz kılmalarını istemiş. İdari yapımcı Ramsay McBean şöyle söylüyor; “Animatörlerimize güzel sanatlar fakültesini unutturmamız gerekti.”

Karakter yüzeyleme süpevizörü Anne-Claire Leroux şöyle anlatıyor; “Gerçekten hoş bir brifingdi. ‘Gençliğinizi, sınıfta sıkılmanızı, defterinizin kenarına karalamalarınızı hatırlar mısınız? İşte istediğimiz bu.’ demek gibiydi.” Ama buna alışmak biraz zaman aldı. Muhtemelen hepimizin bildiği gibi gençlerin çizimleri bilgisayar animasyonuna hiç benzemez ve bilgisayarda animasyon yaparken kargaşayı başarmak çok zordur. Ne de olsa bilgisayarlar düzen ve mantık dışında hiçbir şeyi sevmez.

Karakter animasyonu sorumlusu Jacques Daigle şunları söylüyor; “Genel olarak bir animasyon filminde simetri vardır. Bir karakteri tam ortasından bölüp aynaladığınızda bilgisayarlar daha iyidir.” Ninja Kaplumbağalar Mutant Kargaşası filminde bu işe yaramayacaktı. “Bu filmde tek bir karakter bile simetrik değil.” Başka bir deyişle aşırı derecede çalışmayı, sonsuz hayal gücünü ve herkesin sevdiği bir tarza çok fazla hata yerleştirmeyi gerektirmiş. Rowe imkansıza yakın bir şey istediğini biliyormuş.

Rowe şunları söylüyor; “Yönetmen olarak talimatlarımda ‘Eğer daha önce gördüyseniz farklı bir şey yapın.’ Dedim. Başta ‘Bu klişe. Bu fazla iyi görünüyor. Çok iyi bir iş yaptın ve gerçekten çok güzel. Hiç beğenmedim.’ Diyordum. 





Kassai, sonunda tarzı bulmanın bunun her şeyin aynı göründüğü bir film olmayacağı fikrini benimsemek olduğunu hatırlıyor. Amaç farklı çizim yollarını çarpıştırmak olmuş. Tüm animatörlerin aynı tarzla değil ruhla çizim yapmasını istemiş.

Kassai, Rowe’un karalamalarla kaplı orijinal ilham panolarına baktığını hatırlıyor. “Çok hoş ve sevimli bir yanı vardı. Aynı zamanda herkesin bildiği bir şeydi çünkü herkes öyle çizim yapmıştır.” O yüzden sanatçılarını öyle çalışmaları, bir şey karalayıp düzgün değil de eğlenceli bir şey bulmaları konusunda yüreklendirmiş. “Peşinde olduğumuz şey kusurlu olmaktı.”

Hata gibi görünen çizgiler bırakmak, çizgilerin dışını renklendirme konusundaki bu yüreklendirme ekipteki hiç kimseye tam olarak doğal görünmemiş. Ama sonuç çok başarılı olmuş. Kassai şöyle anlatıyor; “Sanat departmanına daha kötü çizmelerini söylemek garip bir uygulamaydı! Zariflik istemedik. Eğlence ve heyecan istedik. Deneysel bir şeydi. Bir filmi çizerken hiç bu kadar eğlendiğimi sanmıyorum.”

Her şeyin serbest olmasını sağlamak çok zekice ve karmaşık bir teknik çalışma gerektirmiş. Karakter yüzeyleme süpervizörü olarak Anne-Claire Leroux’un görevi, her karakter üzerindeki dokuları ve yüzey detaylarını yaratacak bir sanatçı ekibini yönetmekmiş. Genelde bu her şeyi mükemmel bir hale getirmek olurmuş. Burada ise tam tersi olmuş.

Leroux şunları söylüyor; “Başlangıçta Jeff’ten en çok gelen not, ‘Çok fazla bilgisayar görüntüsü gibi olmuş. Bundan vazgeçmeliyiz.’ oldu.” Buna karenin çeşitli kısımlarında “kusurlar” yapmak için bilgisayar animasyonunda çok sıra dışı bir iş olan, unsurların çoğunu elle çizmek de dahilmiş. Ateş ve su gibi ve elle çizilmiş mat arka planlar gibi unsurları. 

