2.4.23

Cocaine Bear / Çıldırmış Ayı

 


1985 yılında bir uyuşturucu kuryesinin uçağının düştüğü, kokainin kaybolduğu ve kokaini bir kara ayının yediği gerçek hikâyeden ilham alan çılgın gerilimde, polis, suçlu, turist ve gençten oluşan tuhaf bir grubun, 230 kiloluk bir yırtıcının kendisini sersemletecek miktarda yediği kokainin verdiği güçle daha fazla saldırı ve kan için katliam yaptığı Georgia ormanına yaklaşmalarını konu alıyor.



Çıldırmış Ayı’da Keri Russell (The Americans), Emmy ödüllü Margo Martindale (The Americans), Emmy ödüllü Ray Liotta (The Many Saints of Newark), Alden Ehrenreich (Han Solo: Bir Star Wars Hikayesi), O’Shea Jackson Jr. (Straight Outta Compton), Jesse Tyler Ferguson (Modern Family), Kristofer Hivju (Game of Thrones), Kahyun Kim (American Gods), Christian Convery (Sweet Tooth), Brooklynn Prince (The Florida Project) ve yeni oyuncu Scott Seiss rol alıyor. 



Yönetmenliği Elizabeth Banks’in (Charlienin Melekleri, Pitch Perfect 2) yaptığı, senaryosunu Jimmy Warden’ın (Bebek Bakıcısı: Katil Kraliçe) yazdığı Çıldırmış Ayı’nın yapımcıları; Oscar® ödüllü Phil Lord ve Chris Miller (Örümcek Adam: Örümcek Evreninde, Ailem Robotlara Karşı) ve Aditya Sood (Marslı), Lord Miller adına, Elizabeth Banks ve Max Handelman (Pitch Perfect serisi) Brownstone Productions adına ve Brian Duffield (Spontaneous). İdari yapımcı Robin Fisichella (Ma).



Cocaine Bear / Çıldırmış Ayı, 31 Mart'ta sinemalarda.. 


Yönetmen


HİKAYE


Efsanenin Arkasındaki Hikaye : Gerçek, Kurgudan Daha Gariptir


11 Eylül 1985 Saat 01.00 civarında önce paraşütçü asker, yarış atı eğitmeni, narkotik polisi, narkotik ajanı, avukat, kokain kaçakçısı olan (ve sözde CIA ajanı da olan) Andrew Carter Thornton II, tam anlamıyla uçurtmadan biraz daha yukarıda uçarken muhtemelen tehdit altına bir dizi cesur karar vermiş ve bir dizi olaya neden olmuş ve şimdi, neredeyse kırk yıl kadar sonra önemli bir sinema filmine konu oluyor. 

Kod adı “Kokain Kovboyu” olan ve “Rambo” karakteriyle ve süslü ayakkabılarıyla hatırlanan Thornton, güney sınırından ülkeye uçakla kokain sokar ve illegal kargoyu Birleşik Devletler’in güneybatısında ıssız alanlara, daha sonra iş ortaklarının yardımıyla alınmak üzere bırakır. 

1980’lerde bu 11 Eylül sabahında Thornton 440 kilo Kolombiya kokaini (sokak değeri: en az 14 milyon dolar) taşıyan, çift motorlu, beş kişilik bir Cessna’ya pilotluk yapıyormuş. Üzerinde kurşun geçirmez bir yelek üzerine haki bir ceket, siyah eldivenler ve gri bağcıklı Gucci ayakkabıları varmış ve Knoxwille, Tennessee’ye doğru gidiyormuş. Yol arkadaşı ise karate eğitmeni, vücut geliştirmeci ve bazen kiralık koruma görevi yapan, Thornton’la yolcuuğa çıkmak için kandırıldığını ve yolculuğun amacını başta bilmediğini iddia eden Bill Leonard varmış. Söylentiye göre kalkıştan önce Bahamalar’da yemek yemişler ve uçuş sırasında Leonard hasta olmuş ve kokpitin her yerine kusmuş.

Thornton’ın uçaklarından kokain atması ve uçaklarının okyanusa batmalarına izin vermesi sıra dışı olmasa da bu yolculukta niyetinin bu olup olmadığı belli değil. Leonard’ın 1990’da The Knoxville News-Sentinel’a verdiği bir röportaja göre Thornton, Floria üzerinden ABD hava sahasına girerlerken peşlerine federallerin takıldığına ikna olmuş ve eyleme geçmiş. Her biri 35 kilo kadar olan, üç çanta dolusu kokaini uçaktan atmışlar. Kuzey Georgia’da Chattahoochee Ulusal Ormanı’na zarar görmeden ineceklermiş. Ardından Thornton, Leonard’a paraşüt kullanmayla ilgili kısa bir bilgi vermiş. Leonard daha önce hiç atlayış yapmamışken onu kapıdan dışarı itmiş. (Leonard güvenli bir şekilde inmiş ve herhangi bir suçla suçlanmamış.) Ama bazı söylentilere göre Thornton, bu olayı Cessna’nın bazı mekanik sorunları olduğu için yapmış ya da kendi sahte ölümünü planlıyormuş. Gerçeği ancak Tanrı biliyor.

Kesin olan şey, uçağın Tennessee, Georiga ile Carolina’lara 8400 fit  irtifayla yaklaştığı, Thornton’ın otomatik pilota geçtiği ve Leonard’ın arkasından gitmeye karar verdiği. Kargo pantolonunun ceplerini 4.586 dolar 76 sent nakitle, altı 1 onsluk altın parayla ve gizli şifrelerin ve telefon numaralarının yazılı olduğu defterlerle dolduran Thornton, profesyonel bir serbest atlayış paraşütü ve iki parça bagajla kendisini daha da ağır yapmış. Bir Browning 9mm tabanca ve yedek şarjörler, bir .22 Derringer, çeşitli mühimmat, gece görüş ekipmanı, yiyecekler, bir bıçak ve bir altimetrenin olduğu gri bir naylon poşet ile her biri 1 kilogram olan (toplam 35 kilogram) 35 adet sarı plastikten kokain paketi içeren ve 3 metrelik bir iple beline bağlanmış siyah bir naylon poşet ile tüm yükün değeri 1.225 milyon dolarmış. Daha sonra gözlüklerini takmış ve Doğu Tennessee’nin karanlık gökyüzüne atlamış (veya belki de başını vurup düşmüş). Cessna saat 01.30 ile 02.30 arasında bir zamanda yaklaşık 100 kilometre uzakta, Kuzey Carolina’da Natahala Ulusal Orman’ında sarmaşık kaplı bir tepeye düşmüş.

Thornton’ın düşüşünde neyin yanlış gittiği bilinmiyor. Polis, paraşütün ana kumaşını cesedinden 800 metre kadar uzakta bulmuş. Donanımdan açılmadan ayrılmış. Yedek paraşütünü açmayı başarmış ama o da işe yaramamış. Çok ağır geldiği söyleniyor. O yüzden Kokain Kovboyu, Knoxville, Tennessee’de bir evin garaj yoluna inmiş ve burnundan ve ağzından kan gelerek ölmüş. Yolun ışık olsun Süslü Rambo. 

Ne yazık ki o uçuşun tek zayiatı Thornton değilmiş. Dört ay sonra, 80 kiloluk bir kara ayının Blood Dağı yakınlarında Chattahoochee yaban bölgesinde dolaşırken Thornton’ın attığı bir çantaya takıldığı, biraz kokladığı ve çantanın içindekileri yemeye karar verdiği keşfedilmiş. Ayının cesedi bulunduğunda yapılan otopsi, beyin kanaması, yüksek ateş, solunum yetmezliği, böbrek yetmezliği ve kalp yetmezliği yaşadığını ortaya çıkarmış. Ayının midesi tepeleme, 15 kilograma yakın kokainle doluymuş. Kanında ise sadece 4 gram şeker bulunmuş. (Internet’e göre aynı kiloda bir insanı öldürmesi için o miktarın neredeyse iki katı kadar olması gerekiyor) 40 sarı plastik paketli, yaklaşık 35 kilo kokaininin olduğu çanta olay yerinde tahrip edilmiş ve boş bir şekilde bulunduğu için yetkililer, çantanın ormana düşmesiyle yetkililerin ayının cesedini bulması arasında geçen dört ayda, Kolombiya talih kuşunun büyük bölümünü insan türü de dahil olmak üzere başka aptal hayvanların da aldığından şüphelenmiş.



