1.11.15

Solace



Gerilim ve aksiyonun yüksek olduğu Solace’da, Anthony Hopkins Dr. John Clancy adında sivil bir analisti canlandırıyor.
Clancy, kızının ölümünden sonra emekli olan, evliliği sona eren ve sıra dışı yeteneklere sahip bir adamdır.
Münzevi bir yaşamın içinde, geçmişten gelen gizemli ve acı dolu olayların hesaplaşmasını yaşarken, geleceği görme ve psişik yeteneklerini yaşamından uzak tutmaya çalışıyordur.

Ancak FBI Özel Ajanı Joe Merriwether (Jeffrey Dean Morgan) ve Joe'nun genç ve şüpheci ortağı Katherine Cowles (Abbie Cornish), korkunç bir seri cinayet davasının çözümü için ondan başka kimsenin kendilerine yardım edemeyeceğine karar verirler.
Clancy’i davaya destek olması için ikna etmeye giderler, ancak bu konuda kesinlikle FBI’la çalışmayacağını söyler.
Ancak ziyaret sırasında Katherine’in geleceğiyle ilgili bazı görüntüler gören Clancy, fikrini değiştirir ve ekibe dahil olur.

Clancy ve ekibin karşısında ise psişik güç konusunda baş etmekle zorlanacakları, zeki ve çok tehlikeli bir katil olan Charles Ambrose (Colin Farrell) vardır.

Soluk soluğa izleyeceğiniz; aksiyon ve gerilim dolu Solace, alışıldık bir cinayet hikayesinden öte, farklı boyutların varlığı ve yaşamın içindeki bir çok değeri sorgulatacak cinsten bir film.

Solace; Akademi ödüllü Anthony Hopkins’in usta oyunculuğunun yanında Colin Farrel, Jeffrey Dean Morgan ve Abbie Cornish’ın muhteşem performanslarıyla, 2015’in en iddialı yapımları arasındaki yerini şimdiden aldı.

YAPIM HAKKINDA

13 yıl önce yapımcı Beau Flynn, o zamanlar tanınmamış olan Sean Bailey ve Ted Griffin’in yazdığı doğaüstü gerilim türündeki Solace'ın senaryosunu ilk okuduğunda, bu filmi çekmek istediğini hemen anlamış.

Choke, Requiem for a Dream, Tigerland, Journey to the Center of the Earth, Journey 2: The Mysterious Island ve Hercules gibi 30'u aşkın film çeken Flynn bu filmle ilgili şöyle diyor: “Solace'ın hikâyesi ve karakterleri benzersizdi. Solace insanları düşündüren bir film. Ahlak ve insanlık gibi konuları ele alan bir hikâyesi var. Ötenazi ve yaşama son verme, kader ve yaşam hakkı sorularını ele alırken aynı zamanda birçok kışkırtıcı noktaya da parmak basıyor. İlk ve en önemli özelliği, Solace'ın eğlenceli olmasının yanı sıra etkili de olması. Bu onu çok farklı ve özel bir film yapıyor.”

Filmin diğer yapımcılarından Thomas Augsberger, Solace ile ilgili şöyle anlatıyor: “Filmin zamanlaması konusunda şansımız yaver gitti. Bir anda çok iyi yazarlardan çok iyi bir proje geldi. Beau ve ben, New Line'da prodüksiyonun başına henüz gelen Toby Emmerich; “Bunu sizden almak istiyoruz.” dediğinde çok gururlandık. Daha sonra da bu filmi New Line'da birlikte yapalım' dediler. Emmerich'in Solace'a verdiği güçlü destek, birçok yazar, yönetmen ve oyuncu gelip giderken, 10 yıl boyunca projenin stüdyoda kalmasını sağladı. Bir noktada, pazarlama arayışına giren New Line, Solace'ı, gişe rekorları kıran Se7en'ın, Morgan Freeman'ın da olacağı bir devam filmi olarak çekmeyi düşündü. Yine bir diğer girişimde, yönetmen Mark Pellington'la görüşüldü ve stüdyo senarist James Vanderbilt'i (Zodiac) bazı revizyonlar yapması için getirdi ama film hiçbir zaman yapım aşamasına geçemedi.”