Karakter animasyonu sorumlusu Jacques Daigle, bu filmin ne kadar özel olabileceğini fark ettiği anı hatırlıyor. “Sanırım Yashar’ın karakter tasarımlarını görmeye başladığımızda ne olabileceğini görmeye başladı. Yaratıcılığımızı beslemek katartikti. Sıradan bir şey yapmak istemedik. Bu güzel tasarımlara bakınca farklı bir şey denemek için çılgın bir özgürlük fırsatımız olduğunu fark ettik.”

Ninja Kaplumbağalar’ın tasarımlarında herkes için karakterlere bugüne kadar Ninja Kaplumbağalar filmlerinde ve TV dizilerinde verilenden daha fazla bireysellik vermek önemliymiş. Aslında onların renkli saç bantları olmadan da ayırt edebilecek kadar farklı olmalarını istemişler. Leroux, karakterlerin gerçek gençler tarafından seslendirileceğini ve Ninja Kaplumbağalar’ın önceki filmlerdeki çok kaslı görünümlerinden uzaklaşarak artık bedenlerinin hâlâ büyümekte olduğunun gösterileceğini öğrendiklerinde tasarımların “çok daha iyi” olduğunu söylüyor. “Sahip olabilecekleri kas miktarında bir sınır vardı. Aynı zamanda duruşlarını ve kendilerini taşıma biçimlerini de gösteriyordu.”

Ekip, karakteri tasvir etmek için bariz veya klişe olmayan yollar aramış. Örneğin Donatello teknolojiyi ve kendi başına olmayı seven ‘inek’ kardeş. Ama kimse onun tipik bir inek olmasını istemedi.

Rowe şunları söylüyor; “İnek karakteri alıp yüzündeki gözlüğü sürekli yukarı itişini gösterme eğilimi vardır. Lisede ben de inek öğrenciydim ve öyle biri değildim. Hep daha çok ‘Şu anlaşılmaz animeyi gördün mü?’ sorusu vardı. Donnie’de onu anlaşılmaz şeylerin süper hayranı yapmak uygun geldi. Kulaklıklarıyla yaşıyor ve başkalarıyla konuşmuyor ve hatta bazen insan etkileşimlerinde oldukça soğuk.” 

Klişeden uzaklaşma isteği film yapımının her yönünde kesin bir şekilde gözlemlenmiş. Rowe, filmin çekim tarzı konusunda ilham kaynağı ararken bazı şaşırtıcı mekanlara gitmiş, özellikle de Spike Jonze, Paul Thomas Anderson ve Alfonso Cuaron’un eserlerine yönelmiş.

Sinematografi sorumlusu Kent Seki şunları söylüyor; “Jeff, Spike Jonze ve Paul Thomas Anderson’dan bahsetmeye başladığında bunu büyüleyici buldum. Spike Jonze’da neredeyse belgesel tarzı, özgün bir duygu vardı. Paul Thomas Anderson’da kamerasının enerjisi önemliydi. Özellikle de Ateşli Geceler ve Manolya gibi ilk dönem filmlerinde. Bizim filmimizin bunun nasıl evrimi olabileceğini konuştuk.”

Rowe, filmin genç karakterlerinin etrafında olmayı size çok sevdiren muhteşem yöntemi için özellikle Cuaron’ın Y Tu Mama Tambien filminden ilham almış. Şöyle anlatıyor; “Tek plan çekimleri kullanması sizi bu karakterlerle birlikte takılmaya davet ediyor. Heyecanlı bir şey olduğu için değil, sansasyonel olmaya çalışmıyor ama izleyiciyi bu insanlarla birlikte olma deneyiminden ayırmak istemiyor. Onlarla gerçekten samimi olmanıza yardım ediyor. İnsanların ilişkilerinin kaplumbağalarımızla olduğu gibi olmasını istedik.” 