Efsaneden Beyaz Perdeye : Çıldırmış Ayı’nın Beyaz Perde Çıkışı


Çıldırmış Ayı’nın 1980’lerin merakından kitleler için çok katmanlı gösterisine dönüşümü dört yıl önce senaryo yazarı Jimmy Warden’ın yazarların en iyi yaptığı şeyi yapmasıyla başlamış: Yazmamakla. Warden şunları söylüyor; “Başka işlerle oyalanıyordum, Twitter’da veya Instagram’da dolaşıyordum.” Biraz daha araştırmasına ilham veren bir hikaye parçasına rastlamış. “Kör bir kuyuya girdim ve hikayenin tamamını öğrenene kadar linklere tıklamaya devam etim. Hayal kırıklığına uğramadım.”

Warden ham bilgileri ekranından okumuş, en çok ilgisini çeken de rezil bir uyuşturucu kaçakçısının sefil seyahatleri değil de kokainle kafa yapmış bir hayvana ne olduğu sorusu olmuş. Warden, Reddit’te şöyle bir mesaja denk gelmiş; “Ayının herhangi bir kıtanın en tehlikeli uç yırtıcısı olmasıyla ölümü arasında muhtemelen beş dakikalık bir boşluk varmış.” Ve fikir doğmuş.  

Warden şunları söylüyor; “Bu, filmi yazmak için ilham oldu. Ama sadece ayıyı aşırı doz uyuşturucudan öldürmeyeceğimi biliyordum. Bu iç karartıcı olurdu. O yüzden onun yerine bir sürü insanı öldürmeyi düşündüm. Bu senaryoyu yazmak inanılmaz bir yolculuktu. Çıldırmış ayının hikayesine rastladığım anda onu yazmam gerektiğini biliyordum. Nasıl yazmayabilirdim ki? Kokain çekmiş bir ayının ormanda insanları öldürmesi için farklı yollar hayal etmek, yazarken en çok eğlendiğim senaryo oldu.”

Warden’ın senaryosu sadece Andrew Carter Thornton II’nin bir ulusal parka kokain atması olayını anlatmak konusuna sadık kalmış. Bu kara komedideki diğer her şey kurgu olmuş. Warden, şanssız 80 kiloluk bir ayının müthiş metabolizması olan 220 kiloluk bir ölüm makinesine dönüştürmüş. Chattahoochee’yi ayısına verdiği ad olan “Cokey”nin dehşet saçması, yemesi, etli çatışmalarla ve sulu kişisel amaçlarla her biriyle karnını doyurması için derleme insanlarla doldurmuş. Bu insanların arasında 1) ormanda kayıp kızını ve kızının aşık arkadaşını arayan bekar bir anne, 2) bir PETA müfettişinin kalbini çalmaya çalışan bir orman korucusu, 3) trajik bir kayıptan sonra arkadaşlıklarını onarmaya çalışan bir çift suçlu, 4) Bir Maltese ile duygusal bir ilişkisi olan bir dedektif, 5) Norveçli dağcılar, cesur paramedikler, 20. yüzyıl Fransız konsept sanatçısı Marcel Durhamm’dan etkilenen entel dantel görünmek isteyen bir çete ve daha fazlası yer alıyor. Warden’a 1980’ler hikayesini yazarken ilham veren ayrıca 80’ler filmlerinin sıradan insanların sıra dışı, açıklanamayan şeylerle karşılaştıkları Amblin tarzı kaçışı olmuş. Şunları söylüyor; “Steven Spielberg filmleri çocukluğumda beni çok etkiledi. Yüksek konsept tehlike filmini çok sevdim. Ama gerçek dünya zorluklarıyla karşılaşan gerçek karakterlerle.”

Warden, projede kendisine danışmanlık vermesi için arkadaşı, yapımcı Brian Duffield’a (kendisi de senaryo yazarı olan) başvurmuş. Duffield, filmi, Reagan dönemi Amerikası’nın acımasızca alegorik bir eleştirisi olarak görmüş. Özellikle de şüpheli Uyuşturucuyla Savaş, yağmacılık ve yıkım sahnelerini. Ayrıca “çok fazla kokain yiyerek çok fazla hayatı mahveden bir ayı hakkında” olduğunu söylüyor.” 

Duffield, senaryoyu Lord Miller için yapım müdürü olan yapımcı Aditya Sood’a önermiş. Kendisi bir gece okuyup ertesi sabah kabul etmiş. Sood şunları söylüyor; “Jimmy’nin o ana kadar yazdıkları, Çıldırmış Ayı isminde bir filmden çok daha fazlasıydı.” Başarısı Warden ve Oscar ödüllü yapımcılar Phil Lord ve Christopher Miller’ın yeniden bir araya gelmesini sağlamış. Warden, hit filmleri Liseli Polisler’de yapım asistanı olarak görev almış. “her zaman şaka olarak çalıştığımız filmleri gördüğümüzü söyleriz ve en iyi şakanın Çıldırmış Ayı isminde çok iyi bir film yapmak olacağını düşündük. Jimmy yaptığı iş konusunda çok düşünceli. Bu filmin inanılmaz bir yanı da ayının çok fazla katliamı olsa da gerçekten çok hoş bir film olması.”

Lord ve Miller’ın bu şakayı yapmaları için sadece eğlendirici bir vahşi hayvan şiddetini hayata geçirmekle kalmayıp aynı zamanda zorlu tavırları ve ruh hallerini de ele alabilen bir yönetmene ihtiyacı varmış. Çok iyi tanıdıkları bir yeteneğe yönelmişler; Pitch Perfect 2 ve Charlie’nin Melekleri (2019) filmlerini yöneten ve ünlü bir oyuncu olarak Lord-Miller’ın iki LEGO filmi de dahil olmak üzere her film türünde çalışmış olan Elizabeth Banks’e. Miller şunları söylüyor; “Elizabeth, uzun süredir arkadaşımız ve onunla aramızda çok iyi bir iletişim vardır. İşin her yönünü bilir. Oyuncularla arası çok iyidir. Filmleri çok zekice düşünür. Yani gerçekten olağanüstü biridir.” 

Banks, Lord ve Miller’la yeniden çalıştığı için heyecan duymuş. “Birbirimizi mizahlarımızı çok iyi anlayacak kadar iyi tanıyoruz.” diyor. Aynı zamanda filmi yapım ortağı ve eşi Max Handelman’la birlikte yapmayı da kabul etmiş. “Phil, Chris ve ben, hepimiz senaryoda aynı şeyi gördük ve atmosfer veya espriler konusunda aynı noktada olmak konusunda hiçbir zaman endişelenmemem gerek olmayacağını biliyordum. Kusursuz bir zevkleri var. Kesinlikle çok büyük hayranlarıyım.”

Senaryo yazarı Warden için deneyim, bir rüya senaryo olmuş. “Böyle bir şey yazmak ve sonra da dünyanın en yetenekli insanlarının onu hayata geçirmek için sahip oldukları her şeyi ortaya koymasını izlemek gerçek üstü. Elizabeth’in yönetmenliğinden harika yapımcı grubuna, göz alıcı koyuncu kadrosuna ve ekibe kadar herkes Cokey’i beyaz perdeye taşımak için çok güzel bir iş çıkardı.”



Elizabeth Banks Yönetmen Koltuğuna Geçiyor : Bırak Gülsünler (ve Çığlık atsınlar)


Elizabeth Banks, 70’lerin sonlarına ve 80’lere ait filmleri izleyerek büyümüş ve Çıldırmış Ayı’nın o döneme gönderme yapma ve ayrıca izleyicilere komik, kanlı ve eğlenceli bir yolculuk sunma potansiyelini hemen görmüş. Şunları söylüyor; “Biz izleyici ve film yapma hevesi olan biri olarak ben korkuyu ve komediyi bir arada her zaman severim. Korku ve komedi bana göre bir paranın iki ayrı yüzü gibidir. Yapabileceğiniz en iyi şey izleyiciyi gerçekte bir eğlence trenine bindirmek, güldürmek, kahkahalar attırmak ve yerlerinden zıplatmaktır. Bu filmi yaparken de amaç buydu. Bunun gerçek bir komediyi kahkaha anlarıyla, gerçek bir şüphe duygusu, çok fazla kanlı an ile yapmak ve bu ayının birilerini mahvedeceğine dair büyük, parlak fikirle iyi zaman geçirmek için bir fırsat olduğunu düşündüm.”

