Zeki ama inzivaya çekilmiş yazar Loretta Sage (Sandra Bullock), hayatını kahraman karakter “Dash”i canlandırmaya adamış yakışıklı kapak modeli Alan'ın (Channing Tatum) yer aldığı popüler aşk-macera romanlarında egzotik yerler hakkında yazarak geçirmektedir.
Loretta, Alan ile birlikte yeni kitabının tanıtım turnesinde iken, onu son kitabında yer alan antik kayıp şehrin hazinesine götürebileceğini uman eksantrik bir milyarder (Daniel Radcliffe) tarafından kaçırılır.
Sadece kitaplarının sayfalarında değil, gerçek hayatta da bir kahraman olabileceğini kanıtlamak isteyen Alan, onu kurtarmak için yola koyulur.
Destansı bir orman macerasına atılan bu beklenmedik çiftin, Kayıp Şehir’de hayatta kalmak ve sonsuza dek kaybolmadan önce antik hazineyi bulmak için artık birlikte çalışması gerekmektedir.
Yönetmen: Adam Nee ve Aaron Nee
Hikaye: Seth Gordon
Senaryo: Oren Uziel, Dana Fox, Adam Nee, Aaron Nee
Oyuncular: Sandra Bullock, Channing Tatum, Daniel Radcliffe, Brad Pitt, Da'Vine Joy Randolph, Oscar Nuñez, Patti Harrison ve Bowen Yang
Yapımcılar:Liza Chasin, Sandra Bullock, Seth Gordon
İdari yapımcılar: JJ Hook, Dana Fox, Julia Gunn ve Margaret Chernin.
The Lost City / Kayıp Şehir filmi 25 Mart’ta sinemalarda.
BEYAZ PERDE İÇİN BÜYÜK BİR MACERA
Sandra Bullock, uzun zamandır bir izleyici olarak keyif aldığı sürükleyici, klasik maceralar gibi komedi içeren bir aksiyon macera filmi fikrine sıcak bakıyormuş. O yüzden Fortis Films adlı yapım şirketi tarafından kendisi bir film yapmaya karar vermiş. Oscar ödüllü ve saygı değer yapımcı beklendiği gibi yükseği hedeflemiş. Bullock şunları söylüyor; “Başarmaya çalıştığımız iş konusunda azimli olduğumuzu biliyorduk ama aynı zamanda başarmamız gerektiğini de biliyorduk. Bu filmin içindeki tüm parçalar kusursuz bir biçimde kesişmeseydi bu film başarılı olmazdı. Ana karakterler, münzevi bir yazar ve bir manken. İkisi de ormanda ya da hatta doğada olmaması gereken kişiler. Ormanlar onlar gibi insanları yer. Havalandırması olan, hava sızdırmaz bir binada kalmaları gerekir.”
Bullock, filmin yapımı için filmin fikrini bulan ve yapımcılık görevini de üstlenen Seth Gordon’la birlikte, arkadaşı Liza Chasin’e başvurmuş.
Chasin, Bullock’la birlikte, kendilerinin ve milyonlarca kişinin dünya çapındaki bir pandemiyle uğraştıktan sonra eğlenceli bir macera filmine ihtiyaç olduğunu fark ettiklerini belirtiyor. “Sandy ve ben, bu tarz bir filmi uzun zamandır izlemediğimizi fark ettik. İzleyicileri hepimizin özlediği ortak bir deneyim için bir araya getiren büyük, eğlenceli bir patlamış mısır ve sinema filmi. Vaadi, bu karakterlerin sizi beklenmedik, aksiyon yükü, eğlenceli, bazen felaketli bir yolculuğa götüreceği.”
Chasin, Bullock’ın yapımı tıpkı oyunculukta olduğu gibi biraz fdazla ciddiye aldığını hemen anlamış. “Çok sayıda oyuncu-yapımcı var. Sandra iki alanda da yüzde 150 yer alıyor. Sette iki görevi de üstlenmişti. Sahne içindeyken bile diğer herkesin işinin farkındaydı. Beyninin o kısmını kapattığını hayal bile edemiyorum. Sandy’ye her zaman güvenebileceğimi biliyordum. Harika bir iş ortaklık oldu.”
Bullock’ın beyaz perdedeki partneri de oyunculuğunun yanı sıra film yapımı tutkusundan aynı şekilde etkilenmiş. Channing Tatum şunları söylüyor; “Çok hareketli bir yapımcı. Yaptığı her işi iyice inceliyor.”
Bu azimli projeyi yönetecek bir yapımcı arayışı Bullock ve Chasin’in Nee kardeşler, Adam ve Aaron’ın yazıp yönettiği komedi macera filmi Band of Robbers’ı izlemelerinden sonra sona ermiş. Filmde Mark Twain’in ikonik karakterleri Huckleberry Finn ve Tom Sawyer’ın yetişkin versiyonları, modern çağda hayat değiştiren kararlarla karşı karşıya kalıyorlar. Bullock ve Chasin’in ilgisini çekmiş ve yönetmenlerle bir toplantı ayarlamışlar.
Adam şunları söylüyor; “Tam aradığımız işti ama henüz fark etmemiştik. Kayıp Şehir, dünyanın çok zor bir dönem geçirdikten sonra ihtiyacı olan ve şu anda istediği türden bir film. Büyük ölçekli bir saf kaçış, eğlence filmi.”