Rowe ve Seki, filmin ilk bölümlerinin gençler tarafından, basit kamera hareketleriyle ve bazen de titreyen el kamerası görünümüyle çekilmiş gibi görüneceği fikrine karar vermiş. Işıklandırma da Hollywood gösterişi gibi değil sade görünecekmiş. Her şeyden daha önemlisi Spike Jonze’un cilasız görünümü olmuş.

Ramsay McBean şunları söylüyor; “Spike Jonze’un kaykaycılar videosuna bakarsanız hiçbir güzellik ışığı yok. Sadece kamerayı alıyorlar ve bir şeyler çekmeye gidiyorlar.”

Film ilerledikçe ve Ninja Kaplumbağalar olgunlaştıkça filmin görünümü de gelişiyor. Seki şunları söylüyor; “Ninja Kaplumbağalar kahramanlarımız olurken olgunlaşmalarının alt metnini desteklemek için kamera tarzımızı da yükselttik. Ayrıca onların dünyalarını ve yetişkin dünyasını iki farklı şekilde çektik. Onların gençlik dünyası çılgınca. Yetişkin dünyasında kameramız daha resmi oluyor.”

İronik olarak film yapımının her bir detayı, her şeyi tesadüfen olmuş gibi göstermek için çok titiz bir şekilde planlanmış.  Ama Ninja Kaplumbağalar Mutant Kargaşası filminin yapımcıları, filmin görünümü bulmanın mutlak bir kargaşaya giden bazı yolculukları da içerdiğini düşünseler de sonuçta henüz bir şey görmemişler. Çünkü filmin genç oyuncularıyla karşılaşmak üzerelermiş. Ve daha karşılaşmak üzere oldukları komik kargaşanın yarısından bile haberleri yokmuş.





GENÇLİK RÜYALARI


Film yapımcılarının dört kaplumbağa için de gençlere rol vermeye karar vermeleri zor bir iş olmuş. Ama onları mükemmel şekilde canlandıracak oyunculuk ve mizah yeteneği olan genç oyuncuları bulmak daha da zor bir işmiş.

Rogen, Goldberg, Weaver ve Rowe yarı kabuklu kahramanlarını bulmak için büyük bir arayış yürütmüşler, kusursuz dörtlüye karar vermeden önce sayısız oyuncuya bakmışlar. Ninja Kaplumbağalar Mutant Kargaşası’nda o kaplumbağalar; Leonardo rolünde Nicolas Cantu, Michelangelo rolünde Shamon Brown Jr., Raphael rolünde Brady Noon ve Donatello rolünde Micah Abbey olmuş. Ve genç ve komik yeteneklerden oluşan dörtlü bunu daha öncekilere hiç benzemeyen bir Ninja Kaplumbağalar dizilimine dönüştürmüş. 

Cantu, genç yaşına rağmen The Walking Dead: World Beyond ve Steven Spielberg’ün Fabelmanları gibi çalışmaların olduğu etkileyici bir özgeçmişe sahip. Mutant Kargaşası’nda lider Leo’yu oynuyor ve seçmelerinde izleyen değil de kendi yolunu bulan birini oynamak için ideal olduğunu göstermiş.

Jeff Rowe şöyle hatırlıyor; “Başta Donatello için seçmelerdeydi ve öz çekim seçmelerinde tüm kuralları yıkmış. Birtakım doğaçlamalar yapmış, tüm replikleri değiştirmiş, kendini gri bir ekranın önünde değil de kendi odasında çekmiş ve mini film gibi yapmış. O enerji Leonardo için idealdi.”

Cantu, farklı bir role seçilmesine şaşırmasına rağmen hemen doğru role verildiğini düşünmüş. Aslında birçok açıdan bu rol yıllardır kaderiymiş gibi görünmüş. Cantu, eskiden Turtles In Time atari oyununu oynarken hep aynı karakteri seçermiş. Ben Leonardo’ydum. Leonardo benim favorimdir. Mavi benim favori rengimdir. Mavi olanı benim oynamam çok güzel oldu!”