Flynn şöyle devam ediyor: “Muhteşem Anthony Hopkins'le çalışma fikri adeta bir rüyaydı. Anthony, herkesin performansını yükselten, filme ağırbaşlılık ve tecrübe katan inanılmaz bir oyuncu. Cevap vereceğini düşünmüştüm, verdi de. Anthony müthiş bir ortaktı ve filmin çekilmesi için beklediğimiz beş yıllık süre boyunca projeye çok sadık kaldı.”


Hikâyenin güçlü karakterlerini beğenen Hopkins, başroldeki Doktor John Clancy'yi canlandırmayı kabul etti.
Filmin sorumlu yapımcılarından biri de olan Hopkins şöyle diyor: “İyi yazıldıysa daima ilgi çekicidir ve bu da iyi yazılmıştı. Senaryo çok ama çok güzel… Film, hayatın başka bir boyutu olduğuna dair yapılan imalarla dolu. Ben maneviyatı çok yüksek biri değilimdir ama bu fikre kesinlikle açığım. Çoğunluğun düşündüğü gibi düşünmem ya da herhangi bir konu hakkında nutuk atmam ama benim de kendi hayatımda yaşadığım bazı tecrübelerim oldu. Eşzamanlılık, psişik tecrübeler bir yana, kesinlikle benim de anlayabileceğimden daha da derin olan bir şeyler var.”

Çok beğenilen ve gişede rekorlar kıran “Silence of the Lambs”in yanı sıra, bunun öncesini anlatan “Red Dragon” ve yine çok gişe yapan devam filmi “Hannibal”da canlandırdığı Doktor Hannibal Lecter performansıyla Oscar kazanan oyuncu, bu rolle sinemanın en sembolleşmiş katilleri arasında yerini aldı.
Ausberger şöyle diyor: “Söz konusu seri katil filmleri olduğunda, Anthony bir nevi bir marka yarattı. Birçok açıdan bizlerle birlikte olması bizi çok memnun etti. Yaşayan en harika oyunculardan biri olmakla kalmıyor, yıllardır da, filmin stüdyodan çıkarak bağımsız dünyada hayat bulması adına bulunmaz bir ortaklık sergiledi. Solace bence ona, yaratıcı anlamda farklı bir açıdan çoktan keşfetmiş olabileceği şeyleri keşfetmesi için bir fırsat tanıdı.”


Hopkins'in de dâhil oluşuyla, Flynn ve Augsberger, filmi New Line'da geliştirmeye devam etti.
Stüdyo, senaryoda revizyonlar isteyince Hopkins, daha önce kendisiyle birlikte Oscar'a aday gösterilen Frost/Nixon'da (2008) çalışan ödüllü senarist Peter Morgan'ı dâhil etmeyi teklif etti.
Flynn, yönetmen arayışları devam ederken, Morgan'ın tamamladığı senaryonun çekimlere hazır hâle geldiğini söylüyor.
2011'de Flynn, Brezilyalı yönetmen Afonso Poyart'ın ilk filmi olan “2 Coelhos” u (2 Rabbits) izlediğinde benzersiz, görsel olarak kışkırtıcı ve doğaüstü olan bu gerilimi yönetmek için Poyart'ın biçilmiş kaftan olduğunu düşündü.

Flynn şöyle diyor: “Bir yapımcı olarak bunu çok istedim. 2 Rabbits filminde aradığım tüm öğeler vardı. Güçlü bir bakış açısı, harika görseller, iyi performanslar, kendine güvenli bir yönetim. Doğaüstü gerilimleri daima çok sevmişimdir. Bu yüzden Solace'ı okuyunca böyle bir film yapılmadığını ve bunu ancak onun yöneteceğini anladım.”

Poyart, Coelhos'un başarısının ardından, Solace'a “âşık” olmadan önce birçok senaryo okuduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Bu filmin yapısındaki denge, hikâye ve güçlü karakterleri kusursuz. Akıllıca, şüphe uyandırıyor, aksiyon dolu ve görsel olarak ikna edici. Senaryonun sinematik potansiyelini keşfetme ve Anthony Hopkins'in canlandırdığı, medyumluk becerileri olan birinin zihnine girme ve onun gösterdiklerini canlandırma fırsatı bizzat ilgimi çekmişti.”

Hopkins'e göre Poyart'ın görsel imgelerle teknik uzmanlığı harmanlaması, onu Solace için ideal bir yönetmen yapıyor.