Kara komediyle korkunun bu karışımı beyaz perdede ender olur. Çoğunlukla da başarılı bir şekilde yapmanın çok zor olmasından dolayı. Film fazla korkunç olursa komedi yerini bulmaz. Fazla abartılı olursa izleyici hiçbir zaman korkuyu hissetmez. Ama Banks bu zorluğa hazır olmakla kalmayıp aynı zamanda çok da hevesliymiş. “Bende bir film yapımcı olarak en iyi yaptığım şey atmosferin ince çizgisinde yürümek olmuştur. Özellikle komedi yaparım ama onları başka filmlerin içine yerleştiririm. İlk filmim Pitch Perfect 2, müzikalin içindeki bir komediydi. Charlie’nin Melekleri aksiyon filmin içindeki komediydi. Bu da bir korku filminin içindeki komedi. Coen kardeşlerin Kötü Ruh’ta yaptıkları gibi özel ve benzersiz bir şey yapabiliriz diye düşündüm.”

Ayrıca çok fazla görsel efekti olan bir filmde çalışma fırsatıydı. “Yönetmek istememin nedenlerinden biri de buydu. Bence birçok kadın yeşil ekranda ve aksiyonda bir şeyler yapma fırsatını bulamıyor. Çünkü kadınların o konularla ilgilenmediğine dair bir varsayım var. Bunun bir mit olduğunu kanıtlamak istedim. Bunu yapmayı isteme sebeplerinden biri de buydu. Meydan okumayı severim. Ve gerçekten yeni yetenekler edinmeyi de çok istedim.”

Süreç boyunca özel efektler test detaylarından çok memnun kalmış. “Film yapma konusunda en sevdiğim şeylerden biridir. ‘Bu nasıl olacak? Kan ne kadar yoğundur? “Bağırsaklar ne kadar kalındır? Beyin ne kadar yoğundur? Kokain neye benzer? Üflediğinde veya kokladığında nasıl hareket eder? Kokain balyaları ne kadar büyük olur ve kestiğimizde nasıl görünür?’ Her şey çok sayıda toplantıda bıktırıncaya kadar konuşulur ve böylece her şeyi ayarlayıp hayata geçirebiliriz.”

Kana, bağırsaklara, üflemeye ve kahkahalara ek olarak film ayrıca zengin bir oyuncu kadrosuna da sahip. Banks şunları söylüyor; “Bu insanların yapacağı çok şey vardı. Hiçbiri kokainle kafayı bulmuş bir ayıyla uğraşacak noktada değil. ”Özellikle Brooklynn Prince’in oynadığı ergenlik öncesinde olan Dee Dee karakteri Banks’in  Pittsfield, Massachusetts’te geçirdiği çocukluk anılarını canlandırmış. “Dee Dee, 1985 yılında 12 yaşında. Ben de öyleydim. Küçük bir kasabada yaşıyordum ve okula giderken ormanın içinden yürüyordum. O ormanda çok fazla maceramız oldu! Birinde bir arı kovanına rastladığımızı ve “Hadi taş atıp ne olacağına bakalım.’ Dediğimizi hatırlıyorum. İnanılmaz olaylar.”

Şimdi iki çocuğu olan Banks kendisini aynı zamanda Keri Russell’ın canlandırdığı Dee Dee’nin annesi Sari’nin yerinde de görmüş. “Ben 12 yaşında bir çocuk annesiyim ve Sari’ye ve hayatta çocuklarınız sizin yerinize arkadaşlarını tercih ettiği için onlardan koptuğunuzu hissettiğiniz dönemde olan bir ebeveynim. Onlarla geçirdiğiniz zaman giderek kısalır ve aynı zamanda kendi hayatınızı da yaşamaya çalışarak çok iyi bir anne olmaya çalışırsınız. Yani senaryonda Dee Dee ile Sari’nin mutfakta olduğu çok güzel olan ilk sahnesinden itibaren filmde hayatımdan bir anı temsil edecek gerçek bir fırsat olduğunu düşündüm.” Elbette kokain, ayı, kan hariç.



KARAKTERLER


AİLE

Sari – Keri Russell
Dee Dee – Brooklynn Prince 
Henry - Christian Convery


Keri Russell’ın oynadığı Sari, cesur yetenekli bir hemşire. Boşanmış ve erken gelişmiş 12 yaşındaki kızı Dee Dee ile endişe verici bir ilişkisi var. Talihsiz bir sonbahar gününde Dee Dee, kendisinden çok hoşlanan arkadaşı Henry (Christian Convery) ile birlikte prestijli bir sanat kampına kabul edilmek için kullanacağı, Blood Dağı yakınındaki bir şelalenin resmini yapmak ve için okulu kırar. Sari, kızının ne yaptığı ve nereye gittiği konusundaki parçaları birleştirdiğinde meşhur deyişteki gibi kayıp yavruların peşinden gider ve kendisi de azılı bir anne olarak Georgia’nın en yeni, en tüylü kokain bağımlısıyla bir çatışmaya girer. 

Banks, Çıldırmış Ayı’nın ana kahramanının canlandırması için Felicity ve The Americans’daki ikonik rolleri olan Russell’ı seçmiş. Maymunlar Cehennemi Şafak Vakti’indeki rolünde vahşi hayatın çılgına dönmesi konusundaki tecrübesinin onu duygusal ve stratejik zeka ve aksiyon kahramanı becerileri gerektiren bir rol için çok iyi hazırladığını söylemeye bile gerek yok. Banks şunları söylüyor; “Sari’nin son derece gerçekçi bir oyuncuya ihtiyacı vardı. İzleyiciye göz kırpacak birini istemedim. Kızını bulmak istediğine inanabileceğiniz birini istedim. Keri’yle filmde yaptığı her şeyden dolayı filmin atmosferini seveceğini biliyordum. Ama ayrıca çok gerçekçi oynayacaktı ve izleyicinin onu desteklemek isteyeceğini de biliyordum. Yani Keri Russell’ı kim sevmez ki?”

Russell, Çıldırmış Ayı’nın hayatına dünya pandemi uykusundayken girdiğini söylüyor. “Tuhaf birkaç yıldı. Hepimiz kozalarımızdaydık. Benimki çocuklarla, yemek yapmakla ve temizlikle doluydu. Senaryoyu aldım ve muhteşemdi. Kız arkadaşlarımla oturup ‘Aman tanrım, bir senaryo okudum ve çok komikti’ dediğimi hatırlıyorum. ‘Bu filmi kabul etmezsen artık seninle arkadaş olmayacağız.” dediler. 

Başka bir yanı da filmde Korucu Liz’i canlandıran Americans’daki rol arkadaşı Margo Martindale ile yeniden bir araya gelmekmiş. “Margo bana mesaj attı ve ‘Bu filmi yapıyor musun?’ diye sordu. Ben de ‘Sen yapıyor musun? Şimdi kesinlikle yapıyorum.’ Dedim”. (Americans’ın yeniden bir araya gelmesinin yanı sıra Russell’ın gerçek hayattaki kocası Matthew Rhys da filmde Andrew Thornton II karakteri olarak konuk oyuncu rolünde.

Ne şans ki Russell, filmdeki ilk sahnelerini Martindale ve bir hayvan hakları aktivisti olan Peter’ı canlandıran Jesse Tyler Ferguson ile birlikte oynamış. “Çekimin ilk yarısında ben, Margo ve Jesse ormanda kokain çekmiş bir ayıya karşılık veriyor ve gülmemeye çalışıyorduk. Onlarla birlikte çalışmak çok keyifliydi ve tüm deneyimimi güzelleştirdiler.” Diyor Russell.

Russell ekibi katıldıktan sonra Banks, Sari’nin kızı Dee Dee’yi ve Dee Dee’ye aşık olan arkadaşı Henry’yi seçme görevine yönelmiş. Bir masal kahramanı arayışı olmuş çocuk oyuncular çok küçük ya da çok büyük olamazmış. O yaştaki çocukların masumiyetiyle yeni gelişen özgürlüğün, maceraperestliğin ve zorlu karışımını yakalamak için gerektiği kadar olmalıymış. Ama aynı zamanda yetişkin konularını ele alacak ve mizahı yansıtacak kadar olgun ve profesyonel olmalıymışlar. Yapımcılarla stüdyo arasında karakterleri ergenlik yaşına çıkarmak konusunda bazı görüşmeler olmuş. Ama Banks filmin gerçekten başarılı olması için daha küçük olmaları gerektiğini düşünmüş. Şunları söylüyor; Masumiyetleri mizah için ve yaşanan çılgın yetişkin olayları için gerekli ve bence film de bunu kanıtlıyor. Brooklyn ve Christian geldiler ve başardılar.” 

