2.5.15

Tehlikeyle Flört :: Pink Flört'le Banka Soymaca



Biri evli ve içgüveysi, diğeri babasının evinde sığıntı, sonuncusu da anasının kart kuzusu vaziyetlerinde yaşantılarını sürdüren, 'kıymeti bilinmemiş' üç rakçı müzisyenin 'yırtma' çabalarının seyrine hoş geldiniz..

Aynı mahallenin çocukları olan ve artık 'olgun' yaşlarını idrak eden bu üç arkadaş, geleceklerine dair 'başarı' hayalleri görmeye hâlâ devam etseler de bu gidişle bu güzel hayallerinin hayal aşamasını geçemeyeceğini kabul etmenin eşiğine gelmişlerdir.. ki aileleri dahil çevrelerindeki herkes, ezelden beridir bu gerçeğin zaten farkındadır..

Görünüşlerinin aksine gayet saf, hatta çocukça bir naifliğe sahip bireyler olan, Ozan Kotra, Çağatay Kehribar ve Hakan 'Timsah' Çağlar'dan müteşekkil Flört adlı bu grubun gayet sağlam besteleri vardır, doğrusu iyi de çalarlar; lâkin yaptıkları müziği anlayabilecek, onlara hak ettikleri değeri verecek bir sosyal çevreden -maalesef- yoksundurlar..

Hayatlarını idame ettirmek ve o 'sihirli' albümlerini çıkarmaya yarayacak gerekli parayı toparlamak için düğünlerde çalmakta; davetliler bu saçlı başlı adamların çıkardıkları 'gürültü'den hiçbir şey anlamamakta, sadece -düğün salonlarının değişmez aksesuarları olarak ortada dolaşan- çocuklardan alkış almaktadırlar..


Çıktıkları son düğünde, grubun lideri ve çapkını pozisyonundaki Ozan efendi, taze gelinle ‘flört’ etmeye kalkışınca ortalık feci karışır..
Üçlümüz, yaptıkları müzik yüzünden kendilerine zaten gıcık olmuş düğün sahipleri ve davetlilerden canlarını zor kurtarırlar..


Rock müzik'ten taviz vermeyen, bu yüzden de piyasada kendilerini anlayacak, saygı duyacak ve para bağlayacak bir yapımcı bulamayan kafadarlar, çıktığında ortalığı yıkıp geçecek ve Flört'ü bir anda dünya çapında başarıya taşıyacak o albümü bir türlü gerçekleştiremezler..


Tanıdıkları bir 'tüccar yapımcı' vardır, ama o da bu iş için elli bin 'canlı' istemektedir..
Bu arada, parça besteledikçe kayıt yaptıkları, ama bir kuruş bile  ödemedikleri stüdyonun da canına tak etmiş ve bunları kışkışlamıştır..


Bütün bunlara ilaveten, aile ve yakın çevrelerinin aşağılamaları da had safhaya ulaşınca -her ne kadar vurdumduymaz da olsalar- artık bıçak, elemanlarımızın kemiğine kadar dayanmıştır gayrı..
Ne yapıp edip şu parayı bulmalı, stüdyoya olan borçlarını ödemeli ve o paragöz yapımcıyı da para desteleriyle bi güzel dövmelidirler..


İyi de, bu parayı nereden bulacaklardır?.
Bu iş öyle çalışarak falan olacak gibi değildir..
Öyleyse dostlar, illegal yolları zorlamanın tam zamanıdır..
Hadi bakalım, hepimize kolay gelsin!.



Lan Oğlum Böyle Olmaz!.

Hiçbir sahnesi özgün olmayan, ama olaya genel olarak bakınca da bizim sinemamızda bir örneğine pek de rastlanmayacak bir film, Tehlikeyle Flört..

Benim hatırladığım kadarıyla, dünyada ilk örneklerini Elvis'le gördüğümüz, gruplu olanları da The Beatles ile başlayıp yaygınlaşan bu türün belirgin özelliği; gerçekte var olan ve ortalığı kasıp kavuran bir müzik grubu üyelerinin baş rolleri paylaştığı ve kendilerini oynayıp da hayranlarını sevindirdiği sevimli komedilerden ibaret olmasıdır..


Bu tarife oldukça uyan Tehlikeyle Flört'ün en önemli farkı, gerçekten de iyi bir 'topluluk' olan ve Beatles hayranlıkları her hallerinden belli olan Flört'ün pek öyle ünlü olmaması, dolayısıyla da sevindirilecek hayran sayısının nispeten az olmasıdır..
Demek istediğim, Flört bir Duman değil yani..

Öte yandan, haliyle gruba ait olan soundtrack'in 'pek leziz' olduğunu söylememe gerek yok sanırım..
Hele, "Lan Oğlum Böyle Olmaz" günlerdir öyle yapıştı ki dilime, düşmez oldu valla..


Tabii bir de film, oldukça geride kalmış 'demode' bir türü -biraz farklı açıdan da olsa- yeniden canlandırmaya çalışıyor ki, bence hiç de kötü bi şey yapmıyor; üstelik, renklenmeye, çeşitlenmeye oldukça muhtaç Türk Sineması'na ve seyircisine 'yeni' bir lezzet tattırdığı da şüphesiz..

Tam emin değilim ama, günümüzde geçen bir öyküyse eğer bu, hafiften anakronik bir durum da söz konusu..
Zira, epey bir süredir piyasanın -ciddi para getirdikleri de görülünce- rakçı müzisyen ve gruplara böylesine tepkisel bir bakışla bakmadığını, projelerini anında reddetmediğini düşünüyorum..
Yoksa yanılıyor muyum?.
Yoksa 'aynı tas aynı hamam' devam mı ediyor?.
Yoksa Rock, sadece arabeskleştirildiği zaman mı ilgi görüyor şu enteresan ülkede..


Gayet işlevsel bir biçimde kullanılan 'kesme' teknikleri ve ekran bölme numaralarıyla süslenen, önceden olanları ve ileride olacakları ya da hayal edilen şeyleri şimdi olanlarla bir araya getirerek oluşturulan kurgunun yarattığı dinamizmin olumlu etkisiyle beraber, yönetmen Murat Şenöy'ün başarılı bir iş çıkardığını düşünüyorum..

Türe uygun olarak 'stilize', ama bunda aşırıya da kaçmayan ve gayet kıvamında oluşturulmuş karakterlere hayat veren -önemli bi falsosu görülmeyen grup elemanları da dahil- sağlam bir oyuncu kadrosuyla kotarılmış bu komedinin en mühim özelliği sempatikliği..
Öyle ki içeriğindeki o küfürlü konuşmalar, kulağıma adeta bahar konulu bir çocuk şiirinin naifliğiyle yansıdılar desem, bilmem çok mu abartmış olurum..



Tehlikeyle Flört

Yönetmen: Murat Şenöy
Oyuncular: Ozan Kotra, Çağatay Kehribar, Hakan Çağlar, Fuat Güner, Başak Daşman, Mete Horozoğlu, Ezel Akay, Sema Şimşek, Cihat Tamer
Yapım: 2015, Türkiye, 107'

  3 / 5