Oyuncu şöyle diyor: “Her konuda görsel bir görüşü var. Görseller konusunda çok yetenekli olan bir vizyoner. Ridley Scott gibi, çok iyi bir yönetmen. İnsanlar konusunda çok şey bilen bir medyumu canlandırıyorum. FBI'daki işim de bir seri katilin yerini bulmak. Afonso'nun kamera aracılığıyla dünyaya bakışı çok benzersiz. Karakterimin gördüklerini ekrana benzersiz bir yetenekle yansıtıyor.”

Poyart'ın reklam yönetmenliğindeki tecrübesi, Solace'ın ihtiyaç duyduğu yapım, kurgu, görsel ve özel efekt tecrübesini de sağladı.
Augsberger şöyle diyor: “Görsellere rağmen, özel efekt ağırlıklı bir film olmayacak. Görsel efektlerin rolü olsa da, Afonso'nun aklında filmin bitmiş hâli belli. Parçaların nasıl bir araya geldiğini biliyor. Alışılmadık ama hikâyeyi destekleyen kamera açıları bulmak konusunda içgüdüleri çok güçlü. Çekimlerde hangi kameraların kullanılacağına dair teknik uzmanlığı da çok iyidir. Poyart, Solace'ın ilk uzun metraj filmi 2 Coelhos'tan çok farklı bir olduğunu söylüyor. Gerçi iki filmin olayları ve karakterlerinin, hikâyenin hızla akmasını sağladığını da belirtiyor. “İki filmde de aksiyon ve hızlı hareketler var. Görsel yoğunluk da hız ve kurguya dâhil oluyor. Solace'ın ikinci kısmıysa tam bir eğlence treni. Solace bana daha önce hiç olmadığı kadar karakterleri keşfetme fırsatı verdi. Bu üç karakterin, Clancy, Joe ve Katherine'in, samimi yolculuğu ve hikâyelerinin duygusal öğeleri, filmin en güçlü yanları. “

Poyart, Hopkins ve yapımcılar, filmi geliştirmeye devam ederken, New Line'ın projeyi desteklediği iyice netleşmişti, ama bir türlü yeşil ışık yakamıyordu.
Flynn şöyle diyor: “New Line ve Toby harikaydı, ama stüdyolar serilere, gişe getirecek filmlere ya da aksiyon dolu ve iyi pazarlanmış filmlere odaklanmış durumda. Küçük bütçeli filmler ya da şüphe uyandıran gerilimler gibi filmlerin çekilmesi artık çok daha zor.”


2013 Ocak'ta, Flynn, New Line'ın “nihayet filmin çekilmesi için haklardan vazgeçtiğini” söyledi.
Flynn ve Augsberger hakları geri aldı ve birkaç gün içinde ilgilenenler oldu. Flynn şöyle diyor: “Çok güçlü tepkiler geldi ve hemen dört finansör bulduk. Silver Reel'dan Claudia Bluemhuber hemen dâhil oldu. Kendisi filmler konusunda çok tutku dolu ve zeki biri. Yapımcıların ve yönetmenlerin vizyonlarını gerçekten destekliyor. Glen Basner da ortak ve satış sorumlusu olarak dâhil oldu. Filme hemen yeşil ışık yakıldı. Bashner'ın FilmNation Entertainment şirketi satışı yaptı, Bluemhuber'ın Silver Reel şirketi de finansmanı halletti. Flynn Picture Company ve Eden Rock Media da Atlanta, Georgia'da, Mayıs 2013'de, altı ay bile geçmeden çekimlere başladı”.

10 yıl süren revizyonlar ve hatalı başlangıçların ardından Solace'ın finansman bulup, bağımsız olduğu an çekimlerine başlanmasının sebebi Augsberger'a göre çok basit: “Solace yetişkinlere göre, ilginç karakterlere sahip, çok zekice bir gerilim. Burada hiçbir klişe yok. Sağlamlık açısından okuduğum en iyi senaryolardan biri muhtemelen. Son derece odaklanmış bir hâl aldı, çünkü birçok filtreden geçti ama özüne sadık kaldığımızı memnuniyetle söyleyebilirim. Solace'ın senaryosu ilk okuduğumda da çok iyiydi, şimdi de öyle.”

