24.1.22

'Bir Zamanlar Gelecek: 2121'in çekimleri başladı!



21. yüzyılın sonlarında iklim krizi ve kıtlık sebebiyle yeryüzü yaşanılmaz hale gelir. Hayatta kalabilen az sayıda insan koloni halinde yerin altına kurdukları bloklarda yaşar. 

2121’de koloni sistemini kontrol eden Genç Yönetim’in aldığı “Kıtlık Kanunları” gereği dünyaya gelecek genç hayat karşılığında, yaşlı hayatın yok edilmesi zorunludur. 

Yer altındaki evlerinde kadın, adam, çocuk ve anneanne olarak yaşayan dört kişilik bir ailenin hayatı yeni doğacak bebek yüzünden değişir.



Kısa filmlerinden tanıdığımız Serpil Altın ilk uzun metrajlı filmi Bir Zamanlar Gelecek: 2121 filminin çekimleri için kollarını sıvadı. 

Dünyamızın yaşadığı iklim krizine tepkisiz kalamayan Altın; filmini atmosfer ve konu bakımından distopik ve bilimkurgu tarzında çekiyor. 



Filmde gelecekte insanlığın geldiği nokta sorgulanıyor. İklim faktörü ve kıtlık nedeniyle yerin altında yaşamaya başlayan koloniden bir aileyi merkeze alan filmin çekimleri Kartal’da Özüdoğru Cici tarafından tasarlanan dekorlarda devam ediyor. Film, aynı zamanda Serpil Altın’ın Türkiye Sineması’nda distopik bilimkurgu türünde film çeken ilk kadın yönetmen olarak anılmasını da sağlayacak.

Selen Öztürk, Çağdaş Onur Öztürk, Ayşenil Şamlıoğlu ve Sukeyna Kılıç’ın başrollerinde olduğu filmin senaryosu Korhan Uğur ve Serpil Altın tarafından yazıldı.



Yönetmen Görüşü

“Doğayı bilinçsizce yok etmeye devam ettiğimiz yaşam şeklimiz düzelmez ise 100 yıl sonra neler olur?” diye sordum kendime. Kuşak araştırmaları yaparken dünya nüfusunun giderek yaşlı nüfusa dönüşmesi ve kalabalıklaşması da hikayenin omurgası için güzel ve sağlam bir fikri beraberinde getirdi: “Anne adayı bir kadın yaşaması için birini seçmek zorunda kalsa, annesinden mi, bebeğinden mi vazgeçebilir?” 

Ülkemizde distopik hikayelere çok yer verilmiyor. Bu da bu hikayeye daha da bağlanıyor olmama sebep oldu. Yönetmen olarak özgürce öngördüklerimi ve hayallerimi yansıtma fırsatı bulabilecek bir türde üretimde olmak beni çok heyecanlandırıyor. İnsanların bir arada kurallar çerçevesinde yaşamasını sağlayan sistemler bu filmde odaklandığım noktalardan biri oldu. Peki yepyeni bir düzen kurmak isteseydik nasıl olurdu? Geçmiş yüzyıllardaki hatalar yine aynı mı olurdu? Hikayem boyunca tekrarlanan “MUTLU HAYATLAR” diyaloğu ise yaşamak için sebep aradığımız anları bize yeniden hatırlatsın istiyorum. Gerçekten mutlu hayat nedir?