2017’de The Florida Project ile ilk çıkışını yapan ve daha sonra korku filmi THe Turning ile Apple TV+ gizem dizisi Home Before Dark’ta rol alan Brooklynn Prince için Çıldırmış Ayı, biraz rahatlamak ve ebeveynlerinin yerine geçmek için bir fırsat olmuş. Şunları söylüyor “Annem ve babam 80’lerde büyümüş. O yüzden onların döneminde büyümek gibiydi.” 

Dee Dee, erken MTV dönemi tarzı ve pop saplantılarının, renkli Keds’lerin, Madonna tarzı bileziklerin, Wlak Man kulaklığında Duran Duran’ın bir karışımı. Prince, ilk komedisinde oynama ve profesyonel rol model olarak gördüğü Banks’ın yönetmenliğinde oynama fırsatından keyif almış. Şöyle söylüyor

 “Büyüdüğünde olmak istediğim kişi Elizabeth. Ben bir oyuncuyum ve bunu seviyorum ve büyüyünce de oyuncu olmak istiyorum ama aynı zamanda yönetmen de olmak istiyorum. O yüzden ona bakıyorum ve tam bir patron gibi. İlk gün smokinle geldi ve ‘Kızım harikasın.’ diye düşündüm. Elizabeth komediyle oynamamıza izin vermek konusunda çok iyi ama aynı zamanda bize temel kuralları da veriyor. Onu güldürebildiğim zamanlarda çok mutlu oluyordum. ‘Tamam. İyi yaptım.’ Diyordum.”

Filmin başında Dee Dee ve arkadaşı Henry okulu kırıyor ve ormana gidiyorlar. Kokaine ve ayıya rastladıktan sonra iki çocuk ayrılıyor. Sari, Henry’yi bir ağaçta bulduktan sonra ikisi birlikte Dee Dee’yi kurtarma görevine çıkıyor. Convery için ağaçta mahsur kalmak Çıldırmış Ayı deneyiminin birçok ilgi çekici noktasından biri olmuş. “Ağaca tırmanırken, kırılan bir daldan düşüp sonra kendimi tutarken ve bir şeyler atlarken bir donanım takmam gerekti. O sahneyi çok sevdim çünkü Çıldırmış Ayı beni de yakalamaya çalışıyordu ve onan kamam gerekiyordu. Çok gergindi. Çok sevdim.”



SUÇLULAR


Daveed – O’Shea Jackson, Jr.
Eddie – Alden Ehrenreich
Syd – Ray Liotta


Gerçek dünyada Andrew Carter Thornton II, Şirket adıyla bilinen geniş bir kokain kaçakçılığı ağının, Jamiel “Jimmy” CHagra adıyla bilinen önemli bir oyuncusuymuş. Çıldırmış Ayı’da Thornton’ın çalışan Syd (Ray Liotta), St. Louise’de bulunan bir uyuşturucu elebaşıdır. Mobil ofisi genellikle bir fast food restoranıdır. Syd, oğlu Eddie’nin (Alden Ehrenreich) oğluna bakmaktadır. Çünkü Eddie kötü bir dönem geçiriyordur. Karısını kanserden kaybeden Eddie, depresiftir ve acılarıyla kendini içkiye vermiştir ve ailedeki rolünü yeniden düşünmektedir. 

Thornton, kokaini Georgia ormanına bırakır ve Syd’e bıraktığı yeri söyleyemeden ölür. Syd’in malı alacak birine ihtiyacı vardır. Edde’nin kendine acımasından dolayı öfkelenen ve Eddie’ye işi tek başına halletmesi konusunda güvenmeyen Syd, en güvendiği adamını ve Eddie’nin eski kankası Daveed’i (O’Shea Jackson, Jr.) Eddie’yi içkiden uzaklaştırmak ve kokaini almakla görevlendirir. Sonuçta bağ kurma, katarsis ve çıldırmış ayıyla ilgili kargaşa yaşanır.

Filme Han Solo Bir Star Wars Hikayesi’nde Chewbacca’nın partnerini oynadığı için tüylü hayvanlar ve öfke sornları konusunda deneyimli olarak gelen Ehrenreich şunları söylüyor “Hikayemiz bir kayıp sonrası birbirinden uzaklaşan iki yakın arkadaş arasındaki bir aşk hikayesi. Bir ayının çok fazla kokain yediği ormanda yaşanan tuhaf olayların içinde geçiyor. “Benim için filmin çekici yönü çok tuhaf olmasıydı. Büyük bir film stüdyosunun bu kadar tuhaf ve eğlenceli bir film yapması çok sıra dışı. Jaws’ın çok tuhaf bir versiyonu gibi.”

Jackson, kadroda yer almadan önce Çıldırmış Ayı’nın fanıymış. “Twitter’daydım ve Elizabeth Banks’in Çıldırmış Ayı isminde bir film yaptığını gördüm ve acayip biri ismi var diye düşündüm.” Çıkış filmi Straight Outta Compton’dan bu yanda giderek artan film deneyimleri arasında insanlığın aptallığıyla tehlikeli bir şekilde zenginleştirilmiş olan garip yaban hayatını konu alan Godzilla II Canavarlar Kralı da yer alıyor. “Hikayeye baktım, çılgınca olacağını gördüm ve reteweetledim falan. Kamera arkasında beni istediklerinden hiç haberim yoktu.”

Jakson, senaryoyu okuduktan sonra Daveed’i oynamak üzere kadroya katılmış. Ama karakterin bir kurtarıcı hikayesi olmasını istemiş. Banks sadece kabul etmekle kalmamış aynı zamanda film için daha iyi olacağını da düşünmüş. Warden’la birlikte kast ve performans seçimleri sonucu olarak yaptıkları senaryo değişikliklerinden sadece biriymiş. “Daveed, Çıldırmış Ayı’nın Grinç’i. Filmde kalbi dört kat büyüyor. Patronunu kötü adam olarak görüyor ve onun yerine arkadaşını seçiyor. Hepsi O’Shea’nın fikriydi.”

Ama Daveed’in Çıldırmış Ayı’daki kurtuluşundan acı çekmediğini ya da Jackson’In onu oynarken acı çekmediğini söyleyemeyiz. Filmin ana aksiyon sahnelerinden biri olan, İrlanda’da rüzgarlı, soğuk bir günde çekilen çardaktaki silahlı çatışmayı çekerken özellikle acınasıymış. Jackson şunları söylüyor: “Yapay kandan nefret ederim. Daha az kanla daha çok film yapabilseydim yapardım. Çünkü yapışkandır ve rüzgar gelince kurumaya başlar. İrlanda’ya hiç gittiniz mi bilmiyorum ama orman inanılmaz rüzgarlı. Çok fazla siyahi tanıdığınız var mıdır bilmem ama bir orman sevmeyiz. O yüzden bana karşı iki güç vardı. Rüzgar ve orman. Ayrıca yapay kan ve bir de eşek arıları vardı. İrlanda’da arı olduğunu sanmıyorum. Çünkü hepsi eşek arısı. Eşek arıları da şekerli, yapay kanlı mısır şurubunu çok sever. Beysbol tişörtünü çıkarıp elimin etrafına sarmak zorunda kalıyorum çünkü birkaç parmağım vurularak kopuyor. Yani orada 50 Cent gibi bir atletle, rüzgarda, kurumuş kanla kaplı bir halde eşek arılarını kovalıyordum. Bütün gün sinirliydim.”

Açıklayıcı olması açısından Jackson için sette birçok mutlu gün olmuş. Son performanslarından birinde Ray Liotta’yla birlikte oynamanın yıldız çarpması etkisi de bunlara dahilmiş. “Vay canına. Orada duruyor ve bizim gibi nefes alıyor” diyor Jackson.

Banks, Sıkı Dostlar’ın efsanesiyle 2011 filmi The Detalls’da birlikte çalışmış ve Liotta’nın küçük ama önemli Syd rolüne güçlü duruşunu sergilemeyi kabul ettiği için de minnettar olmuş. Özellikle de sahnelerinde zorlu özel efektler yer aldığı için. Şunları söylüyor; “Tüm zamanların en iyilerinden biri. Ray’in filme katılmasının çok önemli olduğunu düşündüm.” Liotta 26 Mart 2022de 67 yaşında ölmüş. “İlk dakikadan itibaren bana güvendiği ve her şeyi kabul ettiği için çok şanslıydım. O kadar anda oluyor ki sizi bu macerada, o muhteşem yerlerde olduğunuza inandırıyor. Ray Liotta’nun o karakteri gerçekçi olmasını sağlamasına ihtiyacım vardı. VE yaptı. Biliyor musunuz? Komik de.”