Aaron şunları ekliyor; “Farklı tonlarda, farklı türlerde filmleri alıp aralarında bir uyum sağlamayı seviyoruz. Bu film de bunun için bir fırsattı. Kayıp Şehir, bir aksiyon, macera ve komedi filmi. Bu üç tarzı alıp birlikte akmalarını sağlamak hem zor hem de çekiciydi. Çünkü başarılı olduğunda çok daha zengin bir film elde ediyorsunuz.”
Bullock şöyle söylüyor; “Aaron ve Adam inanılmaz görselleri. Bağımsız film dünyasından geliyorlar. O yüzden çok yönlüler ve bu filmin başarılı olmasını sağlayacak farklı, tüm yapboz parçalarını ele aldılar. Birlikte izleyicilerin sinemalarda izlemesi gereken bir film yaptık.”
ZORAKİ MACERAPERESTE DÖNEN ROMAN YAZARI
Kayıp Şehir’in ilk fikri yapımcı Seth Gordon’ın bir belgesel üzerinde çalışırken katıldığı bir roman toplantısında çıkmış. “Yarışmadaki erkekler, yeni kapak mankeni olmak için yarışırken romantik aşkın çekici ve masum olduğu fikrini canlandırıyordu. Orada bulunan sofistike kadınların birçoğu da ileri düzeyde yazardı ve bu durumdan memnun görünüyorlardı. Bu yazarların, aynı fikri işleyip sattıkları halde kişisel olarak saf ve ideal aşk fikri hakkında sinik ve bıkkın olabilecekleri gerçeğinin farkına vardım. Benim için bu karakterler orada çıktı. Önemsiz aşklardan bıkmış bir yazar ve takımında olduğu ama ciddiye almadığı, daha beklenmedik yollarla günü kurtarmaya yardım eden kapak mankeni.”
Gordon’ın ilk hikaye fikrinden yola çıkılan senaryoyu bu karakterlerin hayata geçmesine yardım eden Oren Uziel ve Dana Fox ve Adam ile Aaron Nee yazmış.
Loretta, aslında çok satana bir romantik kurmaca tarih yazarı görünümündeki bir tarihçi. Bullock şunları söylüyor; “Kitaplarını kimse almıyordu o yüzden Loretta satmak için biraz seks ekledi ve çok başarılı oldu.”
Sevgili kocası bir arkeolog olan ve dul kalan Loretta artık her şeyden elini çekmiştir. Sanat eserleri ve hatıralarla dolu konforlu bir evde saklanır, çok geride kalmış bir hayata tutunurken kendi uydurduğu hikayelerde macera bulur. Bullock şöyle devam ediyor; “Loretta, evinde, kitaplarında ve zihninde huzur buluyor. Hayal gücünde macera yaşıyor ve dışarı çıkıp araması gerekmiyor.”
Loretta bunun yerine kahramanı Dr. Angela Lovemore’u Çalıda Bir Yıl adındaki ve son kitabı olan D’in Kayıp Şehri gibi gösterişli isimleri olan kitaplarda vahşi doğaya gönderiyor.
Aaron şunları söylüyor; “Loretta, kendi hayatında yeni bir bölüm olmayacağını düşünüyor. Ta ki kitaplarda yazdığından bile olağanüstü bir maceraya zorlanıncaya dek. Hayatı çok keskin bir viraja giriyor.”
Loretta, yazar tıkanması yaşadığında en iyi arkadaşı ve yayıncısı/pazarlama gurusu Beth, fikirler bulması ve satışların artması için bir kitap toplantısına katılması için ısrar eder. Ama Beth, toplantıdaki başarının yazarın bizzat yer almasından daha fazlasın, gizli bir silaha, Loretta’nın aşk romanlarının kapaklarında boy gösteren, son derece yakışıklı Dash’a ihtiyaç duyduğunu bilir.
Dash, maçoluk örneğidir. Yakışıklı, neşeli, zeki ve cesurdur. Gerçek hayattaki alt benliği olan Alan’la tanıştığımızda ise Dash değildir. Ama Alan özünde dürüst, güvenilir ve sadıktır ve bütün engellere rağmen hep Dash’in olduğunu hayal ettiği kahramana dönüşür.
Karakteri canlandıran Channing Tatum şunları söylüyor; “Dash, beyaz ata binen veya sarmaşıktan atlayıp günü kurtaran gösterişçi bir karakter. “Alan, ondan çok uzak biri ama denemekten kaçınmıyor. Bence Alan mankenlik işini ilk aldığında biraz utanmış ama sonra bir aydınlanma yaşamış ve birçok kişiye mutluluk veren bu karakteri oynamanın büyük bir fırsat olduğunu anlamış. İnsanları mutlu etmekten daha asil bir iş var mıdır?”
Tatum şöyle devam ediyor “Alan tam deli değil. Dash olduğunu gerçekten inanmıyor. Ama o özelliklerden bazılarına sahip olduğuna inanmak istiyor. Özellikle de çok iyi kalpli biri olduğuna.”
