İstanbul'da, küçük bir camide imamlık yapan Selman Bulut (Serkan Keskin), kitaplarla haşır neşir, pozitif bilime meraklı, bağlama çalmayı, satranç oynamayı seven bir eski boksör olarak, benzerine nadiren rastlanabilecek bir din adamıdır..
Yıllar önce bir kazada karısını
kaybettiğinden yalnız yaşayan, Güzel Sanatlar'da okuyan bir
kızı (Hazal Kaya) ve sevgili Allah'ı dışında kimsesi olmayan bu
güzel insan, yine de her 'normal' insan gibi hayatı boyunca
biriktirip 'uzaktan' takıldığı dostları ve de -resmî
olmayan- gariban müezzini (Umut Kurt) ile günlük yaşantısını
sürdürmektedir..
Temsil ettiği dinin değil de verdiği
devasa bütçeyi hamuduyla götürdüğü
hükumetinin düdüğünü çalan Diyanet'e
inat, sadece gerçek ve doğru bildiği dini, ahlakı
vaazlarına konu eden bu 'tuhaf' İmam -sanki hep böyle bir
fırsatı beklermişcesine- coşarak, bir anda dedektif kesilir ve
cinai olayın peşine düşer..
Selman Bulut: Bir Taksim Gezi Direnişi İmamı
Geçen yıl yaptığı Sen Aydınlatırsın Geceyi filminin hem bizzat kendisiyle, hem de
'anarşik' tabiatlı gösterim politikasıyla, öteden
beridir sakin sakin ırgalanan sinema çarşımızı şöyle
bi karıştıran Onur Ünlü, elinde tuttuğu -tesirli
menzili köydeki imamdan, devletin tepesine konuşlanmış imamlara dek
uzanan- bambaşka bir bombayla yine karşımıza çıktı -çok
şükür!.
Peki ya ne olacağıdı?.
Bu haddini bilmez 'cüretkâr'
adam, cezasız mı kalacağıdı!.
Anlamsız kararlarıyla bilinen,
gereksiz ama yetkisi büyük kurullar anında toplanır,
saçma sapan bir karar alınır; içinde aşırı şiddet
ya da cinsellik bulunmadığı halde -bilakis- 'ahlâk ve insan
onuru içerdiği için' filme '18+' yasağı getirilir..
O değil de, ahlâk ve insan onurunun hem kendileri, hem de çocukları için tıpkı zehir etkisi yapabileceğini, belki de -allah korusun!- insanlaşma belirtileri gösterebileceklerini nasıl da biliyor şu yobazlar değil mi?.
İşin 'cinai' tarafına bakınca,
olayı çözmeye niyetli bir dedektifin girişimlerini
takip eden o klasik polisiyelerin havasını solutan filmde, sıradışı
imamdan sıradışı bir dedektife dönüşen Selman Bulut,
yüzde yüz yerli malı bir 'Sherlock Holmes' tiplemesiyle,
maceradan maceraya sürüklenir..
Ünlü'nün 'polisiye'
özellikli Polis ile Celal Tan ve Ailesinin Aşırı AcıklıHikayesi filmlerine yeni bir arkadaş olan İtirazım Var,
dedektifliğe soyunan bir imamın ana kahraman oluşuyla, hem
yönetmenin işleri arasında, hem de Türk Sineması
genelinde benzersiz bir örnek teşkil ediyor..
Onur Ünlü, Sırrı Süreyya
Önder’le birlikte yazdığı filmin hikâyesinde,
mükemmel bir karakter çalışmasıyla diktikleri 'sıradan
ama olağanüstü' bir anti kahraman gömleğini, Serkan
Keskin'e öylesine güzel giydirmişler ki o kadar olur
yani..
Fenomen dizi Leyla ile Mecnun'cuların
sevgili İsmail Ağbisi Serkan Keskin de gösterdiği mükemmel
performansla Selman Bulut'u -tam anlamıyla- ete kemiğe
büründürerek, o gömleğin hakkını veriyor elbette..
Selman Bulut öyle bir imam ki Gezi
Direnişi sırasında gençler onun camisinin kapısına
dayansalardı eğer -tıpkı Dolmabahçe Camisi'nde yaşandığı
gibi- o kapıyı onlara ardına kadar açardı..
Aslında daha açık söylemek
gerekirse, o sırada Selman Hoca camide değil, Taksim'de yerini
alırdı ve polise en 'haso' direnişi de bizzat kendisi gösterirdi..
Hoca, sadece camisinde işlenen bir
cinayeti çözmeye çalışmaz; özünü
ezelden yitirerek adeta bir kabuğa dönüşmüş, dini
salt şekilden ibaret sayan 'Emevi Müslümanları'nın ve
cümle dinci, diyanetçi yobazların da ipliğini pazara
çıkarır..
Bunun dışında, Gezi Direnişi'nin
etkileri filmde 'doğrudan' da hissedilir; hatta o süreçte
hayatlarını kaybeden gençlerimizin adlarının ve
resimlerinin olduğu bir sokak afişi 'ısrarlı' bir kadrajlamayla
vurgulanır..
Sırrı Süreyya Önder’in
öyküye olan katkısı, metnin -özellikle- dini ve
siyasi tarafındaki 'net ve sert' tavrında hissediliyor..
Bu arada 'din ve siyaset' demişken,
Selman Hoca'nın filmde verdiği vaazın 'Antikapitalist Müslüman'
İhsan Eliaçık'ın kaleminden çıkmış olduğunu da
belirtelim..
Yalnız şurası bi gerçek ki bu
'dış etkenler' Onur Ünlü'nün 'tanıdık' ama
benzersiz kara mizahıyla örülü senaryosunda ve
absürdü yoğun üslubunda yoğrularak homojenleşiyor..
Benim naçizane arzum,
birbirlerini güçlendirme potansiyelleri kesin olan bu iki
'kafadar' adamın işbirliğini gelecek projelerde de görmek..
Bir ateisti bile imana getirecek denli-
kafası hem dünya, hem de ahiret hususunda su gibi berrak,
entelektüel ve eğlenceli bir güzel imamın, parlak zekası
ile güçlü yumruğunu kullanarak, iyi ve de doğrunun
yanında saf tutup adaleti gerçekleştirmek üzre
savaşmasını anlatıyor İtirazım Var..
İtiraz ediyor; dini ticarileştirerek
Katolikleştiren Diyanet kurumuna, Müslümanın zengin
olanını seven iktidar sarhoşlarına karşı 'gerçek ve
kirletilmemiş' bir dini savunuyor bu film; hatta İslam'ın
'Anarşist-Devrimci' özellikli sahabesi olan Ebu Zerr'in din
anlayışına yakın duruyor..
İmam nikahının saçmalığından
faiz ve tefecilik belasına, pedofili kurbanı sokak çocuklarından
daha nice sosyal sorunlara da parmak basıyor..
Alt tarafı bir film bu yahu!.
Senin için- daha ne yapsın da
ilgine mazhar olsun canım kardeşim!.
Git işte, izle; şaşır, gül,
hüzünlen, kahkaha at, ağla, dinden çık, imana gel,
haşyetten diken diken olsun tüylerin, bayıl!.
İtirazım Var / Let's Sin
Senarist Yönetmen: Onur Ünlü
Oyuncular: Serkan Keskin, Hazal Kaya,
Büşra Pekin, Öner Erkan, Osman Sonant, Serdar Orçin,
Umut Kurt, Sırrı Süreyya Önder, Güler Ökten
85 /100