YETKİLİLER


Bob – Isiah Whitlock Jr.
Ranger Liz – Margo Martindale
Peter – Jesse Tyler Ferguson
Officer Reba – Ayoola Smart
Beth – Kahyun Kim
Tom – Scott Seiss 


Eddie ve Daveed (ve sonunda Syd de) kokaini bulmak için Chattahoochee Ulusal Ormanı’nı araştırırken Yerel dedektif Bob (Isiah Whitlock Jr.), emekli olmadan önce yıllardır devam eden Syd’in suç ailesini ele geçirme görevini tamamlamak için mücadele etmektedir. Bob’ın köpeği Rosette’e (filmde New york ve Paris adlı iki Maltese tarafından oynanıyor) takıntılı bir sevgisi vardır. Bob’ın Syd avı seferi, kendisini ormana götürdüğünde Rosette’i çaylak bir polis memuru olan Memur Reba’ya (Killing Eve’den Ayoola Smart) emanet eder.

Kadronun birçok üyesi gibi 40 sinema ve TV kariyerinde HBO’da The Wire’ın da yer aldığı ve Spike Lee ile sıkça birlikte çalışan olan Whitlock da Çıldırmış Ayı’nın arka planındaki gerecek hayat hikayesi hakkında hiçbir şey bilmiyormuş. O yüzden başta filmin isminin ironik olduğunu düşünmüş. Şunları söylüyor; “Senaryoyu ilk okuduğumda kokainle ya da ayıyla bir ilgisi olduğunu hiç düşünmedim. Başka bir film için tuhaf bir metafor olabileceğini düşündüm. Hayır. Bu kokain veya ayı hakkında değil.”

Ama senaryoyu okudukça aşırılığın içine gizlenmiş düşünceliliği görmüş. Bob, Rosette’le olan ilişkisinde ve sonra Cokey’le olan çekişmesi insanlığın doğayla olan sorunlu ilişkisini ve daha az önemli ve zarar görmüş yaratıklara daha çok ilgi göstermenin yaşamın tüm formları için empatiyi beslediğini anlatıyor. Ama hala o konularda gelişmekte olduğunu itiraf ediyor. Örneğin; “Ben köpek sever biri değilim. Film için bu köpeklerle çalışmaya başladığımda ‘Belki de bu o kadar kötü değildir.’ Diye düşündüm. Ama sanırım biraz zaman alacak diye düşünüyorum.” New York’lu olan Whitlock, aynı ismi taşıyan, şımartılmış köpek partnerinden hiç etkilenmediğini itiraf ediyor. “Rosette’i gördüğünüzde bu hiç de New York değil, diyeceksiniz.” Diyor. “Bu köpeğin adı Rodeo Drive olmalı. New York mu? Hayır, üzgünüm.”

Bob, Syd Ekibi’nin izini sürerken Korucu Liz de (Margo Martindale) bölgesini her tür yırtıcıdan korumaya çalışır. Bir yandan da hayvan hakları aktivisti olan ve gözleri arkadaşlarım dediği ormandan ve hayvanlardan başka bir şey görmeyen, potansiyel eşi Peter’ı cezbetmek için her yolu dener. Üç kez Emmy ödülü (Justified, The Americans) olan Martindale ile beş Emmy adaylığı olan (Modern Family) Ferguson, filmi büyük ölçüde birbirlerinin karşısında oynayacakları için kabul ettiklerini söylüyorlar. Bu da karakterler arasındaki kopukluğun ironik olmasına sebep oluyor. Liz, Peter’a aşıktır. Peter, en kibar deyişle bihaberdir. Martindale şunları söylüyor; “Korucu Liz, ona takıntı yapmış ama aralarında olduğu şey her ne ise hepsi sadece zihninde.” 

Liz’in Blood Dağı’nın doğal yollarında gezerken Peter’a kur yapmakla ilgili romantik planı Sari’nin (Keri Russell) çocukları aramak için yardıma ihtiyacı olmasıyla bozulur. Sari, yardım istemek için geldiğinde Peter seve seve yardımcı olmak ister. Liz ise o kadar hevesli değildir. Ferguson şunları söylüyor; “Liz ve Peter patika yollarda dolaşacaklardı ama şimdi üçüncü biri daha var. Peter, bunu yeni ve hoş bir hanımla tanışma fırsatı olarak görüyor. Liz ise Sari’yi aşk işine taş koyan bir engel olarak görüyor. Ama filmin adından da anlaşılacağı gibi bir noktada ayıyla karşılaşıyorlar ve ayı çok tuhaf davranıyor. Peter’ın bu yaratıktan dolayı kafası çok karışıyor. Bu onun arkadaşı! Ve bu arkadaş, bir arkadaşın başka arkadaşlara yapmayacağı şeyler yapıyor!”

Ferguson,arkadaş ve Modern Family’de tekrar tekrar birlikte oynadıkları rol arkadaşı Elizaberth Banks tarafından yönetilme fırsatının ve rolün fizikselliğinin de kendisi için artı olduğunu söylüyor. “Liz (Banks) eski dostlarımdan biri ve Modern Family’de yedi bölüm boyunca en iyi arkadaşımı canlandırdı ve o rolüyle bir Emmy adaylığı aldı. O yüzden bu iş için beni aradığında “Senin bir ağaçta bir ayı tarafında baş aşağı hırpalanmanın ilişkimizin bir sonraki adımı olacağını düşündüm.” Dedi. Ben de hep 11 yıl boyunca televizyonda oynadığım insanlardan uzaklaşmak için bir fırsat arıyordum. Yani bu kesinlikle benim için bir fırsat oldu.”

Ferguson, Çıldırmış Ayı’da dublör kullanmak istemese de Martindal kullanmış. Cokey’nin Korucu Liz ve iki paramedik Beth (KAHYUN KIM, American Gods) ve Tom’ı (komedyen ve TikTok fenomeni SCOTT SEISS, “Angry Retail Guy”) kovaladığı korkunç sahnenin çekimleri özellikle zormuş. Çok fazla kan dökülmüş ve bu da başka şeylerin yanı sıra Martindale’in bir donanıma bağlanıp yerde sürüklenmesini gerektirmiş. Martindale bu konuda çok heyecanlanmamış. “Elizabeth’e ‘Bunu, bunu ve bunu yapmak zorunda kalacağımı bilmiyordum!’ dedim. Elizabeth de ‘Ama senaryoyu okudun!’ dedi. ‘Biliyorum ama özel efektler sihriyle yapılacağını sanmıştım!’ dedim. Sonunda özel efektler ekibi Martindale’e özel bir donanım tasarlamış ve Martindale de yönetmenine güvenmiş. Şunları söylüyor; “Elizabeth inanılmaz organizedir. Ne istediğini çok iyi bilir. İleri görüşlüdür ve her şeyi kafasında çok net görür. Detaycılığı beni büyüler. Bence bu onun yeteneği.”



DUCHAMP’LAR


Kid (Stache) – Aaron Holliday
Vest – J.B. Moore
Ponytail - Leo Hanna


Korucu Liz’in yabani ofisindeki berbat, hiç iyi olmayan, çok kötü günü ormanda koşturan, insanları bıçaklayıp soyan bir çocuk çetesi tarafından daha da kötüleşir. Panklar, kendilerini kargaşa faktörleri olarak görür ve bu konuda gerçekten de iddialılar. Çünkü çetelerine bulduğu objeleri sanata dönüştüren, muzip Fransız Dadaist ressamın adıyla Duchamp’ler derler. İnsanları bıçaklamadıkları zamanlarda Pop Art hakkında kitaplar okurlar. Duchamp’lerden nefret etmek çok kolaydır. Onları tanımlaması istenen yapımcılar Phil Lord ve Chris Miller bir liste yapmış:

“Duchamp’ler sanat temalı bir zalim bir çetedir.”

“Holiganlar.”

“Sorun yaratırlar.”

“Dalavereciler.”

“Üçkağıtçılık!”

“Bu adamlar başlarına gelen her şeyi hak ediyorlar.”