Bullock’a göre Tatum mükemmel yansımaymış. “Channing çok fazla alçakgönüllüdür. Hiçbir şeyi egoyla yapmaz. Ala rolü için de çok uygun çünkü o da çok masum. Çok masum ve tatlı biri. Böyle art niyetsiz, içten birini çok fazla kişi canlandıramaz. Ama Channing, Alan hakkında çok mizahi bir sezgisi vardı.
“Channing, fiziksel bir komedyen. Espriyi aktarmak için vücudunu kullanır. İlk andan itibaren bağ kurduk çünkü ben de öyleyim. Rahat olduğun, zamanlaması muhteşem bir partnerin olması çok güzel. Dahası birbirimizi tamamlayacak kadar da farklıyız.”
Ekrandaki potansiyel etkileşim başrol aktöründe kesinlikle büyük bir etki yaratmış. Tatum şunları söylüyor; “Kayıp Şehir, bir kaçış filmi ama aynı zamanda Loretta ve Alan arasında yavaş yavaş gelişen bağda da riskler var. Sandy o özellikleri sektördeki herkes kadar iyi bir şekilde bir araya getiriyor. Siz karakteri hala önemserken komediyi zorluyor. Oyuncu olarak gülüyorsunuz ve bazen de kendi kendinize “Bunun olduğuna inanamıyorum.” diyorsunuz.
BİR MİLYARDERİN “KAYIP” ARAYIŞI
Bir aksiyon komedi kötü karakteri kadar iyidir. Kayıp Şehir’in unutulmaz, garip, yazar kaçıran milyarderi Abigail Fairfax’i var. Daniel Radcliffe ilk düşünüldüğünde Bullock önerinin “dahice” olduğunu düşündüğünü hatırlıyor. “Daniel’ın keskin mavi gözleri yumuşak ve davetkar. Ta ki Farifax çılgına dönünceye kadar. Sonra Daniel manyak bir adama dönüşüyor. Muhteşem. İzleyiciler, beklemedikleri bir Daniel Radcliffe’i deneyimleyecekleri için heyecanlıyım.”
Bullock, Chasin ve Nee kardeşler karakter için potansiyel görünümleri araştırmış, Fairfax’ın tarzını finalize etmeye, kostümünün, saçının ve makyajının her detayını ele almaya çalışmışlar. Zengin girişimcinin GQ dergisinden fırlamış gibi görünmesi fikrinde karar kılmışlar.
Radcliffe, kötü karakterin her zaman eğlenceli olan rolünü benimsemiş. “Fairfax kötü bir adam ama mizahi yönü çok fazla çünkü hem yaramaz hem de aksi biri. Fairfax’in tüm kötülüğü medya patronu babasını memnun etme ihtiyacından geliyor. Bu da tüm kötü yanlarının içini boşaltıyor. Fairfax sadece berbat, yetki verilmiş bir sömürgeci.”
Radcliffe şöyle devam ediyor; “Arkeolojiye ve tarihe ilgisi çok büyük ama yanlış nedenlerle. Fairfax, hazineleri dünyanın geri kalanının sahip olamaması için ele geçirmek istiyor. Çok çocukça bir motivasyon.”
Fairfax, Loretta’ya uzmanlığının D’nin Kayıp Şehri’nin ve nadir, bir kırmızı elmastan taç bulunan gizli hazinesini bulmasına yardım edebileceği fikrini sunduğunda bu fırsata atlayacağını sanıyor. Loretta direnince bir sonraki seçeneğinin onu kaçırmak olduğuna karar veriyor.
“Farifax, Loretta’yı bayıltıp jetine bindirince fikrini değiştireceğini sanıyor. Değiştirmeyince Fairfax için istediğini kendi yoluyla alamayacağı kesinleşiyor. Loretta artık adil bir hedef ve Fairfax de onu avlayacak.”
Fairfax’in mizacına Abigail adı da yardım etmiyor. Radcliffe şunları söylüyor; “O ismi sevdim. Benim için hep bir şaşkınlık kaynağıydı. Çünkü Fairfax bu konuda çok savunmacı. Tüm hayatını cinsiyetsiz bir isim olduğunda ısrar ederek geçirmiş.”
Radcliffe, hep mekanın affetmeyen güneşi ve yüksek sıcaklıkları altında sakin kalmış. “Normalde aşırı sıcak veya soğuk çok iyidir çünkü rol yaptığınızı unuttururlar. Sadece içinde olursunuz. Ama Fairfax’ın terleyen biri olmaması gerekiyordu o yüzden etrafımda terimin tişörtümden belli olmaması için vantilatörler dolaşan beş kişi vardı.”
YOLDA EŞLİK ETME
Oyuncu kadrosunda ayrıca komedi oyuncuları Da’Vine Joy Randolph, Oscar Nuñez, Patti Harrison, Bowen Yang ve özel konuk oyuncu rolüyle Brad Pitt yer alıyor.
Randolph , Dr. Angela Lovermore ile Dash McMahon karakterlerinin olduğu aşk romanları kitap serisini yayıncısı Beth’i canlandırıyor. Loretta’nın en yakın dostu ve gayri resmi terapisti olmanın yanı sıra Loretta’nın menajeri, halkla ilişkiler sorumlusu ve son olarak da kayıp dostunu bulmak için yola çıktığında özel dedektifi olarak görev yapıyor.