OYUNCULAR HAKKINDA

Güçlü karakterleri, merak uyandıran hikayesi ve baş rolünde Hopkins'in bulunduğu filme, yardımcı rollere oyuncuları çekmek çok kolay olmuştur.. Augsberger şöyle diyor: “Anthony Hopkins, oyuncular için adeta bir mıknatıs. Bu yüzden onun etrafında güçlü bir kadro oluşturabildik. Filmi New Line'dan geri aldığımızda Jeffrey Dean Morgan, Abbie Cornish ve Farrell gibi oyuncuları kadroya kattık. Her şey çok çabuk bir araya geldi.”

Poyart ise şöyle diyor: “Büyük oyuncuların ortak yönü, karakterleri hakkında güçlü bir fikir sahibi olarak gelmeleri. Tony, Colin, Abbie ve Jeffrey, karakterleri zenginleştiren ve hikâyeye film açısından katkısı olan fikirlerle geldiler. Karakterleri geliştirmek için oyuncularla çalışmak bir süreçtir. Kimi zaman ben düşüncemi değiştiririm, kimi zaman da onlar benim görüşüme adapte olur. Oyuncuların hiç beklemediğim, karaktere veya sahneye cidden katkısı olan şeyler bulmaları harika.”

FBI ajanı Joe Merriwether rolü için yapımcılar, benzer bir film karakterini alışılmadık bir şekilde ele alan bir oyuncu istedi.
Flynn, kısa süre önce “Red Dawn”da (2012) beraber çalıştığı ve “Magic City”, “Grey's Anatomy”de oynayan ve “The Possession” ve “The Resident” gibi filmlerde de yer alan, popüler bir oyuncu olan Jeffrey Dean Morgan'ı düşündü.
Flynn şöyle diyor: “O çok yetenekli bir oyuncu. Jeffrey'nin karaktere gerçek bir derinlik ve ruh katacağını, bunu yaparken de filmin gerekliliklerini de yerine getireceğini biliyordum.”
Poyart da aynı fikirde: “Jeffrey çok çalıştı ve karaktere çok önem verdi. Çok doğal, insani yönü güçlü, izlemesi ilginç bir oyuncu. Karaktere büyük derinlik katıyor.”


FBI ajanını oynayan Morgan, zorlu bir cinayet vakasında kendisine yardımcı olması için eski iş arkadaşı, emekliye ayrılmış Doktor Clancy'den yardım istiyor.
Bu zekice bir hikâye ve Hopkins'le birlikte oynamak da söz konusu olunca dayanılmaz bir kombinasyon ortaya çıktı.
Morgan rolü kabul etmesindeki en önemli faktörü şöyle anlatıyor: “İlk ve en önemli etken Anthony Hopkins'ti. Onunla çalışmak bir oyuncu için dünyanın en harika şeyi olabilir. Oyuncu olarak onunla çalışmak gerçekten çok heyecan vericiydi. Bunun dışında, Beau'yu tanıyordum, daha önce birlikte çalışmıştık. Afonso'yla da tanışınca da filmle ilgili vizyonunu ve filmin alabileceği hâli çok beğendim. Solace'ın senaryosu çok zekice. Çok yetenekli, zeki kişilerce yazılmış. Hikâye ortadaydı. Artık özgün fikirler bulmak çok zor ama bu özgün bir fikirdi ve bu türdeki diğer filmlerle bu film arasındaki fark da buydu. Daha önce böyle bir şey çekildiğini zannetmiyorum. Film ilerledikçe olan biteni düşünüp tahmin etmeye, neler olduğunu anlamaya çalışıyorsunuz. Bunları izlemesi kadar çekmesi de çok eğlenceli."

Morgan, FBI Ajanı Joe Merriwether'ın çılgın, serseri mayın bir FBI ajanı olmadığını söylüyor: “Aksine, sakin, içgüdüleri kuvvetli ve oldukça trajik bir sır saklayan bir aile babası. Kendine has bir adam. Kaygısız bir tavır takınmayı öğrenmiş, kurallara çok da uymayan biri. Dövmeleri, kirli sakalı var. Bileklikler takıyor ve kurallara uymuyor ama sonuç almayı biliyor. Sonuç elde etme yollarından biri de Hopkins'in canlandırdığı, başkalarının deli gözüyle baktığı Clancy karakteri gibi medyumların yardımını almak. Joe'nun da bunlara tam olarak inanıp inanmadığını bilmiyorum ama John onu inandırdı.”


