29.10.22

Bodies Bodies Bodies / Katil Kim?

 


Yirmili yaşlardaki bir grup zengin genç, şehirden uzak, ailelerine ait bir evde yaklaşan kasırga sırasında eğlenecekleri bir parti planlarlar, partide oynanan bir oyun beklenenden oldukça farklı şekilde ilerler. 

Birbirlerini arkadan bıçaklamaya, sahte arkadaşlıklara ve bir partinin çok ama çok yanlış gidişine yeni ve eğlenceli bir bakış..



Bodies Bodies Bodies / Katil Kim?, 28 Ekim’de vizyona girdi.


Yapım Notları


Yönetmen Halina Reijn (Instinct) bıçak gibi keskin bir komedi ve slasher bir korkuyla geliyor: “Katil Kim?” 

Yaklaşan kasırgayı karşılamak üzere yirmili yaşlardaki zengin bir grup arkadaş, yiyecek, el feneri ve uyuşturucu stoklarıyla fırtınaya hazır bir şekilde ücra bir aile konağında toplanır. 

Sophie (Amandla Stenber) yeni kız arkadaşı Bee’yi (Maria Bakalova), çocukluk arkadaşı David (Pete Davidson), David’in kız arkadaşı Emma (Chase Sui Wonders) ve arkadaşları Jordan (Myha’la Herrold) ve Alice (Rachel Sennott) ile tanıştırmaya getirmiştir, Alice ise 40 yaşındaki erkek arkadaşı Greg’i (Lee Pace) davet etmiştir.

Gece olduğunda, grup saflara ayrılır, içten içe büyümüş öfkeler gün yüzüne çıkar ve grup en sevdikleri oyunlardan birini oynamaya karar verir: Katil Kim? 

Oyunda bir kişi katil olarak belirlenir, ışıklar kapanır, katil seçilen kişi bir kurbanın omzuna hafifçe vurur ve herkes katilin kim olduğunu tahmin etmeye çalışır. Fakat evde elektrik fırtına nedeniyle kesilince ve insanlar gerçekten katledilmeye başlayınca eski arkadaşlar geceyi atlatmak için içlerindeki katili bulmak zorunda kalır –tabii eğer kendileri de katilin hedefi olmazlarsa.

Hollandalı yönetmen Halina Reijn’in, ikinci uzun metrajı “Katil Kim?” yönetmenin İngilizce dilindeki ilk filmi. 

Yönetmen bu filmde de göz dolduran bir sinema dili sunuyor. Reijn, tahrik edici, oldukça eğlenceli bir gizemi, sahte arkadaşlıkların, dostlarını sırtından bıçaklamanın ve ayrıcalıklı olmanın detaylı bir portresiyle ustalıkla birleştiriyor. Kibirli ve müşkülpesent Z kuşağının çözülmesinden komedi devşiren çok da gizli olmayan güvensizlikler ve paranoya hakkında bir hikaye..

Reijn’in ifadesiyle: “Film, içinde yaşadığımız zamana dürüst bir bakış atmak için tasarlandı. Film, bir taraftan çok eğlenceli ama aynı zamanda seks, güç oyunları, grup dinamikleri ve her şeyden çok dürüstlük hakkında.”

Reijn, sosyal medya, iletişimsizlik ve dostlukların istikrarsız tanımıyla yetişen bir kuşağın kaygılarına, kararsızlıklarına ve histerisine temas ediyor. Reijn’ın ifadesiyle: “Film, bir arkadaş grubunun toksikliğini ve çekiciliğini beraber anlatıyor. Hepimiz, birbirimize gerçekten bakmadığımız ya da neler olup bittiğini anlamadığımız bir dünyada yaşıyoruz. Filmdeki karakterler de bizim gibi; neler yaşandığına gerçekten bakmıyorlar, sadece olaylara tepki veriyorlar ve bu durum neredeyse bir histeri halini alıyor. Baskı altındayken, düşündüğümüzden çok daha fazla ilkel güdülerimiz tarafından yönetiliyoruz.”