“Beth, Loretta’nın çok fazla vakti olduğunu biliyor ve arkadaşı olarak onu motive etmeye ve tekrar yazması ve dışarı çıkması için cesaretlendirmeye çalışıyor. Beth, Loretta’yı dürtüyor çünkü evde kapanıp kalmasını istemiyor.”
Loretta kaçırılınca Beth de aksiyona katılıyor. Randolph şunları söylüyor “Polislerin ve FBI’ın yardım etmeyeceğini fark ediyor. Bu yüzden bilinmeye atlamak ve arkadaşını bulma arayışına çıkmak üzere maceracı bir kara veriyor.”
Chasin şöyle anlatıyor; “Da’Vine, kadın patron gücünü getirdi ama aynı zamanda samimi ve zeki o yüzden Loretta ile Beth arasındaki bağı hemen anlıyorsunuz. Profesyonel bir ilişkiden daha derin. Gerçek bir duygusal bağları var.”
Bullock, Randolph’ın mizah zamanlamasına hemen çekilmiş. Ama oyuncunun opera sanatçısı olduğunu öğrendiğinde aralarında bağ daha da güçlenmiş. “Annen bir opera sanatçısıydı.” Diyor Bullock.
“Da’Vine’ın opera sanatçısı olduğunu öğrendiğim an çok tatlıydı.”
Patti Harrison, Beth’in garip sosyal medya müdürü Allison. Harrison, Allison’ın sorumluluklarını “Loretta’yı piyasanın nabzına uyumu tutmak ve gençlerin kitapları için heyecanlanmasını sağlamak” olarak açıklıyor.
Bullock, Harrisonın role sıra dışı yaklaşımından etkilenmiş. “Patti’nin kara mizaha doğru gidebilen bir bilinç akışı var ama kendinizi gülerken buluyorsunuz. Sonra kendinizi sorguluyorsunuz; “Gülmem normal mi? Çok fazla kişi böyle sakin ve durgun bir şekilde olmayı başarabilir. Patti gerçekten başarıyor ve Da’Vine’le birlikte çok iyiler.”
Hit dizi The Office’de rol alan Oscar Nuñez, kadroya ilk seçilen kişiymiş. Adam Nee şöyle anlatıyor; “Sandy’nin Teklif filminde Oscar’la muhteşem bir çalışma deneyimi olmuş. Görüşmeler sırasında sürekli ondan bahsetti. Beth’in kendine ait bir hikayesi olmasını ve tuhaf karakterlerle karşılaşmasını istedik. Oscar Nuñez’in canlandırdığı Oscar adlı gerçekten garip biriyle bağ kurmasını istedik. Oscar’la tanıştığımızda adadan adaya hayvan nakli yapıyor. Berh, yasal bir iş olduğundan pek emin değil. Ama sonunda Beth’i kargo uçağıyla götürmeye ikna ediyor. Oscar, Beth’e ilgi duymaya başlıyor ve yolculuğunun geri kalanında yardım etmek için yanından ayrılmıyor.
Nee kardeşler, Oscar’a en yakın arkadaş olarak Randy adlı bir keçi vermiş. “Beth’i normal hayatından çok farklı bir duruma sokmak istedik. Tıpkı Loretta’ya yaptığımız gibi.” Diyor Aaron. “O yüzden Beth’e en yakın dostu bir keçi olan bir duygusal arkadaş vermek istedik. Beth ve Loretta’nın benzer yolculukları var. Loretta’nın yolculuğu Alan’la ormanda, Beth ise topuklu ayakkabılar ve takım elbiseyle toplantıdayken artık hayvanlarla dolu bir uçakta, okyanusun üzerinden kaçak geçiyor.
Saturday Night Live’ın Bowen Yang’i Ray’i canlandırıyor. Beth’in Loretta’yı sürüklediği kitap tanıtımındaki panel moderatörü rolünde. Her zaman komik ve saygısız olan Ray, başka bir yerde olmayı tercih eden aşırı hassas Loretta’yla uğraşmaya kalkıyor. Ama yazarla Alan’ın canlandırdığı Dash arasındaki gergin bir etkileşim yaşanınca talihsiz moderatör ve röportaj yaptığı kişi arasında komik bir durum yaşanıyor.
Brad Pitt’in unutulmaz sahneleri, Fairfax tarafından kaçırılmasının ardından Alan Loretta’yı bulup kurtarmaya kalktığında geliyor. Alan, görev için çok uygun olmadığını fark eder ve eski bir deniz komandosu olan Pitt’in canlandırdığı, yoga ve rehine kurtarma işi yapan Jack Trainer’ı işe alır.
Bullock, oyuncu seçimi yaparken beklenmedik bir kaynağa yönelmiş. Eski arkadaşı ve kuaförü Janine Thompson, başka bir müşterisini, Brad Pitt’i önermiş. Bullock, son dönemde Pitt’in gelecek filmi Bullet Train’de konuk oyuncu olarak rol almış. Pitt de bu iyiliğin karşılığını vermeye hazırmış. Ne de olsa Lao Tzu ve Tao Te Ching’den alıntılar yaparak konuşan, üstün yetenekli, paralı özel operasyon askeri olmayı kim istemez ki?
