18.8.08

Minare Değil Adeta Stairway to Heaven


Ezanın uzaklardan duyulması için tasarlanmış olan minareler, hoparlörün camilere elli yıl önce girmesiyle birlikte, bu asıl işlevini o yıllarda kaybetmiştir..

Minareler artık bir simgeden ibarettir..
Ki yeni yapılan biçimsiz camilerin kendisiyle orantısız, çirkin ve hatta bidondan mamul minareleri, bu simgeyi aynen türban gibi bir 'kitsch' haline getirmiştir..

Bir de minarelerin boyuyla ve sayısıyla ilgili olarak, insanımızın önüne geçilemez bir hırs durumu var ki sormayın gitsin..
Sanki boyunu ne kadar uzun tutarlarsa o kadar Allah'ın gözüne gireceklerini sanan ve de bunları adeta, kendilerini kolayca cennete atabilecek birer merdiven gibi gören, estetikten ve mizandan yoksun güruhun imalatı olan bu ucube minarelerin yanında camiler bazen o kadar ufak kalmakta, ki nereden baksan başka bir garabet..

Atalarımız, yaptıkları bazı orta boy camilere bile tek minareyi gayet uygun görürlerken, şimdilerde yeni yapılan, o eski camilerin dörtte biri ebadındaki küçücük yapılara dikilecek dört minare bile az sayılmaktadır..

İyi ki ecdat en fazla altı minarede kalmış!. 

Biraz onlara duyulan saygıdan olsa gerek, kendilerini frenliyorlar; yoksa bugün minare sayısını en azından dokuz, ona çıkarmaları işten bile değildir..

Sözün özü, günümüzün cami inşa anlayışı: "Ne kadar çok adette ve uzunlukta minare, o kadar şahane cami" düsturundan vaz geçmeye, hiç niyetli görünmüyor.. maalesef..