Filmin yıldızlarından Rachel Sennott: “Bu filmdeki kapalı ortamdaki herkes, paranoyanın son noktasını deneyimliyor ve aralarındaki tüm çatışmalar su yüzüne çıkarken herkes birbirini hedef alıyor. Gece, çok hızlı bir şekilde kabusa dönüşüyor.”



Genç ve Huzursuz


“Katil Kim?” kötü ilişkilerin mizahi özünü ortaya çıkaran bir gerilim filmi, filmin farklı yapıdaki karakterleri, dışarda fırtına şiddetlenirken olağanüstü bir tehdidin altında aynı evde bulunuyor. Karanlık ve kanlı bir gece boyunca, kimliği bilinmeyen bir katil -aslında içlerinden biri- hayali oyun gerçeğe dönüşürken gruptakileri birer birer avlıyor. 

“Bu insanların arasında derin bir sevgi var, aksi halde fırtınayı geçirmek için aynı yerde toplanmazlardı,” diyor filmin yıldızlarından ve HBO’nun yüksek bütçeli dizisi “Industry”nin oyuncularından Myha’la Herrold. “Fakat fırtına yaklaştıkça birbirlerine karşı güvensizlikler artıyor, dillendirilmeyen dargınlıklar da gün yüzüne çıkıyor. Gruptakilerin uyuşturucunun etkisiyle kafalarının yerinde olmaması dahi fayda etmiyor.” 

Pete Davidson (The King of Staten Island, “Saturday Night Live”) David’i canlandırıyor. David, kibirli ve kokainman ev sahibi, uyuşturucu alemi onun ailesine ait olan banliyö evinde tertipleniyor. “David sahip olduğu bu büyük evi  sadece garsoniyer olarak kullanıyor, arkadaşları onu gerçekten sevmiyor." diyor Davidson. “Gece ilerledikçe David’in sevimli ama kafası çok karışık kız arkadaşıyla ilişkisi de dengesizleşiyor.

David’in kız arkadaşı Emma (Chase Sui Wonders), bir aktris ve doğuştan bir arabulucu. David ile altı yıldır birlikte. HBO’nun oldukça patırtı çıkaran gençlik dizisi “Generation”da Riley’i oynayan Wonders “Emma akranları tarafından sevilmeye fazlasıyla koşullanmış ve sorun çıkarmaktan kaçınıyor,” diyor. “Emma’nın mazoşizme kaçan ve bu sakin ve özgüvenli görünüşünün altında sakladığı karanlık bir yanı var. Grup oyuna başlayınca ve tuhaf şeyler vuku buldukça görüyoruz ki gruptakilerin ilişkileri aslında topyekûn bir yıkımın eşiğinde gidip geliyor.”

Yirmili yaşlarındaki Alice (Rachel Sennott) öz farkındalıktan yoksun, lafazan bir podcastçı, 40 yaşındaki Greg (Lee Pace) ile Tinder’da tanışmış ve hiç düşünmeden bu yaşça büyük adamı kendi yakın arkadaş grubunun yanına getirmekten kaçınmıyor. 

2020 yapımı bağımsız komedi “Shiva Baby”nin starı Sennott: “Bu arkadaş grubunun dinamikleri çok ilgimi çekti, çünkü film insanların böyle toksik ilişkileri nasıl devam ettirdiklerini irdeliyor. Her şey intikam duygusuyla gün yüzüne çıkana kadar düşündüklerini saklıyorlar. Bu hikaye benim kuşağımı çok doğru anlatıyor.”