Bullock şunları söylüyor; “Brad, karakterini çok özel bir şekilde ele aldı. “Trainer, bir Budist, doğa ve granola erkeği. Alan da yavru bir Labrador köpeği gibi peşinde dolaşıyor.”
Pitt, Trainer’ın görünümünü bulurken bile yardım etmiş. Thompson şunları söylüyor; “Jack Trainer’ın uzun, dalgalı saçlı olduğunu düşündük. Brad de çok iyi bir fikir olduğunu düşündü. Brad, karakterde Tibet tarzı olmasını istedi. Biz de kaşif, tüm dünyayı gezmiş biri olmasını istedik. Ama Jack’in neler başardığını veya kimi kurtardığını bilmiyorsunuz çünkü o bir tür paralı asker.”
Aaron şöyle anlatıyor; “Brad’i olayın içine attık. Neye imza attığını biliyor muydu emin değilim. Ama muhteşemdi ve ona ne verirsek verelim çok hazırdı.”
Tatum için Pitt’le çalışmak filmin yapımının çarpıcı bir yanıymış. “İdollerimle ve hayran olduğum kişilerle tanışmaktan hep korkarım. Çünkü balonun patlamasını istemezsiniz. Ama Brad, Brad Pitt’in olmasını istediğiniz her şeye sahip! Bu rolü canlandırması gerçekten olağanüstüydü.”
EŞSİZ TULUM
Loretta’nın göz kamaştırıcı ve son derece uygunsuz orman kıyafeti ve onu yürüyen bir disko topuna dönüştüren fuşya tulum kostüm tasarımcı Marlene Stewart’a (Gerçek Kahraman, Top Gun: Maverick)
Sanatçısını tanımlayan bir yaratım. Stewart şöyle söylüyor; “Hayatımın geri kalanında tulumu konuşacağımı hissediyorum. Ama değiştirir miydim? Tabii ki hayır. Çünkü komik. Loretta, dar görüşlü, kendi engellerini aşamayan biri. Arkadaşı ve menajeri Beth, daha seksi görünmesi ve hissetmesi için parlak bir şeyler giymeye ikna ediyor. Ama pek öyle olmuyor. Loretta’nun parlak bir kıyafetle kaçırılıp bir ormanda hayatının macerasına atılacağından hiç haberi yok.”
Bullock şunları söylüyor; “Tulum, benim tulum sevmemden ortaya çıktı. Tulum giymeyi çok severim. Hepsi bir arada. Fermuarı çek ve saklanması gereken her şeyi örtüyor. Üstelik Loretta Sage’in giyeceği en tuhaf ve en rahatsız kıyafet. Çok komik olduğunu düşündüm.”
Bullock, aradığı renk skalası için Stewart’a bir buket ölü orkide göstermiş. Stewart, ekran kaydı almış ve uygun payetleri bulmak için renk skalasını da oluşturmuş. “Renk çok zorlayıcıydı. Siyah, altın sarısı, mavi, mor ve çok farklı renk varyasyonları vardı. O orkidelere uymaları için çok doygun ve derin olması gerekiyordu.”
Stewart arayışı sırasında mükemmel fuşya tonunu bulmuş. 15 renkli payeti eskitmiş ve bir ipe asmış. Ardından görüntü yönetmeni Jonathan Sela farklı renkler ve kumaşlarla bir kamera testi yapmış
Ama o testler sadece renkle ilgili değilmiş. Payetlerin filmin birçok aksiyon sahnesinde Bullock’ın yanında durması gerekmiş. Payetlerin dağılmaması, cildi tahriş etmemesi veya Channing’in yüzünü kaşındırmaması gerekiyordu.”
Bullock şunları söylüyor; “Biraz elemeleri gerekti. Ama çok az payet esnekti. Ayrıca kamerayı yansıtmamaları için belli bir biçimde burmaları gerekiyordu. Marlene ne yaptı bilmiyorum ama mükemmel payetler buldu.
Bir sonraki zorluk, hiç yansıma yapmayan payeti bulmaktı. Yine, aşılması güç bir görev. Sonra ormanda çekim yapmanın sayısız zorluklara dayanacak sayıda tulum yapma işi gelmiş. Yine bir başka beklenmedik zorluk. Bullock biraz abartarak “70 tulum gerekiyordu.” Dedi.
Kıyafet, oyuncu için işleri kesinlikle kolaylaştırmamış. Dominik yazındaki çekimler sırasında 32 santigrat derecenin üstündeki sıcaklıklarda her gün giymiş. Bullock, “rol için özel eğitimde ormanda topuklularla ve tulumla nasıl gideceği de dahildi.” Diyor.
Yapımın tamamlanmasından ve payetli tulumları sonsuza dek kaldırdıktan aylar sonra Bullock, kıyafetin sonsuz ve kontrast gereksinimlerini komik buluyor. “Ben çok fazla yemek yedikten sonra bazı kıyafetlerin genişletilmesi, bazılarının da ormanda susus kalınca daraltılması gerekti. Göğüslerin dışarı fırlamadan yukarı itilmesi gerekiyordu. Bu tulum gerçekten filmin baş karakteri oldu!”