Cantu ve Rowe, Leo’yu sorumlu olan, kardeşlerinin iyiliği için kaygılarını düzenli olarak bir kenara koyan kardeş olarak görüyor. Cantu şunları söylüyor; “Her zaman kardeşlerinin yoldan çıkmaması için çalışıyor ve bence bundan dolayı da çok fazla kaygılı. Bu filmde hepsini çözüyor, böylece gelişiyor ve New York’un suçla en iyi savaşan ekibi olmak için neler yapabileceklerini tasarlıyor.”

Grubun en asisi olan Raphael için yapımcıların tercihi 2019’un Uslu Çocuklar filminde Goldberg ve Rogen için rol alan Brady Noon olmuş. Goldberg şunları söylüyor; “Onu tanıyoruz. Onu seviyoruz. Süper güçlü bir doğaçlama ustası ve Raphael’in karakterine çok uygun. Kendine güvenen biri.” Raphael grubun en dürtüsel davrananı. Diğerlerinden daha iri, daha güçlü. Zor durumlara girmeyi ve soruları sonra sormayı seviyor. Başını derde sokabiliyor ama her zaman kardeşlerini gözetmeye çalışıyor. Noon rol için çok uygun olmuş.

Noon şöyle söylüyor; “Raphael’i grubun büyük ağabeyi olarak tanımlarım. Kardeşlerine çok sadık ve her zaman agresif ama iyi bir kalbi var. Tüm kardeşlerini korumayı gerçekten çok istiyor.”

Abbey, Uslu Çocuklar’daki bir rol için düşünülmüş ve yapımcılar ona hemen Ninja Kaplumbağalar’da bir rol vermeyi düşünmüş. Goldberg şunları söylüyor; “Muhteşem olduğunu düşündük. Çok özel bir sesti. Çok net, çocuksu bir duygusu var ama aynı zamanda komik de olabiliyor.”

Başta hem Michelangelo hem de Donatello için düşünülen Abbey, sonunda dört kaplumbağa arasında daha sessiz, daha zeki olan Donatello olmuş. Donnie, kardeşlerini seviyor ama aynı zamanda yalnız kalmayı da seviyor ve video oyunları oynarken, anime izlerken ve K-pop dinlerken en mutluları oluyor. Aynı zamanda makineler konusunda bir dahi. Abbey şunları söylüyor; “Süper zeka değilim ama teknolojiye meraklıyım. Teknolojik konularla ilgiliyim. Donnie’yle kesinlikle bir bağım var.”

Parti sever Michelangelo için yapımcıların sonsuz enerjisi olan, sevimli birine ihtiyaçları varmış. Mikey herkesin her zaman iyi vakit geçirmesini ister. Yani kardeşlerini mutlu etmek için her zaman elinden geleni yapar. Shamon Brown Jr. onlara aradıkları her şeyi vermiş. Weaver şöyle söylüyor; “Geldi ve Mikey’nin çılgın, uçarı enerjisine sahipti. Mikey, öngörülmez olan. Ne yapacağını hiç bilmiyorsunuz.  Çok samimiydi. Onu insan olarak çok seviyorsunuz ve bence bunu karaktere yansıtıyor.”

Shamon suçla savaşan amfibi dörtlüsü içindeki rolüyle ilgili şunları söylüyor; “Bence kesinlikle en iyileri. Bence silahı en iyisi. Her açıdan daha iyi!”

Film yapımı açısından genç oyuncuların enerjisinden o kadar heyecanlanmışlar ki bunu filme yansıtmak istemişler. Geleneksel olarak bir animasyon filmde oyuncular repliklerini ayrı ayrı kaydeder. Çünkü diyaloğun anime edilmesini çok daha kolaylaştırır. Rowe, bu kuralı bozmaya ve çocukların birlikte kayda girmesine karar vermiş.

Yönetmen şunları söylüyor; “Film için çığır açan bir yaratıcı andı.” Ondan sonra çocukları bir kayıt stüdyosunda yarım daire şeklinde dizmiş ve senaryo dışına çıkmalarını, şakalaşıp espriler yapmalarını istemiş. “Konuşup birbirlerinin sözlerini kesiyorlardı ve sık sık Seth’le benim güldüğümü duyuyordunuz.” Goldberg şunları ekliyor; “Tüm filmin en iyi anlarından bazıları, en büyük kahkahaları dördünün şakalaşmasından geliyor.”

