22.8.11

Horrible Bosses :: Patronlara Ölüm!



Elemanlarına yapmadığını bırakmayan 'psikopat' müdür Harken (Kevin Spacey)'ın ağız kokusunu, müdür yardımcısı olmak uğruna çeken Nick (Jason Bateman); nemfomanyak bir diş hekimi olan Julia (Jennifer Aniston)'nın asistanlığını yaparken, bir yandan da onun tâcizleriyle mücadele eden Dale (Charlie Day); kimyevi maddeler üreten bir şirkette hayatından memnun bir şekilde çalışırken, 'dünya iyisi' patronu aniden ölünce onun yerine geçen 'pisliğin önde gideni' oğul Pellit (Colin Farrell)'le başı dertte olan Kurt (Jason Sudeikis)..

Patronlarından illallah diyen bu üç kafadarın onlardan kurtulma çalışmaları, filmimizin de ana konusu..

Bu yolda en radikal kararı daha en başta alan elemanlar, üç patronu da öldürmeyi, bu dertten kurtulmanın tek çaresi olarak tespit ederler..

Şimdi mesele, olası bu patron katliamını nasıl becereceklerdir..


Otuzlu yaşların sonuna gelmiş, liseden beri de birbirlerinden hiç ayrılmamış bu üç arkadaşın bir ortak noktaları, patronlarının boktanlığıysa, en önemli benzerlikleri de hâlâ çocuklukta kalmış kafa yapılarının körüklemesiyle ortaya çıkan avanaklıkları..


Bakın burası mühim..
Bu heriflerin ortak paydası olan 'avanak' gerçeğini baştan kabul etmezseniz, bu filmden zevk almanız bir hayli zorlaşır..


Filmin en önemli mantık hatası ise, patronlarının ölümü sonrasında -o da eğer hapse düşmezlerse- kahramanlarımızın muhtemel iş pozisyonlarının daha iyi olacağı hissine kapılmaları..

Hadi diğer ikisini anladık diyelim- Dale, dişçi olan patronu öldüğünde anında işsiz kalacaktır..


Oysa onun patronundan kurtulması için işinden ayrılması yeter de artar bile..

Bakın gördünüz mü?
Demin size söylerken şimdi kendim 'avanak gerçeği'ni unuttum ve filmde mantık hatası tespitine kalkıştım..

Filmin en zayıf halkası olan Jennifer Aniston'a gelince..
Hayır sandığınız gibi değil!
Bizzat kendisi gayet iyi oynamış da problem rolünde..


Lütfen beni şimdi abazanlıkla falan suçlamaya kalkışmayın, sonra üzülürsünüz..
 
Lâkin, belki de dünyanın en seksi, en güzel kadın işvereninin baştan çıkarıcı hareketlerini 'normal' bir erkek nasıl olur da tâciz olarak niteler ve üstelik bunu bir cinayet nedeni olarak görür, bunu bana kimse açıklayamaz..

Oysa, o rol Aniston yerine, çirkin denebilecek bir oyuncuya verilse hem daha mantıklı olurdu (Bak yine mantık!) hem de bu durumla ilgili sahneler daha komik olurdu..

Fakat o zaman da, Jennifer Aniston'ın o şahane güzellikteki detaylarından mahrum kalacaktık di mi?.


Neyse dostlar, ben bu tezimden de vazgeçiyorum!

The Hangover'a Selam

Bu arada, 'bel altı' durum ve esprilere yoğunlukla yaslanan filmin -öyle iddia edildiği gibi- 'kara komedi' değil de, hafiften 'cartoon' estetiği içeren, 'deli dolu' bir güldürü olduğunu belirteyim..

'Kafadar arkadaşlar' ve komedi deyince, bu filmin, Felekten Bir Gece (The Hangover)'yi hatırlatmaması mümkün değil..
Zaten o filmi sevenler bu filmden de yüzde yüz memnun ayrılacaklardır..

Yalnız çok rica ediyorum, bu film ve bu fikir burada kalsın, lütfen bir seri haline getirilmesin.. (Yazılarımın Hollywood tarafından da takip edildiğini biliyor olmalısınız)


Özellikle Kevin Spacey ve Charlie Day'in oyunculuklarıyla parladığı, iyi bir oyuncu kadrosuna sahip filmin sürprizi, akıllı uslu bir babanın manyak oğlu rolündeki Colin Farrell idi..

Farrell'ın, uygulanan ağır makyajla tipini epeyi bi değiştirmiş biri olarak oynadığı kısa rolü -bana- Tropik Fırtına (Tropic Thunder)'daki Tom Cruise'u hatırlattı..

Horrible Bosses, -yukarıda değindiğim nedenlerden ötürü- mantığınızı, sinemanın fuayesinde bırakıp da salona girer ve izlerseniz, başından itibaren sizi sararak, kahkahalarla güldürecek, gayet mutlu bir ruh hâliyle de perdeye bakmanızı sağlayacak, başarılı bir film..





Yönetmen: Seth Gordon
Senaryo: Michael Markowitz, John Francis Daley, Jonathan M. Goldstein
Oyuncular: Jason Bateman, Charlie Day, Jason Sudeikis, Jennifer Aniston, Colin Farrell, Kevin Spacey, Jamie Foxx
Yapım: 2011, ABD, 98 dk.


(İşbu yazının 'bir kısmı' Tersninja.com'da yayınlanmıştır)