PERUKLAR ÇIKIYOR
Loretta, kısmen tulumuyla tanımlanıyor. Alan yani namı diğer Dash bir aşk romanı tanıtımında şaşırtıcı bir tanıtım yapıyor. Uzun ve gür sarı bukleleri ve bluz tarzında korsan gömleği ve sanatsal bir şekilde yırtılmış kot pantolonu vardır. Protez saçın Tatum üzerindeki büyük etkisi devam ediyor. “Onu taktığım ana kadar Dash’in kim olduğunu bilmiyordum. Bir anda bu psikozlu ve çılgın karakter ortaya çıktı.”
Peruk, Rob Pickens tarafından Tatum tarafından tasarlanmış, Tatum’un kuaförü Derrick Spruill tarafından kesilip renklendirilmiş. Şunları söylüyor; “Peruğun özel tanıtıma ihtiyacı, o ayrı bir karakter. Channing onu taktığında değişiyor, artık Channing Tatum değil, Alan değil, tamamen Dash oluyor. Onu öyle görünce saçın kendisi oluyor. Saçın ağzına girdiği ve buna dayanamadığı anlar var. ‘Çıkar! Çıkar! Diye yalvarıyor. Channing saçını hiç uzatmamış, asker tıraşı seviyor. Çok komik çünkü perukla bir aşk ve nefret ilişkisi var.”
AKSİYON, MCERA VE ORMANDAKİ KAHKAHALAR
Yapımcılar Kayıp Şehre, görünümüne ve mizahına uygun bir görünüm vermek istemişler. O açıdan Aaron Nee şunları söylüyor; “Adanın öne çıkmasını istedik ama yapay görünmemeliydi.”
John Wick, Dead Pool 2 ve Brad Pitt’in rol aldığı gelecek film Bullet Train’de etkileyici çalışmaları olan görüntü yönetmeni Jonathan Sela, Nee kardeşlerle birlikte çalışarak bu filme benzersiz bir görünüm vermek için Zorn paletinin özel bir varyasyonunu oluşturmuş. “Zorn plaeti, doygun mavilerin ve yeşillerin olmadığı sınırlı bir palettir. İlk bölümde ayrıntısız bir Oz Büyücüsü efekti yaratmak için bu paleti kullandık. Doygun mavileri ve yeşilleri ormana ulaşana dek kullanmadık. Böylece ormanda o renkler bir anda ekrana yayıldı.”
Görevimiz Tehlike, 300 ve Roket Adam gibi filmlere imza atan deneyimli yapım tasarımcı Jim Bissell, bu palete aşinaymış ve yönetmenin amacını anlamış. “Zorn paleti yaptığım bazı komedi filmleriyle bağ kurdu. Aynı zamanda filme gerçekçilik kattı ve karakterlerin duygusal yolculuklarını, mizahı ve eğlenceyi de zenginleştirdi.”
Hikayenin kurmaca adanın ana öğelerini yaratmak için yapımcılar antropoloji profesörü ve San Diego Eyalet Üniversitesi Güney Sahili Bilgi Merkezi yöneticisi olan Dr. Seth Mallios’ı görevlendirmişler. Mallios, hepsi Loretta’nın sözde kurgu hikayeleriyle ve Fairfax’in alçak planlarıyla bağlantılı olan Kral Kalaman, Kraliçe Taha ve Dapocaginou-dysphemica kabilesinin mitolojik hikayesini geliştirmek için antik ada kültürlerini incelemiş.
İdari yapımcı ve birim yapım müdürü JJ Hook, mekan seçeneklerini inceleyen ilk ekiplerden birinde yer almış. Sonunda Domink Cumhuriyeti’nin verimli ormanları ve muazzam şelaleleri, hikayede anlatılan D’nin Kayıp Şehri ve civarı için mükemmel bir mekan sunmuş.
Bissell şunları söylüyor; “Göz alıcı bir manzara yakaladık. Gerçekten çok güzel. Ayrıca setlerimizi inşa etmemiz için uygun aşamalar da vardı.”
Yapımın ilk haftasında karakterlerin, şelalenin arkasındaki gizli bir mağarada bulunan hazinenin bulunması için önemli olan antik hiyeroglifleri keşfettiği Salto de Socoa’da dört bölgede nehir ve orman çalışmalarına başlamışlar.
Diğer önemli mekanlar arasında Bahía de San Lorenzo (San Lorenzo Bay), Las Terrenas, Arroyo Barríl Aeropuerto ve daha sonra da sanat ve set dekorasyon birimlerinin Fairfax’in müsrif yerleşkesi ve engin kazı alanına dönüştürdüğü bir Hindistan cevizi korusunun boş bir alanı bulunuyor.
Bissell şunları söylüyor “West Grove’un yeraltı su tablasını bulmamız ve Fairfax’in ekibini her yeri kazmış gibi göstermek için ne kadar derine inebileceğimizi görmemiz gerekti. Fairfax bir yıldır oradaymış gibi görünmeliydi. Tapınağı bulamıyor ve bu onu deli ediyor. Tabii ki bu yüzden de Loretta’yı kaçırıyor ve bazı yanıtlar almayı umuyor.”