Film başladığında, Merriwether'ın kafası işlenen seri cinayetlerden ötürü karışmış durumda.
Kurbanlar arasında gözle görülür bir bağ da yok. Sadece öldürülme yöntemi aynı ve suç mahallerinde hiçbir fiziksel delil yok.
Morgan şöyle diyor: “Joe işinde çok iyi ama gördüklerinde bir terslik olduğunu hissediyor. Geçimini seri katilleri yakalayarak kazanan bir adam bu ve bu vakayla ilgili onu rahatsız eden bir şey var ve o da bunu bulmak zorunda. Joe'nun fark ettiği bazı emareler var. Bunları daha çok başta fark ediyor ve John Clancy'yi geri getirmesi gerektiğini düşünüyor.”

Clancy'yi geri getirmek kolay olmayacaktı.
Hopkins, Clancy ile ilgili şunları söylüyor: “Hayır, vakaya dâhil olmayacağım diyorum. Tek tabanca birini oynuyorum ve kimseyi tanımak istemiyorum. Arkadaşlarımın beni kafalamasını istemiyorum. Bedbaht biri değilim ama başımdan çok şey geçmiş ve bunlarla ilgilenmiyorum. Joe'ya aradığı şeyin bu olduğunu söyleyip açıklamasını yapıyorum. Onlarla çalışmayı kabul etmeden önce bana vaka dosyasını verip gidiyorlar. Tek başıma oturmuş dosyayı incelerken bir mesaj görüyorum. Bu mesaj, o an dinlemekte olduğum operadan alıntılanmış. Bu adam her kimse, o an o belirli kısmı dinleyeceğimi biliyordu.”

Clancy, aradığı kişinin kendisi gibi kâhin olduğunu fark ettiğinde, istemese de yardım etmesi gerektiğini anlıyor.
Hopkins şöyle diyor: “Tanrım, bu adam her kimse, çok tehlikeli bir dâhi diye düşünüyorum. Gidip onu yakalamalıyım. Sapkın bir misyon edinmiş, bu da onu tehlikeli bir radikal yapıyor. Akli dengesi yerinde değil, onu bertaraf etmem gerektiğini fark ediyorum. Clancy'ye ulaşan Joe da olsa, Clancy vakada çalışmayı kabul de etse, her karakterin motivasyonu karmaşık. Clancy, katilin medyum olduğunu fark edince heyecanlanıyor ve olay ilgisini çekiyor ama vakaya katılmasını asıl sağlayan şey Joe ve Katherine hakkındaki sezgileri oluyor. Benzer bir şekilde, Joe için de Clancy'ye ulaşmanın amacı sadece arkası gelmeyen bu seri cinayetlere son vermek değil, aynı zamanda ölümcül hasta olan bir adama karşı yaptığı son bir dostluk hamlesi.”


Poyart şöyle diyor: “İlk başta bir katili bulmaya çalışıyorlar. Clancy ve Joe arasında bizim pek anlamadığımız gizli bir hikâye var. Film ilerledikçe sırları açığa çıkarmaya başlıyoruz. Şahsi sorunlarıyla uğraşmaya başlıyorlar ve aralarındaki duygusal bağ artıyor.”

Morgan şöyle anlatıyor: “Clancy'yi işe dâhil etmenin, karakterimin ona yardım etmek ve ölmeden önce onu tekrar görmek istemesiyle çok alakası var.”
Joe'nun ölümcül hastalığı, karakterinin hiçbir zaman Clancy'ye açıkça bahsetmediği bir şey.
“Joe, John'u, yaşadığı trajedinin ardından çekildiği kabuğundan çıkarmak istiyor. John hasarlı, bu yüzden Joe da ölmeden önce arkadaşını tekrar hayata döndürmeye çalışıyor. Joe, arkadaşının hayatla tekrar barışmasını ve eşiyle tekrar bir araya gelmesini istiyor.”