Sosyal ve eğlence düşkünü, 40 yaşındaki Greg, Lee Pace (“Foundation”), bu genç güruha uyum sağlamaya çalışırken kuşaklar arası gerginliği de beraberinde getiriyor. “Greg, maceraperest, gamsız ve sadece iyi zaman geçirmenin peşinde, ama en nihayetinde bu insanlarla mücadele etmek zorunda kalıyor.” diyor Pace. “Tıpkı filmin kendisi gibi, bu insanlar da tümüyle kaosla ayrıcalıklı olmakla bencillikle ve gençlik kültürüyle ilgili. Greg ne kadar genç görünse de onlara ayak uyduramıyor.”

Mükemmeliyetçi ve rekabetçi Jordan (Myha’la Herrol) gruptaki tek yalnız kişi, grubun en gözde kişisi ve Sophie’ye özlem duyuyor, Sophie ise çabucak yılanların entrika yuvası haline dönüşecek olan ortama çekingen ve iddiasız, işçi sınıfından kız arkadaşı Bee’yi (Maria Bakalova) getirmiş. “Bu eski kız arkadaşların arasında ilginç ve konuşulmayan bir dinamik var ki cinsel gerilimin eşiğinde gidip geliyor.” diyor Herrold. “Amandla, Sophie’yi öyle içgüdüsel bir yoğunlukla oynuyor ki benimle paylaştığı her sahnede bu yoğunluk gözlerine yansıyor. Bu gerilimden oyun çıkarmak olağanüstüydü.” 

Daha filmin açılış sahnelerinden itibaren bulunduğu yere ait olmadığı sezilen Bee, grupla hiçbir bağı ya da mazisi olmadan içine düştüğü bu kaynayan kazanda tam bir yabancı. “Yıllar boyu gelişmiş bu ilişkilere bakıyoruz ve sanki birbirlerine hiç güven ve hatta sevgi bile duymuyor gibi görünüyorlar,” diyor Bakalova, 2020 yapımı Borat 2’nin parlayan yıldızı. “Bu durum, benim karakterim için, sevdiklerimizi hayal kırıklığına uğratmaktan korktuğumuzda, onlar için neler yaptığımıza dair bir soruya dönüşüyor.”



En Tehlikeli Oyun


“Katil Kim?” filminin odağında “sosyal çıkarıma” dayalı, popüler parti oyunlarının bir çeşidi bulunuyor, bu oyunda oyuncular, içlerinden herhangi biri olabilecek katili deşifre etmek için birbiriyle yarışıyor. Her oyuncu bir kart seçiyor, üstünde X yazılı kartı seçen oyuncu katil oluyor ve başlangıçta bunu yalnızca katilin kendisi biliyor. Işıklar kapanıyor ve oyuncular dağılıyorlar, filmin geçtiği çok katlı ve eklentileriyle iyice genişleyen banliyö malikanesinde elektrik de kesilince ölü sayısını anlamak bile zorlaşıyor. “Birisi öldürüldüğünde, katil kurbanının sırtına X işareti çiziyor ve kurban ölü kabul ediliyor..” diyor Herrold. “Cesede rastlayan oyuncu, ‘Katil Kim?’ diye bağırıyor ve ışıklar açılıyor. Kalan oyuncular cinayeti kimin işlediğini bulmaya çalışıyorlar ve geride kimse kalmayana kadar oyun bu şekilde tekrar ediliyor.”

Filmdeki insanlar gerçekten ve giderek daha cafcaflı şekilde ölmeye başladığında ise işler karışıyor. “Katil Kim?”in uyuşturucunun etkisinde, tuzağa düşürülmüş ve birbirlerinin motivasyonlarından kuşkulu oyuncuları kendilerini paranoya, histeri ve kan gölünün içinde buluyor.

Reijn, öngörülemez ve tehlikeli hareketlerle sonuçlanan benzer bir oyunu daha önce kendi arkadaşlarıyla oynamış. Kendi ifadesiyle, “Psikolojik bir savaştı – manipülasyon, hizipleşme, birilerini dışlamanın ortasında ve aynı anda son derece paranoyak, heyecanlı, güvensiz ve agresif hissettiriyordu. Her oyun bir kavgayla biterdi; ayrılan bir çift, ‘cinayetler’ işlenirken bir yerlerde sevişenler, öfkeyle ortamı terk edenler… Daima ağır, erotik ve gergin bir atmosfer vardı. Senaryonun yapısı da oyunun yapısı gibi: herkesin panik içinde ve müthiş bir kaosun eve hakim olduğu anlarda bile, ‘oyuncular’ oyunu oynamaya devam ediyorlar. 