Duchamp’lerin isimleri yok ama Stache (Euphoria’da Aaron Holliday), Vest (J.B. MOORE, Young Wallander) ve Ponytail (LEO HANNA, Wolf) olarak biliniyorlar. Üçü arasında Stache, Kid olarak da biliniyor ve filmde 15 dakikadan uzun süre kalmayı başaran yalnızca o oluyor. Stache, Eddie-Daveed hikayesinin önemli bir bölümünü oluşturuyor. Çünkü kokainin yerini ya da nerede zulalandığını biliyor. Holliday şunları söylüyor; “Çıldırmış Ayı, aslında Stache bölümünün tanıtıcı kısmı. O yüzden hepsini sindirin ve gelecek olaylara hazır olun.” Şaka yaptığını varsayıyoruz. “Karakterim beş para etmez bir çocuk suçlu. Çok fazla belaya bulaşıyor. Stache düşündüğünüzden daha akıllı ama aynı zamanda belki de değil. Sadece sersem ve hayal dünyasında yaşadığı için mi paçasını kurtarıyor? Yoksa gerçekten bir dahi ve ölmekten kurtuluyor. Sizin karar vermeniz gerekecek.”

Daha ciddi olan Çıldırmış Ayı’yı “Fargo’nun Jurassic Park’la buluşması”na benzeten Holliday’in sanatsal, afacan çocuk suçluda derin bir şeyler görmesi. “Çıldırmış Ayı, travma hakkında. Travmalardan besleniyorsunuz ve gerçekte size ait olmayan şeyler yapıyorsunuz ve çevrenizdeki herkesi sevdiğiniz insanları uçurumdan aşağı itecek kadar dehşet saçıyorsunuz ve o anda yardıma ihtiyacınız olduğunu fark ediyorsunuz. Bence Çıldırmış Ayı’nın verdiği asıl ders bu.”


TURİSTLER


Olaf (Kristoffer) – Kristofer Hivju
Elsa – Hannah Hoekstra


Çıldırmış Ayı’nın alçakça tuhaf dünyası aslında Game of Thrones’dan Kristofer Hivju’nun canlandırdığı Norveçli dağcılar Olaf (Kristoffer olarak da bilinir) ve Elizabeth Banks’le birlikte Charlie’nin Melekleri’nde rol alan Hannah Hoekstra’nın oynadığı Elsa tarafından tanıtılıyor. Olaf ve Elsa düğün planlamanın stresine ara vermek için Chattahoochee’de tatil yapan, nişanı bir çift. Spoiler Uyarısı: En azından içlerinden biri kiliseye vaktinde gidemeyecek. Game of Thrones’da kaba, Özgür Topluluk savaşçısını oynayan Hivju şunları söylüyor “Çıldırmış Ayı beyaz perde için kusursuz bir biçimde yapıldı. “Arkadaşlarınızla birlikte keyif alabileceğiniz her şeye sahip. Korkunun, çılgınlığın tadını çıkarabileceğiniz ve belki de sadece bir hayatınız olduğunu hatırlatacak ve takdir etmenizi sağlayacak bir film. Çünkü ne zaman kokainle kafayı bulmuş bir geyik ya da eroin almış bir fareyle karşılaşacağınızı bilemezsiniz.”



AYI


Elizaberh Banks ve yapım ekibinin Çıldırmış Ayı’nın yapımında karşılaştığı en büyük zorluk “Çıldırmış Ayı” kısmını doğru yapmak olmuş. Film için hiçbir gerçek ayı kullanılmayacakmış. O yüzden hayanın yapılması gerekiyormuş. Banks şunları söylüyor; “Ayı gerçek olmayacaksa, izleyiciyi sahte görünen bir ayı yüzünden kaybedersek filmin hiç başarılı olmayacağını biliyordum. O yüzden bu ayı için işinde en iyi olanların çalışması gerekiyordu.” Yüzüklerin Efendisi, Avatar ve Maymunlar Cehennemi serisindeki çalışmalarıyla bilinen Yeni Zelandalı özel efektler şirketi Weta, ana karaktere can vermek üzere devreye girmiş. Banks şunları söylüyor; “Atmosferi anladılar ve bir ayının kokainle kafayı bulduğu için gerçekten ilginç davranabileceğini anladılar. Bu ayının süper gücüydü ve ayımıza gerçekten verebileceğimiz sihirdi.”

İlk adım, Cokey’nin görünümüne karar vermek olmuş. Banks, foto gerçekçi, National Geographic doğa belgeseli kalitesinde bir ayı istemiş. Ursidae familyasındaki bir düzine farklı türü düşündükten sonra Banks ve şirket hayvanlarını bir dişi güneş ayısına dayandırmaya karar vermişler. Güneş ayısı, ağaçları sever, mükemmel tırmanma yeteneği olan, tıknaz fizikli, siyah kürklü, güneşten açılmış kızıl tonları olan, kaslı kollara ve bacaklara sahip, keskin, kıvrık pençeleri ve kısa burnu olan bir etobur. Bilim bize kısa burnu olmasının dövüşte ve avcılıkta önemli olduğunu ama aynı zamanda hayvanın koku duygusunu sınırladığını ve sonuç olarak tüketmesi kendisi için güvenli ve sağlıklı olan doğal orman yiyecekleriyle mesela kokaini ayırt etmesini zorlaştırdığını söylüyor. 

“Güneş ayısı dış görünüşüyle kafası iyi gibidir.” Diyor Weta FX görsel efektler süpervizörü Robin Hollander (Eternals). “Orantısızlardır. Uzun dilleri vardır ve yemek yerken oldukça acımasızdırlar. O yüzden gerçek hayattan ipuçlarını alıp sonra ‘Tamam, kafası hafif iyiyken bunu yapabilir, kafayı iyice bulmuşken ve yorgunken biraz daha fazlasını yapabilir’ dememiz ilginçti.”

Cokey’i daha da ayırt edici yapmak için burnuna bir yara, kulağına da bir çentik yapılmış. Banks şöyle anlatıyor; “İzleyicinin filmde kokain çeken iki ya da üç değil de sadece tek bir ayı olduğunu anlaması için ona özel bir şeyler eklemek istedik.” Böylece Cokey’nin sadece dünyanın en yeni ve en ilginç uyuşturucu bağımlısı olmasından öte bir karakter kazandığını da ekliyor. “Bu sataşacağınız biri değil. O hayatta kalmayı başarabilen biri.” 

Weta, Cokey’i tasarlarken aynı zamanda Banks’e ve resimli taslak sanatçısı Joel Venti’ye de (Black Adam) filmin bilgiden zengin, düşük çözünürlüklü animatiklerle filmin ön canlandırmasına, tüm aksiyon sahnelerinin ve Cokey’nin tüm anlarının film yapım planlarını yardım etmiş.  Bu aynı zamanda hikayede yeni sahnelere de yol açmış. Banks şunları söylüyor; “Weta’yla çalışmak çok keyifliydi. Ayıya mizah getirdiler! Örneğin Sari’nin ağacın arkasından gizlice baktığı sahne senaryoda yoktu. Ayının orada olduğunu ortaya çıkarmadan önce orada olmadığını görmemiz gerektiğini düşündüler. Süreç harikaydı. Resimli taslaklara bayıldım. Ben her zaman çekim listesiyle çalışırım ama sette resimli taslaklar olmasını da herkesin her gün aynı noktada olması için çok sevdim. Bunlar çok fazla bilgisayar üretimi görüntülerin olduğu çok detaylı sahneler ve hepsinin önceden detaylandırılması gerekiyor. O işin hepsini hazırlık aşamasında yaptık. Ben planlamada başarısız olursanız başarısızlığı planlamanız gerektiğine inanırım. Ve başarısız olmayı sevmem.”

Bu planın başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi de Cokey’nin çekimler sırasında fiziken sette bulunmasını gerektirmiş. O yüzden Banks ve görüntü yönetmeni John Guleserian çekimlerini oluşturmuşlar ve böylece oyuncular da kokain çeken ayıya benzeyen rol arkadaşlarına tepki verebilmiş. Cokey’yi canlandırma görevi, Orman Çocuğu, Jumanji: yeni Seviye, Avengers: Endgame gibi filmlerde çeşitli yaratıkları ve yabani hayvanları oynayan, deneyimli hareket yakalama/dublör oyuncu Allan Henry’ye düşmüş. Henry şunları söylüyor; “İşi ilk aldığımda sadece ‘Kentucky’de bir ayı olabilecek, ormanda taşkınlık yapabilecek ve insanları hırpalayacak birine ihtiyacımız var.’ Dediler. Bu sektörde bir iş tanımı olarak bunları duymak hiç tuhaf değildir.”