Merriwether, Clancy'ye yaklaştığında, kendisinden yaşça genç ve tutucu olan ortağı, Abbie Cornish'in canlandırdığı FBI Ajanı Katherine Cowles, duruma şüpheyle yaklaşır.
Cowles, medyum olduğunu ya da geleceği gördüğünü iddia eden kişilere inanmamaktadır.
Morgan şöyle devam ediyor: “Joe, Ajan Cowles'a hocalık yapıyor, bildiklerini ona öğretmeye çalışıyor. Karakterim iyi bir adam ve Katherine'de bir şey görüyor. Katherine, çok tutucu ve kurallara uyan biri. Joe ona kariyerinde ilerlemesi için yardım etmek istiyor. Rütbe atlaması için değil belki ama işi algılaması, vakalara bakışıyla ilgili olarak. Bence Katherine de Joe'yla çalışmayı son derece sinir bozucu buluyor, çünkü kendisi tutucu, Joe'ysa çok daha rahat. Fakat zamanla Katherine de yaptıklarımın sonuçlarını görmeye başlayınca Joe gibi düşünmeye başlıyor.”


Filmleri arasında Limitless, RoboCop'un 2014 yapımı da bulunan Cornish, Katherine'in ağırbaşlı, çalışkan kişiliğinin kendisini çok çektiğini söylüyor.
“Katherine'in gücü ve sağlamlığı, kişilik algısı ve hırsı beni çekti. Sessiz, sakin bir azmi var. Kendini işine adamış ve çok profesyonel.”

Hopkins, Ajan Cowles ve Dr. Clancy ile ilgili şöyle diyor: “Tanıştığımızda bana şüpheyle yaklaşıyor. Medyumların sahtekâr olduğunu ve benim aptal bir ihtiyar olduğumu düşünüyor. Sonra bir gün, vaka üstünde çalışırken, beni iğneliyor ve bunların hiçbirine inanmıyor. Bir noktada bana meydan okuyor ve ona kendini anlatmamı istiyor. Ben de ona tam olarak başına ne geldiğini anlatıyorum. Böylece gardını indiriyor. Yaklaşık iki dakika içinde ona geçmişini anlatana kadar bana inanmıyor. Benim dışımda başka hiç kimsenin bilemeyeceği, hayatına dair detaylar anlatıyorum. Sonra "Devam etmemi ister misin?" diye soruyorum. Katherine yıkılıyor ama artık bu vakayı çözebilecek kişi olduğuma ikna oluyor. Cornish, Clancy ona yeteneklerini kanıtladığı zaman, karakterinin olaylara farklı görmeye başladığını söylüyor. “Clancy, Katherine'in kalbini ve zihnini açıyor, zaaflarını ve hassas noktalarını açığa çıkarıyor. İlk başta şüpheci olan Katherine'in tek yönlü, bir nevi deneyimsiz zihni, Clancy'nin bilgeliği ve öngörüsüyle çarpıcı bir değişiklik yaşıyor. Kalbi, aralarında gelişen güzel ve fırtınalı bir ilişkiye açılıyor ve nihayetinde Clancy onu ve hayatını değiştiriyor.”


Flynn, Cornish'in FBI ajanı Katherine Cowles rolünü kapma sebebini şöyle açıklıyor: “Çünkü o hırslı bir oyuncu, karakterin katmanlarını açığa çıkarırken onun güçlü yanlarını ve zaaflarını da gösterebiliyor. Katherine kendini profesyonel, kurallara uyan bir FBI ajanı gibi gösterse de aslında hasarlı, mutsuz biri. Abbie'de tüm bu duyguları gösterecek, seyircinin kendisine üzülmesini sağlayacak beceri var.”

Poyart, Cornish'in, Katherine'in iç bocalamasını kusursuz bir şekilde yakaladığını söylüyor: “Katherine, duygularından kopuk ama hikâye ilerledikçe duygularıyla yeniden bağlantı kuruyor. Filmin başında, Clancy'nin üçkâğıtçı olduğuna, Joe'nun da vaktini boşa harcadığına inanıyor ama en sonunda ikisini de eskisinden çok daha iyi anlıyor.”

Ajan Cowles'un, Clancy açısından çok güçlü ve önemli bir duygusal rolü var, çünkü kendisi birkaç yıl önce kızını kaybetmiş.
Joe'yla olan dostluğuna ve katilin de kendisi gibi medyum olduğu şüphesine rağmen, bu seri katilin yakalanması için vakaya dâhil olması konusunda Clancy'nin Katherine'le ilgili sezdiklerinin de rolü çok güçlü. “Clancy, Joe'yu tekrar tekrar reddediyor ama bir noktada Katherine, Clancy'ye dokunuyor ve Clancy, vakada ona kötü bir şey olacağını görüyor” diyor Poyart.