Wonders ekliyor: Oyun, arkadaşlarının yüzlerine baka baka yalan söylemek, gözlerinin içine bakıp var olmayan bir gerçeği tümüyle uydurmak üzerine kurulu. Sosyal ilişkiler hakkında bir korku filmi için bu çok etkileyici bir mekanizma: oyunun temeline yerleştirilmiş kesin kurala rağmen, herkesin bağlantılarının derin ve dürüst olması gereken bu arkadaş grubunda bu oyunu oynayabilmek. 

Reijn, oyunla Z Kuşağının arasında özel bir benzerlik görüyor ve bunu şöyle açıklıyor: “Bilhassa bu kuşak için söylüyorum: hepimiz rol yapıyoruz. Kameranın önünde büyüyoruz. Filmde oynanan oyun ise rol yapanı bulmak üzerine kurulu – yani ‘Rol mü yapıyor?’, ‘Hangisi gerçek, hangisi değil?’ Bir bakıma, bu film, cep telefonlarımıza yapışık yaşarken gerçekten samimi olma mücadelesi üzerine. İnternette kendimizin daha iyi bir versiyonunu sunma çabasına öyle alıştık ki asıl soru bu çaba olmadan kim olduğumuz hakkında.” 



Arka Plan 


2017’de The New Yorker’da yayınlanmasının ardından sosyal medyada viral haline gelen ve çok beğenilen kısa öykü “Cat Person” ile Katil Kim? arasında temel bir bağlantı var. Kristen Roupenian’ın yazdığı öykü, 34 yaşında bir adamın yirmili yaşlarındaki bir üniversite öğrencisine çıkma teklif etmesiyle başlayan kısa ilişkilerini anlatıyor. İkilinin arasında önce yoğun bir kısa mesaj ilişkisi gelişiyor, bir süre takılıyorlar ve genç kadının, adamın gerçek kişiliğinin kendisinin ilk izlenimiyle örtüşmediğini fark ettiğinde adamı reddetmesiyle ilişkileri son buluyor.

Hikaye, günümüzün flört alışkanlıklarına, toksik ilişkilerine ve online davranışla gerçeklik arasında denge kurmakta yaşadığımız kolektif zorluğa dair internet kuşağının yaşadığı bir endişeye temas ediyor. Bu hikayenin büyük bir çıkışla yakaladığı popülerlik, yayınevlerini daha yüksek meblağ vermek konusunda bir yarışa sürükledi ve yazar Roupenian’a 2019’da yayınladığı, toplumsal cinsiyet, seks ve güç arasındaki karmaşık ve komik bağları, farklı türler üzerinden irdelediği You Know You Want This isimli öykü kitabı için yedi haneli bir anlaşma sağladı.

A24 yazarla iletişime geçti ve kısa bir zaman zarfında yazarın çıkış senaryosu olan Katil Kim?in haklarını aldı. A24, projeyi yönetmesi için, Amsterdam doğumlu, aktrislikle başlayan kariyerine yönetmenlikle devam eden ve “Network,” “West Side Story,” ve “A View from Bridge” gibi etkileyici yapımları Broadway hitlerine dönüşmüş Belçikalı tiyatro yönetmeni Ivo van Hove ile çalışmalarıyla ün kazanmış Halina Reijn ile çalışmaya başladı. 