Henry, role hazırlanmak için ayı hareketlerinin olduğu videoları izlemiş. Ama hiçbiri Cokey’yi  sıradan bir ayıdan ayıran özellikleri içermiyormuş. Şunları söylüyor; “Kokain çekmiş bir ayı olmak zor bir iş. Kokain çeken ayılar hakkında çok fazla araştırma yok. Hiç kimsenin kokain çeken bir ayıyla röportaj yapacak zamanı da olmamış. Açıkçası çok fazla tahmini yürüttüm.” 

Henry, sette çalışırken siyah tayt ve üzeri tüylü eldivenler giymiş ve silikon ayı burnu takılmış ve ayarlanabilir iki teleskopik metal çubuğa yerleştirilmiş bir kask takmış. Ayrıca Cokey’nin dört veya iki ayağı üzerinde durmasına bağlı olarak kol uzatıcıları ve ayaklıklar da kullanmış. Eddie (Alden Ehrenreich) ve Cokey’nin kendilerini sıkı bir kucaklama içinde buldukları bir sahnede Henry ayının ebatlarına benzemek için köpükten büyük, hantal bir tulum tayt giymiş.

Henry, filmde birkaç önemli tehlikeli sahnede de yer almış. Aralında Cokey’nin a-bir aksiyon sahnesinde bir ağaçtan diğerine atladığı bir an da bulunuyormuş. Ama Henry en büyük zorluğun ayıların dört ayak üstünde hareket ederken ağırlıklarını benzersiz bir şekilde taşımalarını taklit etmek olmuş. Özellikle de sakin moddan kolaylıkla saldırı moduna geçerlerken. Şunları söylüyor; “Hareket ederlerken ne kadar ağırlık taşıdıklarını ve ne kadar kolaylıkla hareket ettirdiklerini fark etmiyorsunuz. Çok güçlüler. Vücutlarının tüm bölümlerini birlikte, doğal bir şekilde hareket ettirirken tonlarca kası ve kemiği kolaylıkla tek parça halinde taşıyabiliyorlar. Çok büyük bir antrenman.” 

Çekimler tamamlandığında Henry, her sahneyi sanal stüdyolarda tekrar canlandırarak Weta animatörlerine Cokey’nin tamamlanması ve rötuşlanması için Yeni Zelanda’ya dönmüş. Bu kez hareket yalamak kıyafeti giyerek ve yüz ifadelerini ve daha ince hareketleri de dahil ederek. Çok zorlu bir işmiş. Filmin 800 özel efekt sahnesinin 300’ünden fazlası sadece Cokey imiş. Hollander şunları söylüyor; “En zor yanı Cokey karakterinin kokain canavarı olarak inandırıcı olmak ve aynı zamanda hayvanın aslında hiç de bir kokain canavarı olmadığını unutmamak oldu. Hepimiz insanların aşırı miktarlarda kokain çektiği filmler izledik. Ama Cokey, sadece yaralı yüzlü bir ayı olamazdı. Çünkü bu fazla komik olurdu. Yaralı Yüzlü Ayı’nın bazı yönlerini almak ama karakterin tarafında olmanızı da sağlayacak şekilde yorumlamak istedik. Çünkü Elizabeth bize ilk günden itibaren şöyle dedi; “Cokey burada kötü adam değil. Sadece kokaini seviyor. Ve eğer insanlar buna engel olursa… bilirsiniz.” 

Banks için Çıldırmış Ayı’da Cokey’nin yarattığı tüm kanlı kargaşanın ve ölümlerin çoğunun insanların çılgınlığından dolayı ve yanlış seçimlerinin uzun vadedeki sonuçları olması önemliymiş. Cokey, bozulmuş bir masumiyet olarak görülüyor ve insanlığın çevreye sömürgeci bir şekilde zarar vermesini temsil ediyor. Banks şunları söylüyor; “Benim için filmimizdeki ayının filmin kahramanı olması önemliydi. Gerçek hayatta, ayı, insanların yaptığı bir şeyin kurbanıydı. Bu hikayenin oluş biçimi çok trajik ve bunu onurlandırmak istedim. Seksenlerde uyuşturucu savaşında çok fazla istenmeyen hasarlar olmuş. Daha da ötesi, dünyayı tahrip ediyoruz ve bunu hala düzeltmedik. Çıldırdığı için hayvanı suçlayamazsınız. Hepimizin yek yaptığı bu gezegeni mahvetmekken bize karşı geldiği için doğayı suçlayamazsınız. Bundan paçayı sıyıracağımızı düşünüyoruz. Bu bizim aşırı kibrimiz. Ve şimdi bizi can evimizden vurmak için geri geliyor.”



MÜZİK


Elizabeth Banks, Çıldırmış Ayı’nın müziğini yapmak için Reagan dönemi pop kültürünü bilen, farklı, çılgın tarzları karıştırabilen ve yaratıcı bir mizah anlayışı olan bir sanatçıya görev vermiş: Mark Mothersbaugh. New Wave grubu Devo’nun kurucu ortağı ve baş solisti ve Los Angeles merkezli müzik yapım şirketi Mutato Muzika aracılığıyla Çılgın Liseliler, On Üç, Thor: Ragnarok ve uzun süre yayınlanan Rugrats dizisi gibi çok sayıda dizilerin, filmlerin ve video oyunlarının da müziklerini yapmış. Daha önce Köfter Yağmuru 2, Lego Filmi ve Liseli Polisler 2 filmlerinde Lord ve Miller’la birlikte çalışan Mark, aynı zamanda Banks’in Pitch Perfect 2 filminin müziklerini de yapmış.

Mothersbaugh espriyle şunları söylüyor; “Ayılar ve kokain en sevdiğim iki konudur. O yüzden Çıldırmış Ayı filmini görünce çok ilgimi çekti.” Daha ciddi bir şekilde onu projeye çekenin hayran olduğu yapımcılarla ve senaryoyla çalışma fırsatı olduğunu belirtiyor. “Çılgın bir hikaye.” Diyor.

Senaryoyu okurken karakterler, hikaye, yapı ve müziği yazma işine nasıl yaklaşması konusunda bir fikir verse de müziğin ilhamı filmin ilk kurgusu görene kadar gelmemiş. “İfadesiz bir suratla çalarım. Gerçekten komedi için en iyisi. Komik anlar için çılgın korna sesleri eklemiş olsaydım komedinin etkisini düşürür ve tüm filmi küçültürdü. O yüzden baştan sonra ciddi bir şekilde çaldım. Devam ettikçe giderek daha da etkileyici oluyor.”

Mothersbaugh, aynı zamanda 80’leri yakalayan ve yansıtan, dönemin müziği geliştikçe gelişen bir karakteri olan bir müzik istemiş. Şunları söylüyor; “Filmin başında çok pop olarak başlıyor. Ama ilerledikçe ağırlaşıyor. Gitarlar akustikten daha hafife, bozularak ve daha agresifleşerek ilerliyor. Başından itibaren olayların ilerlemesini sağlayan bir vuruş sağlayan synth sesleri var.” 

Mothersbaugh, olabildiğince özgün olması için 80’lerin müzik sahnesinin farklı ve unutulmaz seslerinden bazılarını yaratan enstrümanlar kullanmış. “80’lerin müziğine karar verince ekipmanlarımı ve synth dolu olan eski Devo müzik kutularımın olduğu depoya gittim. 80’lerdeki albümlerde kullandığımız eski synthleri çıkardım ve aynı synthleri, çok sayıda amp ve ayak pedalını kullandım.”

Sari’den kayıp çocuklara, Syd ve suç ailesine kadar filmdeki her farklı karakter grubunun farklı bir müzikal teması var.  Ama en önemlisi ayı “Cokey” için bir müzikal imza bulmak ve kafa yapmış sakardan, küfelik canavara, süper kahraman anneye orman koruyucusuna kadar her evreyi takip eden parçalar yazmak olmuş. Mothersbaugh şunları söylüyor; “Onu gördüğünüz ilk anlardan birinden ilham alan bir müziği var. Tüm bedenini görmeden önce sadece iki pençesinin kareye girdiğini gördüğünüz an. Tek tek yere iniyorlar ve onlara vuruşların her birinin arasında üç notalık bakır nefesli enstrümanlar ekledim. Tehditkarlar. Ama o müzik oradan gelişiyor. Filmin sonunda vurulmasının ve kayalıktan düşmesinin ardından çocuklarının tehdit edildiğini duyuyor ve kokaini bir kez daha kokluyor ve bu onu yeniden canlandırıyor, çok komik. O anda müzik daha kahramanca, daha optimist ve daha Süperman tarzında.”