Rowe, bu kayıt seanslarında Rogen’ın kendisine yenilik yapma fırsatı sunduğunu söylüyor: “Paramount Stüdyolarına düzeni değiştirelim çünkü işleyişle ilgili çılgınca bir fikrim var, deseydim bana ‘Hayır. Kovuldun. Defol git.’ derlerdi. Ama Seth, ‘Bunu daha önce yaptım ve olabilir. Ve bunu savunabilirim.’ dedi. Çocuklarla bir aradaki ilk kayıtta ‘Şöyle yapacağız, sahnelerde şöyle ilerleyeceğiz’ dedim. Seth hemen uyguladı ve oyuncuları yönetmek konusunda bir ustalığa tanıklık ettim. Çünkü daha önce yaptıklarımızdan çok daha rahat, daha özgür ve daha eğlenceliydi.”

Aslında Rowe, bir espriyi nerede kullanabileceğini nerede filmin son halinde yer verebileceğini görmek için oyuncuların çekim aralarındaki sohbetleri de dahil her şeyi kaydetmiş. Malzemenin yoğunluğu post prodüksiyon için büyük zorluk yaratmış. 

Rowe şöyle anlatıyor; “Çok yavaş ve yöntemsel bir kurgu sürecine dönüştü ve ‘Buradaki bu replik güzel ve iki ay önceki kayıttan bir espri için temel oluşturabilir’ dedik. Sonra sürecin farklı zamanlarında alınan saatler süren kayıtlar içinden doğal gelenleri daha da geliştirdik.”

Oyuncular daha önce stüdyoya girene kadar birçoğu bizzat hiç karşılaşmadığından dolayı ne kadar eğlenceli olduğunu hatırlıyor. Cantu şunları söylüyor; “Hepsiyle ilk tanışmam, bugüne kadarki en iyi karar olan grup kayıtlarını yaptığımız zamandı.” 

Hatta o kadar iyi gitmiş ki o anda orada olan herkes bunun iş olarak tanımlanabileceğinden emin değilmiş. Abbey şöyle anlatıyor; “Annem bana ‘Siz gerçekten çalışıyor muydunuz? Çünkü kulağa dalga geçiyormuşsunuz gibi geliyor.’ diyordu.” Amaç tam da buymuş. O kayıtlar sırasında dört oyuncu, hayatlarının macerasını yaşamak üzere olan dört kardeşin sevgi dolu, muzip ve komşuları rahatsız etmekten korkmayan havasını çok doğru bir şekilde yansıtmış.

Rowe zorlu süreci gülerek hatırlıyor; “Size çok gürültü yaptığımız için kaç farklı kayıt stüdyosuna gitmek zorunda kaldığımızı anlatamam!” 



ARKADAŞLAR VE AİLE


Ninja Kaplumbağalar’ın dünyası hepimizin bildiği gibi merkezdeki dörtlüden çok daha fazlası. Aslında hayatlarında çok önemli olan iki kişi var; kendilerini evlatlık edinen babaları Splinter ve sevgili dostları April O’Neil.

Splinter, zeki, sevecen ama sert bir baba. Her baba gibi o da çocukları için kaygılanıyor ve onlar için endişelenerek çok fazla vakit geçiriyor. Baş karakter tasarımcısı Woodrow White, onu kafasında canlandırırken çocukluk arkadaşlarının babalarının birçok hatırasından ve Danny DeVito’dan ilham almış. White şöyle özetliyor; “Her zaman sınırda gibi görünen o insanlardan.” Son derece ciddi ve istediği zaman dehşet veren bir dövüş sanatları ustası olan Splinter’ı seslendirmek için tek bir seçenek var gibiymiş. Ama yapımcıların evet diyeceğine bir saniye bile inanmamışlar.  