“Ivo bana işimde hassas ve açık çalışmayı öğretti –bir karakteri asla yargılamamayı veya iyi ve kötü hakkında ahlakçı biçimde düşünmemeyi öğretti. ” diye aktarıyor Reijn. “Ivo, günümüzün en büyük yönetmenlerinden biri, klasik oyunları parçalarına ayırıyor/yapı söküme uğratıyor ve güç, cinsellik, kontrol, şiddet, utanç ve teslim olma temalarını böyle tasvir ediyor. Ben her zaman onunla aynı konuları, kadın perspektifiyle ve kendi tarzımda açımlamak irdelemek istedim.”



Reijn’in 2019 yapımı ilk uzun metraj filmi olan psikolojik gerilim Instinct, 92. Oscar Ödülleri’nde “En İyi Yabancı Film” dalında Hollanda’nın resmi adayı olmuştu. Bu iki-karakterli yoğun film, hapishanede işe başlayan bir psikolog ile şartlı tahliye için değerlendirdiği manipülatör bir cinsel suçlunun arasındaki doktor hasta ilişkisini inceliyordu. Sürpriz dönüm noktalarına sahip bir güç oyunu üzerine kurulu film, karmaşık ilişki dinamiklerindeki gerilimi meydana çıkaracak keskin içgüdülere vakıf bir yönetmeni müjdeledi.

Reijn, Roupenian’ın vizyonunu geliştirmek üzere, bir lise kadın futbol takımı oyuncularının haftalık oyunları için yaptıkları antrenmanı konu alan ödüllü oyunu “The Wolves”tan etkilendiği oyun yazarı Sarah DeLappe ile çalıştı. Kapalı bir futbol tesisinde geçen oyun, liseli dokuz kızın küresel politikalardan bedensel mevzulara, sosyal dedikodudan üniversite planlarına her şeyi konuştuğu sohbetlerini aktarıyordu. Prömiyerini Eylül 2016’da Broadway dışında yapan oyun, 2017’de drama dalında Pulitzer Ödülü için finalist olarak seçildi. Ergenlik çağı betimlemelerinde oldukça açık davranarak çok beğeni toplayan yazar, ergenlik hormonları misali patlamaya hazır Altmanesk diyalogları bir bütün haline getirmekteki dehasıyla da göz doldurdu.

“’The Wolves’u ilk okuyuşum, ilk görüşte aşktı, çünkü karakterler birbiriyle uzun uzadıya konuşuyordu ama yine de her karakterin kendine has sesleri oradaydı,” diyor Reijn. “Sarah bu film için mükemmel yazardı, çünkü onun tonu öylesine sahiciydi ki gerçekçilikle absürtlük, ironi ile şiddet arasında bir yerde çınlıyordu.”

Stenberg ekliyor: “Korku filmlerinin toplumun korkularını seyirciye geri yansıtma rolüne hayranım ve Sarah bu tasavvuru dahice kurcalayıp senaryosuyla ters yüz etti. Filmde en çok korktuğumuz şey, karakterlerin ayrıcalıklı konumları ve egoları. Onların değer sistemleri, yetiştirilme şekilleri yüzünden çarpık. Her şey altüst olduğunda, hiçbir dayanaklarının olmadığını görüyoruz. Filmin canavarları onların kişiliklerinin kendisi.” 

Sonuç ise en nükteli ve yoğun haliyle bir tür filmi. “Senaryo, karakterlerinin en toksik ve ahlaksız yönlerine ayna tutuyor, üstelik karakterler dengelerinin en çok bozulduğu, en uç koşullara maruz bırakılıyor,” diye vurguluyor Wonders. “Film, absürt komedi ile toplumsal dehşete varan toplumsal hiciv arasındaki ince çizgiyi aşarak ele aldığı insanlara parmak sallamaktan imtina ediyor ya da onlarla dalga geçmiyor.” 