Clancy'nin vakaya dâhil olmasının sebebi Katherine ve o, bir nevi, trajik şekilde kaybettiği kızının yerini alıyor.
Olaylar ilerledikçe, Clancy'nin kızı için yapamadıklarının telafisini Katherine'le yapmaya çalıştığını görüyoruz.


Cornish şöyle anlatıyor: “Katherine ve Clancy arasındaki ilişki, bir baba-kız ilişkisini yansıtıyor. Bu dinamiğin beraberinde getirdiği tüm duygu ve derinlikleri de görüyoruz. Anthony Hopkins'le çalışmak benim için çok özel bir andı. Onun tecrübesi ve bilgeliğini görüp yaşamak çok güzeldi. Anthony ile çalışma ve onlardan bir şeyler öğrenme fırsatı elde ettiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Sette performansı anbean yükseldi. Filmi ve karakterlerimizin yolculuklarını çok önemsiyordu.”

Katherine'i korumak için vakaya katılan Clancy, ölen kızını tekrardan kurtarmaya çalışıyor.
Yakalamaya çalıştıkları medyum katilin peşindeyken de bu duygu kaybolmuyor.
Hatta, Clancy'nin Katherine'i koruması da, seri katilin incelikli planının bir parçası. Bunu çok iyi biliyordu ve bunun olmasını istiyordu.

OYUNCULAR HAKKINDA

ANTHONY HOPKINS (Dr. John Clancy/Sorumlu Yapımcı)

Usta oyuncu Anthony Hopkins, Silence of the Lambs” (1991) filmindeki performansıyla Oscar ödülü kazanmış, “The Remains of the Day” (1993), “Nixon” (1995) ve “Amistad” (1998) filmleriyle de Oscar'a aday olmuştu.
“The Remains of the Day” filmindeki performansıyla BAFTA ödülüne layık görülmüş, Bruno Hauptmann'ı canlandırdığı “The Lindbergh Kidnapping Case” (1976) ve Adolf Hitler'i canlandırdığı "The Bunker” (1981) filmleriyle iki Emmy ödülü kazandı.
Amerikan Film Enstitüsü tarafından en iyi kötü karakter seçilen Hopkins, Oscar ödülü kazandığı “Silence of the Lambs” filmindeki Doktor Hannibal Lecter rolünü, serinin ilk filmi Kızıl Ejder'de ve devam filmi Hannibal'da devam ettirdi.
Hopkins'in yaklaşık 50 yıllık kariyerinde yer aldığı bazı filmler şöyle: “Hitchcock”, “The Rite”, “Red”, “Red 2”, “The Mask of Zorro”, “Meet Joe Black”, “Howard's End”, “Fracture”, “Legends of the Fall”, “The Road to Wellville”, “The Edge”, “Shadowlands”, “Bram Stoker’s Dracula”, “Bram Stoker’s Dracula”, “The Elephant Man”, “The Bounty”. Seçkin ve popüler oyuncu aynı zamanda Marvel Comics uyarlamaları “Thor and Thor: The Dark World.” filmlerinde Viking tanrısı Odin'i oynadı. Kendisini son olarak Darren Aronofsky'nin kutsal kitaptan esinlenerek çektiği “Noah” filminde Methuselah rolünde izledik.

COLIN FARRELL (Charles Ambrose)

İrlandalı yakışıklı oyuncu Colin Farrel, Kara komedi “In Bruges” (2008) filmindeki rolüyle en iyi erkek oyuncu dalında Altın Küre kazanmış, çeşitli filmlerde sergilediği performanslarla birçok ödüle de aday gösterilmiştir. Bu filmlerden bazıları şöyle: “Mr. Banks”, “Winter’s Tale”, “Dead Man Down”, “Total Recall”, “The Way Back”, “Fright Night”, “Cassandra’s Dream”, “Pride & Glory”, “Miami Vice”, “The New World”, “Alexander”, “The Recruit”, “Phone Booth”, “Minority Report”, “S.W.A.T.” ve “Daredevil”.
Farrell aynı zamanda yaz sezonu animasyonu “Epic” filminde de Ronanin karakterini seslendirdi.
Daha önce rol arkadaşı Abbie Cornish'le, seyircilerin çok sevdiği, ödüllü “Seven Psychopaths”'ta rol almış, yapımcı Beau Flynn ve rol arkadaşı Matt Geraldon'la da “Tigerland” filminde birlikte çalışmış, Farrell buradaki rolüyle Boston Society of Film Critics töreninde en iyi erkek oyuncu ödülünü kazanmıştır.
HBO kısa süre önce, Farrell'ın, çok beğenilen Emmy ödüllü mini dizisi “True Detective”in ikinci sezonunda oynayacağını teyit etti.