İnşaat altı hafta sürmüş ve kısa süre sonra da set dekoratörü Karen Frick, çadırlar kurduğu ve kamp alanının ve kazı alanını dekore ettiği çalışmasına başlamış. Radcliffe karakterinin kazılarından çok etkilenmiş. “Etkileyici setlerden hiç bıkılmaz. Kazı alanı ve Fairfax’in yerleşkesi gibi setlere girdiğinizde verilen emekleri görüyorsunuz, iş gücü, sanatsal yetenek ve detaylar şaşırtıcı. İzleyiciye Fairfax’in kim olduğu konusunda da bir fikir veriyor. Arkeolojiyle ilgilenmiyor, tek amacı görkemli olması ve olay.”
Fairfax’in mekan hakkında tek bildiği paha biçilmez Ateş Tacı’nın hiyeroglif sembollerinin olduğu antik bir parşömen formunda olduğu. Bissell, hiyeroglifleri tasarlaması için grafik tasarımcı Christina Myal’ı görevlendirmiş. Birlikte film boyunca kullanılan çivi yazıları oluşturmuşlar.
Bir dil geliştirmişler, Loretta, Alan ve sonra da Fairfax’in bulduğu mağaradaki yazılarla eşleşen bir dil geliştirmişler. Hikayedeki büyük bir sürprizin de kilit noktası.
Portillo Ormanı ve civarındaki maden, West Grove’un güneşinden, sıcaklığından ve neminden bir kaçış olmuş. Ama iki mekanda da kendilerine özgü zorlayıcı şartlar varmış. Bereketli tropik ormanın yeşilliği içinde zehirli bitkiler de yer alıyormuş. Ormanın ortasında çekilen bir filmde bahçıvan hizmetine gerek olacağını düşünmezsiniz ama ormanın gerçekçi görünmesi, izleyici beklentilerini karşılaması için kusursuz sayıda ek bitki gerekiyormuş.
Kayıp Şehir’in gizlendiği önemli mağara, birkaç mekanın görüntülerinin birleşimiyle yapılmış. Bunlar arasında oyuncuların ve ekibin Iguabonita Mağarası’nın karanlık iç odacıklarına indiği, Scape Park Cap Cana, da yer alıyormuş. Suyun olduğu mağara girişi, Las Haitises’de çekilmiş ve Pinewood Dominik Cumhuriyeti’nde inşa edilen setlerle donatılmış.
Tehlikeli sahneler departmanı set çalışmaları arasında Pinewood ile yakınındaki golf sahası arasındaki ormanda Şaman Yolu dedikleri yolu yapmış. Orada tehlikeli sahne koordinatörü Kyle Woods ve departmanı filmin önemli bir aksiyon sahnesini, Alan’ın Loretta’yı kurtarmaya çalıştığı ve hareket halindeki Mayına Dirençli Pusu Korumalı aracının üstünde tek başına Fairfax’in birkaç adamıyla dövüştüğü sahneyi tasarlamış, prova yapmış ve çekmişler. Sahneyi tamamlamak beş gece sürmüş. Woods, “Alan, aracı takip ediyor ve bir mobiletle yanından gidiyor, hareket halindeki aracın üstüne atlıyor ve epik bir dövüş oluyor.” diyerek açıklıyor.
Özgeçmişinde 20 yıllık dublörlük, tehlikeli sahneler koordinatörlüğü, teçhizatçı gibi görevler yer alan Woods, Bullock’ın ve Tatum’un bu sahneyi ve diğer aksiyon sahneleri canlandırırken cesur ve hevesli azminden etkilenmiş. Sporcu olan Tatum, yapımın elverdiği kadarıyla kendi sahnelerinde dublör kullanmamış.
Woods şunları söylüyor; “Channing, oyuncu olan çok iyi bir dublör. Çok sert ve neredeyse durdurulamaz.”
Tatum’un tehlikeli sahneleri arasında sahneden düşmek, gelen motosikletlerden kaçınma ve hareket halindeki bir aracın üstüne tırmanmak bulunuyor.
Bullock da Loretta’nın yeni keşfettiği fizikselliğini yakalamak konusunda korkusuzmuş. “Sandy çok hevesli. Gerçekten olan ne varsa katılıyor ve gerçekten çok komik. Kayarsa veya düşerse devam edip onu senaryoda da kullanır.”
Bullock, her zaman kamera önündeki partnerinin yeteneklerinden ve aralarındaki güçlü etkileşimden ilham almış. İki yıldız, bu sahnede ve diğerlerinde çok eğlenmişler ve sıklıkla birbirlerini kahkahalara boğarak ikisinin de uzun zaman önce birbirini kaybeden kardeşler oldukları hipotezini yürütmelerine yol açmışlar. “Sessizce otururken bir anda kahkahalara boğuluyorduk.” diyor Bullock.
Tatum şunu ekliyor, “Nerede olursak olalım, sette ne yapıyorsak yapalım aynı tepkileri veriyorduk. Hep senkronizeydik.”
Bu tür bir etkileşim ve eğlence Loretta’nın, Alan’ın arkasına yerleşen sülükleri çıkardığı sahnenin çekimi sırasında da yaşanmış. Tatum şöyle anlatıyor; “Benim popoma süper yapıştırıcıyla yapıştırılmış birkaç sülükle sete girmemle başladı. Sonra Sandy’nin, Loretta rolünde vücudumun belirli bir bölgesi hakkında iki sayfalık bir monoloğu vardı! Ve bu yapımın daha ikinci günündeydi.”