Kıskanç Aşıklar Yuvası 


Katil Kim?’in çekimleri New York’un kuzeyinde zenginlere mahsus bir yerleşim yeri olan Chappaqua’da gerçekleşti, bu yer seçimi de karakterlerin çoğunun yüksek gelir grubundan oluşuyla uyumluydu. Yer keşfinde, yapım tasarımcısı April Lasky (Unsane), yıllardır boş halde satılmayı bekleyen McMansion tarzı bir mülk buldu ve özellikle Covid döneminde film için gereken kasvet ve kısıtlılığı adeta DNA’sında taşıyan bu mülk, filmin çekimleri için ideal set haline geldi. 

“Bütün filmi tek bir yerde çekmenin kendine has bazı zorlukları var elbette, ama aynı zamanda pek çok faydası da var. Her şeyden önce, gidip bir alana yerleşiyorsunuz ve neyin nasıl görünmesini ve izleyiciye neler hissettirmesini istediğinizi düşünecek daha çok vaktiniz oluyor,” diye açıklıyor Lasky. “Elektrik kesintisinin asli olduğu hikâyede, iç mekanlarda kullanılacak renklerin ve parlaklıkların dikkatle seçilmesi ve bunların karanlık sahnelerde el feneri, cep telefonu ve fosforlu çubukların da kullanıldığı aydınlatma şemasına göre kamera hareketleriyle birlikte test edilmesi gerekiyordu.

Reijn, karmaşık karakter dinamikleri ve korkutucu planlarla dolu büyük grup sahnelerinin çekimi oldukça zorlayıcı olabileceği için metruk mekânda mümkün olduğunca uzun hazırlık süresi istemiş. 

“Oyunculardan repliklerini, bir tiyatro oyunu için prova yapar gibi öğrenmelerini istedim,” diyor Reijn. “Sonuçta da harika iş çıkardılar –çok büyük karmaşık sahneleri bile tek çekimde hallettiler.”

Evin devasa salonu, hem yapımın çok titiz provalarının sıfır noktası hem de Reijn ve oyuncuların, filmde yer alan karanlıkta geçen oyunun yer aldığı sahnelerin kesmelerle detaylarıyla planlanabildiği parti bölümünün geçtiği yer olarak işlev görmüş.

“Ev bize çalışabileceğimiz çok geniş bir alan sağladı ve bu büyüklük çok özgürleştiriciydi. “ diye belirtiyor Stenberg. “Oyuncuların diğerlerini perdelemesi ve hareketle birbirimize verdiğimiz tepkiler, her bir sahnenin tayininde sürecin önemli bir parçası oldu.”

Bakalova da ekliyor: “Halina’nın tiyatro geçmişi yapımın bu aşamasında çok kritik bir rol oynadı. Halina bazı şeyleri pek çok insanın açıklayamacağı şekillerde açıklayabiliyor. Aylar boyunca hazırlanma imkânımız olmadığı halde, her şey son derece organize ve kusursuz şekilde işliyor gibi hissettiriyordu. Bu da büyük bir yönetmenin yapabileceği bir şey.” 



Karanlıkta Çekim


Katil Kim?, Instinct'in yanı sıra Alejandro Landes'in eleştirmenlerce oldukça beğenilen savaş filmi Monos'u da çeken Hollandalı görüntü yönetmeni Jasper Wolf ile yönetmen Reijin'in ikinci işbirliği... 

Hem Monos da hem de Katil Kim?'de kamerayı da kendisi kullanmayı seçen görüntü yönetmeni Wolf, “Grubun kendisinin asıl ana karakter olduğu bir grup insan hakkında bir film yapmak oldukça zor” diyor. “Tek bir mekanda geçen ve çoğu zaman karanlıkta tek bir gecede çekilen sahnelere sahip, altı oyuncunun bir arada olduğu ve temposu hiç düşmeyen ve de yoğun diyaloglara sahip 8 veya 9 sayfalık sekanslardan oluşan bir film hiç yapmadım. Bu film, yönetmen, oyuncular ve görüntü yönetmeni arasında benzersiz bir işbirliğinin sonucuydu.” 

