Geçmişi hakkında pek bi bilgimiz olmayan Mina (Sanem Öge), konuşmalarının satır aralarından anladığımız kadarıyla eşinden ayrılmış, ailesiyle de bozuşarak irtibatı koparmış, gençten bir hanım kızımızdır..
Özel hayatındaki olumsuz gidişata
işsizliğini de ekleyebileceğimiz Mina'nın bir başka sorunu da
uzun süredir kirada oturduğu evinden çıkarılacak
olmasıdır..
Adeta sorunlar yumağına
dolanmışçasına şanssız bir hayat yaşayan, sakin ve çekingen
mizaçlı bu kızımızın yüreğinin temizliği ve
güzelliği öylesine yüzüne yansımıştır ki
kendisine sempati beslememek imkânsızdır..
Bunca sorunla boğuşurken bile onu
hayata karşı dik tutan şey, gerçekleşmesi için
çabaladığı umutlarıdır..
Kararı kesindir -uzun yıllar önce
halasının becerdiği gibi yapacak- çalışıp para
biriktirerek, Amerika'ya gidecektir..
Her şeyi geride bırakarak, bundan
sonraki hayatını yeniden ve sıfırdan yaşayabilmek için
bu yolculuk şart gibidir..
Umuda yolculuğu gerçekleştirebilmek
için de öncelikle bir iş bulmalı, Dolar'a çevirerek
bir kutuda istiflediği 'aşırı' mütevazı hazinesini de iyice
bi güçlendirmelidir..
Ayrıca, vize için gerekli
belgeleri toparlayabilmek için de şart olan yeni işini,
sokaktaki bir duvara yapıştırılmış bir ilan vasıtasıyla
bulur..
Beyoğlu'nda bir kafede boşalmış
'kahve falcısı' kadrosuna talip olan Mina, hiç iş tecrübesi
olmadığı, daha doğrusu fal işinden hiç anlamadığı
halde, aksini iddia ederek işi alır..
Üzerine kalmış bu 'baba işi'ni
gönülsüzce de olsa üstlenmiş genç patron
Tayfun'un (Ozan Bilen) gözüne girmesiyle, mekânın
assolisti havalarındaki 'baş falcı' Fazilet'in (Şenay Aydın) de
desteğiyle işine ısınan Mina, giderek sevilen hatta tercih edilen
bir falcı haline gelir..
Falı sadece kafede bakmaz, genel istek
üzerine ekstralara dahi gider..
Tarihi ve geleneksel özellikli-
kadınlararası kabul günlerinin aranan falcısı olarak
piyasada ünlenirken, kutusundaki dolarların miktarı da hızla
artmaya başlamıştır..
Hayatına giren 'sevgili' statüsündeki
adamlar açısından bir hayli şanssız olduğu anlaşılan
Fazi, Mina'yla dostluğunu ilerletirken -aslında- yerini bile
tespit ettiği, hayalinde açılışını bile yaptığı
'kendi mekânı'na ideal bir ortak bulduğunu düşünmektedir..
Peki, 'zoraki patron' Tayfun ile Mina
arasında hafiften parlamaya başlayan ve tanık olanlara 'Hadi
hayırlısı inşallah' dedirten o -belli belirsiz- kıvılcımlanmanın
mahiyeti nedir allasen!.
Peki tamam, hayırlısı olsun; ancak,
benim tanıdığım kadarıyla -mevcut durum ne olursa olsun-
Mina'nın adeta beynine kazıdığı, ABD hedefli yol haritasında,
Fazi'lere ya da Tayfun'lara hiç yer yoktur ki..
Sinema hayatına çektiği kısa
filmlerle dahil olan yönetmen Belmin Söylemez’den, ilk
olmanın -olası- eksik ve kusurlarından tamamen uzak, gayet
başarılı bir uzun metraj..
Şimdiki Zaman'a, kahve falı ve onun,
kişisel psikolojinin yanı sıra, toplumsal yaşantıdaki işlevine
ve de önemine adeta bir belgesel ciddiyetiyle, ama inceden bir
alaycılığı da ihmal etmeden yaklaşan -belki de- tek sinemasal
örnek diyebiliriz..
Bu işten hiç de anlamadığı
halde- binbir çeşit insana baktığı her kahve falında,
kendi 'acılı' geçmişini ve gelecekteki 'tatlı' umutlarını
görerek bir bir anlatan Mina'nın onlardan aldığı tepkilere
yoğunlaştığımızda, hemen herkesin benzeri dertlerden mustarip,
benzeri beklentilerden de umutlu olduğunu anlamamız hem
şaşırtıcıdır, hem de değildir..
Girişlerinde -tıpkı gazino
solistleri gibi- falcıların resimleriyle hazırlanmış afişleri
olan, çevredeki rakip işletmelerle de müşteri kapma
mücadelesi veren bir kafenin -genel olarak- çerçevelediği
bir atmosferde geçen film, sıradan insanların yine sıradan,
ama ilginç dünyalarına samimi bir biçimde
yaklaşıyor..
Bu 'incelikli' film, şiddeti kendine
yakışan bir kıyafet gibi benimsemiş erkek türünün
egemenliğindeki berbat bir toplumda, kendi hayalleri doğrultusunda
ve kendi ayakları üzerinde durmaya kararlı bir genç
kadının yaşam mücadelesine, güzel ve de son derece
duyarlı bir açıdan bakmayı başarıyor..
Daha çok tiyatro çalışmalarıyla
tanınan Sanem Öge, canlandırdığı kişiyi gerçekten
'canlandıran' doğal oyunculuğuyla büyülerken, izlemekten
her zaman keyif aldığım Ozan Bilen'e ise -izninizle- 'genç
usta' demek istiyorum..
Yönetmen: Belmin Söylemez
Senaryo: Belmin Söylemez & Haşmet Topaloğlu
Oyuncular: Sanem Öge, Şenay
Aydın, Ozan Bilen
Yapım: 2012, Türkiye, 110'76 /100