Golberg şunları söylüyor; “Seth ve ben Jackie Chan’e takıntılıydık. Bizi Jackie Chan’le tanıştıran Rumble In The Bronx çıktığından beri Jackie Chan filmlerini izleriz. Buster Keaton ve Cahrlie Chaplin gibi çok iyi bir komedi zamanlamasına sahip olduğunu düşünüyoruz. Olayları görsel olarak komik ve heyecan verici bir hale getirmenin bir yolunu buldu. Ve bunun animasyon bir dövüş sanatları komedisi olduğunu düşününce bu rol için ondan daha iyi biri olamazdı.”

Goldberg, bazen kahramanlarınızla kesinlikle tanışmanız gerektiğini ispatlayan kayıt seanslarını sevgiyle hatırlıyor; “Jackie bir rüyaydı. ‘İhtiyacın olanı aldın mı? Tekrar etmemi ister misin?’ diye sorar. Seslendirme işinde birçok oyuncu ‘Bence oldu. Bence sonuncusu iyiydi’ der. Ama Jackie ‘Sizin istediğinizi yapmak isterim.’ Dedi. Çok alçakgönüllü ve heyecanlıydı.”

Ninja Kaplumbağalar’ın en yakın insan dostu ve New York kanalizasyonu üstündeki dünyayla önemli bağlantıları olan April için ekip, The Bear’daki rolüyle övgüler alan ve hızla yükselen Ayo Edebiri’yi seçmiş. 

Bu Ninja Kaplumbağalar hikayesinde April, önceki sinema filmlerindeki gibi yetişkin bir muhabir değil de muhabir olma hayali olan bir genç. Ninja Kaplumbağalar gibi o da dışlanmış hissediyor ve kabul edilmek istiyor. Ve suç dehası, mutant Superfly’ı öğrendiğinde ve onun peşine düşme planları yaptığında bunların fırsatını da bulduğunu düşünüyor. Ninja Kaplumbağalar gibi cesur, zeki ve belki de hedeflerine ulaşmak için çok fazla risk alıyor.

Edebiri şöyle anlatıyor; “April ve Ninja Kaplumbağalar birbirlerine yardım ediyor ve birbirlerini arkadaşlığa ihtiyaç duydukları yerlerde buluyorlar. Biraz alışveriş gibi başlıyor. Çocuklar ‘Havalı olmak ve bir insanı tanımak istiyoruz’ derken April ‘Pulitzer kazanmak istiyorum.’ diyor. Ama sadece ait olmak isteyen ve arkadaş arayan varlıklar.” Woodrow White şunları söylüyor; “Bu yüzden anlaşıyorlar. Beşi de uyumsuzlar ve kabul görmek için çabalıyorlar.”

Edebiri, filmi genç izleyiciler izleyeceği ve süreçteki birçok çocukluk çağının bir parçası olacağı için heyecanlanmış. Şöyle anlatıyor; “beni en çok heyecanlandıran şu oldu; annem devlet okullarında çalışıyor ve çocukların filmin fragmanını izlediklerinden konuştuklarını duymuş. Küçük kuzenlerimizden ve yeğenlerimizden bazıları da filme gitmek istiyor. Hayatımda bu filmi izlemek için gerçekten heyecanlı insanlar olduğunu bilmek çok hoş.”



MUTANT KARIŞIKLIĞI


Filme Mutant Kargaşası adı verildiğinde içinde çok garip, çok kötü varlıklar olması gerektiğini biliyorsunuz. Kaplumbağaları genç mutantlara dönüştüren sıvı orada kalmamış. Ninja Kaplumbağalar Mutant Kargaşası’nda tüm şehirde gölgelerde yaşayan mutantlar var. Rogen’a göre mümkün olduğunca fazla sayıda mutantın fiziki olarak bulunması önemliymiş.”

Rogen şöyle anlatıyor; “Çizgi dizide olan şeylerden biri de çok fazla mutant olmasıydı. Daha önce yapılmayan fikirleri düşündüğümüzde bunu bir ‘canavar filmi’ne taşımak çok eğlenceli ve heyecanlı göründü.” 

Mutant Kargaşası çok sayıda tanıdık mutantı geri getiriyor ama başlıca kötü mutant, kendi içinde yeni bir mutasyonda. Superfly, dünyanın insanlar olmadan daha iyi olacağına inanan dev bir sinek. Karaktere ilham veren orijinal çizgi romandan Baxter Stockman adında, bazen bir sineğe dönüşen ama artık kendine ait yeni bir hikayesi olan bir karakter. Rogen ‘Kendi mitolojimizi inşa ediyoruz.” Diyor.