Tiyatro, televizyon ve stand-up gibi farklı geçmişlerden gelen aktörler, birer birer ölen karakterlerin artan histerisini yansıtmak için uğraşırken Reijn ve Wolf, karanlıkta çekilen uzun ve zorlu sekanslar için oyunculardan istedikleri performansı alabilmenin yollarını bulmak zorundaydı. Yönetmenin ve görüntü yönetmeninin işi çekim öncesi yoğun prova, kesin bir planlama, titiz kamera çalışması ve karakterlerin dağılan ruhsal durumlarını aktarmak için ekstra odaklanma gerektiren özel bir süreç gerektiriyordu.

Reijn, "Oyuncuları, kamera onlara döndüğü anda uyaranları doğru takip edip birbirlerine spontan tepkiler verebilmeleri için hazırladım" diyor. “Jasper kamerayı kendisi kullanıyordu. Sezgisel olarak Jasper oyuncuların yüzlerini yakın çekiyordu ki bu oyunculuk için muazzam bir hassasiyeti zorunlu kılıyordu. Jasper oyuncuların performanslarını süsten uzak ve nüanslı bir şekilde kayıt altına aldı, bu da heyecan verici çünkü oyuncular hep istim üzerindeydi. Jasper her an kamerasını farklı bir karaktere çevirebilirdi…”

Bir grup arkadaşın kasırga sırasında bir parti vermesi ve de yaşanan elektrik kesintisi farklı ve sıra dışı ışık kaynaklarının filmde aydınlatma aracı olarak kullanılabilme ihtimalini ortaya çıkardı. Wolf, “ Filmin yirminci dakikasında ışıklar kesiliyor ve izleyicinin hikayede neler olup bittiğini görebilmesi için sahneleri farklı şekilde görselleştirmenin yollarını bulmamız gerekti” diyor. "Tek bir elden çıkmışçasına birbirine benzeyen evlerin arasında renkli el fenerleri, LED ışıklar, iPhone'lar, ışık çubukları ve acil durum ışıklarıyla, karakterlerin kaotik aksiyon sahnelerinde öne çıkabilmeleri ve diğer karakterlerden ışık olarak ayırt edilebilmeleri için denemeler yaptım."

Karanlık sahnelerde kayıt nadiren durur ve yönetmen Reijn oyuncuları ve Wolf'u mümkün olduğunca doğaçlama yapmaya teşvik ederdi. Çekimlerin birçoğunda parlak çubuklar takarak oyununa devam eden Sennott, “Birçok sahnede aktörlerin diyalogları üst üste geliyordu, bu yüzden gerçekten oyundan kopmamanız gerekiyordu” diyor. "Hiç bu kadar uzun planlar çekme ve bu kadar doğaçlama yapma lüksüne sahip olmamıştım ve buna bayıldım. Sahnede her daim hazır olmak ve diğer karakterlere doğru şekilde tepki verdiğinizin farkında olmak çok zor.”

Wonders ekliyor: “Halina çok fazla oyunculuk tecrübesine sahip, bu yüzden o da görüntü yönetmeni Jasper gibi karanlık sahnelerde ve yoğun tempoda çalışmak konusunda rahattı. Halina bazı oyuncular gibi kamera arkasıyla empati yapabiliyor, bir anlamda aynı dili konuşuyor, bizimle kana bulanmaktan, çamura yatmaktan ya da ıslanmaktan korkmadı. Setteki herkes kan revan içinde çalışırken, göz bebeklerinize dahi sahte kan bulaşmışken ekiptekilerle kurulan farklı türde bir bağdır artık."



Yeni Biçimler


Amerikan besteci ve müzisyen Richard Vreeland, Katil Kim? filminin çarpıcı orijinal müziğini, karakterlerin Tiktok gibi sosyal medya mecralarında geçen Iphone'ları ile yaşadıkları karmaşık ve düzensiz hayatlarını yorumlayarak yarattı. Vreeland "Bestenin temel yapısının 'çevrimdışı olmak' fikri üzerine şekillendiğini ve bestedeki birçok öğenin düşük kaliteli mp3'ler gibi algılanması için özellikle kalitesinin düşürüldüğünü belirtiyor." Müzik enerjik ve parçalı, hayata basit bakmaya çalışıyor... Bu yönleriyle aynı karakterler gibi."