Ekran önünde ayrılmaz ikili ve özel efektler süpervizörü Eric Frazier için de bir başka önemli an, Farifax’in detaylı yerleşkesindeki dev patlama, şov çalan bir an olmuş.
Fairfax’in egzotik ve devasa hareket eden cephaneliği için yapımcılar, şımarık bir iş adamının dört tekerlekli oyuncaklarına benzeyen ve Karayiplerin yaz havasına ve orman zeminine dayanabilecek çeşitli araçlara bakmışlar.
Apocalypse Hellfire 6x6, Radcliffe’in favorilerinden biriymiş. “Benim için bir kamyona Apocalypse adını vermek çok çılgıncaydı. Direksiyon tasarımı gerçekten bir nükleer silahın mantar bulutuna benziyor. Çok etkileyici bir araç ve hiç kullanmak zorunda kalmadığım için çok memnunum.
Jack Trainer’ın kaçış arabası için tercihi Bajaj Qute (Cutie). Hindistan’da üretilmiş. Otomotiv çevrelerinde kapısı ve tavanı olan dört tekerlekli çekçek olarak biliniyor. Bazıları motorlu dört tekerlekli bisiklet diyor. Tatum, minik bir palyaço arabasına benzetiyor. “Arkasından 50 kişinin atlamasını bekliyorsunuz.” Diyor. Farifax’in elinden kaçış çabaları sırasında Alan, sandalyeye bağlanmış Loretta’yı Bajaj’ın arka koltuğunda, ormanın tehlikeli yollarından götürüyor. Alan bir anda arabanın kontrolünü kaybedince Bajaj dönüyor ve bir uçurumun kenarında tehlikeli bir şekilde duruyor.
Frazier şunları söylüyor; “Tehlikeli bir durumdaki çok komik bir an. Çünkü iki karakter tartışıyor ve tam sendeleyen arabaya doğru giderlerken araba uçurumdan aşağı düşüyor. Ama o sahneyi sette değil de gerçek bir ormanda yapmamız gerekiyordu. Test ettiğimiz mekanlar ve sonunda kullandığımız uçurum, bir arabayı aşağı atmayı bırakın ekipmanlarımızı götürmek bile çok zordu.”
En beklemedik ulaşım aracı da Alan ve Trainer’ın Loretta’yı Farifax’in yerleşkesinden kaçırmaya çalışırken içine attıkları ve patlayan arabaların yanından götürdükleri el arabası olmuş. Woods şöyle itiraf ediyor; “Bu her filmde yaptığınız bir şey değil. Büyük aksiyon filmlerinde bile olmaz. Ama Aaron ve Adam gerçekten yaptı. Hiç yeşil ekran kullanmadan. En güzel günlerden biriydi.”
Bullock sahnenin çekimini hatırladığında şöyle söylüyor “Aman Tanrım, el arabası! Sadece lütfen bu işe yarasın diye dua edersiniz. Yine de tek yapmam gereken orada oturmaktı.” diye devam ediyor. Bütün işi Channing ve Brad’in yapması gerekiyordu. Sadece beni düşürmemelerini, devirmemelerini ya da üstümden geçmemelerini umuyordum. İkisi sayesinde tek çekimde bitirdik. Olağanüstüydü.”
ÇEKİM BİTTİ
Kayıp Şehir’in, izleyicileri bir epik aksiyon macera komedi sunması için verilen çabaların yansıması, beyaz perdenin, yıldızların ve yapımcıların filmi yaparken aldıkları keyfi izleyicilerin de en az onlar kadar almalarını istemelerini açıklıyor.
Adam Nee şöyle söylüyor; “Arkadaşlarıma Sandy Bullock ve Channing Tatum’la bu filmde olduğumuz, Daniel Radcliffe ve Brad Pitt’le aksiyon ve dövüş sahneleri çektiğimizi söylediğimde büyük palavra atıyormuş gibi oluyordum. Ama sonra Aaron ve ben işe başladık ve ben hala inanamıyorum.
Aaron şunları söylüyor; “Sizi iki gözünüzün ortasından vuran dramatik filmlere bayılıyoruz. Ama aynı zamanda sizi eğlendirirken bir yandan da hayatın olasılıklarını hissetmenizi sağlayan bir hikaye anlatımı ihtiyacı var.”
Channing Tatum şöyle söylüyor; “Hayatım boyunca eğlenceli filmleri çok severim. Kayıp Şehir’de değer verdiğiniz iki karakter aracılığıyla epik bir kaçış filmi yapmak istedik.”
Sandra Bullock, iki önemli görevde bulunduğu büyük ölçekli film için umutlarını ve düşüncelerini paylaşarak kapatıyor. “Bu filmden Disneyland’de bir eğlence treni yapabilirsiniz. Bu ölçekle ve kapsamla. Sizi alıp götürüyor, adeta uçuruyor ve Loretta ve Alan’la birlikte bu ormanın enginliğindeymişsiniz gibi hissettiriyor. Yani henüz tatile gidemiyorsanız sinemaya gidip bizimle birlikte tatile çıkmış gibi hissedebileceksiniz.”
Filmin mmknmrtb notu: 60 /100