Mothersbaugh, müziği yazmanın ve bestelemenin büyük oranda Banks’le olan profesyonel ilişkisinden ve onun vizyonunu netliğinden dolayı çok hızlı gittiğini söylüyor. Bir açıdan geçmişte izlediğimiz filmlerin mizahla, şaka yollu güncellenmesi. Şunları söylüyor; “Ok ve yaylı olan ve bir grup yöneticinin hafta sonu için raftinge gittiği film hangisiydi? Kurtuluş! Ondaki öğeler var ama daha ürkütücü ama komik ve tatlı. Elizabeth farklı tınıları karıştırmak ve dengelemek konusunda çok iyi bir iş çıkardı. Çok etkileyici ve çok yönlü bir mizah anlayışına sahip. Komik olduğu için komik olan bazı şeyler vardır ama aynı zamanda şaşırtıcı oldukları için de komiktirler. BU filmde çalışmak çok eğlenceliydi.”



LOKASYONLAR VE YAPIM


Çıldırmış Ayı, çoğunlukla Georgia’nın yabani dağlarına İrlanda kırsalında çekilmiş. Ülke hikayenin gerektirdiği birçok ortamı, birbirine yakın bir şekilde sunuyormuş. Yapımcılar aynı zamanda Georgia’da da çeşitli yerlerde çekim yapmış. Aralarında Helen Georgia’nın kırsalı ve Atlanta’daki stüdyolar da yer alıyor.

Yapım tasarımcı Aaron Haye, İrlanda’da çekim yapmanın en büyük zor yanının döneme uygun Amerikan arabalarını bulmak olduğunu söylüyor. Filmde görülen arabaların ve kamyonetlerin çoğu komşu ülkelerden getirilmiş ve 1985 arabalarını temsil etmeleri için daha da modifiye edilmiş. Bulunması en zor olan ambulans, Almanya’dan getirilmiş.

Filmde ayının kovaladığı ve ambulansa saldırdığı ambulans sahnesinden Hızlı ve Öfkeli efsanesinden ve Deadpool’dan ilham alınmış. Yönetmen Elizabeth Banks, bir araba kovalamacası olarak tasarlamış. Sadece arabalardan biri bir ayı. Kovalamaca, insanla ayının ambulans içindeki savaşıyla zirve yapıyor. Deadpool’da iki kişi arasında hareket halindeki bir dövüşten örneklenmiş.

Yönetmen Elizabeth Banks, müziklerden aksesuarlara, gardıroptan saça kadar 1980’lerin kültürünü içeren bir film istemiş. Bob (Isiah Whitlock Jr.) The Commodores dinliyor; Sari (Keri Russell) fosforlu pembe eşofman giyiyor, kötü permalı. Ama Banks, yapım tasarımcı Aaron Haye’e ve kostüm tasarımcı Tiziana Corvisieri’ye seksenleri “fetişleştirmek” istemediğini söylemiş. Banks şunu söylüyor; “1985’ ve karakterlere gerçekçi yaklaşmak istedim.”

Yönetmen Elizabeth Banks, 70’lerin sonlarının ve 80’lerin birçok filminden ilham almış. Working Girl, Grease, Geleceğe Dönüş, Avcı ve Indiana Jones Son Macera gibi. Sari’nin pembe eşofman Grease’deki Pink Ladies’den ve Sari’nin Reebok’ları da Working Girl’de Melanie Griffith’in Tess karakterinden ilham almış. Banks şunları söylüyor; “En sevdiğim ayakkabıydı. 1985’de giydiğim ayakkabıydı. Herkeste vardı.”

Syd’in O’Shaughnessy’s Burger Time restoranında genel merkezinin bulunduğu Four Pines AVM Geleceğe Dönüş’teki aynı adlı AVM’ye göz kırpıyor.  AVM’nin dışını inşa etmek için Dublin’in dışındaki hipodrom kullanılmış. Kurgu restoranın adı, filmin öncelikli olarak çekildiği İrlanda’ya bir gönderme. 

Elizabeth Banks, heyecanlı şelale sahnesinde Avcı filminden esinlenmiş. Filmde Washington eyaletindeki Nooksack Şelalesi’ne benzeyen bir şelale istemiş. Mevcut çekimler, İrlanda’da Wicklow Dağları’nda Powerscourt Şelalesi’nde yapılmış. Kaya tabakası ve mağara sistemi İrlanda’da bir stüdyoda inşa edilmiş. (Mağaranın küçültülmüş, sadece bir atlama sahnesi için kullanılmış bir versiyonu Atlanta’daki bir stüdyoda inşa edilmiş). Mağara sisteminde, Banks’in Pittsfield, Massachusetts’deki çocukluk evinin yakınlarında keşfettiği mağaralardan esinlenilmiş. Mağara sahnesinin atmosferinde Indiana Jones Son Macera’nın sonundan esinlenilmiş.

Ayının Dee Dee ve Henry’nin üzerine kokaini hapşırdığı sahne için yapım ekibi yapay tatlandırıcı poşetleri kullanmış ve oyuncuların üzerine bir hava kompresörü ile püskürtmüş.

Ayının, paramediğin ağzının içine salyalarını akıttığı sahne için yapım ekibi ayı tükürüğü olarak şeffaf sebze suyu hazırlamış.


ÇİZGİ ALTI STAJI 

VE GLOBAL YETENEK GELİŞTİRME VE KAYNAŞTIRMA 


2021’de başlatılan Universal’in çizgi altı Stajı, Global Yetenek Geliştirme ve Kaynaştırma tarafının yürütülüyor. Program NBCUniversal dünya çapındaki film projelerinin seçkin çizgi altı departmanlarında mentorluk ile iş başında ve iş haricinde staj sunuyor. Sektörde deneyimli zanaatkar ve sanatçı yeteneklere olan talebin artmasıyla birlikte bu yenilikçi ve kapsayıcı deneyim yeni nesil kostüm tasarımcıları, aksesuar ustalarını, kamera operatörlerini, teknisyenleri ve her yapım ekibi için önemli olan birçok görevliyi yetiştiriyor ve yeni yetişen yetenekleri yerel ortaklarla iş birliği yaparak görevlendiriyor.

Universal ve GTDI, ulusal ekran geliştirme ajansı olan Screen İrlanda ile iş birliği yaparak son staj döngüsünü Çıldırmış Ayı’da başlatmış ve İrlanda’da bu konuda gerçekleşen ilk program olmuş. Dört stajyere, Screen İrlanda tarafından ödenen maaşlarla yapım boyunca mentorluk alma fırsatı verilmiş. Stajyer yerleşimleri arasında muhasebe, yapım ofisi, sanat departmanı ie dijital görüntüleme teknisyeni dahil olmuş. Ayrıca yeni yetişen yönetmen Cathy Brady, Elizabeth Banks’e gölge yönetmen olmuş. 

2017’de Universal Filmed Entertainment Başkanı Donna Langley tarafından kurulan GTDI, bir film stüdyosundaki ilk çeşitlilik, eşitlik ve kaynaştırma departmanı olmuş. Ticari olarak yönetilen grup, programlar girişimler ve stratejiler oluşturarak DEI’nin Universal Pictures, Focus Features ve DreamWorks Animation’ın iş kültüründe ve içerik yaratımında hem kamera önünde hem de arkasında ön saflarda yer almasını sağlamış.

NBCUniversal’ın DEI’ye olan genel bağlılığının üzerine GTDI, Televizyon ve Yayıncılık kurumlarıyla sinema ve televizyonda etkili olma çabalarıyla ortaklık yaparak yeterince temsil edilmeyen yetenekleri için film yapım fırsatları yaratmış ve sektör erişimi sağlamış.

GTDI, başlangıcından bu yanda canlı aksiyon ve animasyon yazım programlarında, yönetmenlik ve bestecilik girişimleriyle ve çizgi altı stajlarıyla etkileyici ve kapsayıcı bir yetenek havuzu oluşturarak yeteneklerinin %70’ine NBCUniversal içeriklerindeki yapım künyesinde yer vermiş.


Filmin mmknmrtb notu:   34   /100