Vreeland'in bir önceki film çalışması David Robert Mitchell'in It Follows filmiydi, filmin müziği John Carpenter filmlerinde olduğu gibi tehditkar ögeleri distopik bir tasarımla birleştiriyordu. 

Vreeland, Katil Kim? için geleneksel bir müzik tasarımından uzak durdu. "Korku filmi müziklerinin bildik yapısına hikayenin komik tarafını da işin içine katarak izleyicinin beklentilerini yıktık, bu sentez filmin en sevdiğim tarafı oldu." diyor Vreeland. "Film için belirgin bir şekilde genç, duygusal olarak tutarsız bir hava yaratmak istedik."

Yönetmen Reijn filmin diyalog ağırlıklı ve bolca karaktere sahip olduğunu, korku ve komediyi harmanladığını ve müziğin de filmin enerjisini sürdürdüğünü ekliyor. "Karanlığı, cinselliği, absürtlüğü, enerjiyi ve havailiği aynı anda taşıyan bir müzik istedik. Karakterlerin dünyalarından ögeleri, müziğe taşımaya çalıştık, bunun için Tiktok'taki popüler şarkılardan parçalar alıp onları film müziği haline getirdik."

Müzik süpervizörü Meghan Currier (Waves) karakterlerin tahmin edilemez kendilerine özgü tavırlarını bir araya getiren bir soundtrack oluşturdu. "Senaryo Clue ile Sineklerin Tanrısı'nın birleşimi gibiydi, Z kuşağı için ve yine onlar hakkında sentezlenmiş bir ilaçtı." 

The French Dispatch, The Irishman ve Joker' in de aralarında bulunduğu birçok projede aynı görevi üstlenen Currier "Filmin diyaloglarını ironi dolu ve lezzetli buldum, müzik de aynı şekildeydi, karakterlerin paranoyası başlarken aralarındaki ilişkinin çözülüşü etkileyiciydi."

Reijn ve Currier, karakterlerin ruh hallerini ve genel olarak ait oldukları kuşağın özelliklerini yansıtan yüzlerce şarkı hakkında fikir alışverişinde bulundular ve popüler ama sarsıcı bir seçki hazırlamak için birlikte çalıştılar ve de bunu başardılar." 

Katil Kim? hem hikaye olarak hem de müzikleri itibariyle türünün dışına çıkıyor. Film, komedi unsurlarına sahip bir slasher ama kuşaklar arasındaki farklılıklar, bilgiyi tüketim şeklimiz, birbirimizle nasıl ilişki ve iletişim kurduğumuz ve kendimiz ve akranlarımız hakkındaki gerçekleri nasıl ortaya çıkardığımız hakkında kendine özgü bir yoruma sahip. Sosyal medyada viral olarak elde ettikleri başarı sayesinde geleneksel medyada da görünür hale gelmiş sanatçıları araştırdık. 

Currier'in bahsettiği gibi sanatçılardan biri de küresel çapta bir süper star olmadan önce MySpace'de ilk parçalarını yayınlayan, kulüplerde çalınan şarkıları, popüler hiphop marşları, yerli radyo hitlerinden oluşan kendine özgü müzik kariyeriyle Instagram'da dört milyon takipçi edinen 29 yaşındaki Charli XCX. 

Yetenekli sanatçı, son albümü Crash'in başarısı üzerine film için "Hot Girl" parçasına katkıda bulunuyor. Currier sözlerini şöyle sonlandırıyor: "Charli XCX, filmin yapısına tamamen uyum sağlayan ama yine de kendi tarzını yansıtan bir şarkı ortaya çıkardı."



Filmin mmknmtb notu:   70   /100