Yapımcılar Superfly’ı seslendirmesi için Ninja Kaplumbağalar dünyasıyla kendi bağları olan Ice Cube’a başvurmuş. Cube şunları söylüyor; “Oğlum Darrel’ı daha çok küçükken filmi izlemeye götürmüştüm. Tüm çocuklarımın bir noktada aksiyon figürleri, çizgi romanları, nevresim takımları ve Ninja Kaplumbağalar dünyasıyla ilgili her şeye sahip olduklarını hatırlıyorum. Uzaktan izlediğim çok iyi bir seriydi ama şimdi onun bir parçası olmak… Hiç şüphesiz bir 30 yıl daha devam edecek.”

Ice Cube daha önce hiçbir animasyon karakterini seslendirmemiş ama kayıt stüdyosuna gelmiş ve herkesi çok şaşırtmış. Rowe şöyle anlatıyor; “Çok komik biri. Çok iyi bir oyuncu. Bence ‘Tamam, karakterin ismi Superfly ve şuna benziyor’ dediğimiz anda Ice Cube güldü ve biz de ‘Sanırım kabul etti. Sanırım bunu yapacak.’ dedik. 

 Cube, Superfly filme tüm insanlığı tehdit eden bir planı olan kötü karakteri olsa da onu bıyık buran bir kötü adam olarak görmüyormuş. Şunları söylüyor; “Mutantların hepsi sevilmek istiyor. Günün sonunda sadece arkadaş istiyorlar. Sadece normal olmak istiyorlar. İnsanlar tarafından sevilmek istiyorlar. Ve o kadar çok istiyorlar ki sertleşiyorlar.”

Hayranların favorisi olan bazı kötü karakterleri oynamaları için komedi oyuncularından oluşan müthiş bir kadro oluşturulmuş. Aralarında Leatherhead (seslendiren Rose Byrne), Ray Fillet (seslendiren Post Malone), Mondo Gecko (seslendiren Paul Rudd), Wingnut (seslendiren Natasia Demetriou) ve Genghis Frog (seslendiren Hannibal Buress) yer alıyor. Maya Rudolph da gizemli Cynthia Utrom rolünü oynuyor.

Tabii ki filmdeki hiçbir Ninja Kaplumbağa sert, pek zeki olmayan, mutant yaban domuzu ve gergedan Bebop ve Rocksteady olmadan tamamlanmış olmaz. Seth Rogen, Bebop’un yerine geçmeye karşı koyamamış. Kısmen en son Aslan Kral’da oynadığı yaban domuzu Pumbaa’ya da eğlenceli bir kontrast olacağını düşünmüş. “Ben sadece yaban domuzu türündeki yaratıkları oynarım!” diyerek bundan böyle hep aynı türden roller alma potansiyeline gülüyor.

Karşısında aksiyon yıldızı ve müthiş komedi oyuncusu John Cena rolünde Rocksteady yer alıyormuş. “Bebop ve Rocksteady New Yorklu iki, sinirli kardeş olduğuna dair komik bir fikrim vardı. John Cena’yı severim ve ister Bebop ister Rocksteady olsun kafamda yer değiştirilebilir bir yerdeydi. Ama John’la birlikte Bebop ve Rocksteady ekibinin bir parçası olma fikrinin istediğim bir şey olduğunu biliyordum.”

Çok sayıda muhteşem komedyenin olması doğaçlama ve karakter geliştirmeye alan açmış. Ama yapımcıların en sevdiği komedi gelişimlerinden biri daha çok müzisyen olarak bilinen Post Malone’la çalışırken gelmiş. 

Weaver şöyle anlatıyor; “Tüm mutantlar için bir espri bulmaya çalışıyorduk. İnsansı vatoz Ray Fillet ile ‘Espri ne?’ dedik. ‘Ya sadece ismini şarkı gibi söylese?’ dedik. Post, kayda son girenlerden biriydi. Nasıl olacağı konusunda hiçbir fikrimiz yoktu. Ve sonra ilk gösterimde Post Malone ‘Ray Fillet’i söylüyordu ve sizi gülümsetiyor.”