YAPIM EKİBİ HAKKINDA

AFONSO POYART (YÖNETMEN)

Afonso Poyart, ilk uzun metrajlı filmi “2 Coelhos (2 Rabbits)” ile ülkesi Brezilya'da anında hit olmuş, Los Angeles'taki Brezilya Film Festival'inde de gösterilen filmiyle beğeni topladı.
Poyart, yaratıcı ve akıcı aksiyon filmi 2 Coelhos'u hem yazdı hem yönetti hem de yapımcılığını üstlendi.
Ayrıca rol de aldığı bu filminin kurgusunda da bulundu. Tango Pictures'dan çıkacak filmin İngilizce versiyonunun da sorumlu yapımcısı olacak.
Poyart, yeni filmi Vale Tudo'nun da yönetmenliğini ve yapımcılığını üstlenecek.
UFC ortak yapımıyla çıkacak film, Brezilyalı MMA dövüşçüsü José Aldo'nun hayatından uyarlanacak.

BEAU FLYNN (YAPIMCI)

Beau Flynn, 18 yılı aşkın süredir film prodüksiyonları yapıyor. FlynnPictureCo'nun sahibi ve yöneticisi.
Tüm medya platformlarında seri hâline gelecek içerikleri üretiyor.
Kariyeri süresince Beau Flynn, dünya çapında 1,8 milyar doları aşkın gişe yapan 30'dan fazla filmin yapımcılığını üstlendi.
Flynn'in en yeni filmi MGM ve Paramount'un çıkardığı “Hercules” idi. Film, “Hercules: The Thracian Wars,” adlı çizgi romandan uyarlandı ve dünya çapında 240 milyarı aşkın gişe elde etti.
Bu filmlerden önce Flynn, dünya çapında hit olan, “Journey of the Earth 3D’ nin devamı olan “Journey 2: The Mysterious Island 3D”'nin yapımcılığını üstlenmişti.



SEAN BAILEY (SENARİST)

Filmin aynı zamanda sorumlu yapımcılarından biri olan Sean Bailey, şu an Walt Disney® Stüdyoları Sinema Yapımcılığı bölümünün başkanı, canlı aksiyon film geliştirmenin ve yapımın başında.
Yakın zamanda çıkan filmleri arasında “Maleficent” ve “Saving Mr. Banks” var. 2010'da Disney'ye katılmadan önce Bailey, Disney'nin “TRON: Legacy”, “Miramax’s Gone Baby Gone”, “Matchstick Men” ve “Best Laid Plans” filmlerinin yapımcılığını üstlendi.
2004-2008 arasında, Bailey, Matt Damon, Ben Affleck ve Chris Moore'la birlikte LivePlanet şirketinde birlikte çalıştı, HBO ve Bravo'da gösterilen Emmy adayı “Project Greenlight” gibi projelerde çalıştı.

TED GRIFFIN ( SENARİST)

Ted Griffin, “Ocean's Eleven” ve “Ravenous” gibi filmlerin senaryosunu yazdı.
Kardeşi Nick'le birlikte “Matchstick Men” filmini yazdı.
Yapımcılığını üstlendiği diğer filmler ise şöyle: Oscar adayı “Up In The Air” ve “The Wolf of Wall Street”, ki kendisi bu filmde rol de aldı.
Martin Scorsese’in yönetmenliğini yaptığı Clio'nun ödüllü reklamı “The Key To Reserva”'yı hem yazdı, hem de reklamında oynadı.
Scorsese'nin 2013 yılında çektiği, Matthew McConaughey ve Scarlett Johansson'ın oynadığı Dolce-Gabbana reklamı “Street of Dreams,”i yazdı. 2010'da FX kanalı için “Terriers” adlı diziyi yarattı ve sorumlu yapımcılığını üstlendi.



Filmin mmknmrtb notu :  2 / 5