9.2.19

Werk ohne Autor / Asla Gözlerini Kaçırma / Never Look Away


Gerçek olaylardan esinlenen filmde, Kurt ve Ellie üniversitede tanışır tanışmaz birbirlerine aşık olurlar. 

Ellie’nin babası, Profesör Seeband kızının erkek arkadaş seçiminden memnun değildir ve bu ilişkinin bitmesi için elinden geleni yapmaya hazırdır. 
Fakat bilmedikleri şey, Kurt ile Seeband'ın yaşamlarının zaten yıllar önce Profesör’ün işlediği korkunç bir suç nedeniyle bağlantılı olduğudur. 

Kurt, ne kadar sanatına odaklanmak istese de, Nazi rejimi altında geçen çocukluğunun ve komünizmin gölgesinde kalan gençliğinin yarattığı travmalardan kurtulmak kolay olmayacaktır.

Almanya’nın Oscar adayı seçilen ve Yabancı Dilde En İyi Film dalında Altın Küre adaylığı kazanan Werk ohne Autor / Asla Gözlerini Kaçırma / Never Look Away, daha önce Başkalarının Hayatı ile Oscar kazanan yönetmen Florian Henckel von Donnersmarck’ın yıllardır beklenen geri dönüşü. 




Filmin, 1930’ların Nazi Almanya’sında başlayan ve 30 yıllık bir döneme yayılan epik hikayesi, insanları karanlıktan sanatın gücünün çıkarabileceğini gözler önüne seriyor. 

Yönetmen: Florian Henckel von Donnersmarck
Oyuncular: Tom Schilling, Paula Beer, Sebastian Koch, Oliver Masucci
Yapımcı: Jan Mojto, Quirin Berg, Max Wiedemann, Christiane Henckel von Donnersmarck, Florian Henckel von Donnersmarck
Senaryo: Florian Henckel von Donnersmarck
Görüntü Yönetmeni: Caleb Deschanel
Kurgu: Patricia Rommel
Yapım Yılı: 2018
Ülke: Almanya, İtalya
Süre: 188 dk.




Filmin mmknmrtb notu ::

Hemen herkesin okkanın altına gittiği zamanlarda bile kendini kurtarmayı başarıp, 'Her Devrin Adamı' ünvanını hak etmiş vaziyette 'mutlu mesut' yaşayıp giden kaypak ve sinsi bir yaratığı mükemmelen tasvir eden filmin, vasatı aşmasını engelleyen unsurlarını -kısaca- şöyle sıralamak mümkün:
İki 'totaliter' rejimin etkisi altında büyüyen 'ressam' Kurt'un, kendi sanatsal üslubunu bulma çalışmalarına gereğinden çok zaman ayrılması, bu bölümlerle sık sık hikayesinden ve diğer kahramanlarından kopan filmde, önemli bir 'odak sorunu' yaratıyor..




En azından 'sanata bakış' açısından- 'Ha Faşizm ha Komünizm, hepsi aynı bokun soyu!' demeye getiren film, özellikle bunu açıklama çabasına giriştiği sahnelerde de 'yüzeysel ve didaktik' bir sanat belgeseline dönüşüyor..

O değil de, öyküsel döngüsünü finalde tamamlama dürtüsüyle o 'aşırı zorlama' sekansı oluşturmaya başladığını fark ettiğimde, "Yapma Florian Henckel von Donnersmarck, yapma canım!" deyu haykırmamak için kendimi zor tuttum valla..

6   /10