Rowe süreci gülümseyerek hatırlıyor. “Bu filmde Ray Fillet’nin olmasını çok istiyorduk çünkü o favori karakterlerimizden biriydi. Ama filmde ne yapacağını çözemedik. Team America’daki Matt Damon gibi, tek bir cümlesi olup onu sürekli tekrar etmesi fikrini buldum. Aynı anda Post Malone’ın da filmimizde bir şeyler yapmakla ilgilenebileceğine dair bazı konuşmalar vardı. Ben de o yüzden ‘Ray Fillet olmakla ve o ismi filmdeki tek cümlesi olarak çok güzel bir şekilde seslendirmekle ilgilenir mi?’ dedim. İnanılmaz bir şekilde evet, dedi.”



HAYRANLAR İÇİN HAYRANLAR TARAFINDAN


Ninja Kaplumbağalar Mutant Kargaşası filmini yapmak, film yapım ekibindeki herkesin benzersiz bir Ninja Kaplumbağa filmi yapmak için kendisini yeni zirvelere ulaşmak için zorlamalarını gerektirmiş. Ama ekipteki herkes de öyle yapmış. Öncelikle de hayran olarak. Yanlış anlaşılmasın; bu film, yeni nesil ve kendilerinin genç versiyonları için bugüne kadarki en iyi Ninja Kaplumbağalar filmini yapmak isteyen, Ninja Kaplumbağalar’la büyümüş bir nesil tarafından yapılmış bir film.

Jacques Daigle şunları söylüyor; “Birçok sanatçı (filmde çalışmak için sunum yaparken) bana Ninja Kaplumbağalar kıyafetleri giydikleri bebeklik fotoğraflarını gönderiyordu. Birçoğu büyük hayrandı. Birçoğumuz için bu bir rüyanın gerçekleşmesi oldu. Daha önce bir Ninja Kaplumbağa filminde çalışacağımı hiç düşünmemiştim.”

Rowe şunları söylüyor; “Ninja Kaplumbağalar, çocuk olarak sevdiğim ve hayranı olduğumu hatırladığım ilk şeydi.” Aslında Ninja Kaplumbağalar’ın oyuncaklarıyla oynayarak geçirdiği zamanın bugünkü karakterini oluşturan önemli bir unsur olduğunu söylüyor. Belki de Ninja Kaplumbağalar’ın aksiyon figürleriyle maceralar yaratarak geçirdiği saatler olmasaydı şimdi olduğu gibi bir yönetmen olmayacağını söylüyor. 

Rowe şöyle diyor; “Odamda bu oyuncaklarla baş başa çok zaman geçirdim. İçinde kaybolacağım bir dünyaya, detaylı bir evrene bir davetiyeydi. Gerçekten küçük bir yaşta üzerimde bir etki bıraktı. Zevklerimin, mizah anlayışımın büyük bölümü o zamanlardan geliyor.”

Rowe ve tüm ekibi, şimdi o çocukluk hayallerini hayal ettiklerinden daha büyük bir ekranda gerçekleştirme fırsatını buldukları için son derece minnettarmış.

Ama Ninja Kaplumbağalar’la Kevin Eastman’dan daha çok zaman geçiren veya hayranlarla daha derin bir ilişkide olan başka hiç kimse olmamış. Eastman şunları söylüyor; “Hayranlar, mahcup edici bir noktada inanılmazlar. Çok fazla dili ve kültürü etkiliyor ve bu karakterlerde sevdikleri bir şey buluyorlar. Hiçbir zaman geçmiyor.”

Ninja Kaplumbağalar’ın ortak yaratıcısı olan ve yıllar içinde çok kereler dönüştüklerini gören biri olarak Eastman Mutant Kargaşası’nda herkesin başardıklarından dolayı çok memnunmuş. “Büyük, gürültülü ve gurur verici. Bu adamlar başardı.” diyor.


Filmin mmknmrtb notu:   70   /100